Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/158 E. 2022/189 K. 22.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/707 Esas
KARAR NO : 2022/152

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 26/07/2018
KARAR TARİHİ : 08/03/2022

Mahkememizdeki Tazminat davasının mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 06.02.2016 tarihinde sürücü …’ın idaresindeki … plakalı minibüs ile direksiyon hakimiyetini kaybederek yoldan çıkarak takla atıp devrilmesi sonucu araç içerisinde yolcu olarak bulunan müvekkilinin ağır yaralandığı ve sakat kaldığı, kaza tutanağında sürücünün KTK 52/1-b maddesini ihlal ettiği kanaatine varıldığı, müvekkilinin kazadan sonra tedavisinin … Hastanesi ve … Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yapıldığı, %3 özürlü sağlık kurulu raporu bulunduğu, ancak vücut fonksiyonlarını daha büyük oranda yitirdiği, Adli Tıp Kurumu’na sevkini ve SGK mevzuatına göre maluliyet oranının tespitini talep ettiklerini, kazaya karışan aracın davalı … Sigorta A.Ş.’ne ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğu, tam tazminat ödemek ile mükellef olduğu, 23.11.2017 tarihinde yapılan müracaat neticesinde herhangi bir tazminatın alınamadığı, dava açılması zarureti doğduğu diğer hususlarla birlikte belirtilerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla kalıcı iş gücü kaybından doğan halihazırda ve geleceğe dönük maddi kayıpları için şimdilik 100,00 TL maddi tazminat ile mutad işgalinden geri kalması ve çalışamayarak gelir kaybına uğrmasından dolayı şimdilik 100,00 TL maddi tazminatın davalıya başvuru tarihini müteakip 8. iş günü bitimi tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsili ile yargılama masrafları ve vekalet ücretininde davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekilinin 12/01/2022 havale tarihli beyan dilekçesi ile dava değerini toplamda 103.013,75 TL bedele yükselterek süresinde harcını yatırdığı anlaşıldı.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; tazminat talebinin zaman aşımına uğradığı, … plakalı aracın müvekkili şirkete ZMS poliçesi ile sigortalı ve sorumluluğun 310.000,00 TL poliçe azami teminat limiti ile poliçe özel ve genel şartları kapsamıyla sınırlı olduğu, manevi tazminat taleplerinin poliçe teminatı dışında olduğu, yapılan başvuru üzerine açılan … numaralı hasar dosyası açılarak müvekkili şirketin davacıya 12.02.2018 tarihinde 13.778,61 TL ödeme yaparak sorumluluğunu yerine getirdiği, kazanın meydana gelmesinde yol ya da araç kusurunun bulunup bulunmadığının tespitinin yapılarak tazminat tutarından indirim yapılması gerektiği, sigortalı araç sürücüsünün ifadelerinden kazanın oluşumunda yol durumunun etkili olduğunun anlaşıldığı, kusur durumunun Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından incelenmesini talep ettikleri, davacının emniyet kemeri olması durumunda kazayı ufak hasarlarla atlatabileceği, maluliyeti ile illiyet bulunduğu, sigortalı araç sürücüsünün alkollü ve uyuşturucu madde etkisi altında olup olmadığının, geçerli sürücü belgesi bulunup bulunmadığının araştırılması, maluliyetin Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi tarafından incelenmesi gerektiği, tedavi ve tedavi giderlerinden sayılan geçici iş göremezlik nedeniyle doğan zararların poliçe teminatı dışında ve SGK’nın sorumluluğunda olduğu, sağlık hizmet bedellerinin SGK tarafından karşılandığı, maluliyet hesabının listeye kayıtlı yetkili lisanslı aktüerler tarafından TRH 2010 Mortalite Tablosuna ve %1,8 teknik faiz uygulanarak yapılması, davacının kaza nedeniyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubu gerektiği, kazada 14 kişinin zarar görmesi nedeniyle teminatın paylaştırılması gerektiği, temerrütten bahsedilemeyeceği, yükümlülüklerini yerine getirmediği, ancak dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilebileceği, ticari faiz talebinin kanuna aykırı olduğunu savunarak haksız davanın reddi ile yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini istemiştir.
Davacının maluliyet oranının tespiti amacıyla İstanbul ATK 2. İhtisas Dairesince düzenlenen 30/04/2021 havale tarihli raporda özetle; mevcut tıbbi belgelere göre … ve … kızı 03.03.1972 doğumlu … ’ın 06.02.2016 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanmasının, 03.08.2013 tarih, 28727 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Malüliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği ile bu yönetmelik kapsamında yer almayan bölüm, cetvel ve listeler için 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kullanılarak ve mesleği bildirilmemekle Grup 1 kabul olunarak; Gr1 IX(1Bc……….7) A %11×2/3 = %7.33 E cetveline göre % 7.2 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 4 aya kadar uzayabileceği yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları ile celp edilen delillerin dosya kapsamında değerlendirilmesi amacıyla aktüer ve kusur bilirkişi heyetine tevdii edilen dosyaya 17/12/2021 tarihinde tanzim olunan bilirkişi raporunda özetle; 06.02.2016 tarihinde meydana gelen trafik kazasında; … plaka numaralı minibüs sürücüsü …’ın %100 (yüzde yüz) oranında tamamen asli kusurlu olduğu, … plaka numaralı minibüs yolcusu davacı …’ın kazanın oluşumunda, olayın yaralanması ile sonuçlanmasında, zararın doğmasında ve artmasında kusursuz olduğu, hatır taşımacılığı unsurlarının oluşup oluşmadığı hususunun Muhterem Mahkeme’nin takdirleri olduğu, hadisenin meydana gelmesinde, dava konusu zararın doğmasında ve artmasında kusurlu başkaca kişi, kurum, kuruluş veya etkili faktör bulunmadığı, geçici iş göremezlik dönemine ait maddi zararının 5.203,96 TL, sürekli iş göremezlik dönemine ait %7,2 maluliyet oranı ile ilgili bakiye maddi zararının 97.809,79 TL olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava; davacı tarafın 06/02/2016 tarihinde meydana gelen tek taraflı trafik kazasında yolcu olarak bulunduğu araçta geçici ve kalıcı iş gücü kaybına dayalı bedensel zararlarının tazminine ilişkin tazminat davasıdır.
Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu tarafından hazırlanan 30.04.2021 tarihli raporda; davacının Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği kullanılarak (E) cetveline göre %7,2 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 4 aya kadar uzayabileceği tespit edilmiştir.
Sürücü … ve davacı yolcu … tarafından yol üzerinde çukur bulunduğu iddia edilmesine rağmen tutanak mümzisi tarafından kazaya etken yol sorunu bulunduğuna dair bir tespit yapılmadığı, yol üzerinde seyir güvenliğini etkileyecek nitelik ve büyüklükte çukur bulunması halinde tehlikelerin tüm sürücüler için eşit olduğu şartlarda kaza günü aynı mahalden geçen sürücülerin de benzer şekilde kazaya karıştıklarına dair bir veri, tespit bulunmadığı, dolayısıyla hadisede etkili olduğundan bahsedilemeyeceği, kazanın sürücünün hızını ve direksiyon sapma açısını dönemeçli yolun ıslak zemin şartlarına göre uygun şekilde ayarlayamamasından meydana geldiği, … plakalı ticari minibüsün fenni muayenesinin 06.06.2016 tarihinde biteceği, kazada etkili teknik arızanın varlığına dair tespit, veri bulunmadığı, 14 yolcu kapasiteli minibüste değişik yaşlarda 14 yolcu bulunduğu, dolayısıyla istiap haddinin aşılmadığı, davacının maluliyetine neden olan yaralanmasının vücudunun sağ el baş parmağında fleksör tendon kesisi şeklinde belirginleştiği, kendisinden mevzuattan etkilenmeyen minibüste bulunmaması durumunda emniyet kemerini kullanmasının beklenemeyeceği gibi kendi can güvenliği ve sağlığına göstermesi gereken azami dikkat ve özen gereği emniyet kemeri bulunması ve kullanması durumunda da benzer şekilde el bölgesinden yaralanmasının mümkün olabileceği, emniyet kemeri hususunun zararın doğmasında ve artmasında etkili bir faktör olmadığı, yaralanması ile sonuçlanmasında illiyet bağı bulunmadığı, sürücünün yeterli sınıf ehliyete haiz ve alkolsüz olduğu, değişen seyir şartlarında kaotik sürücü tavırlarının önceden tahmin edilmesinin imkansız olduğu, kazazedenin minibüste münhasıran-salt yolcu olarak bulunmasının teknik açıdan kazanın oluşumunda rol oynayan, etkili olan bir faktör olmadığı dolayısıyla davacının ortak kusurunun da bulunmadığı, davacı yolcunun hadisenin meydana gelmesinde, yaralanması ile sonuçlanmasında, zararın doğmasında ve artmasında atfı kabil kusur bulunmadığı hükme elverişli teknik kusur raporuyla tespit edilmiştir.
Somut olayda, ticari minibüste bulunanların Akçakent ve Boztepe köylerinde ikamet eden değişik yaşlarda zihinsel engelli çocukların eğitimi için velileri ile birlikte …’de faaliyet gösteren … Merkezi’ne giderken kazanın meydana geldiği, 4 senedir sürücü …’ın götürdüğünün beyan edildiği, bir nevi servis aracı olarak kullanıldığı, rehabilitasyon merkezi veya veliler ile sürücü … arasında akdedilen taşıma sözleşmesi mevcut ise ibraz edilmemekle birlikte aralarında ücrete dayalı maddi bir götürü usül sözlü bir anlaşmanın da bulunabileceği gibi 4 yıldır servis taşımacılığı yapıldığı dikkate alındığında ücretsiz taşımanın hayatın olağan akışına aykırı olacağı kanaatine varılarak olayda hatır taşıması şartlarının bulunmadığı anlaşılmıştır.
Zorunlu trafik sigorta poliçesinin düzenleme tarihi 01.06 2015 tarihi sonrasına aittir. Anayasa Mahkemesinin 2019/40 sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunun 90. maddesine ilişkin verilen iptal kararından sonra verilen Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2019/3292 E. sayılı emsal kararında “…Bu durumda mahkemece, ZMSS Genel Şartları ekindeki cetvellere göre (devre başı ödemeli belirli rant yöntemi, % 1,8 teknik faizle) tazminat hesabının yapılmasına ilişkin olarak KTK’nun 90. maddesinde yapılan değişikliğin Anayasa Mahkemesince iptal edildiği, Dairemiz Yargıtay’da uygulama birliğinin sağlanması yönünde tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosunun esas alınması için içtihat geliştirdiği ancak hesaplamalarda progresif rant yönteminin kullanılması ile bilinmeyen (işleyecek) devredeki gelirlerin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi suretiyle tazminatın hesaplanması için bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi için yerel mahkeme kararının bozulması gerekmiştir…” şeklinde olup, buna göre 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren poliçe genel şartlarındaki hesap ilkelerinin uygulanma imkanı da ortadan kalkmıştır.
Her ne kadar 7327 sayı ve 09.06.2021 tarihli Kanunun 18. maddesi ile Karayolları Trafik Kanunun 90. maddesinde: “..c) Sürekli sakatlık tazminatı, ulusal doğum ve ölüm istatistikleri kullanılarak hazırlanan hayat tablosu, zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarında yüzde 2’yi geçmemek üzere belirlenen iskonto oranı ve sürekli sakatlık oranı esas alınarak hayat anüiteleri ile genel kabul görmüş aktüerya kurallarına uygun olarak, hesaplanır..” şeklinde düzenleme yapılmış ise de; anılan yasal düzenlemeden sonra verilen Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 14.06.2021 tarihli 2021/14963 E. 2021/2953 K. Sayılı ilamı “Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih- 2019/40-2020/40 sayılı iptal kararı da gözetilerek, tazminat hesaplamalarında 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMSS Genel Şartları’ndaki düzenlemelerin değil Borçlar Kanunu ve Karayolları Trafik Kanunu düzenlemelerinin esas alınması, hesaplamaların TRH 2010 Tablosuna göre ve progresif rant yöntemiyle yapılması ilkeleri Dairemizce benimsendiğinden, tazminat hesap biçimine ilişkin temyiz itirazlarının yerinde görülmemesine göre, davalı vekilinin diğer tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir….” şeklinde olduğundan dava konusu kazanın 09.06.2021 tarihli yasal düzenlemeden önce meydana gelmiş olması ve yasal düzenlemeden sonra verilen Yargıtay kararı dikkate alınarak; hak sahiplerinin bakiye ömür süreleri TRH 2010 yaşam tablosuna göre, bilinmeyen dönem kazançlar ise Yargıtay kararlarındaki gibi %10 artış ve iskonto esasına (progresif rant yöntemine) göre belirlenerek hesaplama yapılacaktır.
06.02.2016 kaza tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre davalının zorunlu trafik sigorta poliçesine istinaden sorumluluk limiti sakatlık/ölüm ve tedavi gideri teminatı bakımından ayrı ayrı 310.000 TL dır. Daha önce yapılan ödemenin tenzili sonucu davalının sakatlık teminatı bakımından bakiye sorumluluk limiti (310.000,00-13.778,61)= 296.221,39 TL olarak devam etmektedir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2014/16455 E. ile 2013/2073 E sayılı kararlarında açıkça geçici iş göremezlik zararının zorunlu trafik sigorta poliçesi kapsamında ve sakatlık teminatı limitine dahil olduğu belirtilmektedir.
Karayolları Trafik Kanunun 99. maddesi “Sigortacılar, hak sahibinin kaza veya zarara ilişkin tespit tutanağını veya bilirkişi raporunu, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.” şeklindedir. Davacı tarafından davalıya 23.11.2017 tarihinde başvuruda bulunulmuş olup, başvuru tarihinden 8 iş günü sonrası 06.12.2017 tarihinde davalı bakımından temerrüt gerçekleşmiştir. Sigortalı aracın kullanım şekli ticari yolcu nakli amaçlı minibüs olduğundan olayda avans faizi uygulanacaktır.
06.02.2016 tarihinde meydana gelen trafik kazasında, davalının %100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre davacı …’ın ödeme tarihindeki verilere göre geçici ve sürekli iş göremezlik dönemine ait %7,2 maluliyet oranı ile ilgili maddi zararının 50.402,02 TL olduğu, davalı tarafından davacıya 13.778,61 TL ödeme yapıldığı, ödeme ile ödeme tarihindeki verilere göre belirlenen zarar arasında fark bulunması nedeniyle ödeme borcun sona ermediği, ödemenin kısmi ifayı içerir makbuz olarak kabul edilmesi gerekeceği, günümüze kadar gerçekleşen veriler esas alınarak belirlenen zarar tutarından, ödemenin güncel tutarının tenzili sonucu davacının geçici iş göremezlik dönemine ait maddi zararının 5.203,96 TL, sürekli iş göremezlik dönemine ait %7,2 maluliyet oranı ile ilgili bakiye maddi zararının 97.809,79 TL olduğu, belirlenen maddi zarar tutarlarının poliçe limitleri içinde kaldığı anlaşılmakla davanın kabulü ile 103.013,75 TL tazminatın 06/12/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile 103.013,75 TL tazminatın 06/12/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 7.036,87 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 35,90 TL + 352,00 TL tamamlama harcından oluşan toplam 387,9‬0 TL harçtan mahsubu ile bakiye 6.648,97 TL harcın davalıdan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL peşin harç ile 352,00 TL tamamlama harcından oluşan toplam 387,9‬0 TL harç bedelinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan; posta, tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücretinden oluşan toplam 1.708,94‬ TL ile davacı tarafından hastaneye yatırılan 61,00 TL masraftan oluşan toplam 1.769,94 TL yargılama giderinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca hesap olunan 13.864,32 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK. 341. maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 08/03/2022

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”