Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/293 E. 2021/990 K. 21.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/293 Esas
KARAR NO : 2021/990

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 24/06/2009
KARAR TARİHİ : 21/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından verilen 24/06/2009 tarihli dava dilekçesinde özetle; Tapuda … İli … İlçesi … Köyü Ada:156 Parsel: 9,10 (Eski) 65,10 (Yeni) olarak kayıtlı adreste bulunan taşınmazın müvekkil şirketin… Ltd. … Şubesi Merkezi … ile …Tic. A.Ş. arasında imzalan 01.04.1990 başlangıç tarihli Kira Sözleşmesi uyarınca, 20+10+10 yıl olmak üzere toplam 40 yıllık bir süre için müvekkilleri şirketin selefi tarafından kiralandığını, akabinde söz konusu kira sözleşmesi ile ilgili Tapu Sicil Müdürlüğü’ne … tarih ve … yevmiye numarası ile şerh edildiğini, davalı şirketin ise daha sonra taşınmazı satın alarak taşınmaza malik olduğunu ve tapuya şerhli kira sözleşmesinin kiraya vereni olarak sözleşmenin tarafı haline geldiğini, ardından da dava konusu sözleşmeyi itiraz etmeksizin uzunca bir süre ifa ettiğini, bu yetkiye dayanarak müvekkilleri şirketin selefi tarafından davalı şirket üzerinde akaryakıt istasyonu bulunan taşınmaza işletici olarak atandığını, 2007 yılında davalı şirketin mali durumunun kötü olması ve müvekkilleri şirketin mali yardım anlamında yatırım talep etmesi üzerine, müvekkil şirket tarafından davalı şirketin bu talebi kabul edilerek, intifa hakkı tesis edilmesi karşılığında kendisine 500.000 USD ödenmesine karar verildiğini, bu doğrultuda da davalı şirket ile protokol akdedildiğini, davalı şirket müdürü tarafından müvekkilleri şirket yetkilisinin aranarak, tapudaki ihtiyati tedbirin kaldırıldığı ve … A.Ş’ye intifa hakkı tesis ettiklerini ve müvekkilleri şirket ile aradaki sözleşmesinin süre bitimi olan 31.07.2008 tarihinde yenilenmemek suretiyle sona erdirileceğini ve bunun akabinde söz konusu dağıtıcı şirket ile çalışmaya başlayacağını ve müvekkilleri şirketin marka ve amblemlerini istasyondan sökeceğini bildirdiğini, bu durumu … 4. Noterliğinin … tarih … yevmiye numaralı ihtarı ile yazılı olarak bildirildiğini, taraflar arasında imzalanan kira sözleşmesinin, her iki tarafa karşılıklı hak ve yükümlülükler getiren tam iki taraflı bir sözleşme olduğunu, dava konusu kira sözleşmesinin tapuda şerhli iken taşınmazı satın alan ve dava konusu kira sözleşmesinin tarafı haline gelen ve sözleşmeyi ifa eden davalı şirketin daha sonra bu nitelikteki bir sözleşmeyi herhangi bir haklı gerekçe göstermeden ifa etmemesi ve haklı bir neden olmaksızın süresinden önce tek taraflı olarak feshetmesi ya da haksız olarak akdin ifasını imkansız hale getirmesinin mümkün olmadığını, davalı şirketin sözleşmeyi hiçbir haklı gerekçe göstermeden ve hiçbir fesih ihbar bildiriminde bulunmadan sözleşmeyi ifa etmeden sözleşme süresi içerisinde dava dışı … A.Ş lehine intifa hakkı tesis ederek, akdin ifasını imkansız hale getirdiğinden , müvekkilleri şirketin bu sözleşmenin uygulanması haline elde edeceği gelirleri ve doğacak karları elde edemediğini, müvekkilleri şirket ile davalı şirketin sözleşmenin ifa edildiği döneme yönelik ticari defterleri ve dava dışı… A.Ş’den davalı şirkete ait m3 bazında yapılan satışlar istenerek incelendiğinde davalı şirketin günlük satışlarının belirlenmiş olacağını, bu günlük satış miktarlarının sözleşmenin kalan yılı olan 21 yıl 8 ay 21 güne oranlanması ve bu satış miktarının müvekkilleri şirketin metreküp başına kar marjı ile çarpılması neticesinde, müvekkilleri şirketin mahrum kaldığı karın hesaplanabileceğini, bilirkişi incelemesi ile yapılacak bu hesaplama neticesinde müvekkilleri şirketin yoksun kaldığı kar tespit edebileceğinden, mahrum kaldıkları karlarından şimdilik 20.000,00 TL kısmını fazlaya ilişkin her türlü haklarının saklı kalmak kaydıyla talep ve dava ettiklerini bildirmiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi, duruşma gün ve saati tebliğ edilmiş, davalı vekili vermiş olduğu 17.07.2009 tarihli cevap dilekçesinde; Davacı vekilinin kira akdine dayanarak kira süresinin kalan kısmının 21 yıl 8 ay 21 gün olduğuna ilişkin beyanlarının doğru olmadığını, Rekabet Kurulu’nun da intifa ve kira sözleşmelerinin birlikte değerlendirilmesi yaklaşımını benimsediğini, bu durumda kira sözleşmesini geçerli sayıldığını düşünülse dahi Danıştay 13. dairesinin 13.05.2008 tarihli kararı ile Rekabet Kurulunun karaları doğrultusunda bayilik sözleşmesi ile kira sözleşmesinin birlikte değerlendirilmesi ve böylece inançlı işlemle teminat olarak yapılan kira sözleşmesinin de bayilik sözleşmesi süresinin bitim tarihi olan 31.07.2008 tarihinde sonar erdiğini, davacı şirketin Borçlar Kanunu ve 6570 sayılı kira kanunu düzenlemeleri ve hükümleri doğrultusunda üzerinde akaryakıt istasyonu bulunan taşınmazı kiracı sıfatı ile ticari amaçla hiçbir zaman işletmediğini, ticari faaliyetlerde bulunmadığını, kiracı sıfatı ile bir kar elde etmediğini, taraflar arasındaki kira sözleşmesinin inançlı işlem olduğunu, davacı şirket ile davalı şirket arasındaki hukuki münasebetin taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinden kaynaklandığını, kiracı şirketin davacı şirketle hiçbir zaman belirtilen taşınmazı kiracı sıfatı ile ticari anlamda kullanmadıklarını işletmediklerini, taşınmaza ait tüm ruhsatnameler, vergi kayıtları izin belgeleri ve diğer kayıtların davalı şirket adına olduğunu, bu taşınmazın bayii sıfatı ile bayilik sözleşmesinin tüm şartları ve borçları yerine getirilerek bitim tarihi olan 31.07.2008 tarihine kadar davacı şirketçe işletildiğini, davacı şirket ile davalı şirket arasında evveliyatı olan ancak 18.12.2002 tarihinde akdedilen işletme(bayilik) sözleşmesinin süresi birer yıl uzatılmak kaydı ile beş yıllık olduğunu, bu sözleşmenin hiçbir ihtara gerek kalmadan 18.12.2007 tarihinde sona ereceğinin sözleşmenin 30. maddesinde açıkça belirtildiğini, bayilik sözleşmesinin kendiliğinden sona ereceği tarih olan 18.12.2002 tarihinde önce taraflar arasında … 1. Sulh Hukuk Mahkemesindeki kira şerhinin makable şamil olmak üzere tescili için açılan dava devam ederken müvekkilleri şirketin … 2. Noterliğinden … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname ile sözleşmenin uzatılmayacağının davacı şirkete bildirildiğini, tapuya tescili olan kira şerhinin ancak üçüncü şahıslara karşı davacıyı korumak amacına yönelik olduğunu, oysa davacının davalıya karşı her zaman ileri sürülmesi mümkün olan bayilik sözleşmesinin 22. maddesinde belirtilen taşınmazın tahliyesi teslimi gibi kişisel haklarını kullanma olanağı bulunmadığını, davacının akaryakıt istasyonunu kendisinin ya da başkalarının çalıştırma işletme ve buradan kazanç elde etme niyeti olmaması nedeni ile bu hakkını kullanmadığını bildirerek davanın yetkisizlik, husumet ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin 21/12/2021 havale tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiklerini, davalıdan vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin bulunmadığını bildirerek; feragat doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin 21/12/2021 havale tarihli dilekçesi ile davacının feragat talebini kabul ettiklerini davacının davadan feragat etmesi üzerine vekalet ücreti ve yargılama gideri talebinde bulunmadıklarını belirtmişlerdir.
Davadan feragat HMK. nun 307 ve 309. maddelerin hükümleri gereğince uyuşmazlığı ve dolayısıyla davayı sona erdiren, davalı tarafın kabulünü gerektirmeyen ve kesin mahkeme hükmünün hukuksal sonuçlarını doğuran bir taraf işlemidir.
HMK nun 310. maddesi hükmüne uygun olarak davacının davadan feragatinin mahkemece saptanması halinde feragat sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerekir. Davacı vekilinin vekaletnamesindeki yetki durumu incelendiğinde, davadan feragate yetkili olduğu saptanmaktadır. Feragat bildirimi de HMK. nun 310. maddesi hükmüne uygun olarak mahkemece tespit olunmuştur. Bu yasal nedenlerle davanın feragat sebebiyle reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Feragat nedeniyle davanın reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesince hesaplanan 59,30 TL maktu karar ve ilam harcının başlangıçta mahkeme veznesine yatırılan 270,00 TL harç ile ıslah harcı olan 42.698,00 TL’nin toplamı olan 42.968,00 TL harçtan mahsubu ile bakiye 42.908,70 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Taraflarca karşılıklı olarak vekalet ücreti ve yargılama gideri talep edilmediğinden bu konuda bir karar oluşturulmasına yer olmadığına,
4-Davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair verilen karar tarafların yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki haftalık sürede HMK 341. Maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 21/12/2021

Başkan …
E-İMZALI
Üye …
E-İMZALI
Üye …
E-İMZALI
Katip …
E-İMZALI

Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.