Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/229 E. 2020/501 K. 02.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/229 Esas
KARAR NO : 2020/501

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 08/11/2012
KARAR TARİHİ : 02/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl dava dosyasında davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … Büyükşehir Bedeliyesinin … , … ve … İstasyonları İkmal İnşaatı işinin ana müteahhidi olduğunu, işin teknik şartname ve projelere uygun olarak diyafram duvarlarının ve baret kolonların, kazı hazır donatı kafesi yerleştirme ve beton dökme işçiliğinin yapılması konusunda davalı tarafla 03/05/2010 tarihinde sözleşme imzalandığını, sözleşme kapsamında yapılan işlere karşılık olarak müvekkili tarafından davalı tarafa fazla ödemelerin yapldığı tespit edildiğini, ancak müvekkili tarafından yapılan fazla ödeme bedellerinin davalıdan iade edilmemesi nedeniyle alacağın tahsili amacıyla … 21. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden takibe geçildiğini, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamını, % 20 oranında icra inkar tazminatı ile yargılama masrafları ve vekalet ücretininde davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl dava dosyasında davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında … ve … İstasyonları İkmal İnşaatı yapımı işinde diyafram duvar ve baret kolonların kazı hazır donatı kafesi yerleştirme ve beton dökme işçiliği yapılmasına ilişkin 03/05/2010 tarihinde sözleşme imzalandığını, davacı tarafından sözleşme kapsamında işi yapmaması sebebiyle sözleşmenin feshedildiğini, yeni sözleşmenin 18/02/2011 yeniden imzalandığını, sözleşme kapsamında hakedişlere karşılık olarak düzenlenen faturaların davacı tarafından malzeme ve cari alacakları nedeniyle iade edildiğini, ancak davacının faturaya iade etmek hakkının bulunmadığını, yapılan işler kapsamında müvekkilininde davacıdan alacaklı olduğunu savunarak davanın usul ve esastan reddi ile yargılama masrafları ve vekalet ücretininde davacı tarafa yükletilmesini istemiştir.
Birleşen dava dosyasında davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava davacı ortaklığın, halen … Büyükşehir Belediyesinin …, … ve … İstasyonları İkmal İnşaatı işinin ana müteahhiti olduğunu, bu çerçevede anılan işin “teknik şartname ve projelere uygun olarak diyafram duvarlarının ve baret kolonların, kazı, hazır donatı kafesi yerleştirme ve beton dökme işçiliğinin yapılması” kısmını yapmak üzere davalı borçluya 03/05/2010 tarihli Taşeron Sözleşmesi isimli kullanılacak delici uçlar, mazot bedelleri ve tüm işçilik taşeronunun yükümlülüğünde olmak üzere bir sözleşme yapıldığını, bu sözleşmenin ekleri ile Taşeron İşçilik ve Malzeme Özal Şartları, Birim Fiyatları ve Keşif tutarları, İşveren-Taşeron Mükellefiyetler, İş Programı belirlendiğini, bu sözleşmeye göre işler yürütülmekte iken 18/02/2011 tarihinde Ek-2 adı verilen sözleşme yapıldığını, bu sözleşme ile ana sözleşmede bir değişiklik yapılarak … istasyonunda ve … istasyonuna yönelik hükümler bulunduğunu, bu Ek-2 sözleşme ana sözleşme ve Ek-1 ile birlikte 30/06/2011 tarihinde son bulacağını, aksi takdirde hiçbir hüküm ifade etmeyeceğinin de sözleşme hükümlerinden olduğunu, daha sonra yine 05/04/2011 tarihinde Ek-3 adlı sözleşme yapıldığını, bu sözleşmenin ise makinelerin konumlanması ve yer değştirmelerinin en geç 30/04/2011 tarihine kadar gerçekleştirilmesini tarif etmekte olduğunu, bu sözleşmeler ve bunlara dayalı yapılan işlerle ilgili olarak çeşitli avanslar ve geçici hakedişlere dayalı ödemelerin davacı ortaklık tarafından davalı şirkete ödendiğini, bu hususlara ilişkin olarak toplam 13 adet geçici hak ediş, nihayetinde de 14.hakedişin yani nihai hakediş düzenlendiğini, ancak davalı şirket tarafından imzalanmadığı için kesin hesapların yapılamadığını, davacı şirketin yapmaya hakkı olarak kesintileri yapamadığını, böylece davalı şirketin haksız olarak fazla hak ediş ödemeleri aldığını ancak tüm taleplere rağmen iade etmediğini, toplam 454.902,73TL tutarında tahmini eksik kesinti alacakları mevcut olduğunu, kesin talep edilebilir rakamın ancak tahkikatın sonunda netleşebileceğinden, fazlaya ve sair hukuklara ilişkin tüm talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, hakedişler sebebiyle davalı tarafa yapılan fazla ödemeler ve ayırca yapılması gerektiği halde yapılmamış yada eksik yapılmış kesintilerin tesbiti ile şimdilik değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere asgari 250.000,00TLnin, ayrıca davalı yanın eksik ve kusurlu işler yaparak oluşturduğu zarar nedeniyle şimdilik değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere asgari 50.000,00TL tazminatın cem’an 300.000TLnin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen dava dosyasında davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu taleplerin zaman aşımına uğradığını, davalının sebepsiz yere zenginleştiği iddiası ile davacının huzurdaki davayı açtığı, bu sebeple açılan davalarda önceki BK’nun 1 yıl, yeni BK’nun ise 2 yıllık zamanaşımı süreleri öngördüğünü, hangi kanun dönemine gelirse gelsin sürelerin geçtiğini, ayrıca davacının fazla ödeme yaptığı iddiası ile icra takibi başlattığını, haklı itirazlarından sonra bu defa … 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında dava açtığını, işbu dava ile aynı talebi içeren fazla ödeme iddiasının mevcut olduğundan, bu yönden derdestlik itirazında bulunduklarını, söz konusu sözleşmeler kapsamında işlerin 2011 yılı içinde tamamlanmasını müteakip, uzun süre son ve 15 nolu hak edişin davacı tarafından hazırlanmasının beklendiğini ve hakedişin düzenlenerek imzalanmak üzere taraflarına iletilmesini müteakip hak edişin davacı tarafından imzalanarak ilgili faturası olan KDV dahil 73.126,15TL bedelli faturanın muhataba gönderildiğini, ancak muhatabın … 5.Noterliğinden … tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile söz konusu faturanın “sözleşme gereği malzeme ve cari alacakları” olduğu nedenini öne sürerek iade ettiğini, davacı tarafından bu gerekçe ile faturanın iadesinin mümkün olmadığını, faturanın yapılan işin bedeli olduğunu, konu işle ilgili ve sözleşme ve sözleşmeler kapsamında ara hak edişler ile bugüne kadar toplam 2.153.806,28TL+KDV fatura kesildiğini, diğer bir deyişle davalının kabul etmediği 15 nolu ve son hakediş tutarı olan 61.971,62TL+KDV hariç olmak üzere toplam iş miktarı 2.153.086,28TL+KDV’ye baliğ olduğunu, söz konusu işin yıllara yaygın iş olması nedeniyle bugüne kadar ilgili mevzuat gereği hak edişlerden toplam 43.157,34TLsinin stopaj kesintisi bulunduğunu, söz konusu işin davacı tarafından tamamlandığının davacı tarafından da kabul edildiğini, dolasıyla işin geçici kabulün yapıldığının kabulu gerektiğini, 16/01/2012 tarihindeki kesin hesap davetinde iletilen kesin hak edişte belirtilen motorin ve kesici uçlara ilişkin kesinti miktarlarına davalı şirket yetkililerince itiraz edildiğini, sözleşmeye aykırı olması bi yana, ilgili her iki istasyon konumundaki çalışmalar esnasında talep edilmesine rağmen işveren tarafından temin edilen motorin ve kesici uçların davalı şirkete teslim edildiğine dair herhangi bir belgenin alacaklı tarafından ibraz edilemediğini, davacının fazla ödeme yapıldığına ilişkin iddiasının ise tamamen dayanaktan yoksun olduğunu, bugüne kadar davalı şirkete yapılan ödemelerin, davacının kabul etmediği 15 nolu hak ediş faturası da dahil edildiğinde alacak/borç bakiyesinin sıfır verdiğini, kesin hakediş aşamasında asılsız olarak geçmiş dönemde kesilmesi gerektiği iddia edilen kesintilerin olduğundan bahsedilmesi ve bu iddiaya istinaden müvekkili şirket Zetaş’a fazla ödeme yapıldığ iddiasının gerçekten yoksun olduğunu,…’ı 26/08/2012 tarihli 112899 nolu faturası ile KDV dahil 180.000TL tutarındaki teslim edilen kesici uçlara ait ödemenin, … tarafından 17/05/2011 tarihinde aynı rakam 180.000TL olarak 30/05/2011 vadeli çek ile …’a yapıldığını, bu iki ödemenin hak ediş ödemeleri olmayıp …’nin Zetaş’tan temin ettiği malzemelere karşı yaptığı malzeme satış bedellerine ilişkin olduğunu, tüm bu hususların sabit olduğunu, faturanın sonradan düzenlenmesinin aleyhe sonuç yaratamayacağını, vadeli çek ile bedelin zaten alındığnı, davacı tarafın kötü niyetli olduğunu beyanla, haksız ve dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava konusu celp edilen … 4. Asliye Ticrate Mahkemesinin … D.iş sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından sözleşme konusu mahalde delil tespitinin yapılmasının talep edildiği, mahkemece İnşaat Mühendisi bilirkişiye tevdii edilen dosyaya 19/03/2013 tarihinde tanzim olunan bilirkişi raporunda; beton imalatına ilişkin toplam 59,0768 olduğu, kalıp imalatının toplam da 133,176, filiz ekimi imalatının toplam da bedelinin 23.360 TL olduğu, yaklaşık donatı miktarının 11,815 tn, tespit tarihi itibariyle imalat tutarının toplam olarak 93.870,64 TL olduğu yönündü görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Mahkememizce dava konusu celp edilen … 21. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu hakkında cari hesaba dayalı alacağın tahsili amacıyla 171.924,00 TL asıl alacak ile 16.013,66 TL faizden oluşan toplam 187.937,66 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalının borca, faize, faizin başlangıç tarihine, hesaplanan faiz bedeli ile takibe itiraz etmesi üzerine takibin durdurulduğu, süresinde de huzurdaki davanın açıldığı tespit edilmiştir.
Kaldırma ilamı öncesi gerekçeli kararda bahsedilen tüm talimat raporları ve mahkememizce alınan bilirkişi heyet raporları dosyamız arasına alınmıştır.
Mahkememizin 2012/307 esas sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılama neticesinde ana davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulü ile 23.686,04 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair karar verilmiştir.
Davacı vekilinin 24/07/2019 havale tarihli dilekçesi ile davalı vekili ise 09/09/2020 havale tarihli dilekçesi ile mahkeme kararını istinaf etmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesinin 2019/1878 esas 2020/394 karar sayılı 11/03/2020 tarihli ilamında; ” Taraflar arasında … ve … İstasyonları İkmal İnşaatı yapımı işinde diyafram duvar ve baret kolonların kazı, hazır donatı kafesi yerleştirme ve beton dökme işçiliği yapılması ile ilgili 03.05.2010 tarihli sözleşme ve 18.02.2011 ve 05.04.2011 tarihli ek sözleşmeler düzenlenmiştir. Davacı yüklenici, davalı taşerondur.
Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde de belirtildiği üzere, asıl dava yönünden davalı vekili davanın reddi ile haksız ve kötü niyetli takip yapan davacı hakkında kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ettiği halde, mahkemece bu husus gerekçede tartışılmadığı gibi kısa karar ve gerekçeli kararın hüküm kısmında davalı vekilinin bu talebi yönünden olumlu yada olumsuz bir karar verilmemiştir. HMK’nın 297/2. Maddesine göre, hükmün sonuç kısmında talep edilen hususların her biri hakkında ayrı ayrı karar verilmesi zorunludur. Bu nedenle, mahkemece asıl davada davalı vekilinin kötü niyet tazminatı talebi konusunda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi doğru olmamıştır.
Açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin istinaf başvurularının usul yönünden kabulü ile 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince yerel mahkeme kararının kaldırılarak, yukarıda açıklanan şekilde tüm talepler hakkında bir karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.” şeklinde hüküm verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Ana Dava; davacının cari hesaptan geçici hak edişlerle birlikte fazladan yaptığını iddia ettiği alacağının tahsili amacıyla yaptığı icra takibine, davalının yaptığı itiraz üzerine takibin durması nedeniyle açılan itirazın iptali davasıdır.
Birleşen dava; davacı tarafça hak edişler nedeniyle fazla ödemeler yapıldığı iddiasıyla eksik kesintilerin tespit edilerek şimdilik 250.000 TL nin ve ayrıca eksik ve ayıplı işler nedeniyle oluşan şimdilik 50.000 TL zararın davalıdan tahsiline ilişkin davadır.
Mahkememiz önceki kararı, asıl dava yönünden davalı vekili tarafından davanın reddi ile haksız ve kötü niyetli takip yapan davacı hakkında kötü niyet tazminatına hükmedilmesi talep edildiği halde mahkememizce bu hususun gerekçede tartışılmaması nedeniyle kaldırılmıştır.
Davacı … A.Ş. – … Lt. Şti. Ortaklığı ile davalı …Ş. arasında … ve … İstasyonları İkmal İnşaatı yapımı işinde diyafram duvar ve baret kolonların kazı, hazır donatı kafesi yerleştirme ve beton dökme işçiliği yapılması ile ilgili 03.05.2010 tarihli sözleşme imzalanmıştır. Sözleşmenin tahmini bedeli 2.760.900 TL + KDV’dir. Sözleşmenin imzalanması ile işe başlanmış olup zeminde beklenmedik bazı zorluklar ile karşılaşılmış ve iş süresinde yetiştirilememiş, bunun üzerine 18.02.2011 tarihinde Ek-2 sözleşmesi ve 05.04.2011 tarihinde de Ek-3 sözleşmesi düzenlenerek imzalandığı, asıl sözleşmeye göre taşeronun kullanacağı akaryakıt işveren davacı tarafından şantiyede temin edilecek, bedeli taşeron hakedişlerinden kesilecektir. Kesici uçlar ise taşeronun sorumluluğunda bulunmaktadır.
18.02.2011 tarihli Ek-2 sözleşmesine göre; değişen/ilave şartlarda; … istasyonunda deplase yapılacak kanalın altında ve diğer tarafında kalan panellerin imalatında tüm iş makinelerinin mazot bila bedel işveren tarafından temin edilecektir. Bu tarifli bölgedeki panellerde kesici uçlar taşeron tarafından temin edilecektir.
… istasyonunda bu Ek-2 sözleşmenin yürürlüğe girmesi sonrasında yapılacak tüm panellerde, tüm taşerona ait iş makineleri için kullanılan ve işveren tarafından temin edilen mazot bedelinin yarısı işveren tarafından taşeron hakedişinden kesilecek geri kalan yarısı ve kesici tüm uçlar işveren tarafından bila bedel temin edilecektir.
Bundan dolayı 18.02.2011 tarihinden sonraki hakedişlerde … İstasyonunda tüm iş makineleri için mazot bila bedel işveren tarafından, kesici uçlar ise taşeron tarafından temin edilecektir. … istasyonunda ise taşeronun makineleri tarafından kullanılan ve işveren tarafından temin edilecek mazotun yarısı işveren tarafından diğer yarısı ise taşeron tarafından temin edilecektir. Bu istasyonda tüm kesici uçlar işveren tarafından bila bedel temin edilecektir. Dolayısıyla 9 nolu hakedişten başlayarak müteakip hakedişler de Ek-2 sözleşmesi kapsamında hazırlanmalıdır.
Taraflar arasında 05.04.2011 tarihli Ek-3 sözleşmesi imzalanmıştır. Hem Ek-2 hem de Ek-3 sözleşmelerinde “ Bu Ek-3 sözleşmenin imza edildiği tarihe kadar olan tüm hususlarla ilgili ana sözleşme, Ek-1 ve Ek-2 den doğan tüm hususlarda taraflar birbirini ibra eder ve karşılıklı herhangi bir nam altında olursa olsun tazminat talepleri olmadığını beyan eder.” hükmü bulunmaktadır.
Bu kapsamda Ek-3 sözleşme gereğince 05.04.2011 tarihinden önceki durumla ilişkin olarak tarafların birbirlerini tüm hususlarla ilgili ibra etmiş olmaları nedeniyle bu tarihten önce hakedişlerden yapılması gerekip de yapılmayan veya unutulan kesintilerin göz önüne alınmaması gerekir. Bundan dolayı 28.02.2011 tarihli 8 nolu hakedişe kadar (8. hakediş dahil) unutulan veya başka nedenlerden dolayı yapılmayan kesintilerin bu tarihten sonra talep edilmesi mümkün değildir.
Bu sebeple inceleme 9-15 nolu hakedişler üzerinde yapılmıştır. Bu hakedişlerde yapılan bazı kesintiler Ek-2 ve Ek-3 sözleşme hükümlerine uygun olarak yapılmamıştır. Ancak 9-14 nolu hakedişler taraflarca itirazsız olarak imzalanmış ve bedelleri de ödenmiştir.Bu sebepten dolayı kesin hesap çalışması heyet tarafından 2 alternatifli olarak yapılmıştır.
Yapılan bu hesaplamalarda kullanılan veriler işin mahallinde keşif yapılarak rapor hazırlanan … 1. ATM nin … Talimat nolu dosyasındaki 24.10.2014 tarihli bilirkişi heyet raporundan alınmıştır. Bu veriler aynı zamanda … 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas no.lu dosyasına sunulan bilirkişi raporlarında da esas alınmıştır.
Mahkememizce alınan teknik bilirkişi heyet raporları ve talimat mahkemesinden kesin hesabın belirlenmesi için yazılan talimat sonucunda alınan talimat bilirkişi heyet raporunda yapılan tespitler neticesinde mahkememizin 19 nolu celsesinde tarafların son bilirkişi raporuna karşı itiraz beyan dilekçeleri ve 27.06.2018 tarihli duruşmadan sonra sundukları beyan dilekçeleri, bu celse beyan edilen hususlar ve özellikle davacı tarafça 180.000 TL’lik faturanın fiktif olduğu iddiasının raporda tartışılarak ve davalı tarafça ileri sürülen takas mahsup hususlarının da değerlendirilerek önceki raporlardaki çelişkileri de giderecek şekilde dosyanın mali müşavir, akademisyen hukukçu ve inşaat bilirkişileri heyetine tevdiine karar verilmiş olup hüküm kurmaya elverişli, irdeleyici yukarıda ayrıntılı dökümü yapılan 25/02/2019 tarihli teknik bilirkişi raporunun birleşen dava açısından 180.000 TL bedelli fatura yönünden, akaryakıt kesinti tablosunda 01.08.2011-16.12.2011 tarihleri arasındaki çalışmanın sadece …istasyonunda yapıldığı anlaşılmakla akaryakıt bedelinin Ek-2 sözleşmesine göre vinç bütün masrafları ile bila bedel işveren tarafından temin edilmesi gerekeceğinden 15. hakedişten düşülmemesi gerekeceğinden 15 nolu kesin hesaba göre kesin hakediş itibarı ile davalı taşeronun KDV dahil 70.184,60 TL alacaklı olduğu kanaatine varılarak 1. Alternatif olarak hesapladığı kısma itibar edilerek yapılan değerlendirmede; asıl dava dosyası kapsamında: davacı … Ortaklığının davalı taşeron …’tan herhangi bir alacağının bulunmadığı, birleşen dava dosyası kapsamında: davacı … Ortaklığının EK-2 sözleşmesinin kurulum tarihinden önceki 6-7 ve 8 nolu hakedişlerden, EK-2 sözleşmesinin ibra hükmü gereğince bir talepte bulunmasının mümkün olmadığı, ortaya çıkan eksik ve kusurlu işler nedeniyle, … ve … no.lu kolonların güçlendirilmesi gerektiği konusuna ilişkin bilirkişi görüşlerine son heyetçe aynen katılındığı, güçlendirme için 2013 yılı birim fiyatları ile önceki bilirkişi kurullarınca hesaplanan 93.870,64’TL’nin uygun ve makul olduğu, davalı Taşeron’un 180.000 TL bedelli fatura ile ilgili talebinin ise 1. alternatif değerlendirmeye göre, davalının davacı ortaklıktan 70.184,60 TL alacaklı olduğu anlaşılarak davacı ortaklığın, davalı taşerondan 23.686,04 TL alacaklı olduğu teknik bilirkişi heyet raporundan anlaşılmakla ana davanın reddine, alacağın varlığı yargılamayı gerektirdiğinden davacının takip yapmakta haksız ve kötü niyetli olmadığı kanaatine varıldığından davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine, birleşen davanın kısmen kabulü ile 23.686,04 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Ana davanın REDDİNE, davalının kötüniyet tazminatı talebinin REDDİNE,
-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.851,30 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.796,90 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
-Davacı tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
-Davalı tarafından yapılan tebligat, müzekkere, posta ve bilirkişi ücretlerinden oluşan toplam 2.698,70 TL yargılama giderinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
-Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca hesap olunan 21.605,64 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
2-Birleşen davanın KISMEN KABULÜ ile 23.686,04 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 1.617,99 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 5.123,25 TL + 750,00 TL tamamalama harcından oluşan toplam 5.873,25 TL harçtan mahsubu ile bakiye 4.255,26 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
-Davacı tarafından yatırılan 1.617,99 TL harcın davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
-Davacı tarafından yapılan posta, tebligat ve müzekkere masraflarından oluşan toplam 119,55 TL yargılama masraflarından davanın kabulü reddi oranında yapılan hesaplama neticesinde 8,25 TL yargılama masrafnın davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
Bakiye kısmın davacının üzerinde bırakılmasına,
-Davalı tarafından yapılan posta, tebligat ve müzekkere masraflarından oluşan toplam 19,00 TL yargılama masraflarından davanın kabulü reddi oranında yapılan hesaplama neticesinde 17,70 TL yargılama masrafnın davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
Bakiye kısmın davalının üzerinde bırakılmasına,
-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca hesap olunan 3.552,91 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
-Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca takdiren 3.552,91 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
3-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK. 341. maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 02/10/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”