Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/327 E. 2021/166 K. 04.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/327 Esas
KARAR NO : 2021/166

DAVA : Alacak (Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/01/2017
KARAR TARİHİ : 04/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan 18/01/2017 tarihli dava dilekçesinden özetle; müvekkilinin yaklaşık 10 yıl boyunca davalı yana borç verdiğini ve tüm bu ödemelerin banka kanalıyla yapıldığını, müvekkilinin en son 2013 yılı başlarında davalı yana sonrada geri ödeme taahhüdü karşılığı verdiği tutarların geri verilmemesi üzerine yaklaşık 3 yılı aşkın süre çeşitli şekillerde alacağının ödenmesini istemiş ise de davalı yanın ödeme yapmaktan ısrarla kaçındığını, en son 07/09/2016 tarihinde keşide edilen ihtarname ile alacağın tespiti ve ödenmesinin sağlanması amacıyla davalı yanın ön görüşmeye davet edildiğini ancak davalının mernis adresinin de bulunmaması üzerine ihtarname tebliğ edilemediğini, huzurdaki davanın fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000.0000,00-TL üzerinden açılmış ise de müvekkili …’e ait … Şubesi, … şubesi ile … Bankası … Şubesi ne müzekkere yazılarak müvekkili banka hesabından davalı … ad ve hesabına yapılmış tüm havale işlemlerinin Mahkememizde celp edilmesi halinde müvekkilinin davalı yana yapmış olduğu tüm ödemelerin ortaya çıkacağını, öncelikle banka kayıtlarının mahkememizce celbi ile HMK nın 400 md. Kapsamında delil tespiti talebinin kabulü ile yapılacak yargılama neticesinde haklı davamızın kabulü ile fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000.000,00-TL alacağın dava tarihinden itibaren işlemiş yasal faizi ile birlikte davalı yandan tahsiline yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan 12/05/2017 tarihli cevap dilekçesinden özetle; tarafların … Tic. A.Ş. nin kuruluşu sırasında 1980 yılında ortaklık yaptıklarını ve gelişen süreç içinde oluşan … A.Ş. bünyesinde ortaklıklarının devam ettiğini ve pek çok şirkette birlikte ortaklıları olduğunu, geçen uzun zaman içinde davacı müvekkiline olan borçlarını dava dilekçesinde bahsi geçen şekilde banka hesabına ödendiğini, hatta tarafların 2013 yılında ortaklıklarını bitirmeleri sırasında … nin şirketlerdeki hisselerini …’e devri sırasında …’in müvekkili …’ye 3.504.343,00-USD bedeli …bank … bankasının … numaralı hesabına ödeme yaptığını, böylece tarafların ortaklıklarını bitirdiklerini ve birbirlerinden herhangi bir hak ve alacakları kalmadığını, açıklandığı üzere davaya konu yapılan banka havaleleri ile davacı tarafından müvekkile borç para verilmediğini, söz konusu havale işlemlerini davacının müvekkile olan borcunun ödenmesine dair işlemler olduğunu, ayrıca hisse devirlerinden önce davacının müvekkilinden iddia ettiği büyük miktarda alacağı var ise neden ortaklığını bitirmemiş ve hisse devirleri sırasında ayrıca büyük miktarda ödeme yaptığını, iddia edildiği gibi bu derece yüksek alacağı olduğunu beyan eden tarafın hisse devirleri sırasında ayrıca büyük bir ödeme yapmak yerine devir bedelini alacağına mahsup etmesinin beklendiğini, oysa tam aksine davacı müvekkile hisse devirleri için büyük miktarda ödeme yapmasının borç verilmesi değil borç ödemesi olduğunu ispatladığını, davanın zamanaşımı nedeniyle reddi ile haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı tarafından iddialarının ispatı açısından tanık dinletme talebinde bulunulmuş isede; … 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılama sırasında davacının talebi HMK 203/1. Maddesi kapsamında değerlendirilemeyeceğinden reddine karar verildiği görülmüştür.
… 2 Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas … karar sayılı ilamı ile uyuşmazlığın gerçek kişi tacirler arasındaki ilişkiden kaynaklandığı, 6102 TTK’nun 4. Maddesi ve 5. Maddesi uyarınca davaya bakma görevinin Asliye ticaret Mahkemelerinde olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiş, dosya mahkememize tevzi edilerek yargılamaya mahkememizce devam olunmuştur.
Davacı, davalıya banka havalesi yoluyla çeşitli zamanlarda borç para yolladığını iddia etmiş, davalıda davacının kendisine borçlu olduğunu banka havalesi ile göndermiş olduğu paraların bu borcun ödemesine ilişkin olduğunu savunmuştur.
Davacı tarafından delil olarak para ödemesine ilişkin banka dekontları sunulmuş, dekontların yapılan incelemesinde paranın niçin yolladığına ilişkin her hangi bir beyanının yer almadığı tespit edilmiştir. 6098 sayılı TBK’nun 555 vd. düzenlenen havalenin bir ödeme vasıtası olduğu, bir başka anlatımla havalenin, mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla yapıldığının kabulünün gerektiği, davacının alacak konusu yaptığı ödemeleri borç olarak gönderdiğini beyan ettiğini, ancak banka dekontlarında bir açıklama bulunmadığı, davalı tarafından da davacının kendisine olan borcunu ödediği savunmasında bulunulduğu, ispat külfetinin davacı tarafta olduğu, davacının yazılı belge ibraz edemediği, iddiasını ispat zımnında kendisini yemin teklif etme hakkının bulunduğu 26/11/2020 tarihli celsede hatırlatıldığı davacının yemin metnini hazırlayarak mahkememize sunduğu ancak davacı tarafından mahkememize sunulan 25/06/2018 tarihli dilekçe ile yemin delile dayanmaktan vazgeçmiş olduğunun bildirildiği anlaşıldığından 26/11/2020 tarihli ara kararından rücu edilmesine karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve delillerin değerlendirilmesi sonucunda; davacının davalıya banka havalesi ile para yolladığı, banka dekontları üzerinde paranın niçin yollandığının açıklanmadığı, TBK’nun 555. Maddesi uyarınca; havalenin ödeme vasıtası olduğu, mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla yapıldığının kabulü gerektiği, aksinin ispatının yazılı belge ile yapılabileceği, davacı tarafından yazılı belge ibraz edilemediği yemin teklif etme hakkından da vazgeçmiş olduğu anlaşıldığından ispat edilemeyen davanın reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının reddine,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gerekli olan 59,30 TL harcın, peşin yatırılan 17.077,50-TL harçtan mahsubu ile bakiye 17.018,20-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde Bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 67.050,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan gider avansının arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya İadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekillerinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341. maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.04/03/2021

Başkan …
E imzalıdır.
Üye …
E imzalıdır.
Üye …
E imzalıdır.
Katip …
E imzalıdır.