Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/222 E. 2020/254 K. 10.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/222 Esas
KARAR NO : 2020/254

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 14/04/2020
KARAR TARİHİ : 10/06/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının tensiben yapılan incelemesi sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu 14/04/2020 tarihli dava dilekçesi özetle; müvekkilinin birikimlerini dava dışı … A.Ş.’ye yatırdığını, … A.Ş.’nin tasfiye sürecinde alacağın davalı şirkete temlik edildiğini, 30/11/2020 tarihinde taraflar arasında taksitli borç üstlenme sözleşmesi imzalandığını, 13/08/2018 tarihinde davalının müvekkiline olan borcunun 1.490,00 USD ve 3.385,26 Euro’yu 40. Taksitten 72. Taksite kadar ödememesi üzerine icra takibine geçildiğini, 18/08/2018 tarihinde davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, itiraz üzerine davalı şirket ile arabuluculuk görüşmesi gerçekleştirildiği ancak anlaşmaya varılmaması üzerine dava açılmasının zorunlu olduğunu bildirmekle davalının haksız itirazının iptaline ve takibin devamına, davalının %100 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gider ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı şirkete usulüne uygun olarak tensip zaptı ve dava dilekçesinin tebliğ edildiği görülmekle, davalı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesi özetle; dava konusu alacağın hukuken henüz talep edilebilir olmadığını, borcu nakleden dava dışı … A.Ş.’nin tasfiye sürecinin devam ettiğini ve tasfiye süreci devam eden katılım hesabı sahibinin tasfiye sonucunu beklemeden icra takibini başlatmasının hukuken mümkün olamayacağını, sözleşme sırasında borç veya alacağın muaccel olmadığını bildirmekle davanın reddine, davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe;
Dava; davacının dava dışı tasfiye halindeki … A.Ş’den olan kar ve zarar katılım akti, cari hesaplar ve hesap eklerindeki alacağının, temlik alan davalı şirkete temlik edildiğine dair alacağın temliki, sulh ve ibra sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili istemiyle başlatılan icra takine karşı yapılan itirazın iptali davasıdır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 21.03.2019 tarihli 2017/11-2630 Es. 2019/328 K. Sayılı ilamında özetle; “Tüm bu açıklamalar ve ortaya konulan yasal düzenlemeler karşısında somut olay incelendiğinde; davacılar ile davalı şirket arasında 18.01.2011 tarihli alacağın temliki, sulh, ibra ve feragat sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşmeye göre davalı şirketin davacılara her ay 150 Euro olmak üzere toplam 7.669,38 Euro ödeme yapmayı taahhüt ettiği, davalı şirketin edimlerini yerine getirmemesi üzerine davacılar tarafından davalı aleyhine icra takibi başlatıldığı, davalı şirketin takibe itirazı üzerine eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Davacılar ile davalı şirket arasında imzalanan alacağın temliki sözleşmesi bağımsız mahiyette bir sözleşmedir ve taraflar açısından kendi başına hüküm ifade eder. Davacılar anılan sözleşmeye dayanarak sözleşmenin karşı tarafı olan davalı …Dış Tic. A.Ş. aleyhine icra takibinde bulunmuş ve itiraz üzerine itirazın iptali davası açmıştır. Davacıların temlik sözleşmesine konu yaptığı alacağın borçlusu durumundaki Tasfiye Halindeki … A.Ş. bu davada taraf değildir. Eldeki dava TTK’da düzenlenen mutlak ticari davalardan olmadığı gibi davacıların tacir olmadıkları da gözetildiğinde her iki tarafın ticari işletmesiyle ilişkili değildir. Bu nedenlerle davaya bakmakla görevli mahkeme asliye ticaret mahkemesi değil 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi gereğince genel görevli asliye hukuk mahkemesidir.
Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında, alacağın temliki sözleşmesinin temelindeki ilişkinin davacılar ile Tasfiye Halindeki … A.Ş. arasındaki kar – zarar katılım hesabından kaynaklandığı, 6102 sayılı TTK’nın 4/1-f maddesi gereğince ticari davanın söz konusu olduğu ve yine TTK’nın 5. maddesi gereğince de ticaret mahkemesinin görevli olduğundan yerel mahkemenin direnme kararının yerinde olduğu ileri sürülmüş ise de bu görüş yukarıda açıklanan gerekçelerle Kurul çoğunluğunca yerinde görülmemiştir.” belirtilmiştir. Dolayısıyla dava dışı … kurumundan olan alacağın devrine ilişkin davalarda görevli mahkemenin tarafların tacir olması ve her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde Asliye Ticaret Mahkemesi olacağı, aksi halde HMK m.2 gereğince genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesi olacağını hususu netliğe kavuşmuştur.
Somut olayda; taraflar arasındaki uyuşmazlık, 30.11.2010 tarihli “Alacağın Temliki, Sulh, İbra, Feragat” sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Talep, sözleşmeden kaynaklanan alacağın tahsiline ilişkindir. Davacı taraf, davalının bu sözleşme ile üstlendiği edimleri yerine getirmediğini, davalının ödemesi gereken taksitleri ödemediğini iddia etmektedir. Esasında yargılama konusu, davalının bu sözleşme ile üstlendiği borçları ödeyip ödemediğine ilişkindir. Yani davacının dava dışı tasfiye halindeki … Kurumu A.Ş ile arasındaki hukuki ilişki yargılama bakımından önem arz etmemektedir. Dosya kapsamından, davacı tarafın tacir olmadığı, uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklanmadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle görevli mahkemenin yukarıda anılan Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı uyarınca İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu sonucuna varılmış, mahkememizce görevsizlik kararı verilmiştir.
Tüm bu açıklanan nedenlerle; 6102 sayılı TTK’nın yürürlüğü ve uygulama şekli hakkındaki kanunda değişiklik yapılmasına dair kanunun 2.maddesinde asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemeleri ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu, bu durumda göreve ilişkin usul hükümlerinin uygulanacağı düzenleme konusu yapıldığı, görev kamu düzenine ilişkin olup mahkemece yargılamanın her aşamasında resen dikkate alınacağı hususları dikkate alınarak HMK’nın 114/c uyarınca, tensip yapılmaksızın dosya üzerinden mahkememizin görevsizliğine, görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde, dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
2-HMK 331.maddesi uyarınca harç ve masrafların görevli mahkemede nazara alınmasına,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, tarafların yokluğunda tebliğden itibaren 2 haftalık sürede İSTİNAF yolu açık olmak üzere karar verildi.10/06/2020

Katip …
¸¸

Hakim …
¸¸