Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/197 E. 2021/115 K. 18.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/197 Esas
KARAR NO : 2021/115

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/03/2020
KARAR TARİHİ : 18/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından verilen 16/03/2020 tarihli dava dilekçesinden özetle; müvekkili bankanın … Şubesi ile dava dışı … A.Ş. Arasında genel kredi sözleşmesi akdedildiğini davalılar … ve … tarafından işbu sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, borçlu şirket tarafından kredi borcunun zamanında geri ödenmemesi sebebiyle kredi hesapları kat edilerek davalılara … 16. Noterliğinin …tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi gönderildiğini, ihtarnamenin gereklerini yerine getirmeyen borçlu şirket ve kefiller hakkında … 24. İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatılarak … 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin … D.iş sayılı dosyasından ihtiyati haciz kararı alındığı, davalılar tarafından yetkiye, borca, faize, ve ferilerine itiraz edildiğini, ihtarname sonrası davalılar tarafından 07/09/2018 tarihinde 60.000,00-TL ve 29/09/2018 tarihinde 530.81TL. Kredi geri ödemesi yapıldığını, dolayısıyla davalılar tarafından işbu ihtarnamede yer alan alacak kalemlerine itiraz edilmediği, hatta ödeme yapılarak borcun kabul edildiğini, , icra takibi başlatıldıktan sonra; davalılar tarafından 12/10/2018 tarihinde 50.000,00-TL ödeme yapıldığını, son ödeme ile birlikte 12/10/2018 tarihinde bakiye alacak 591.235,48-TL olduğunu , bakiye alacak için her ne kadar davalılarla görüşme sağlanmaya çalışılsa da çabalar sonuçsuz kaldığını, buradan da anlaşıldığı üzere yapılan itiraz haksız ve kötü niyetle yapılmış olduğunu müvekkilinin alacağını tahsil etmesini geciktirerek müvekkilini zarara uğratma kastıyla yapıldığını, davalıların icra takibine yaptığı haksız ve mesnetsiz itirazın iptali ile takibin 591.235,48-TL üzerinden devamına, haksız ve kötü niyetli itirazdan dolayı davalı borçluların %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalılar üzerine bırakılmasına karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili tarafından verilen 09/09/2020 tarihli cevap dilekçesinden özetle; icra dosyasına yapmış oldukları itirazlarına ilaveten, davacı banka ile kredi ilişkisi olan … A.Ş. … 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı ile konkordato başvurusu yapıldığını, mahkemece geçici mühlet talebinin kabul edildiğini, karşı taraf geçici mühlet kararını etkisiz bırakmak amacıyla vadesi gelmediği halde kötü niyetli olarak hesabın kat edildiğini, takip dayanağı sözleşmedeki kefalet BK na aykırı olup geçersiz olduğunu bildirmişlerdir.
… 24 İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası getirtilmiş yapılan incelemesinde; … A.Ş tarafından … ve … aleyhine Genel Kredi Sözleşmesine dayalı olarak 664.330,58-TL asıl alacak, 17.881,56 TL işlemiş faiz, 894,08-TL Bsmv, 245,12-TL. İhtarname masrafı ve 26/09/2018 tarihinde yapılan 60.000-TL lik ödemenin düşümü sonucu 623.351,34-TL üzerinden icra takibi yapıldığı, borçluların borca ve faize itiraz ettikleri, takibin durduğu, icra takibine itirazlarında icra dairesinin yetkisine ilişkin her hangi bir itirazlarının bulunmadığı görülmüştür.
Mahkememizce dosya üzerinden bilirkişi incelemesi yapılmış olup, 13/01/2021 tarihli bilirkişi raporunda; Davacı bankanın takip tarihi 08/10/2018 itibariyle müteselsil kefiller … ve …’dan … hesap nolu kredi alacağından 603.799,77-TL asıl alacak, 13.922,71-TL işlemiş faiz, faizin %5’i 629,05-TL. Bsvm , 245,12-TL ihtar masrafı olmak üzere toplam 618.596,65-TL alacağı hesaplandığı, davacı bankanın tespitleri üzerinde kalan 623.351,34-TL. Lik talebinin yerinde olmadığı, 08/10/2018 takip tarihinden alacağın tamamen tahsiline kadar 603.799,77-TL matrah üzerinden %90 Temerrüt faizi, faizin %5’i Bsmv istenebileceği, davacı bankanın dava tarihi 16/03/2020 itibariyle müteselsil kefiller … ve …’dan 575.676,39-TL. Asıl alacak, 749.818,50-TL işlemiş faiz, faizini %5’i 37.490,93-TL Bsmv olmak üzere toplam 1.362.985,82-TL alacağı bulunduğu, tarafların masraf, vekalet ücreti , tazminat ve benzeri diğer taleplerinin ise Mahkemenin taktirinde olduğu sonuç ve kanaatinde olduğunu bildirmiştir.
Davalı vekili 12/11/2020 tarihli celsede ve cevap dilekçesinde; Kefalet akdi üzerindeki el yazısına ve imzaya itirazlarının bulunmadığını, kefalete ilişkin şekil şartlarına uyulmamasından dolayı kefalet akdinin geçersiz olduğunu ileri sürmüştür. TBK’nun 583’ncü maddesine göre kefalet sözleşmesinin geçerli olabilmesi için yazılı şekilde yapılması, kefilin sorumlu olacağı azami miktarın gösterilmesi ve kefalet tarihinin belirtilmesi, ayrıca kefilin, sorumlu olacağı azami miktarı, kefalet tarihini, müteselsil kefillik durumunda bu sıfatla veya bu anlama gelecek herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesine kendi el yazısı ile yazmış olmasının gerektiği, TBK.nun 584. Maddesinde; eşlerden birinin mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça ancak diğerinin yazılı rızası ile kefil olabileceği, bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce yada en geç kurulması anında verilmiş olmasının şart olduğu düzenleme konusu yapılmış, TBK.nun 584.maddesine 28/03/2013 tarih 6455 Sayılı Kanunun 77.maddesi ile ek düzenleme getirilerek “bazı hususlar için eşin rızasının aranması kıstası” kaldırılmıştır. Genel kredi sözleşmesinin imzalandığı tarih itibariyle davalı … ve …, dava dışı … A.Ş.nin yöneticisi oldukları tespit edildiğinden TBK.nun 584.maddesinde 28/03/2013 tarih 6455 Sayılı Kanunun 77.maddesi ile yapılan değişiklik kapsamında kefil olabilmeleri için eş rızasına gerek bulunmadığından davalıların TBK.nun 583.maddesine uygun şekilde genel kredi sözleşmesinin kefili oldukları sonucuna varılmıştır.
Alacaklı banka tarafından sunulan GKS nin yapılan incelemesinde; alacaklı banka ile dava dışı dava dışı …A.Ş. arasında genel kredi sözleşmesi akdedildiği, davalıların bu sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladıkları, TBK nun 586. Maddesinde; alacaklının asıl borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden müşterek ve müteselsil kefili takip edilebileceği düzenleme konusu yapıldığından, asıl borçlunun konkordato talep etmesi ve tedbir kararı verilmesinin kefillerin takibine engel olmayacağı sonucuna varıldığından davalıların bu yöne ilişkin itirazları reddedilmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve delillerin değerlendirilmesi sonucunda; Dava dışı Kredi Borçlusu … A.Ş. İle davacı banka arasında 28/09/2017 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiği, davalıların bu sözleşmeyi müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatı ile imzaladıkları, davacı banka tarafından … 16. Noterliği’nin … tarih … yevmiye nolu ihtarnamesi ile hesabın kat edildiği, davalı kefillerin ihtarnamede verilen bir günlük süre sonunda 01/10/2018 tarihinde temerrüde düştükleri, kefillerin kefalet limitinin 1.650.000-TL talep edilen asıl alacak tutarı kefalet limitinin altında kaldığından davalı kefillerin tüm faiz ve ferilerinden sorumlu oldukları genel kredi sözleşmesinin 2.7/1 maddesinde davacı bankanın TCMB ye bildirmiş olduğu, kısa orta veya uzun vadeli cari kredi faizlerinin en yüksek oranınından %50 fazlası olarak hesaplanacak oranda temerrüd faizi isteyebileceğinin kararlaştırıldığı, davacı bankanın TCMB bildirdiği en yüksek cari faizin %60 olduğu, %50 ilave sonucunda talep edebileceği temerrüd faizinin %90 oranında bulunduğu, davalılar tarafından takip tarihiden sonra davadan önce 12/10/2018 tarihinde 50.000-TL lik ödeme yapıldığı, TBK nun 100. Mad kapsamında; yapılan ödemenin düşülmesi sonucunda dava tarihi itibariyle davacı bankanın 575.676,39-TL asıl alacak, 749.818,50-TL işlemiş faiz, faizin %5 i 37.490,93-TL Bsmv olmak üzere 1.362.985,82-TL alacağı bulunduğu, davacı banka tarafından 591.235,48-TL, talep edildiği, davacı bankanın bu talebi ile bağlı olduğu hüküm vermeye elverişli denetime açık bilirkişi raporu ile anlaşıldığından davanın kabulüne, itirazın iptaline, takibin 591.235,48 TL üzerinden devamına, asıl alacak 575.676,39 TLye dava tarihinden itibaren %90 temerrüt faizi ve %5 BSMV uygulanmasına, davalılar tarafından taraflarca bilinebilir likit alacak miktarına itiraz edildiğinden %20 tazminatın davalılardan tahsiline karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulüne, itirazın iptaline, takibin 591.235,48 TL üzerinden devamına, asıl alacak 575.676,39 TLye dava tarihinden itibaren %90 temerrüt faizi ve %5 BSMV uygulanmasına, %20 tazminatın davalılardan tahsiline,
2-Kabul edilen alacak miktarı üzerinden hesap edilen 118.247,09-TL %20 tazminatın davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 40.387,29-TL nispi karar ve ilam harcının, başlangıçta yatırılan 6.980,07-TL peşin harcın mahsubu ile eksik harç olan 33.407,22-TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan toplam 6.980,07-TL harç ile yine davacı tarafından yapılan toplam 915-TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince hesaplanan 46.611,77-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341. maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.18/02/2021

Başkan …
E imzalıdır.
Üye …
E imzalıdır.
Üye …
E imzalıdır.
Katip …
E imzalıdır.