Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/152 E. 2021/892 K. 24.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/152 Esas
KARAR NO : 2021/892

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 02/03/2020
KARAR TARİHİ : 24/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin 02/03/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafın işleteni olduğu … plakalı aracın, müvekkil şirket nezdinde Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası kapsamında sigortalı olduğunu, davaya konu trafik kazasının, 05/11/2016 tarihinde … ili … ilçesinde meydana geldiğini, trafik kazasının, kaza tespit tutanağına göre davalı tarafın işleteni olduğu … plakalı aracın sürücüsü …’in sevk ve idaresinde iken, yaya … ‘a aracın sol ön tampon kısmı ile çarpması sonucu meydana geldiğini, kaza sonrası kolluk görevlileri tarafından tutulan tutanakta … plakalı araç sürücüsü …’ in Karayolları Trafik Kanununun 57/d maddesinde yer alan “Işıklı trafik işaretleri izin verse bile trafik akımı; kendisini kavşak içinde durmaya zorlayacak veya diğer doğrultudaki trafiğin geçişine engel olacak ise, sürücülerin kavşağa girmeleri yasaktır.” kuralını ihlal ettiğinin ifade edildiğini, söz konusu tutanakta müvekkil şirket nezdinde sigortalı aracın sürücüsünün sürücü belgesi almadan trafiğe çıkması sebebiyle Karayolları Trafik Kanununun 42/11 maddesinde yer alan “Sürücü sertifikaları, sınıfına uygun sürücü belgelerine dönüştürülmedikçe sahiplerine karayolunda araç kullanma yetkisi vermez.” maddesini ihlal ettiğinin tespit edildiğini, sigortacının, ödemiş olduğu tazminat dolayısıyla, sigortalısına rücu hakkı bulunduğunu, dava konusu trafik kazasında davalı tarafın işleteni olduğu … plakalı araç sürücüsünün ehliyetsiz olması nedeniyle hak sahibi 3. kişiye ödendiğini, tazminat bakımından, poliçe tarafı davalı sigortalıya karşı rücu hakkı doğduğunu, kaza neticesinde yaralanan … için, davalı sigortalı ile müvekkil sigorta şirketi arasındaki Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası poliçesi teminatı kapsamında 49.515,54 TL tutarında maluliyet tazminatı ödemesi yapıldığını, davalıdan rücuen tahsili amacıyla, … 31. İcra Müdürlüğü’nün… E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını ve fakat borçlunun itirazı üzerine takibin durduğunu, borçlunun borca itirazı üzerine arabuluculuk süreci gerçekleştirildiğini ve anlaşamama tutanağı tutulduğunu, itirazın iptal edilerek takibe devam edilebilmesi için de, itirazın iptali davasının açılması gerektiğini, bu nedenlerle … 31. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin 15/04/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, dava dilekçesinde iddia edildiğin aksine müvekkil şirketin kazaya karışan aracın işleteni olmadığını, yalnızca maliki konumunda olduğunu, bu nedenle husumet itirazlarının bulunduğunu, müvekkil şirketin kazanın meydana geldiği tarih itibariyle araç işleteni sıfatını taşımadığını, müvekkil şirket hakkında açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddedilmesi gerektiğini, dava konusu … plakalı aracın müvekkil şirket … A.Ş. adına kayıtlı olmakla birlikte; kazanın gerçekleştiği 05.11.2016 tarihinde araç kiralama faaliyetiyle iştigal eden müvekkil tarafından 01.02.2013 tarihinde 36 ay süre ile … Tic. Ltd. Şti.’ye kiralandığını, kira sözleşmesine istinaden dava konusu … plakalı aracın müvekkil tarafından, kiracı … Ltd. Şti.’ne 28.10.2016 tarihinde teslim edildiğini, böylelikle kiracı kira ilişkisi süresince kullanmak üzere aracın zilyetliğini devralarak “aracın işleteni” haline geldiğini, aracın işleteninin ortaya çıkan zararlardan sorumlu olduğunu, malikin herhangi bir sorumluluğu olmadığını, söz konusu zararın tanzim edilmesi hususunda müvekkil şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, davanın, kaza tarihinde aracın işleteni olan …Tic. Ltd. Şti.’ne ihbar edilmesi gerektiğini, bu nedenlerle davanın yetkili kayseri asliye ticaret mahkemesi’ne gönderilmesine, müvekkil şirketin araç işleteni olmaması nedeniyle davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, davanın … Tic. Ltd. Şti.’ne ihbar edilmesine, … 31. icra müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile müvekkil aleyhine başlatılmış takibin iptaline, davacı taraf aleyhine %20 oranından az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
İhbar olunan … Ltd Şti vekilinin 08/09/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; müvekkile ait aracı kiralayan sıfatıyla kullanan 28.10.2016 Tarihli Araç Kiralama Sözleşmesi ve Teslim Formundaki kişi olduğunu, kendisi ile müvekkil arasındaki kira sözleşmelerinde hukuki sorumluluğun tamamı ile kendisinde olacağını taahhüt ettiğini, müvekkile ait araçtan kaynaklı hiç bir zarar doğmadığını, müvekkil elim olayda kabul anlamına gelmemekle beraber hiçbir kusuru bulunmadığını, … 4. Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas Sayılı dosyasından anlaşılacağı üzere üçüncü şahısın ağır kusurlu olduğu inceleme neticesinde görüleceğini, kiracının, motorlu aracın kullanımını bir ücret karşılığında devralan kişi olduğunu, kira sözleşmesiyle bir aracın bakım, onarım, sorumluluk ve karı kiracıya ait olmak üzere zilyetlik teslim alındığını, müvekkilin aracın işleteni değil kiralayanı olduğunu bu sebeple kanundan doğan hukuki sorumluluğu da bulunmadığını, 28.10.2016 tarihli Araç Kiralama Sözleşmesi ve Teslim Formundaki kişinin, başka bir kişinin aracını kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiğini ve araç üzerindeki fiili tasarrufu bulunduğunu geçerli delillerle ispatlamış olmadığını, bu nedenlerle dava şartı aktif husumet yokluğu nedeniyle usul yönünden ve esas ve usul yönünden haksız ve yersiz açılan davanın reddine, alacaklının haksız ve kötü niyetli takibi neticesinde alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememiz 19/10/2020 tarihli celse ara kararı uyarınca; Tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller ve dosya incelenerek meydana gelen trafik kazasındaki kusur durumunun oransal olarak belirlenmesi, ödenen maluliyet tazminatının kadri maruf olup olmadığı, maluliyet tazminatının hesaplanması yapılarak tespit edilmesi, sürücünün ehliyetinin olmaması ve kazanın meydana geliş şekli itibariyle rücu şartlarının oluşup oluşmadığı tespit edilerek davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı varsa miktarının nelerden ibaret ve ne kadar olduğu konusunda rapor alınmasına karar verilmiş olup, Bilirkişi Sigortacı … ve Kusur bilirkişisi … ve Aktüer … tarafından ibraz edilen 16/02/2021 tarihli raporunda özetle; davacı sigorta şirketince; davalı adına kayıtlı …plakalı araç sürücüsü …” in çarptığı dava dışı yayaya yaptığı ödemeyi dava dışı sürücünün kaza tarihinde geçerli ehliyetinin olmadığını iddia ederek rücuen talep ettiği anlaşılmakla, … plakalı aracı sevk etmekte olan …, … Kavşağı istikametinden … Bulvarını takiben … Bulvarı istikametine seyir sırasında, Trafik Işıkları ile tanzim edilen … Bulvarı Kavşağına geldiğinde, seyir yönüne göre sağ tarafından (… Bulvarından), yürüyerek gelip yolun karşısına yani Ihlamur Caddesi istikametine yürüyerek geçmek isteyen …’a aracının tamponun ön kısımları ile çarpması şeklinde meydana geldiğini, … plakalı araç sürücüsü … Asli olarak %100 kusurlu olduğunu, mağdur yaya … ise kendisine yaya geçidi trafik ışıklarında yeşil yanması sebebiyle yola intikal etmiş böylece, araçlar tarafından yayanın geçişini tamamlamasının beklenmesi gerektiğinden meydana gelen olayda …’ın herhangi bir kusuru olmadığını, … 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin… E., …K. 14.01.2020 T. sayılı kesinleşen kararında “……. plakalı aracın uzun dönemli kiralama ile işeten sıfatının dava dışı …Tic. Ltd. Şti’ ne devredildiğin … Tic. A.Ş lehine ispatlandığı, davalı …. Tic. A.Ş aleyhindeki manevi tazminat davasının pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir…” denilerek hüküm kurulduğu, kesin hüküm dikkate alındığında davalı …A.Ş” nin işleten sıfatına haiz olup olmadığı ve sorumluluğuna gidilip gidilemeyeceği hususundaki takdirin Sayın Mahkemeye ait olduğu, davalı …A.Ş” nin işleten sıfatına haiz olduğunun ve sorumluluğuna gidilebileceğinin kabulü halinde ve o takdirde; … 31. İcra Müdürlüğünün …E. sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine itirazın iptalinin ve 49.515,54 TL asıl alacak, 2.116,28 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 51.631,82 TL üzerinden icra takibinin devamının gerektiği sonuç ve kaanatine varılmıştır.
Mahkememiz 05/07/2021 tarihli celse ara kararı uyarınca; Dosyanın önceki bilirkişi heyetine tevdi ile, dosyaya giren belgeler ile sürücünün olay tarihi itibariyle araç kullanmasının hukuka uygun olup olmadığı, genel şartların B.4-b’deki durumun somut olay açısından meydana gelip gelmediği, trafik ve sigorta mevzuatı açısından belirlenmesi konusunda ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, Bilirkişi Sigortacı … ve Kusur bilirkişisi …ve Aktüer … tarafından ibraz edilen 13/09/2021 tarihli raporunda özetle; … 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E., …K. 14.01.2020 T. sayılı kesinleşen kararında “…….. plakalı aracın uzun dönemli kiralama ile işeten sıfatının dava dışı …Ltd. Şti’ ne devredildiğin …A.Ş lehine ispatlandığı, davalı …Tic. A.Ş aleyhindeki manevi tazminat davasının pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir…”denilerek hüküm kurulduğu, kesin hüküm dikkate alındığında davalı … A.Ş” nin işleten sıfatına haiz olmadığının kabulünün gerekeceği, … plakalı aracın dava dışı sürücün kaza tarihinde geçerli sürücü belgesinin mevcut olduğu; hal böyle olunca; sigortalı araç sürücüsünün geçerli sürücü belgesinin bulunmadığı iddia edilerek davacının yapmış olduğu ödemeyi rücu edemeyeceği görüş ve kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce celp edilen … 31. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyasında; davacı/alacaklının 49.515,54 TL asıl alacağı, 2.116,28 TL işlemiş faiz, olmak üzere toplam 51.631,82 TL’nin tahsiline ilişkin icra takibine geçtiği, davalı 18/10/2018 tarihli dilekçesi ile takibe, borca, faize ve borcun tüm ferilerine itirazı üzerine takibin durduğu görülmüştür.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe;
Dava hukuki niteliği itibarıyla “İtirazın İptali (ZMSS Ödemesine ve Rücuen Tazminat Talebine Dayanan)” davasıdır.
Davacı vekili dava dilekçesinde, davalıya ait aracın davacı sigorta şirketi nezdinde ZMMS poliçesi bulunduğunu, meydana gelen trafik kazası sonucu zarar gören 3.kişiye ödeme yaptıklarını, kaza tarihinde aracın ehliyetsiz sürücü tarafından kullanıldığını, rücu şartlarının gerçekleştiğinden bahisle ödenen bedelin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dava konusu … plaka sayılı araç davalıya ait olup, davacı sigorta şirketi tarafından, kaza tarihini kapsar şekilde ZMMS poliçesi ile sigortalanmış olduğu ve kaza tarihi olan 05/11/2016 tarihinde dava dışı ehliyet sertifikasına sahip olan ancak ehliyeti bulunmayan sürücü …’i sevk ve iradesinde iken yaya …’a çarpması sonucu trafik kazası gerçekleştiği, davacı tarafından …’a 49.515,54 TL ödeme yapıldığı, taraflar arasındaki ihtilafın, ehliyetsiz araç kullanılması sonucu, kazanın poliçe teminatı kapsamından çıkıp çıkmadığı, davacı tarafından 3.kişiye ödenen tazminatının, sigortalıya rücu şartlarının oluşup oluşmadığı hususlarından kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
… Valiliği’nin 03/05/2021 tarihli müzekkere yanıtı ve eklerinin incelenmesinde; dava dışı sürücü …’in 23/07/2016 tarihinde ehliyet sertifikası aldığı, 10/10/2017 tarihinde sürücü belgesine dönüştürülme müracaatında bulunduğu, kaza tarihi olan 05/11/2016 tarihi itibariyle dava dışı sürücü …’in ehliyet sertifikası bulunduğu ancak ehliyetinin bulunmadığı anlaşılmıştır.
2918 sayılı KTK. “İşleten ve araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin hukuki sorumluluğu” başlıklı 85. madde 1. fıkrası; “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmünü, aynı maddenin son fıkrası ise; “İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükmünü havidir.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu 95/2. maddesinde ise; “Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene başvurabilir.” hükmü ve Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.4/2 maddesinde; “Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene rücu edebilir” düzenlemesi mevcuttur. Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.4.c maddesi uyarınca, tazminatı gerektiren olay, aracın Karayolları Trafik Kanunu hükümlerine göre gereken ehliyetnameye sahip olmayan kimseler tarafından sevkedilmesi sonucunda meydana geldiği takdirde sigortacının sigorta ettirene rücu imkanı bulunmaktadır. (Yargıtay 17. HD’nin 23/09/2019 tarih ve 2016/17340 Esas, 2019/8320 Karar)
2918 sayılı KTK.nun 42/a maddesi hükmünde sürücü belgesi almak için başvuranların sınav sonucunda almış oldukları sertifikaların 41 maddede belirtilen diğer şartlar dahilinde sertifikanın alındığı yer trafik kuruluşunca sınıfına uygun sürücü belgeleri ile değiştirilmedikçe sahiplerine karayolunda araç kullanma yetkisi vermeyeceği açıkça düzenlenmiştir. Bir başka anlatımla sürücü sertifika sahibi olup ehliyet alma hakkına haiz olsa dahi ehliyetini almadığı süre içinde araç kullanması durumunda sürücü belgesiz araç kullanan kişi konumunda olup bu sırada oluşan kazadan dolayı 3. kişiye ait araçta meydana gelen hasar sigorta teminatı dışında kalmaktadır. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 01/03/2012 tarih ve 2011/8505 E., 2012/2455 K sayılı kararı, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 30/03/2016 tarih ve 2015/17961 E., 2016/4036 K sayılı kararı)
Sigorta şirketi kendi akidine karşı rücu hakkını kullanabilir. (YARGITAY 17. Hukuk Dairesi ESAS NO: 2016/6814 KARAR NO: 2016/8032 ve YARGITAY 17. Hukuk Dairesi ESAS NO:2014/23242 KARAR NO: 2017/4408 sayılı kararları bu yöndedir.)
Tüm dosya kapsamı ve bilirkişi raporları bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davalıya ait aracın davacı sigorta şirketi nezninde kaza tarihi itibariyle ZMMS poliçesi bulunduğu, kaza tarihi itibariyle sigortalı araç sürücüsü …’in ehliyet sertifikası bulunduğu ancak ehliyetinin bulunmadığı, ehliyet sertifikasının araç kullanma yetkisi vermediği, dolayısıyla sürücünün ehliyetsiz sayılacağı, yukarıdaki mevzuat hükümleri çerçevesinde, somut olayda sigortalı aracın yeterli ehliyetnameye sahip olmayan sürücü tarafından kullanılması nedeniyle davacı sigorta şirketinin işleten-sigorta ettiren konumundaki davalıya rücu imkânı bulunduğu, davalı tarafından aracın uzun süre ile kiralanmasının bir önemi bulunmadığı, davacının rücu hakkını yalnızda akidi olan davalıya karşı kullanabileceği ve davalının husumet ehliyetinin bulunduğu, bu nedenle davalının husumet itirazının yerinde olmadığı, ehliyetsiz araç sürücüsü …’in kazanın meydana gelmesinde %100 oranında kusurlu olduğu, ehliyetsizliğin kazaya etkisinin olup olmasının bir öneminin bulunmadığı, davacının 19/07/2018 tarihinde ödediği 49.515,54 TL tazminatı ödediği tarihten takip tarihine kadar işleyecek faiziyle birlikte davalıya rücu edebileceği anlaşılmakla davanın kabulüne, itirazın iptaline, takibin 51.631,82 TL üzerinden devamına, asıl alacak 49.515,54 TL ye takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına, alacak likit olmadığından ve yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle
1-Davanın KABULÜNE, itirazın iptaline, takibin 51.631,82 TL üzerinden devamına, asıl alacak 49.515,54 TL ye takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına, icra inkar tazminatı talebinin reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 3.526,96 TL nispi karar ve ilam harcından, başlangıçta yatırılan 623,59 peşin harcın mahsubu ile bakiye 2.903,37‬ TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 623,59 TL peşin harç ile 54,40 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 677,99 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 2.570,00 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan 25,00 TL yargılama giderinin kendi üzerine bırakılmasına,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 7.512,14 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. Maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
8-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair; Taraf vekillerinin yüzüne karşı, , gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/11/2021

Katip
E-imzalıdır.

Hakim
E-imzalıdır.