Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/345 E. 2022/233 K. 30.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/345 Esas
KARAR NO : 2022/233

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 07/10/2005
KARAR TARİHİ : 30/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalıların babası …’in başvurusu üzerine şuur bulanıklığı ve sol beden yarısında güç kaybı şikayeti ile 02.02.2001 tarihinde hastaneye başvurarak bakım ve tedavisini gerçekleştirdiği ve davacı hastane tarafından tüm bakım ve tedavi hizmetleri yapıldığı halde 27.02.2001 tarihinde öldüğünü, bu tarihe kadar yapılan tedavi hizmetleri karşılığı 13.451,17 TL ödeme talebi ile fatura düzenlendiğini, hasta yakınlarının 1124,97 tL ödeme yaptığını, bakiye 11.886,09 TL üzerinden icra takibine geçildiğini, ölü hakkında itirazın iptalinden bahisle dava açıldığını, bu davanın ret edildiğini, bu nedenle 11.886,09 TL asıl alacağa işlemiş 38.193,98 TL temerrüt faizi ile birlikte toplam 50.080,07 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan … ve… cevap dilekçesinde özetle; davacı hastane ile, davalılar arasında hastaneye satış sırasında bir sözleşme yapılmadığını, ölen babalarının bir süre bir başka hastanede tedavi gördüğünü, toplam 9104,97 TL ödeme yaptıklarını, bu nedenle ve ölen murisin emekli sandığına tabi olması nedeniyle, Emekli Sandığı tarafından da davacıya ödeme yapıldığını, davanın reddini talep etmişlerdir.
Davalılar … ve …cevap dilekçesinde özetle; davacı hastanenin giderlerinin Emekli Sandığı tarafından paket çerçevesinde ödendiğini, ayrıca davalıların toplam 9104,97 TL ödeme yaptıklarını, hastaneye satış sırasında imzaladıkları taahhütname gereğince Emekli Sandığı tarafından uygulanan paket program dışında kalan ödemelerin sevk belgelerinin hastaneye ibraz edilmediği takdirde ödeneceğinin taahhüt edildiğini, kendilerinin tedavi giderlerini paket programı aştığı hususunda bilgilendirilmediklerini bu nedenle davanın reddini talep etmişlerdir.
Dosyanın mahkememize gönderilmesiyle yeniden 2020/345 esas sayılı sırasına kaydı yapılmıştır.
Tarafların iddia ve savunmaları ile celp edilen delillerin dosya kapsamında yeniden değerlendirilmesi amacıyla SGK Tedavi Masrafları Uzmanı, Kardiyoloji Uzmanı ve Mali Müşavir bilirkişi heyetine tevdii edilen dosyaya 24/06/2021 tarihinde tanzim olunan bilirkişi raporunda özetle;
MALİ İNCELEMELER :
Davacı Talepleri
Dava Tarihi 07.10.2005
Asıl Alacak (Talep) 11.886.093.683
İşlemiş faiz (Talep) 38.193.981.034
Toplam Talep 50.080.074.717
Fatura Tarihi 01.03.2001
Fatura tutarı 13.541.173.932
İcra Takibi (müteveffa) 09.04.2001
Ödeme Emri Düzenlenmesi (davalılara karşı) 19.10.2001
Dava konusu edilen fatura bedeli alacak ile ilgili daha önce sunmuş olduğumuz mali incelemeler kapsamında davacı kayıtlarında ve dosya kapsamında sunulanlar uyarınca netice olarak ,01.03.2001 tarihli 13.541.173.932 TL fatura bedeline ilişkin faiz başlangıcı olarak varislere yapılan 19.10.2001 tarihli takibe kadar da 9.104.975.000 TL ödeme tespitlerimiz detayları ile mevcut olup, bu tespitleri değiştirecek yenibir husus bulunmadığı,
Davacı tarafın ilaveten iş bu incelemeye 20 yıl öncesine ilişkin aradan geçen zaman sebebi ile arşivden temin edilebilen olarak , 2001 Kebir defteri açılış bilgisi ile , Envanter açılış kapanış bilgisi ve … protokol no.lu müteveffa ya ilişkin ilk takip öncesi 3 adet ödeme kaydı ile fatura kaydı ve 12.416.198.932 TL kalan tutarın 31.03.2001 tarihinde şüpheli alacaklar hesabına virman kayıtları sunulmuş olup, dosyada daha önce yapılan tespitlerimiz sunulmuştur.
Heyetimizin SGK ve Tıp uzmanı üyelerince, Yargıtay Bozması kapsamındaki davacının fatura edilen tedavilerin SGK ile sözleşme kapsamında olup olmadığı ve sözleşme kapsamına giren ve girmeyen tedaviler ayrılarak, ayrım yapılması bildirilen hususta heyetimizin konu uzmanları tarafından;
SGK İle olan sözleşmeye ilişkin;
Hastanın SGK (Emekli Sandığı) ile davacı hastane arasında akdedilen ve 06/04/1999 tarihinde yürürlüğe giren SÖZLEŞME KAPSAMINA GİRDİĞİ, nitekim dava dışı SGK tarafından da hasta yakınlarına ödeme yapıldığı, mevzuata uygun şekilde 3.886.598.000 TL tutarın SGK tarafından hesaplandığı, davacının fatura ettiği 13.541.173.932 TL tutardan 3.886.598.000 TL SGK kapsamına giren kısım çıkartıldığında kalanın 9.654.575.932 TL (9.654,58 TL) olduğu, Resmi Fiyatlar üzerinden hesaplama tutarının “3.886.598.000 TL” olduğu dikkate alındığında hasta yakınları tarafından davacı hastaneye toplam 9.104.975.000 TL yani bu meblağın üzerinde ödeme yapılmış olduğu,
Mahkeme tarafından aksi yönde bir hüküm tesis edilerek, davalıların davacı hastaneye ödeme yapması yönünde kanaat oluşması halinde Mali Tespitler kapsamında;
Davacı taraf davalılardan davalıların temerrüt tarihi olan ödeme emrinin düzenlendiği 19.10.2001 tarihinden önce toplam yukarıdaki tutarları tahsil etmiş olmakla bu tarih itibariyle davacı 4.436.198.932 TL faturadan kaynaklı alacaklı kalmıştır. Dava tarihine kadar asıl alacak 4.436.198.932 TL için kanuni faiz aşağıdaki gibi 7.974.827.203 TL’dir. (4.436 YTL ve 7.974 YTL)
Tutar Faiz Başl. Faiz aralığı Gün Oran Faiz
4.436.198.932 19.10.2001 30.06.2002 254 60% 1.852.264.979
4.436.198.932 1.07.2002 30.06.2003 364 55% 2.433.224.729
4.436.198.932 1.07.2003 31.12.2003 183 50% 1.112.088.225
4.436.198.932 1.01.2004 30.06.2004 181 43% 945.943.460
4.436.198.932 1.07.2004 30.04.2005 303 38% 1.399.408.069
4.436.198.932 1.05.2005 7.10.2005 159 12% 231.897.741
Toplam faiz Dava T. 7.974.827.203
Davacının Mahkemenizde davaya konu talepleri aşağıdaki gibi olup, 1 ve 2 şıklarda bu taleplere ilişkin hesaplamalar arz edilmiştir.
Sonuç olarak; hastanın davacı hastaneye başvurusunun / getirilişinin ACİL HAL KAPSAMINDA OLDUĞU, bu durumda hastanın tedavisinin mevzuatın Acil Hallerde Tedaviye ilişkin hükümlerine tabi olması gerektiği, dava konusu olayda hastanın başvurusunun / getirilişinin Acil Hal kapsamında olması nedeniyle, fiyatlandırmanın Bütçe Uygulama Talimatı hükümleri doğrultusunda ve bu talimatın ekinde yer alan Ekli Listelerdeki (Ek-8 ve Ek-9’daki) fiyatlar üzerinden gerçekleştirilmesi gerektiği (2004 Mali Yılı Bütçe Uygulama Talimatı’nın “Acil Vakalarda Tedavi” başlıklı 3. maddesine göre; Talimat eki (EK-8) fiyat tarifesinde yer alan fiyatların uygulanması gerektiği), oysa dava konusu olayda, resmi fiyatlar üzerinden bu şekilde fiyatlandırma yapılmayarak mevzuata aykırı davranıldığı, Acil hallerde faturalandırmanın resmi fiyatlara göre yapılması ve hastalardan ayrıca ücret alınmaması gerektiğinden, hasta yakınlarından 3.886.598.000 TL’ndan fazla ücret alınması Bütçe Uygulama Talimatı’nın 3. maddesine aykırı olup davalıların davacı hastaneye herhangi bir borçlarının bulunmadığı, zira hasta yakınları tarafından davacı hastaneye toplam 9.104.975.000 TL yani bu meblağın üzerinde ödeme yapılmış olduğu, hastanın SGK (Emekli Sandığı) ile davacı hastane arasında akdedilen ve 06/04/1999 tarihinde yürürlüğe giren SÖZLEŞME KAPSAMINA GİRDİĞİ, nitekim dava dışı SGK tarafından da hasta yakınlarına ödeme yapıldığı, davacı …Tic. A.Ş.’nin (…’nin) davalı hasta yakınlarına paket program dışındaki teşhis ve tedavi işlemleri ile bu işlemlerin fiyatları konusunda gerekli bilgileri yeterince vermediği ve taahhütname hükümlerine uygun davranmadığı yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları ile celp edilen delillerin dosya kapsamında yeniden değerlendirilmesi amacıyla SGK Tedavi Masrafları Uzmanı, Kardiyoloji Uzmanı ve Mali Müşavir bilirkişi heyetine tevdii edilen dosyaya 24/06/2021 tarihinde tanzim olunan bilirkişi raporunda özetle; davacı tarafın itiraz dilekçesine belirttiği hususların kök bilirkişi raporumuzdaki mütalaamızı değiştirecek mahiyette olmadıkları, 23/0672021 tarihli kök bilirkişi raporumuzda Yargıtay Kararları doğrultusunda değerlendirme ve hesaplama yapılmış olduğu, SGK’nın ödediği ve ödemeyeceği meblağların gerekçesiyle birlikte anlatılıp hesaplama yapıldığı, mevzuata göre hangi kalemlerin SGK tarafından ödenmediği, hangi kalemlerin SGK kapsamına girdiği ve Yargıtay Kararları doğrultusunda ayrıştırılma yapılırsa SGK TARAFINDAN ÖDENECEK MEBLAĞIN 3.886.598,000 TL, SGK TARAFINDAN ÖDENMEYECEK MEBLAĞIN İSE 13.541.173.932 TL – 3.886.598.000 TL = 9.654.575.932 TL (9.654,58 TL) OLDUĞU hususunun kök bilirkişi raporumuzda açıkça belirtildiği, hastanın davacı hastaneye başvurusunun / getirilişinin ACİL HAL KAPSAMINDA OLDUĞU, nitekim dosyada mevcut Hasta Taahhütnamesinde davacı hastane tarafından yatış şekli olarak “ACİL” bölümünün işaretlendiği, kayıtlarda da “acil olarak kliniğimize getirilmiş” ve “acil olarak yatırıldı” ibarelerinin yazılı olduğu, bu durumda hastanın tedavisinin mevzuatın Acil Hallerde Tedaviye ilişkin hükümlerine tabi olması gerektiği, dava konusu olayda hastanın başvurusunun / getirilişinin Acil Hal kapsamında olması nedeniyle, fiyatlandırmanın Bütçe Uygulama Talimatı hükümleri doğrultusunda ve bu talimatın ekinde yer alan Ekli Listelerdeki (Ek-8 ve Ek-9’daki) fiyatlar üzerinden gerçekleştirilmesi gerektiği (2004 Mali Yılı Bütçe Uygulama Talimatı’nın “Acil Vakalarda Tedavi” başlıklı 3. maddesine göre; Talimat eki (EK-8) fiyat tarifesinde yer alan fiyatların uygulanması gerektiği), oysa dava konusu olayda, resmi fiyatlar üzerinden bu şekilde fiyatlandırma yapılmayarak mevzuata aykırı davranıldığı, ayrıca, Devlet Memurlarının Tedavi Yardımı Ve Cenaze Giderleri Yönetmeliği’nin (Yayımlandığı R. Gazetenin Tarihi: 11.8.1973, olay tarihinden önce) “Acil vakalarda” başlıklı 25. maddesinde “Gerekli işlem ve belgeler tamamlanmadan yapılmış olan giderlerin bedeli, bunların tamamlanmasından sonra, faturalar verilmek suretiyle kurumdan alınır.” hükmünün bulunduğu; bunların yanı sıra, 11.05.2000 tarihinde (olay tarihinden önce) … nolu Resmi Gazete’de Yayınlanan Acil Sağlık Hizmetleri Yönetmeliği’nde de “Sekizinci Bölüm – Acil Sağlık Hizmetlerinin Finansmanı – İlke – Madde 35- Acil sağlık hizmeti kapsamında sunulan hizmetleri geliştirmek ve idamesini sağlamak maksadıyla söz konusu hizmetlere ait bedel yürürlükteki mevzuat hükümlerine göre tahsil edilir.” şeklinde hükümlerin bulunduğu, Davacı Hastane tarafından bu hükümlere de aykırı faturalandırma yapıldığı, Acil hallerde faturalandırmanın resmi fiyatlara göre yapılması ve hastalardan ayrıca ücret alınmaması gerektiğinden, hasta yakınlarından 3.886.598.000 TL’ndan fazla ücret alınması mevzuatın kök bilirkişi raporumuzda ve yukarıda verilen ilgili maddelerine aykırı olup davalıların davacı hastaneye herhangi bir borçlarının bulunmadığı, zira hasta yakınları tarafından davacı hastaneye toplam 9.104.975.000 TL yani bu meblağın üzerinde ödeme yapılmış olduğu, hastanın SGK (Emekli Sandığı) ile davacı hastane arasında akdedilen ve 06/04/1999 tarihinde yürürlüğe giren SÖZLEŞME KAPSAMINA GİRDİĞİ, dosyada mevcut Epikrizde; “hasta Genel Yoğun Bakım Ünitesinden Koroner Yoğun Bakım Ünitesine nakledildi”, yine dosyada mevcut KORONER YOĞUN BAKIM ÜNİTESİ NOTU’nda “hasta K.Y.B.Ü.’ye (NOT: KORONER YOĞUN BAKIM ÜNİTESİNE) 12.02.2001 tarihinde nakledildi.” şeklinde ifadeler bulunduğu; dosyada mevcut …. Hastanesi Hasta Taahhütnamesi incelendiğinde Emekli Sandığı ile ilgili bazı bölümlerin altının çizildiği ve söz konusu Taahhütnamede “Emekli Sandığı ve Sosyal Sigortalar Kurumu ile … Hastanesi arasında paket uygulamalara yönelik olarak imzalanmış bulunan sözleşme çerçevesinde tedavi görmekte olduğum” ifadesinin yer aldığı; nitekim dava dışı SGK tarafından da hasta yakınlarına ödeme yapıldığı, bunların yanı sıra; Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 2010/13021 Esas, 2011/4584 Karar sayılı 28/03/2011 tarihli kararı incelendiğinde, “Davalıların murisinin emekli olduğu ve davacı hastane ile dava dışı SGK arasında tedaviye ilişkin sözleşme bulunduğu anlaşıldığından” denildiği görülmekte olup bu ifadeden mevcut sözleşmenin varlığının ve hastanın bu kapsama girdiğinin kabul edildiği sonucunu çıkarmanın mümkün olduğu, davacı … Tic. A.Ş.’nin (Vehbi Koç Vakfı Amerikan Hastanesi’nin) davalı hasta yakınlarına paket program dışındaki teşhis ve tedavi işlemleri ile bu işlemlerin fiyatları konusunda gerekli bilgileri yeterince vermediği ve taahhütname hükümlerine uygun davranmadığı yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava; tedavi giderlerinin tahsiline ilişkin alacak davasıdır.
Muris … miraşçılarının; …, …, …, …, … ve …, … oldukları görülmüştür.
İcra takibinde mirasçı … kendi hissesine düşen miktarı ödemiş olduğundan iş bu alacak davası bu mirasçı dışındaki diğer mirasçılara karşı açılmıştır.
Mahkememizin 08/03/2010 tarihli 2005/432 E. 2010/97 K. Sayılı davanın reddine ilişkin ilamının temyiz edilmesi üzerine mahkememizin bu kararı Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 2010/13021 esas 2011/4584 karar sayılı 28/03/2011 tarihli bozma ilamındaki”Davalıların murisinin davacı Hastahanede tedavi gördüğü, ancak tedavi bedeli ödenmediği için alacak talepli bu davanın açıldığı, dosyadaki delillerden anlaşılmıştır. Davalıların murisinin emekli olduğu ve davacı Hastahane ile dava dışı SGK arasında tedaviye ilişkin sözleşme bulunduğu anlaşıldığından, bu sözleşme kapsamına giren ve girmeyen tedaviler ayrılarak, SGK’nun karşıladığı kısım dışında davalı tarafın borcu olup olmadığı konusunda uzman bilirkişiden rapor alınarak saptanmalı ve sonucuna uygun bir karar verilmelidir.” şeklindeki gerekçeyle bozulmuştur. Daha sonra karar düzeltme talebinin reddine 05.03.2013 tarihinde karar verilerek dosyada bozma sonrası mahkememizin 2013/102 E. Sayılı dosyası üzerinden yargılamaya devam olunmuştur.
Bozma ilamı sonrasında Mahkememizin 15/03/2017 tarihli 2013/102 E. 2017/182 K. sayılı ilamı ile yeniden davanın reddine karar verilmiştir. Bu kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 2017/9485 E. 2019/10888 karar sayılı 06/11/2019 tarihli bozma ilamındaki “Mahkemece, uyulmasına karar verilen bozma ilamında; davacı Hastane ile dava dışı SGK arasında tedaviye ilişkin sözleşme bulunduğunu, bu sözleşme kapsamına giren ve girmeyen tedaviler ayrılarak, SGK’nin karşıladığı kısım dışında davalı tarafın borcu olup olmadığı konusunda uzman bilirkişiden rapor alınması gerektiği belirtilmiştir. Dosyaya kazandırılan bilirkişi raporunda; davacı hastane tarafından davalı tarafa fatura edilen tedavilerin, SGK’den celbedilen SGK ve davacı hastane arasında akdedilen sözleşme kapsamında olmadığı, kanaatlerinin hasta ve yakınlarının bilgilendirme yapılması gerektiği yönünde olduğu bildirilmiştir. Bozma ilamımızda davacı hastane ile dava dışı SGK arasında tedaviye ilişkin bulunan sözleşmenin kapsamına giren ve girmeyen tedaviler ayrılması gerektiği belirtildiğine göre, tedaviye ilişkin sözleşme kapsamına giren ve girmeyen tedaviler denetime açık olacak şekilde ayrılmalıdır.
O halde, mahkemece, taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine açık, ayrıntılı ve gerekçeli bilirkişi raporu temini ile hasıl olacak sonuca göre hüküm tesisi gerekirken, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.” şeklindeki gerekçeyle bozulmuş olup karar düzeltme talebinin 02.07.2020 tarihinde reddedilmesi üzerine mahkememizce bozma ilamına uyularak mahkememizin 2020/345 E. Sayılı dosyası üzerinden yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememizce bozma ilamı sonrasında alınan 23.06.2021 tarihli kök rapora davacı tarafça bozma ilamı kapsamında inceleme yapılmadığı, yürürlük tarihindeki mevzuat hükümlerinin uygulanmadığı, müteveffaya uygulanan tedavilerin davacı hastane ile SGK arasında imzalanan 06.04.1999 tarihli sözleşme kapsamına girmediği, hasta taahhüdünde ES/SSK kısmının işaretlenmediği, olayın acil hal kapsamında kalması halinde dahi tedavi tarihindeki mevzuatın ücret alınmasını yasaklamadığını, hasta yakınlarına bilgi verilmediği iddiasının doğru olmadığı, davalıların ödeme yapması nedeniyle bilgi verilmediği iddiasının gerçeği yansıtmadığı yönündeki itirazları üzerine aynı heyetten ek rapor alınmıştır.
Mahkememizin davanın reddine dair 08.03.2010 tarih ve 2005/432 Esas, 2010/97 Karar sayılı kararı, davacı tarafından temyizi ile Yargıtay 13. HD. 28.03.2011 tarih ve 2010/13021 esas, 2011/4584 Karar sayılı ilamındaki “davacı hastane ile dava dışı SGK arasında tedaviye ilişkin sözleşme bulunduğu anlaşıldığından, bu sözleşme kapsamına giren ve girmeyen tedaviler ayrılarak, SGK’nin karşıladığı kısım dışında davalı tarafın borcu olup olmadığı konusunda uzman bilirkişiden rapor alınarak saptanmalı ve sonucuna uygun bir karar verilmelidir…” şeklindeki ilk bozma ilamındaki ve ikinci bozma ilamındaki “davacı hastane ile dava dışı SGK arasında tedaviye ilişkin bulunan sözleşmenin kapsamına giren ve girmeyen tedaviler ayrılması gerektiği belirtildiğine göre, tedaviye ilişkin sözleşme kapsamına giren ve girmeyen tedaviler denetime açık olacak şekilde ayrılmalıdır.” şeklindeki gerekçelerle bozulmuş olduğundan bu maddi vakıalar açısından mahkememizce inceleme yapılması gerekeceğinden bilirkişi raporlarındaki acil hal kapsamında tedavilerin yapıldığı ve bilgilendirmenin yapılmadığı gerekçesiyle davacı tarafın ücret talep edemeyeceğine dair görüşlere itibar edilmemiştir.
İkinci bozma ilamı sonrasında alınan ayrıntılı ve irdeleyici kök ve ek teknik heyet raporlarında, davacı hastane ile dava dışı SGK arasında tedaviye ilişkin bulunan sözleşmenin kapsamına giren ve girmeyen tedaviler denetime açık olacak şekilde ilgili dönemdeki mevzuat hükümleri gereğince hesaplama yapılarak ve ayrıştırma yapılarak raporlar tanzim edildiğinden ve alınan ek raporun tedaviler yönünden itirazları karşılar nitelikte hükme elverişli olduğu anlaşılmakla hükme elverişli mali bilirkişi tespiti çerçevesinde fatura bedelinden SGK ve davalı ödemeleri toplamı düşüldükten sonra 4.436 TL asıl alacak ile dava tarihine kadar 7.974 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 12.410 TL davacı alacağının bulunduğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulü ile 12.410,00 TL bedelin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte … 9. SHM … Esas, … Karar sayılı mirasçılık belgesindeki muris …’in mirasçılarını gösterir verasetnamedeki hisseleri oranında davalı mirasçılardan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Davaya dayanak faturada, hastane ile SGK arasındaki sözleşmede ve hasta taahhütnamesindeki hükümlerde faiz oranına ilişkin bir hükmün bulunmadığı ve ilgili mevzuat hükmü gözetilerek yasal faiz oranının uygulanması gerekeceği kanaatine varılmıştır.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile 12.410,00 TL bedelin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte … 9. SHM… Esas,… Karar sayılı mirasçılık belgesindeki muris …’in mirasçılarını gösterir verasetnamedeki hisseleri oranında davalı mirasçılardan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Mahkememizin 13/07/2021 tarihli tedbire ilişkin ara kararının karar kesinleşinceye kadar devamına,
3-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 847,73 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 676,10‬ TL harçtan mahsubu ile bakiye 171,63 TL harcın verasetnamedeki hisseleri oranında davalı mirasçılardan verasetnamedeki hisseleri oranında tahsil edilerek Hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 676,10‬ TL peşin harcın verasetnamedeki hisseleri oranında davalı mirasçılardan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan; posta, tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücretlerinden oluşan toplam 7.059,20 TL yargılama giderinden davanın kabulü reddi oranında yapılan yargılama neticesinde 1.749,25 TL yargılama giderinin verasetnamedeki hisseleri oranında davalı mirasçılardan alınarak davacı tarafa verilmesine,
Bakiye kısmın davacının üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı … tarafından yapılan; 5,5‬0 TL yargılama giderinden davanın kabulü reddi oranında yapılan hesaplama neticesinde 4,10 TL yargılama giderinin davacıdan tahsil edilerek davalı … tarafına verilmesine,
Bakiye kısmın davalı … üzerinde bırakılmasına,
7-Diğer davalılar tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca takdiren 5.100,00 TL vekalet ücretinin verasetnamedeki hisseleri oranında davalı mirasçılardan alınarak davacı tarafa verilmesine,
9-Davalılardan …, …, … duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca takdiren 5.650,61 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalılardan …, …, … tarafına verilmesine,
10-Davalılardan … duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca takdiren 5.650,61 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalılardan … tarafına verilmesine,
11-Davalılardan … duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca takdiren 5.650,61 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalılardan … tarafına verilmesine,
12-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı … vekili ve davalı …, … ve … vekilinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK. 341. maddesi uyarınca Temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.30/03/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”