Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/312 E. 2021/532 K. 29.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/312 Esas
KARAR NO : 2021/532

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/03/2018
KARAR TARİHİ : 29/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 08/03/2018 tarihli dava dilekçesinde; Müvekkili … Ltd. Şti.’nin, borçlu … Ticaret Ltd. Şti.’ne sağladığı malzeme ve hizmetlere binaen sevk irsaliyeleri mevcut 13.09.2017 tarihli 23.803,13-TL tutarlı ve 02.10.2017 tarihli 2.365,69-TL tutarlı e-fatura düzenlediğini, mal ve hizmetin kendisine sağlandığı halde borçlu şirketin söz konusu ödemeleri yapmaktan imtina ettiğini, müvekkili şirketin de 26.168,00-TL tutarlı fatura alacaklarının tahsili için … 28. İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyası ile … Ltd. Şti.’ne icra takibi başlattığını, borçlu şirketin haksız ve mesnetsiz olarak söz konusu takibe, yetkiye, borca ve fer’ilerine itiraz ettiğini, İİK md.50’nin HMK yaptığı atıf uyarınca; HMK md.10’da “Sözleşmelerden Doğan Davalarda Yetki” başlığı ile özel yetki kuralı düzenlendiğini, “HMK md.- (1) Sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir.” denildiğini, söz konusu hükme göre, davacıya HMK md.6 genel yetki kuralı dışında seçimlik olarak borcun ifa yerinin bulunduğu mahkemede de dava açma hakkı tanındığını, “TBK md.89/1 de borcun ifa yerine ilişkin hüküm de ise;
Borcun ifa yeri, tarafların açık veya örtülü iradelerine göre belirlenir. Aksine bir anlaşma yoksa, aşağıdaki hükümler uygulanır; Para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde, parça borçları, sözleşmenin kurulduğu sırada borç konusunun bulunduğu yerde, bunların dışındaki bütün borçlar, doğumları sırasında borçlunun yerleşim yerinde ifa edilir.” denildiğini, söz konusu düzenleme uyarınca, ilamsız takiplerdeki özel yetki kurallarına göre sözleşmeden doğan para borçlarının, sözleşmenin icra edileceği yer icra dairesinde takip konusu yapılabileceğini, TBK md.89/1 uyarınca da aksine anlaşma olmadıkça “para borçlarına ilişkin alacaklının yerleşim yeri icra dairesinde” icra takibi başlatılabileceğini bildirerek icra takibine vaki itirazın iptali ve takibin devamıyla birlikte, borçlunun %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi, duruşma gün ve saati tebliğ edilmiş, davalı vekili olarak dosyaya muhabere kanalıyla cevap dilekçesi sunan … vermiş olduğu cevap dilekçesinde; Davacının icra takibini yetkisiz icra dairesinde başlattığını, yetki itirazını yinelediklerini, takibin Düzce İcra Daireleri’nde başlatılması gerektiğini, esasa ilişkin olarak müvekkilinin davacıyla herhangi bir ticari ilişkisinin bulunmadığını bu nedenle herhangi bir borcunun bulunmadığını bildirerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili olarak dosyaya muhabere kanalıyla cevap dilekçesi sunan … ve Av. … tarafından, dilekçe ekinde dosyaya herhangi bir vekalet harcının yatırılmadığı, vekaletname aslını veya suretini sunmadığı anlaşılmıştır.
Dava; taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacının davalıya verdiği mal ve hizmet nedeniyle düzenlemiş olduğu faturaya dayalı alacağın tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkememizce davaya dayanak … 28. İcra Müdürlüğü …esas sayılı takip dosyası getirilmiş, yapılan incelemesinde; Davacı tarafından davalı aleyhine toplam 26.168,00 TL üzerinden ilamsız icra takibinin yapıldığı, davalının ödeme emrine itiraz ettiği, takibin durduğu görülmüştür.
Mahkememizce 2018/218 Esas sayılı dosya üzerinden yapılan yargılama neticesinde, 2018/1167 Karar sayısı ile 27/11/2018 tarihinde icra takibinin yetkisiz icra dairesinde yapılmış olması nedeniyle davacının davasının reddine karar verildiği, kararın davacı tarafça istinaf edildiği ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesinin 2019/305 Esas 2020/573 Karar sayılı kararı ile ..” taraflar arasında akdi ilişkinin varlığının kabulü gerektiğinden TBK 89/1 ve HMK 10 uyarınca, davanın para alacağına ilişkin bulunması nedeniyle alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yeri icra dairesi de yetkili olduğundan davalı borçlunun yetkiye yönelik itirazlarının reddine karar verilip işin esasına girilerek varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar vermek gerektiği ” gerekçesi ile mahkememiz kararı kaldırılmıştır.
Dava dosyası mahkememiz esas defterinin 2020/312 Esas sırasına kaydı yapılmakla yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememizce … Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılarak, tayin edilecek bir mali müşavir bilirkişi vasıtası ile davalının defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapıp taraflar arasında ticari ilişki olup olmadığı, dava ve takibe konu faturaların davalı defter ve belgelerinde yer alıp almadığı, fatura konusu mal ve hizmetin tesliminin yapılıp yapılmadığı, davalı defterlerine göre takip tarihi itibariyle davacı alacağının olup olmadığı, var ise miktarı hususunda rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verilmekle, yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde, davalının ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin süresi içerisinde yapıldığını, taraflar arasındaki cari hesaba dayalı ticari ilişkinin bulunduğunu, davaya konu 13/09/2017 tarih 23.803,13 TL ve 02/10/2017 tarih 2.365,69 TL bedelli 2 adet faturanın davalı ticari defterlerinde kayıtlı olduğunu, davaya konu 2 faturanın toplam bedelinin 26.168,82 TL olduğunu, davalı defterlerinde ödeme kaydının bulunmadığını ve davacıya 26.177,15 TL borçlu olduğunun tespit edildiği rapor edilmiştir.
Davalı defterlerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, mahkememizce dosyanın Mali Müşavir … ye verilerek; davacı defter ve belgeleri ve dosya üzerinde inceleme yapılıp, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında, davacının davalıdan alacağının olup olmadığı, dava ve takibe konu faturaların davacı defter ve belgelerinde yer alıp almadığı, fatura konusu mal ve hizmet tesliminin yapılıp yapılmadığı ve takip tarihi itibariyle davacının alacağının ne kadar olduğuna dair rapor düzenlemelerinin istenilmesine karar verilmiş, dosyamız bilirkişiye tevdi edilmekle, bilirkişi 20/05/2021 tarihinde, davacının 2017 yılı ticari defterleri incelemeye tabi tutulmuş ve davacı defterlerini 6102 sayılı TTK 64.maddesi ve 213 sayılı VUK 221. maddesine göre sürelerinde usulüne uygun tasdik ettirildiğini, dava ve takibe konu faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olduğunu, fatura konusu mal ve hizmet tesliminin yapıldığına dair sevk irsaliyesi ile Servis Raporunun düzenlendiğini, takip tarihi olan 14.06.2019 itibariyle ticari ilişki kapsamında, davacı … A.Ş.’ nin davalı … Ltd. Şti’ den faturaya dayalı 26.168,82 TL cari hesaptan doğan alacağının olduğunu rapor etmiştir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde,
Davanın icra takibine itirazın iptali ve icra inkar tazminatı verilmesi istemine ilişkin olduğu, davacının icra takibinde davalıya fatura karşılığı sevk irsaliyesi ile mal teslim edildiği halde fatura bedellerinin ödenmediğinden bahisle icra takibinde 02/10/2017 ve 13/09/2017 tarihli iki adet fatura bedelinin davalıdan tahsilini talep ettiği, faturaların 23.803,13 TL ve 2.365,69 TL bedelli olmak üzere toplam bedellerinin 26.168,00 TL olduğu, davalının davacı ile ticari ilişkisinin olmadığını ve davacıya borcu bulunmadığını savunduğu görülmüş, mahkememizce talimat yolu ile davalı taraf ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme neticesinde davacının icra takibine konu ettiği 2 adet faturanın kayıtlı olduğunun ve davacıya 26.177,15 TL borçlu olduğu, davacının ticari kayıtlarına göre icra takip tarihi itibariyle davalıdan 26.168,82 TL alacaklı olduğunun tespit ve rapor edilmiş olmakla, bilirkişi raporlarının dosya kapsamı ve bilimsel veriler ile uyumlu, denetime elverişli olduğu, mali müşavir incelemesi için ibraz edilmiş olan her iki ticari defter ve kayıtlarının usul ve yasa hükümlerine uygun olarak tutulmuş ve tasdikleri yapılmış, tarafı lehine delil vasfı taşıyan ticari kayıtlar olduğu, taraflar arasında cari hesaba dayalı ticari ilişkinin mevcut olduğu, davacının talebine konu iki adet faturanın davalı defterlerinde de kayıtlı olduğu, icra takibine dayanak 13/09/2017 tarih 23.803,13 TL bedelli ve 02/10/2017 tarih 2.365,69 TL bedelli iki adet fatura bedelinin davalı tarafça davacıya ödenmemiş olduğu, davalı tarafça ticari kayıtlarına alınmış bu faturalara karşılık yasal süresinde yapılmış bir itirazın yada düzenlenmiş iade faturasının da mevcut olmadığı anlaşılmakla, icra takip tarihi itibariyle davalının davacıya talep gibi 23.168,00 TL borçlu olmadığı kanaatine varılmış davacının davasının kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi gerekçeli kararda açıklanacağı üzere;
1-Davacının davasının KABULÜNE,
Davalının … 28. İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı takip dosyasında, icra takibine itirazının iptaline,
Takibin 26.168,00 TL alacak üzerinden devamına,
Alacağa takip tarihinden itibaren % 9,75 oranını geçmemek üzere değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına,
Alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan alacak miktarı üzerinden % 20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
3-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 1.787,54 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 316,05 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.471,49 TL harcın davalıdan tahsil edilerek Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 316,05 TL peşin harcın davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 162,75 TL posta gideri ve 1.550,00 TL bilirkişi ücreti gideri toplamı 1.712,75 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca takdiren 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
7-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede İSTİNAF YOLU açık olmak üzere karar verildi. 29/06/2021

Katip … Hakim …
e-imzalıdır e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”