Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/36 E. 2020/628 K. 02.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/36 Esas
KARAR NO : 2020/628

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/01/2020
KARAR TARİHİ : 02/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesi özetle; müvekkili ile davalı arasında 19/07/2018 tarihinde sözleşme imzalandığını, sözleşme gereği davalının Ağustos-Eylül 2018 tarihlerinde … Hastanesinin Mekanik ve Elektrik Tesisatı Projelendirilmesi hizmeti verildiğini, müvekkilinin yapılan işi tam ve eksiksiz yerine getirdiğini, yapılan iş sonucu müvekkili şirket tarafından davalı şirkete 09/11/2018 tarihinde fatura düzenlendiğini, düzenlenen faturanın müvekkili şirket tarafından davalıya hem fiziki hem de elektronik posta yolu ile gönderildiğini, fiziki gönderilen postanın 12/11/2018 tarihinde davalı tarafından teslim alındığını ve davalının faturalara itirazının bulunmadığını, müvekkili ile davalı arasında varılan anlaşma neticesinde iş karşılığı olarak KDV dahil 27.140,00 TL davalının borcu bulunduğunu ancak davalının tüm ikazlara rağmen ödemeyi gerçekleştirmemesi sonucunda müvekkili tarafından … 2. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyası ile icra takibine geçildiğini, davalının kötü niyetli itirazı üzerine takibin durduğunu bildirmekle davanın kabulüne, itirazın iptali ile davalı aleyhine %20’den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun olarak tensip zaptı ve dava dilekçesinin tebliğ edildiği, davalı vekilinin ise mahkememize sunmuş olduğu 19/02/2020 havale tarihli cevap dilekçesi özetle; davada yetkili mahkemenin … Ticaret Mahkemeleri olmadığını, sözleşmenin Ankara’da yapıldığını ve yetkili mahkemelerin Ankara olduğunu bu nedenle davanın usulden reddi gerektiğini, davacı tarafın müvekkilinden talep ettiği alacağın bulunmadığını, icra takibine konu faturaların müvekkiline tebliğ edilmediğini, davacının beyan ettiği faturaların tek başına delil niteliği taşımadığını bildirmekle davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
Mahkememizce … 2. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyasının dosyamız arasına alındığı görülmekle, yapılan incelemede; davacı/alacaklının 27.140,00 TL fatura alacağı ve 5.496,04 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 32.636,04 TL’nin davalı/borçludan tahsilini talep ettiği, davalı/borçlunun itirazı üzerine takibin durduğu görülmüştür.
Mahkememizce … Vergi Dairesine müzekkere yazılarak davalının 2018 yılı Kasım ve Aralık aylarına ilişkin BA formlarının dosyamız arasına alındığı görülmüştür.
Tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, ticari defter ve kayıtları ve dosya incelenerek davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı varsa miktarının nelerden ibaret ve ne kadar olduğu konusunda rapor alınmak üzere dosyanın mali müşavir bilirkişi …’na tevdi edildiği, bilirkişinin mahkememize sunmuş olduğu 07/09/2020 tarihli raporunda; davacının dava konusu döneme ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresi içinde usulüne uygun şekilde yapılmış olduğunu, davacının ticari defterlerinin sahipleri lehine delil olma özelliğini haiz olduğunu, taraflar arasındaki ticari ilişkinin davacı ticari defterlerinde kayıtlı olduğunu, raporda detaylı açıklanan takip tarihi itibari ile davacının davalıdan ..tarih ve … numaralı fatura bedeline isabet eden 27.140,00 TL bakiye ile alacaklı olduğunu, yerleşmiş Yargıtay uygulamasına göre özellikle alıcının faturayı vergi dairesine alım olarak bildirmesinin dava konusu mal veya hizmetin teslimine karine teşkil ettiğini, davalının vergi dairesine alım olarak bildirdiği fatura konusu mal veya hizmetin teslim edildiğinin kabul edilebileceğini, davacının dava konusu alacağa hak kazandırdığının kabulü halinde taraflar arasında ödeme tarihleri ve temerrüt ile ilgili bir sözleşme veya davacı tarafından davalıya gönderilmiş ve tebliğ edilmiş herhangi bir borç ihtarnamesi bulunmadığından temerrüdün takip tarihi itibariyle oluştuğunu, tarafların tacir olması ve davacı talebi gözetilerek takip tarihinden itibaren reeskont avans fazinin talep edilebileceği görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe;
Dava; faturadan kaynaklı alacağın tahsili istemiyle başlatılan … 2. İcra dairesinin … Esas sayılı icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Uyuşmazlık, faturadan kaynaklı olarak davacının alacaklı olup olmadığı noktasındadır.
Yargılama sırasında tarafların ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi için bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, bilirkişi tarafından tanzim olunan raporda; davalının inceleme gününde ticari defterlerini ibraz etmediği, davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu ve sahibi lehine delil olma vasfına haiz olduğu, takip konusu faturanın davacı tarafın kayıtlarında yer aldığı, davacının takip tarihi itibariyle 27.140,00 TL alacaklı olduğu belirtilmiştir.
Dosya kapsamından takip konusu faturanın davacı tarafından BS bildirimi kapsamında vergi dairesine bildirildiği, davalının da takip konusu faturayı BA bildirimi kapsamında vergi dairesine bildirdiği anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık konusunu oluşturan fatura açısından yapılan değerlendirmede; faturanın davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarında yer aldığı, davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarının HMK m.222 hükmüne uygun olarak tutulması sebebiyle sahibi lehine delil olma vasfına haiz olduğu, davalı tarafından faturanın vergi dairesine BA beyannamesi kapsamında bildirildiği, davalının ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmekten kaçındığı, faturanın davalıya tebliğ edildiği, davalı tarafından faturalara ve faturaların içeriğine yönelik bir itirazda bulunmadığı, dolayısıyla TTK m.21 uyarınca davalı tarafın faturaların içeriğini kabul etmiş sayıldığı anlaşılmakla bu faturadan dolayı da borçlu olduğu kanaatine varılarak, davalının faturanın bedelinin ödendiği gösterir bir delil sunulmadığı anlaşıldığından davacının takip tarihi itibariyle faturadan kaynaklı olarak 27.140,00 TL davalıdan alacaklı olduğu sonucuna ulaşılmıştır. İcra takibine konu edilen işlemiş faiz dava konusu edilmediğinden bu hususta değerlendirme yapılmamıştır.
Tüm bu açıklanan nedenlerle; davanın kabulüne, itirazın asıl alacak açısından iptaline, takibin 27.140,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, takip tarihinden itibaren asıl alacağa değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, alacak likit ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen alacağın %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM / Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın KABULÜNE, itirazın asıl alacak açısından iptaline, takibin 27.140,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, takip tarihinden itibaren asıl alacağa değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, kabul edilen alacağın %20’si oranındaki 5.428,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 1.853,93 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 300,31 TL harçtan mahsubu ile eksik 1.553,62 TL harcın davalıdan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan; 300,31 TL peşin harç, 54,40 TL başvurma harcı ile posta, tebligat, müzekkere, bilirkişi ücreti olan 863,00 oluşan toplam 1.217,71 TL yargılama giderinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. Maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13.maddesi gereğince hesaplanan vekalet ücreti, maktu vekalet ücretinden az olamayacağından 4.071,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı vekiline verilmesine,
6-Davalı tarafından belgelendirilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair; tarafların yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/11/2020

Katip …
¸¸

Hakim …
¸¸