Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/317 E. 2021/221 K. 17.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/317 Esas
KARAR NO : 2021/221

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 17/09/2014
KARAR TARİHİ : 17/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı …’nİn vekili … tarafından hazırlanan 15.08.2014 kayıt tarihli dava dilekçesinde özetle; …’ın sevk ve idaresinde bulunan …plakalı, … Sigorta A.Ş. tarafından … sayılı ZMS poliçesi, … Sigorta şirketi tarafından … sayılı kasko sigorta poliçesi ile sigortalı aracın müvekkilinin ve ailesinin bulunduğu …plakalı araç ile çarpışması sonucu meydana gelen kazada araçta yolcu olarak bulunan ve müvekkilinin tek desteği olan eşi …’nin vefat ettiğini, davalı sigorta şirketlerinin poliçe kapsamında tehlike sorumluluğu nedeniyle zararın tamamından müştereken ve müteselsilen sorumluluğu bulunduğu, … Sigorta Şirketinin kasko sigorta poliçesi kapsamında manevi tazminattan sorumlu olduğunu bildirerek müvekilininin desteğininvefatı ile cenazesinin defin işlemi için 1.000-TL defin gideri, 500-TL destektenyoksun kalma tazminatı olmak üzere 1.500-TL maddi tazminatın davalı … Sigorta A.Ş den, tahsilini, … Sigorta tarafından yapılan kasko sigortası kapsamındaki manevi kloz nedeniyle 80.000-TL manevi tazminatın … Sigorta A.Ş den tahsilini dava ve talep etmiştir.
Davalı … Sigorta Şti.ye usulüne uygun dava dilekçesi, duruşma gün ve saati tebliğ edilmiş, davalı … Sigorta Şti’nin vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesi özetle; … plakalı aracın müvekkili şirket tarafından tanzim edilen 19.10.2011- 19.10.2012 vadeli … poliçe nolu İhtiyari mali mesuliyet sigorta poliçesi İle sigortalı olduğu, teminat dışı kalan haller maddesi uyarınca dava konusu fahiş taleplerden müvekkili şirketin sorumluluğu bulunmadığı, kabul anlamına gelmemekle birlikte sorumluluğun poliçe limitleri ve sigortalıların kusuru ile sınırlı olduğu, davacı tarafın delilleri tebliğ etmediği, yerleşik Yargıtay İçtihatları gereği manevi tazminatın zenginleşme aracı olarak kullanılmamasının esas olduğu, ilgili Yargıtay ilamlarına atıf yapıldığı, manevi tazminata hükmedilirken ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları vb. özelliklerin göz önünde tutulması gerektiği, kaza nedeniyle açılan ceza dosyasının celbini talep ettiklerini, davadan önce herhangi bir başvuru yapılmadığını, temerrüdün delilerin tümünün şirkete tebliğinden itibaren 8 iş günü geçmesi İle başlayacağı, davacı yanın avans faizi taleplerinin reddi gerektiği diğer hususlarla birlikte belirtilerek davanın reddine, mahkeme masraf ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmeslne karar verilmesi arz ve talep edilmiş, deliller sunulmuştur.
Davalı … Sigorta A.Ş.ye usulüne uygun dava dilekçesi, duruşma gün ve saati tebliğ edilmiş, davalı … Sigorta A.Ş. Vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesi özetle; dava dilekçesinde bahsi geçen … plakalı aracın, müvekkil şirkete 28/05/2011- 28/05/2012 tarihleri arasında geçerli olmak üzere … numaralı ZMSS poliçesi ile sigortalı olduğunu, bu poliçelerden dolayı sorumluluğunun sigortanın kusuru oranında olmak üzere bedeni zararlarda şahıs başına azami 200.000-TL ile sınırlı olduğunu, sigortalının kusurlu olması halinde söz konusu olduğunu, cenaze ve defin giderinin poliçe teminatı içinde değerlendirilemeyeceğini, davacının temerrüt tarihinden itibaren faiz isteminin yasaya aykırı olduğunu, davadan önce talep ile ilgili müvekkil şirkete müracaat edilmediğini, müracaat söz konusu olmadığından dolayı müvekkili şirketin temerrüdünden bahsedilemeyeceğini,cenaze ve defin gideri taleplerinin reddine, dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesine, müvekkili şirketin davanın açılmasına sebebiyet vermediği için yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememiz 2014/692 Esas 2016/959 Karar ve 21/11/2016 tarihli kararı Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2017/5527 Esas 2019/10238 Karar ve 06/11/2019 tarihli ilamında; “Davalılardan … Sigorta A.Ş karşı aracın ZMSS’si, davalı … Sigorta Şirketi ise karşı aracın kasko sigortacısıdır. Davacı taraf maddi tazminat talebini karşı aracın ZMSS na, manevi tazminat talebini de karşı aracın kasko sigortasına yöneltmiş, manevi tazminat talebini atiye terk etmiştir. Davacı desteğinin yolcu olduğu araç sürücüsü %75 oranında karşı araç sürücüsü ise %25 oranında kusurludur. Davacı vekilinin açıkça tarafların kusuru oranında sorumlu tutulmasını istemediğine, maddi zararın tamamının davalı ZMSS den müştereken müteselsilen tahsilini talep ettiğine göre, davalı ZMSS nin müteselsil sorumluluk gereğince maddi zararın tamamından sorumlu tutulması gerekirken B.K.142(TBK 61.) maddesine aykırı olarak sigortalı araç sürücüsünün kusur oranı gözetilerek karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiş olmakla davacı vekilinin manevi tazminat vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarının reddine, 6100 sayılı HMK’nun 371/1-a maddesi gereğince, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına; aynı Kanun’un 373/1 maddesi uyarınca, dosyanın ilk derece mahkemesine ve kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine,
” gerekçesiyle bozulmuş olup, bozma ilamı kesinleşmekle dosyanın mahkememize esas kaydı yapılarak yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememizin 11/12/2020 tarihli ara kararı uyarınca dosyanın aktüer ..’a tevdine karar verilmiş, bilirkişinin mahkememize sunmuş olduğu 01/02/2021 tarihli raporunda; 29/06/2016 havale tarihli bilirkişi raporunda hesaplanan kusur indirimsiz maddi zarar tutarı aynen dikkate alındığında; davacının nihai ve gerçek destekten yoksun kalma maddi zararının 56.951,34 TL olduğunu, davacının nihai ve gerçek cenaze ve defin gideri maddi zararının 1.000,00 TL olduğunu, 01/02/2021 hesap tarihi itibari ile güncel veriler dikkate alındığında; davacının nihai ve gerçek destekten yoksun kalma maddi zararının 87.089,74 TL olduğunu, ancak ıslah olunan 56.951,34 TL tutar ile bağlı kalınması gerektiğini, davacının nihai ve gerçek cenaze defin giderlerinin ise 1.000,00 TL olduğunu, temerrüt başlangıcı ve faiz nevi hususunun bozma kapsamı dışında tutulduğundan usulü kazanılmış haklar dikkate alınarak temerrüt başlangıcının 29/01/2014 tarihi ve işleyecek faizin avans faizi olduğu görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili 20/07/2016 tarihli dilekçesi ile 1.500-TL lik maddi tazminat talebinin 55.451,34-TL daha artırarak 56.951,34-TL destekten yoksun kalma tazminatı talep ettiğini, 80.000-TL manevi tazminat talebini atiye terk ettiğini, bildirmiş ıslah harcını yatırdığına ilişkin makbuzuda dosyamıza ibraz etmiştir.
Dosya kapsamından, dava dışı …’ın sevk ve idaresindeki … Sigortaya ZMSS ile … Sigorta sirketine kasko sigortalı poliçesi ile sigortalı bulunan … plakalı araç ile …’nin sevk ve idaresindeki … plakalı aracın 22/12/2011 tarihinde çarpışması sonucu gerçekleşen kazada davacı …’nin eşi …’nin vefat ettiği, gerçekleşen kazada …’nin içinde yolcu olarak bulunduğu … plakalı kamyonet sürücüsünün %75, davalı … Sigorta’ya ZMSS olan, … Sigortaya da kasko sigortası ile sigortalı olan … plakalı aracın sürücüsünün %25 oranında kusurlu olduğu anlaşılmıştır.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2017/5527 Esas 2019/10238 Karar ve 06/11/2019 tarihli bozma ilamına mahkememizce uyulmasına karar verilmiştir. İlamda da belirtildiği üzere; Karayolları Trafik Kanunu’nun 88. maddesinde “Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur” düzenlemesine yer verilmiş olup; motorlu araçların işletilmesi neticesi üçüncü kişinin zarar görmesi durumunda o aracın işleteni, aracın sürücüsü ve varsa teşebbüs sahibinin müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu; ayrıca, birden fazla kişinin zararı tazmin ile yükümlü olması durumunda, zarar görene karşı müteselsil sorumlu oldukları belirtilmiştir. Bu haliyle Karayolları Trafik Kanunu, trafik kazaları neticesi doğacak zarar sorumluluğunda müteselsillik esasını benimsemiştir. Yine 6098 sayılı TBK’nun 61. maddesinde “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır” demekle birden çok kişinin zarardan aynı sebeple ya da çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu olabileceği vurgulanmıştır (818 sayılı BK’nun 51. maddesinde de paralel düzenleme mevcuttur). Bu durum iki veya daha çok kişinin şahsında sorumluluğun ya da herhangi bir tazminat yükümlülüğü şartlarının gerçekleşmesi halinde söz konusu olur. İşte bu tür durumlarda sorumlular hakkında müteselsil sorumluluk hükümleri uygulanacaktır. Müteselsil sorumluluk, kanundan doğan bir sorumluluk türü olup müteselsil sorumluların birinden talepte bulunan hak sahibinin, tüm ilgililer bakımından müteselsil sorumluluğa dayandığını ifade etmesine de gerek yoktur. Müteselsil sorumluluk ilkesi gereği, araçta yolcu olarak bulunan davacı desteğinin kazanın oluşumunda kusurunun bulunmamasına göre, zararın tamamını, isterse sorumluların tamamından isterse bir kısmından isteyebilir. Somut olayda; davacı desteğinin yolcu olduğu araç sürücüsü %75 oranında karşı araç sürücüsü ise %25 oranında kusurludur. Davacı vekilinin açıkça tarafların kusuru oranında sorumlu tutulmasını istemediğine, maddi zararın tamamının davalı ZMSS den müştereken müteselsilen tahsilini talep ettiğine göre, davalı ZMSS nin müteselsil sorumluluk gereğince maddi zararın tamamından sorumlu tutulması gerekmektedir. Bu doğrultuda mahkememizce bilirkişiden rapor alınmıştır. Bilirkişi tarafından tanzim edilen raporda; bozma öncesi 21/11/2016 tarihli kararda esas alınan rapordaki veriler doğrultusunda davacının destek yoksun kalma tazminatının 56.951,34 TL olduğu, cenaze ve defin gideri maddi zararının 1.000,00 TL olduğu, 2021 asgari ücret tarifesine göre davacının talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminatının 87.089,74 TL olduğu belirtilmiştir. Her ne kadar mahkememizce seçenekli hesaplama yapılması istenilmiş ise de Yargıtay ilamında kusur indirimi yapılmaksızın o tarih itibariyle hesaplanan tazminatın tam olarak davalıdan tahsili gerektiği yönünde bozma yapıldığından, bozma ilamı doğrultusunda usuli kazanılmış haklar gözetilerek davacının talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminatının 56.951,34 TL olduğu sonucuna varılmıştır. Sonuç olarak davacı, 56.951,34 TL destekten yoksun kalma tazminatı ve 1.000,00 TL cenaze-defin gideri olmak üzere toplam 57.951,34 TL tazminat talep edebilecektir. Ancak davacı ıslah ve bozma sonrası sunmuş olduğu beyan dilekçelerinde 56.951,34 TL talep ettiğini bildirdiğinden taleple bağlılık kuralı gereğince 56.951,34 TL maddi tazminata hükmedilmiştir.
Tüm bu açıklanan nedenlerle; uyulmasına karar verilen Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin bozma ilamında belirtilen hususlar doğrultusunda, usuli kazanılmış haklar ve kesinleşen yönler gözetilerek; maddi tazminat açısından davanın kabulüne, 56.951,34 TL tazminatın temerrüt tarihi olan 29/01/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … Sigorta A.Ş’den tahsili ile davacıya ödenmesine, mahkememizce manevi tazminat talebi hakkında verilen karar kesinleştiğinden, kesinleşen yönler hakkında yeniden karar verilmesi mümkün olmadığından, manevi tazminat talebi hakkında yeniden hüküm oluşturulmasına yer olmadığına, karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Maddi tazminat açısından davanın KABULÜNE, 56.951,34 TL tazminatın 29/01/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … Sigorta A.Ş’den tahsili ile davacıya ödenmesine,
-Manevi tazminat hakkında verilen karar kesinleştiğinden bu konuda yeniden hüküm oluşturulmasına yer olmadığına,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 3.890,34 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 278,40 TL + 189,39 TL ıslah harcından oluşan toplam 467,79 TL harçtan mahsubu ile bakiye 3.422,55 TL harcın davalı … Sigorta A.Ş.’den tahsil edilerek Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 278,40 TL peşin harç + 189,39 TL ıslah harcı ve 25,20 TL başvurma harcından oluşan toplam 492,99 TL harcın davalı … Sigorta A.Ş.’den tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan; posta, tebligat, müzekkere, bilirkişi ücretlerinden oluşan toplam 3.296,50 TL yargılama giderinin davalı … Sigorta A.Ş.’den tahsil edilerek davacıya verilmesine,
5-Davalı … Sigorta A.Ş. tarafından belgelendirilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca hesap olunan 8.203,67 TL vekalet ücretinin davalı … Sigorta A.Ş.’den tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
7-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair; davacı tarafın yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.17/03/2021

Katip
¸¸

Hakim
¸¸