Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/225 E. 2020/514 K. 06.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/225 Esas
KARAR NO : 2020/514

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/08/2019
KARAR TARİHİ : 06/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … Tic A.Ş tarafından davalıya verilen 20/04/2018 vade tarihli 75.000 TL bedelli bonoda kefil olarak imzası bulunan müvekkili aleyhinde bu bonoya istinaden davalı tarafça … 18. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, ödeme emrinin tarafına usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmediğini, ancak senet asıl borçlusunun 24/04/2018 tarihinde senet borcunu banka kanalı ile davalıya ödediğini, diğer borçlu firma tarafından 75.000 TL’lik senetten kalan bakiye 60.000 TL’nin ödendiğini, bu nedenle de davalıya bir borçlarının olmadığını beyan ile öncelikle icra müdürlüğüne yatırılan paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde tedbir kararı verilmesini ve nihayetinden davalı alacaklıdan borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında, icra takibindeki ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edildiğini, davacının beyanındaki ödemenin borçlunun başka borçlarına istinaden yapıldığını, yapılan bir kısım ödemelerin mahsubundan sonra müvekkilinin 60.500 TL alacaklı olduğunu, davacının kefili olduğu bononun ise vadesi gelmesine rağmen ödenmediğini, bu nedenle de icra takibine geçmekte haklı olduklarını beyan ile davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkememiz dosyasının 25/11/2019 Tarihli, 2019/527 Esas ve 2019/1199 Karar sayılı kararı ile davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verildiği ancak davacı vekilinin 04/12/2019 havale tarihli dilekçesi ile mahkememiz tarafından verilen kararın kaldırılmasına ilişkin istinaf yoluna başvurulduğu, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 13/03/2020 tarih, 2020/613 Esas 2020/665 Karar sayılı kararında; “01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Kanun’un 5/A. maddesinde “dava şartı olarak arabuluculuk” başlığı ile; “Bu Kanun’un 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalarda konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
TTK’nın 5/A maddesine göre, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı ise de; menfi tespite ilişkin iş bu uyuşmazlık alacak davası mahiyetinde değerlendirilemeyecek olup somut olay yönünden davacı tarafın arabulucuya başvuru zorunluluğu bulunmamaktadır. Açıklanan nedenle davacı tarafın istinaf isteminin kabulü ile HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca kararın kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.” mahkememiz tarafından verilen 25/11/2019 Tarihli, 2019/527 Esas ve 2019/1199 Kararı kaldırılarak dosya 2020/225 Esas sayılı sırasına kaydı yapılarak açık yargılamaya devam olundu.
Mahkememizce açık yargılama devam ederken davacı vekilinin 30/09/2020 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiğini bildirdiği, davalı vekilinin 01/10/2020 havale tarihli dilekçesi ile feragatı kabul ettiklerini, yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını bildirdiği görülmüştür.
Davadan feragat HMK.nun 307. ve 309. maddelerin hükümleri gereğince uyuşmazlığı ve dolayısıyla davayı sona erdiren, davalı tarafın kabulünü gerektirmeyen ve kesin mahkeme hükmünün hukuksal sonuçlarını doğuran bir taraf işlemidir.
HMK’nun 310. maddesi hükmüne uygun olarak davacının davadan feragatinin mahkemece saptanması halinde feragat sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerekir. Davacı vekilinin vekaletnamesindeki yetki durumu incelendiğinde, davadan feragate yetkili olduğu saptanmaktadır. Feragat bildirimi de HMK.’nun 310. maddesi hükmüne uygun olarak mahkemece tespit olunmuştur. Davacı vekilinin beyanı doğrultusunda, davacının davasının feragat sebebi ile reddine dair aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Harçlar yasası uyarınca belirlenen karar harcı olan 54,40 TL’nin, peşin alınan 1.033,19 TL harçtan mahsubu ile fazla harç olan 978,79 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Talep edilmediğinden taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına,
Dair dosya üzerinden verilen karar tarafların yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 06/10/2020

Katip …
¸¸

Hakim …
¸¸