Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/392 E. 2021/841 K. 10.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/392 Esas
KARAR NO : 2021/841

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/07/2020
KARAR TARİHİ : 10/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin 27/07/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalı – alacaklı tarafından müvekkil şirketler aleyhine … s. nolu , 16/12/2018 keşide tarihli, 30.000,00 TL meblağlı çekin karşılığının ödenmediği gerekçesi ile … 27. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, müvekkil şirketlerin çeşitli sebeplerle itiraz etmediğini ve haklarında takibin kesinleştiğini, anılan çek üzerindeki hiçbir yazı ve imzanın müvekkillere ait olmadığını, çeklerin çalındığını, müvekkillerin davalı-alacaklıya borçlu olmadığını bu nedenle müvekkil şirketlerin … 27. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına borçlu bulunmadıklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin 07/09/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; … 27. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının davacı şirketler yönünden kesinleştiğini, icra hukuk mahkemesine borca ve imzaya itiraz için hiçbir başvuruda bulunulmadığını, davanın, dava konusu çekin öğrenilmesinden çok sonra açıldığını, dava konusu çekle ilgili davacıların ilgili bankaya çekin çalındığına dair bir beyanda ve dava konusu çekle ilgili hiç bir suç duyurusunda bulunulmadığını, davacıların açıkça kötü niyetli olduğunu, davacı-borçluların icra takibinde kendilerine tebligat yapılmış olmasına rağmen süresi içerisinde imza itirazı yapmadığını, davacı-borçluların şu aşamada da imza itirazında bulunmamalarınında hukuki dayanağı olmadığını, davanın menfii tespit davası olduğunu, davalı olmayan ancak ciro silsilesinde yer alan …. Ltd. Şti., … ve …’ye de davalı olarak yöneltilmesi gerektiğini, davacı tarafın, sadece taraflarına açmış olduğu davada mahkemenin eksik karar vermemesi ve borçlular arasında ki hukuki ilişkinin ortaya konulması için diğer borçlulara davanın yöneltilmesi gerektiğini, bu nedenle müvekkil aleyhine açılan menfi tespit davasının reddine, husumet yönünden itirazların kabul edilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
Dava, .. 27. İcra Müdürlüğü’nün …E. Sayılı icra takibinden takip konusu çekteki imzanın davacılara ait olmadığı iddiasıyla sahtelik nedeniyle davacıların borçlu olmadığının tespitine ilişkin menfi tespit davasıdır.
Dava konusu çekin incelenmesinde; keşidecisinin …Şti olduğu, …Ltd.Şti ve … Adi Ortaklığı’nın lehdarı olduğu, … seri numaralı, 16/12/2018 keşide tarihli 30.000,00 TL bedelli olduğu, davalının çekin son hamili olduğu görülmüştür.
Dava konusu icra takibinde … Ltd.Şti ve …Adi Ortaklığının borçlu olarak gösterildiği ve ortaklık aleyhine takip başlatıldığı anlaşılmıştır. Adi ortaklığın tüzel kişiliği bulunmaması nedeniyle ortaklık aleyhine takibe girişilemez. İcra takibinin ayrı ayrı adi ortaklığın ortaklarına karşı başlatılması gerekir. Somut olayda, usule aykırı olarak adi ortaklık aleyhine takip başlatıldığı, davacıların da bu nedenle adi ortaklık olarak dava açtığı, ancak ortakların ayrı ayrı vekaletnamesinin bulunduğu anlaşılmakla … Ltd.Şti ve … ayrı ayrı davacı olarak değerlendirilmiş ve dava şartının tamamlandığı sonucuna varılmıştır.
Kural olarak kambiyo senetlerinde borç altına girenlerin imzalarının bulunması zorunludur. İmzanın, borç altına girenin el yazısıyla atılması gerekir. Davacılar tarafından, … seri numaralı, 16/12/2018 keşide tarihli, 30.000,00 TL bedelli çekin üzerinde keşideci ve lehtar sıfatıyla isimleri üzerine atfen atılan imzaları inkar edilerek sahtelik iddiasında bulunulmuştur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 211. maddesinde; bir belgenin sahteliğinin iddia edilmesi durumunda, Hâkim, yazı veya imzayı inkâr eden tarafı isticvap ettikten sonra bir kanaat edinememişse, huzurda bu kişiye yazı yazdırıp imza attırmak suretiyle elde ettiği belge ve diğer delilleri değerlendireceği, Hâkim, sahtelik konusunda başka bir incelemeye gerek duymadan karar verebilecek durumda ise gerekçesini açıkça belirtmek suretiyle, senedin sahteliği hakkında karar verebileceği, bu şekilde yapılan incelemeye rağmen, hâkimde sahtelik konusunda kesin bir kanaat oluşmamışsa, bilirkişi incelemesine karar verebileceği, bilirkişi incelemesinden önce, mevcutsa, o tarafa ait olan karşılaştırma yapmaya elverişli yazı ve imzalar, ilgili yerlerden getirtileceği, bilirkişi, bu yazı ve imzalarla, o mahkemede elde edilen yazı ve imzaları esas alarak inceleme yapacağı, düzenlenmiştir. Bu kapsamda mahkememizce tahkikat yürütülmüştür. Davacılar isticvap edilmiş, imza örnekleri alınmış, imzalarının bulunduğu belgeler ilgili yerlerden getirtilmiştir. Ancak dava konusu çek aslı icra müdürlüğünde bulunmadığından müdürlükçe gönderilememiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu m.219’da; Tarafların, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorunda oldukları, m.220’de; İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre vereceği, belgeyi ibraz etmesine karar verilen tarafın, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebileceği düzenlenmiştir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; somut olayda sahtelik iddiasının ileri sürüldüğü, takip konusu çek üzerinde davacılara atfen imzaların davacılara ait olup olmadığının tespiti için çek aslının temininin zorunlu olduğu, fotokopi belge üzerinde imza incelemesi yaptırılamayacağı, bu nedenle çek aslının mahkememize sunulmasının imzanın davacılara ait olup olmadığının ispatı bakımından zorunlu olduğu, dava konusu çek aslının İİK m. 167/2 uyarınca alacaklı tarafından takip talebi ile birlikte icra müdürlüğüne teslim edilmesi gerektiği, bu sebeple dava konusu çekin mahkememize gönderilmesi için .. 27. İcra Müdürlüğü’ne iki kere müzekkere yazıldığı, … 27. İcra Müdürlüğü tarafından 13/04/2021 tarihinde verilen yanıtta dava konusu çek aslının takip açılışı sırasında alacaklı vekiline teslim edildiğinin bildirildiği, davalının takip alacaklısı ve çekin son hamili olduğunun dosya kapsam itibariyle sabit olduğu, resmi bir kayıt niteliğinde olan icra müdürlüğü müzekkeresinden çek aslının davalıda olduğunun anlaşıldığı, çek aslının teslim edilmesi zorunlu olduğundan icra takibindeki alacaklı vekili olan ve aynı zamanda davalı vekili olan Av. …’a ve davalı asile 21/06/2021 tarihli celsenin 1 numaralı ara kararı ile HMK m. 219 ve m. 220 hükümleri uyarınca çeki ibraz etmeleri için 2 haftalık kesin süre verildiği, ibraz edilmemesi halinde çekin içeriği hakkında davacıların beyanının esas alınacağının ihtarına karar verildiği, ihtarın ve ara kararın duruşma zaptı ekli meşruhatlı davetiye ile tebliğ edildiği ancak davalı ve vekili tarafından çek aslının ibraz edilmediği, çek aslının teslim edilmemesinin açıklanmadığı ve bu konuda kabul edilebilir bir mazeret sunulmadığı anlaşılmakla imzanın davacılara ait olduğunu ispat etmek yükünün davalı üzerinde olduğu dikkate alınarak HMK m.219 ve 220 hükümleri uyarınca kesin süre içerisinde ibraz edilmesi zorunlu olan çek aslı davalı tarafından ibraz edilmediğinden davacıların beyanları esas alınmış, dava konusu çekteki davacıların adına atılı imzaların davacıların eli ürünü olmadığı kanaatine varılarak davanın kabulüne, davacılar …Ltd Şti ve …’in … 27. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı icra takibinden borçlu bulunmadıklarının tespitine, ispatlanamadığından kötü niyet tazminatının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle
1-Davanın KABULÜNE, davacılar … Ltd Şti ve …’in … 27. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı icra takibinden borçlu bulunmadıklarının tespitine, kötü niyet tazminatının reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 2.287,69 TL nispi karar ve ilam harcından, başlangıçta yatırılan 512,33 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.775,36‬ TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 512,33 TL peşin harç ile 54,40 başvurma harcı olmak üzere toplam 566,73‬ TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 329,00 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından belgelendirilen yargılama masrafı bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.500,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. Maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
8-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair; davacılar vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/11/2021

Katip …
E-imzalıdır.

Hakim …
E-imzalıdır.