Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/216 E. 2022/635 K. 11.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/216 Esas
KARAR NO : 2022/635

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/03/2020
KARAR TARİHİ : 11/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin 27/03/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle, Müvekkil alacağının tahsili için … 18.İcra Müd…. E sayılı dosyası ile borçlu-davalı hakkında ilamsız icra yoluyla icra takibi başlattığını, davalı-borçlunun, borçlu olmadığını iddia ederek itirazda bulunduğunu, borçlunun itirazının haksız ve kötüniyetli olup iptali gerektiğini, takibe konu alacağın dayanağı 14.03.2019 tarihli çek bakiye alacağı olduğunu, müvekkil şirket yetkili hamili olduğu çekin rızası dışında elinden çıkması zayi nedeniyle , iptal kararı verilmesi için … 9.Asliye Ticaret Mahkemesi … E sayılı dosyası ile dava açıldığını, yapılan yargılama sonucunda davalı-borçlunun CD medya tarafından …bank … Şubesinin hesabından keşide edilen 31.05.2018 keşide tarihli ve 125.000.000 TL bedelli … nolu çekin 6102 sayılı TTK 818/1-s maddesinin atfı ile aynı yasanın 764/1.maddesi uyarınca iptaline karar verildiğini, söz konusu çekte cirantalar … ,…Ltd.Şti. , … san.Ve Tic.Ltd.Şti olduğunu, davalı-borçlunun, borçlu olmadığını iddia etmesine rağmen takibin dayanağı olan çeke herhangi bir itirazda bulunmadığını, müvekkil şirketin paslanmaz sac plaka işi yapmakta olduğunu, ciranta olan … şirketine stand yaparak çeki aldığını, buna ilişkin belge, fatura şirket defter ve kayıtlarında mevcut olduğunu, icra takibine geçildikten sonra takip- dava dışı ciranta tarafından müvekkile 80.000 TL ödeme yapıldığını, borcun tamamı gerek keşideci davalı -borçlu ,gerekse dava dışı cirantalar tarafından ödeneceği belirtilmişse de bugüne kadar ödenmediğini, borçlu ile yapılan gerek mail yazışmaları , gerekse whatsap yazışmalarında ,borcu kabul ederek , borca itiraz etmedikleri gibi borcu ödeyeceklerini belirtmiş olmalarına rağmen bugüne kadar ödeme yapılmamış dosya borcu ödenmediğini, müvekkil şirket defter ve kayıtları incelendiğinde davalı-borçlunun müvekkil şirkete borcu olduğu anlaşılacağını, davalı borçlu yapılan tüm ihtar ve yazışmalara rağmen borcunu ödemekten imtina ederek müvekkil şirket hukuki yollara başvurmak zorunda kaldığını, alacağın ticari alacak olması sebebi ile İstanbul Anadolu Arabuluculuk bürosuna başvurulduğunu, görüşmede anlaşamama tutanağı düzenlendiğini, bu nedenlerle davalının icra takibine itirazının iptaline , takibin devamına , davalının itirazının kötü niyetli olması ve alacağın likit bir alacak olması nedeniyle %20 den az olmamak üzere davalının icra inkar tazminatıyla mahkumiyetine ,masraf ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalıya usulüne uygun olarak dava dilekçesi ve tensip zaptının tebliğ edildiği ancak cevap dilekçesi sunulmadığı görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, davacı taraf, keşidecisi davalı olan çekin zayi olduğunu, zayi nedeniyle iptaline karar verildiğini, çekin hamili olduğunu beyan ederek çekin bedelinin tahsili istemiyle başlatılan icra takibine davalı tarafın itiraz ettiğini, dava dışı ciranta tarafından 80.000,00 TL ödeme yapıldığını, bakiye kısım yönünden itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davaya konu … 18.İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, 80.000,00 TL Bakiye çek alacağı ve 11.603,84 TL işlemiş faiz alacağı yönünden icra takibine geçildiği, borcun sebebi olarak 31.05.2018 keşide tarihli … seri nolu 125.000 TL bedelli çekin tahsilinin bildirildiği, davalı tarafça süresinde yapılan itiraz sonucunda takibin durdurulmasına karar verildiği, davacı tarafça da 1 yıllık hak düşürücü süre içinde işbu davanın açılmış olduğu anlaşılmıştır.
… 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin …Esas ve … Karar sayılı dosyasının incelenmesinde, dava konusu icra takibinde borcun sebebi olarak gösterilen … AŞ tarafından …Bank … Şubesinin … numaralı hesabından keşide edilen, 31.05.2018 keşide tarihli ve 125.000,00 TL bedelli … nolu çekin 6102 sayılı TTK’nın 818/1-s maddesinin atfı ile aynı yasanın 764/1. Maddesi uyarınca iptaline karar verildiği görülmüştür.
Mahkememizin 05/10/2020 tarihli celse ara kararı gereğince, -Tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, ticari defter ve kayıtları ve dosya incelenerek dava konusu çekle ilgili davacı defterlerinde kayıt olup olmadığı, çekte cirantası bulunan ve keşideci olan kişilerle davacının ticari ilişkisinin tespit edilmesi, davacı defter ve kayıtlarında çeki devir aldığı kişiden alacaklı olarak gözüküp gözükmediğinin tespiti, davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı varsa miktarının nelerden ibaret ve ne kadar olduğu konusunda rapor alınmasına karar verilmiş olup, Bilirkişi Mali Müşavir …’nun 25/12/2020 tarihli raporunda özetle, Davacı şirket (…) defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılamamış ve dava konusu çek ile alakalı davacı defterlerinde kayıtlı olup olmadığı, çekte cirantası bulunan ve keşideci olan kişilerle davacının ticari ilişkisinin olup olmadığı, davacının çeki devir aldığı kişiden alacaklı olarak gözüküp gözükmediği, davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı hususlarında kanaat oluşturulamamıştır. Dosyaya sunular deliller, icra takip dosyası ve davalı şirket (Cb Medya) defter ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme neticesinde; Davalı şirketin, Türk Ticaret Kanunu’na göre tutulması gereken licari defterlerini yasal süreleri içerisinde tasdik ettirdiği dolayısıyla davalı şirketin ticari defterlerinin sahibi lehine delil olma özelliğini taşıdıkları, davaya konu çekin dava dışı şirkete (…) verilmesinin davacı şirket defterlerinde usulüne uygun olarak kayıt altına alındığı görüş ve kanaatine varılmıştır.
Mahkememizin 12/04/2021tarihli celse ara kararı gereğince, Dosyanın önceki bilirkişiye tevdi ile 05/10/2020 tarihli celsenin 7 numaralı ara kararı uyarınca inceleme yapılıp ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, Bilirkişi Mali Müşavir …’nun 16/06/2021 tarihli raporunda özetle,18.12.2020 tarihli bilirkişi kök raporumuza ilişkin davacı şirketin 12.01.2021 tarihinde sunduğu beyan ve itirazları ile davalı şirketin 30.12.2020 tarihinde sunduğu beyanları incelenmiş ve kök raporumuzdaki görüşlerimize değiştirecek yeni bir bilgi ve bulgu olmadığından kök raporumuzda vardığımız kanaat değişmemiştir. Kök raporumuzdaki incelemelerimize ek olarak yapılan inceleme ve değerlendirmeler aşağıdaki gibidir; Davacı şirket (…), defter ve belgeleri ile dosyaya sunulan delillerin incelenmesi ile kök raporumuzda yer alan görüşlere gelen taleplerin değerlendirilmesi üzerinde yapılan inceleme neticesinde; Davacı şirketin, Türk Ticaret Kanunu’na göre tutulması gereken ticari defterlerinin açılış tasdiklerini yasal süreleri içerisinde yaptırdığı, ancak kapanış tasdiklerini yaptırmadığı görülmüştür. Ayrıca 2019 dönemi defterleri 30.09.2019 tarihine kadar tutulmuş bu tarihten sonra kayıt yapılmamıştır. Nihai takdiri Sayın Mahkemenize ait olmak üzere; davacı şirket defterlerinin sahibi lehine delil olma özelliklerinin olmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Mahkememizin 15/02/2021tarihli celse ara kararı gereğince, davacının ticari defterlerinin incelenmesi konusunda ara karar oluşturulmasına karar verilmiş olup, Bilirkişi …’in 22/03/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle, Davacının çeki aldığını bildirdiği … firmasına ilişkin kayıtlarda çek alınışına ilişkin kayıt mevcut olmadığı, Davacının çeki aldığını bildirdiği … firmasına ilişkin kayıtlarda çek alınışına ilişkin kayıt mevcut olmadığı, Davacının … firması ile ticari ilişki kapsamında davaya konu çekin 31.05.2018 keşide tarihinden sonra Temmuz / Ağustos 2018 döneminde iki adet toplam 117.590,54 TL tutarında fatura tanzim edildiği, … tarafından ticari defter belge ibraz edilmediği, takip tarihinden önce Mart 2019 döneminde 45.000 TL tutarında dava dışı … eft ödemesinin kayıtlara alındığı ve takip tarihinden sonra da dava dışı … şirketinin 79.,900 TL EFT ödemesinin kayıtlandığının mevcut olduğunu, davacı tarafından 80.000 TL ödeme alındığı kabulünün mevcut olduğunu, Temerrüt Olgusunun gerçekleşmediği durumda TBK 100 kapsamında; Dava tarihi 27.03.2020 tarihi itibariyle 12.054,75 TL asil alacak ve 1.317,93 TL dava tarihine kadar işlemiş faiz olmak üzere toplam 13.372,68 TL hesaplandığı, Temerrüt Olgusunun gerçekleştiği durumda TBK 100 kapsamında Dava tarihi 27.03.2020 tarihi itibariyle 25.477,90 TL asıl alacak ve 2.785,47 TL dava tarihine kadar işlemiş faiz olmak üzere toplam 28.263,36 TL hesaplandığı, görüş ve kanaatine varılmıştır.
… Tic. AŞ tarafından …Bank … Şubesinin … numaralı hesabından keşide edilen, 31.05.2018 keşide tarihli ve 125.000,00 TL bedelli … nolu çekin incelenmesinden, hamilin ihbar olunan … olduğu , … tarafından çekin cirolanarak …’ya verildiği, sonrasında yine cirolanarak …’ya verildiği, … A.Ş.’ye yazılan müzekkereye verilen yanıtta çekin bankaya ibraz edilmediğinin bildirildiği görülmüştür.
Davacı vekili tarafından sunulan 01/03/2021 tarihli beyan dilekçesinde, dava dışı cirantalardan … tarafından icra takibine geçildikten sonra (14.03.2019 tarihinden sonra )19.03.2019 tarihinde 5.000 tl, 21.03.2019 tarihinde 10.000.00 tl, 24.04.2019 tarihinde 39.900.00 tl, 20.05.2019 tarihinde 22.500.00 tl, 09.08.2019 tarihinde 2.500.00 tl olmak üzere toplam 79.900 tl ödendiğini, davadaki asıl sorunun davalı borçlu ve kısmi ödeme yapan cirantanın icra takibindeki ödeme emrinde çek bakiye alacağı yazan 80.000,00 tl’ nin ödenmesi ile dosyanın bu şekilde bu miktar üzerinden kapatılmak istemesinden yani, takip alacağı olan vekalet ücreti , masraflar, faiz ve diğer kalemlerin ödenmek istenmemesinden kaynaklandığını bildirdiği görülmüştür.
Somut olayda, davacı şirket dava konusu çekin meşru hamili olduğunu ancak çekin zayi olduğunu ileri sürmüş ve … 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas ve … Karar sayılı dosyasında açmış olduğu davanın sonucunda davaya konu çekin zayi olduğundan bahisle iptaline karar verilmiştir. Davacı, çekin keşidecisinden çek bedelini talep ettiğinden işbu davada öncelikle çekte meşru hamil olduğunu ispatlamalıdır. Davacı tarafın ticari defterlerinde dava konusu çeke ilişkin bir kayda rastlanmadığı belirtilmiş ise de, davacı tarafça dava dışı ciranta …’ya davaya konu çekin 31.05.2018 keşide tarihinden sonra Temmuz / Ağustos 2018 döneminde iki adet toplam 117.590,54 TL tutarında fatura tanzim edildiği, takibe konu 80.000 TL dışındaki alacak miktarının 08/03/2019 tarihinde dava dışı … tarafından ödendiği, bakiye bedelin ise yine dava dışı cirantalardan …tarafından icra takibine geçildikten sonra (14.03.2019 tarihinden sonra )19.03.2019 tarihinde 5.000 tl, 21.03.2019 tarihinde 10.000.00 tl, 24.04.2019 tarihinde 39.900.00 tl, 20.05.2019 tarihinde 22.500.00 tl, 09.08.2019 tarihinde 2.500.00 tl olmak üzere toplam 79.900 tl ödendiği anlaşılmakta olup, davacı tarafından sunulan makbuzlardan da ödemenin çeke dayalı yapıldığı anlaşılmaktadır. Böylelikle davacının meşru hamil olduğunu ispatladığı ve takip tarihi itibari ile takibe konu çek bakımından 80.000 TL alacaklı olduğunu kabul etmek gerekmiştir.
Davacı tarafın, takibe konu çek bakımından takip tarihi itibari ile 80.000 TL alacaklı olduğu, ancak çekin zayi olması nedeniyle keşideciye karşı haklarını kullanabilmesine yönelik uyuşmazlığın TTK’nın 732. maddesine göre çözümlenmesi gerektiği anlaşılmaktadır.
TTK 732. Maddesine göre; “Zamanaşımı sebebiyle veya poliçeden doğan hakların korunması için gerekli olan işlemlerin yapılmasının ihmal edilmiş olması dolayısıyla, düzenleyenin veya kabul edenin poliçeden doğan yükümlülükleri düşmüş bile olsa, bunlar poliçenin hamiline karşı, onun zararına zenginleşmiş olabilecekleri kadar borçlu kalırlar”.
Davacının, zayi olan çek nedeniyle keşideciye karşı müracaat hakkını kaybetmesi nedeniyle, çek gereğince ifa yükümlülüğünden kurtulan keşideci TTK 732. maddesi gereğince zenginleşmiş sayılacaktır. Bu hükme dayanarak açılan davada, davacı tarafça meşru hamil olunduğu ispatlandıktan sonra ispat yükü davalı borçluya geçeceğinden, davalı borçlunun takibe konu çek nedeniyle sebepsiz zenginleşmediğini ispat etmesi gerekir. (Yargıtay 19.HD.23/05/2012, 2012/2979-2012/8705 ve 19HD. 11/04/2013 tarih, … ve aynı dairenin 13/01/2014 tarih, …ve 09/07/2012 tarih, … sayılı kararları) Davalı taraf davayı inkar etme konumunda olduğundan herhangi bir delil sunmamıştır, bu nedenle davalının çek keşidecisi olması dolayısıyla bu çek nedeniyle TTK 644.madde gereğince çek bedeli kadar zenginleşmediğini kanıtlayamadığından bakiye çek bedeline yönelik icra takibine itirazı yerinde görülmemiştir. Takibin sebebi olarak zayi olan ve davalının keşidecisi olduğu çek gösterildiğinden alacağın likit olduğunu kabul etmek gerekmiş ve asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
Davalının takibe konu itirazında asıl alacak miktarına ve ferilerine (faiz vs) itiraz ettiği görülmüştür. Burada, çekin zayi olması nedeniyle keşide tarihinde bankaya ibraz edilememesi nedeniyle temerrüt olgusunun hangi tarihte gerçekleştiğinin tespiti önem arz etmektedir. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu’nun 25.12.2019 Tarihli E: 1, K: 8 sayılı ilamında zamanaşımına uğrayan ve bu nedenle kambiyo senedi vasfını kaybederek (yazılı) delil başlangıcına dönüşen bonodaki vade tarihinin; temel ilişkiye dayanılarak yapılan bir takip veya açılan bir davada temerrüde esas alınamayacağına karar verilmiştir. Somut olayda da, aynı zamanaşımına uğramış senetlerde olduğu gibi kambiyo hukukunun genel ilkelerinden ayrı olarak davacının talep hakkı söz konusu olup, davalı tarafın çekin keşide tarihinde bankaya ibraz edilmemesinde herhangi bir kusurunun bulunmadığı nazara alındığında, keşide tarihinden itibaren işletilen faizden sorumluluğunun da olmayacağı kanaatine varılmıştır. Bu itibarla da davacı tarafın, işlemiş faize yönelik itirazın iptali isteminin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis etmek gerekmiştir.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Davalının … 18. İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyasında asıl alacağa yönelik yaptığı itirazının, asıl alacağın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, davalının işlemiş faize yönelik itirazının iptali talebinin reddine,
Asıl alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar yasası uyarınca belirlenen karar harcı olan 80,70 TL’nin, peşin alınan 54,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 26,30‬ TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 2.418,25‬ TL yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 13. fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, davanın kabul edilen kısmı üzerinden (icra inkar tazminatı), karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, davanın reddedilen kısmı üzerinden (işlemiş faiz alacağı), karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davacı ve davalı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, Taraf vekilinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341 maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 11/10/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”