Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/134 E. 2022/293 K. 19.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/134 Esas
KARAR NO : 2022/293

DAVA : Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/02/2020
KARAR TARİHİ : 19/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin 21/02/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket ile davalı … arasında 22.05.2015 tarihli 5 yıl süreli Bayilik Sözleşmesi ve yine aynı tarihli Çerçeve Protokol akdedildiğini, davalı tarafından düzenlenen 22.05.2015 tarihli Ürün Alım Taahhütnamesi ile, davalı taraf yıllık 300 ton olmak üzere anlaşma süresince toplam 1.500 ton beyaz ürün almayı, eksik aldığı ton başına 25 USD kar mahrumiyeti ödemeyi, söz konusu kar mahrumiyeti miktarının …. tarafından her bir anlaşma dönemi hitamında veya bizzat belirlenecek dönemlerde anlaşmanın ifası ile birlikte talep edilebileceğini, …’in kar mahrumiyeti tutarını anlaşma süresi sonunda toplam olarak talep edebileceğini beyan kabul ve taahhüt ettiğini, çerçeve Protokol’ün 7. maddesi kapsamında davalıya 5 yıl süreyle geçerli olmak üzere 7.500,00 USD +KDV miktarında yatırım katılım bedeli ödeneceği düzenlenmiş olduğunu, bu tutar davalı tarafından düzenlenen 19.08.2015 tarihli 25.426,05 TL bedelli fatura mukabilinde davalıya ödendiğini, Çerçeve Protokol’ün 7. maddesi uyarınca sözleşmenin süresinden önce feshi halinde kalan döneme ilişkin yatırım katılım bedelinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek Libor+3 faizi ile birlikte davalı tarafından müvekkil şirkete iade edilmesi gerektiğini, davalı taraf keşide ettiği … 25. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye nolu ihtarı ile taraflar arasında akdedilen sözleşmeleri süresinden önce feshettiğini, davalının feshi nedeniyle müvekkilin davalıdan fazlaya dair haklarımız saklı kalmak kaydıyla aşağıda sayılan alacakları doğduğunu, Çerçeve Protokol’ün 13/c maddesi gereğince davalı taraf 50.000,00 USD cezai şart tutarını müvekkil şirkete ödemekle yükümlü olduğunu, cezai şartın 78.884,97 TL’ lik kısmı tahsil edildiğini, müvekkilin bakiye 39.939,00 USD cezai şart alacağı bulunduğunu, davalı toplam 1.500 ton beyaz ürün almayı taahhüt etmesine karşılık, fesih tarihine kadar 878,67 ton ürün aldığını, buna göre davalı alımını gerçekleştirmediği 621,33 ton için 621,33 X 25= 15.533,25 USD kar kaybını müvekkil şirkete ödemekle yükümlü olduğunu, davalıya 5 yıl için ödenen 7.500,00 USD +KDV yatırım bedelinin kalan sözleşme süresine isabet eden 2.963,87 USD’nin bu tutarın davalıya ödendiği tarihten itibaren işleyecek Libor+3 faizi ile birlikte davalı tarafından iadesi gerektiğini, Çerçeve Protokol’ün 13/a maddesinde davalının borçlarının fesih ile birlikte ayrıca bir ihtara gerek kalmaksızın muaccel olacağı ve fesih tarihinden itibaren 7 iş günü içerisinde nakden ve def’aten ödeneceği düzenlendiğini, bu nedenle davalının kar kaybı ve cezai şart borçları yönünden 13.06.2018 tarihinde temerrüte düştüğünü, davaya konu alacaklarla ilgili olarak dava şartı olması nedeniyle arabuluculuğa başvurulduğunu, yapılan görüşmelerde uzlaşma sağlanamadığını ve anlaşmama tutanağı düzenlendiğini, bu nedenlerle davanın kabulü ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; 2.963,87 USD yatırım katılım bedeli alacağının 19.08.2015 tarihinden itibaren işleyecek Libor+3 faizi ile birlikte, 15.533,15 USD eksik alımdan kaynaklanan alacak tutarının şimdilik 1.000,00 USD’si ve 39.939,00 USD tutarındaki cezai şart alacağının şimdilik 1.000,00 USD’sinin 13.06.2018 tarihinden itibaren yabancı paraya işleyecek en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek müvekkil şirkete ödenmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi ve tensip zaptı tebliğe çıkmış olup, davalı tarafından cevap verilmediği görülmüştür.
Mahkememizin 12/10/2020 tarihli celse ara kararı gereğince; Tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, ticari defter ve kayıtları ve dosya incelenerek, davacı ile davalı arasındaki akdi ilişkinin tespiti, davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, sözleşmeler ve ihtarname ile davalı ileri sürdüğü sözleşme fesih nedeni tartışılarak ithal maliyetlerde gerçekleşen artışın davalıya yansıtılıp yansıtılmadığı, sözleşmeye esas konu unsurların davalı onayı alınmadan değiştirilip değiştirilmediği değerlendirilerek davacının taleplerinin sözleşme ve protokoller doğrultusunda değerlendirilmesi ve talep edebileceği alacakların hesaplanması varsa alacağın miktarının nelerden ibaret ve ne kadar olduğu konusunda rapor alınmasına karar verilmiş olup, Bilirkişiler Mali Müşavir…ve Akaryakıt Sektör Bilirkişisi …’ın 18/02/2021 tarihli raporunda özetle; Davacının taleplerine ilişkin ;Yatırım bedeline ilişkin protokolün 7. Maddesi kapsamında fesih tarihinden sonra kalan süreye ilişkin kalan yatırım bedeli 2.961,39 USD ve dava tarihine kadar 234,24 USD faiz hnesaplandığı, davalının sözleşme süresi olan 5 yıl için taahhü ettiği toplam ürün alımının üstünde yerine getirdiği, ancak sözleşmenin söz konusu maddesindeki taahhüdün sözleşme süresindeki toplam 1.500 ton taahhüt dışında, her bir yıl için ayrı ayrı asgari 300 ton alımı olarak taahhüt toplam dışında değerlendirilmesi halinde 13.807,03 USD kar mahrumiyeti hesaplandığı, davacının kar mahrumiyetine ilişkin şimdilik 1.000 USD talep ettiği, davacı 50.000 USD sözleşmede kararlaştırılan cezai bedeline ilişkin , tahsil ettiği dışında 32.912,76 USD kalan cezai şart bedeli hesaplandığı, ancak davalının ticari defterlerindeki mali durumunun incelenerek ;davacının talep ettiği cezai şart miktarının davalının iktisaden mahvına sebep olacağı değerlendirildiği görüş ve kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce 08/03/2021 tarihli talimat gönderme yazımız ile … Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılarak, davalı …’nun (T.C. …) ticari defter ve kayıtları incelenerek davacı ile arasındaki akdi ve ticari ilişkinin alacak borç durumunun tespit edilmesi, cezai şart talepleri kapsamında davalının iktisaden mahvına sebep olup olmayacağının tespiti konusunda rapor alınmasına karar verilmiş olup, … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Talimat sayılı dosyasının bilirkişi …’a tevdi ile 22/06/2021 tarihinde rapor alındığı, raporda özetle; Davacı,“..Ticari Defterlerini” davanın görüldüğü … 5.Asliye Hukuk Mahkemesinin … E. sayılı dosyasına tevdi ettiği konuya dair, “22.01,2021 Tarih 14: 02 saal . Barkot üst yazılı” Bilirkişi Heyeti Raporu alındığını, davacı ile davalı arasında (22.05.2015) tarihinde 5 yıl süreli Standart Bayilik sözleşmesi akdedildiği, taraflar arasında çıkan ihtilaf üzerine, davalı (31.05.2018) tarihinde Noter aracılığı ile davalıya Fesih İhbarı gönderdiği, davacı, (21.02.2020) tarihli dava dilekçesinde, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla , 2.963,87 USD yatırım katılım bedeli alacağının 19.08.2015 tarihinden itbaren işleyecek Libor+3 faizi ile birlikte, 15.533,15 USD eksik alımdan kaynaklanan alacak tutarının şimdilik 1.000,00 USD’si ile 39.939,00 USD tutarındaki cezai şart alacağının şimdilik 1.000,00 USD’sinin 13.06.2018 tarihinden itibaren yabancı paraya işleyecek en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek kendisine ödenmesi için toplam:4.963,87 USDX6.1225530.391,39-TL tutarında huzurdaki alacak davasını açtığı, dava dilekçesi, davalının Babası …’na 16.03.2020 tarihinde tebliğ olduğu, davacının dava dilekçesine karşı herhangi bir itiraz veya cevap dilekçesi sunmadığı, Bilirkişi Heyet Raporu’nun, 30.10.2020 tarihinde davalının babasına tebliğ edildiği, davacı Bilirkişi Heyet Raporuna karşı vekili aracılığı ile mahkemeye sunduğu 14.02.2021 tarihli dilekçe aleyhine olan konulara dair itiraz ettiği, davalı, incelemeye sunduğu 2015, 2016, 2017 ve 2018 Yılı Ticari Defterlerin Açılış ve Kapanış Tasdiklerinin Noterce yapıldığı, Ticari Defterlerin Usulüne Uygun olarak Tutulduğu, tespit edilmekle, HMK.222/2 Mad. kapsamında ki koşulları taşıdığı, davalı, …; Kuluncak Mal Müdürlüğünde, … V.Sicille “her hangi bır ortağı olmak sızın kendi nam ve hesabına işlettiği ..işyerinden dolayı bilanço esasına tabi vergi mükellefi oduğu”, 2015 YILI G.v.Beyannamesinde; 2.358.857,97-TL gelir, 121.372,91 Genel Yönetim Gideri, 2.026,65-TL Finansman Gideri Olmak Üzere Yıllik Toplam: 72.532,54-TL Bilanço Kar’ı Üzerinden Vergi Tahakkuk Ettiği, davalı, 2016 YILI G.v.Beyannamesinde; 3.588,440-TL gelir, 126.534.82-TL Genel Yönetim Gideri, 5.723,12-TL Finansman Gideri Olmak Üzere Yıllık Toplam:197.239,57-TL Bilanço Kar’ı Üzerinden Vergi Tahakkuk Ettiği, davalı, 2017 Yılı G.v.Beyannamesinde ; 3.053.452,87-TL gelir, 209.309,14-TL Genel Yönetim Gideri, 1.380.00-TL Finansman Gideri Olmak Üzere Yıllık Toplam; B0.810,08-TL Bilanço Kar’ı üzerinden vergi tahakkuk ettiği, davalı, 2018 YILI G.V.Beyannamesinde; 2.448.970,57-TL gelir, 118.486,50-TL Genel Yönetim Gideri, 415,61-TL Finansman Gideri Olmak Üzere Yıllık Toplam : 69.830,96-TL Bilanço Kar’ı Üzerinden vergi tahakkuk ettiği, davalının ortağı olduğu, …. Ltd.şti.’nin Maliye’ye Beyan Edilen 2018 Yılı Bilanço Zararı : 190.721,82-TL olduğunu, davalının 2015 Yılı kendi Ticari Defterlerinde, (320 HS) Davacı şirkete Toplam : 679,33-TL.Borçlu olduğu, davalıların 2016 Yılı kendi Ticari Defterlerinde, davalının 2017 Yılı Ticari Defterlerinde, (320 HS). Davacı şirkete Toplamı : 96.371,61-TL borçlu olduğu, davalının 2018 Yılı Ticari Defterlerinde, (320 HS). 96.371,63-TL önceki yıldan devreden, 62.679,78-TL Dönem içi olmak üzere Taplam : 159.051,39-TL borcun tamamını “elden” davacı şirkete ödeyip ticari defterlerine işlediği, dayacıya başka her hangi bir börcunun bulunmadığı, davalı adına kayıtlı işletmeyi tüm aktif ve pasif değerleriyle birlikte “…Şti’ye devredip bu şirket ile kül kalinde birleştiği, davalının ortak olduğu “… Ltd. Şti nin, …Vergi Dairesi Müdürlüğünde … VKN Mükellef olarak faaliyat göstermekte iken, 21.05.2018 Tarihinde Kuluncak Mal Müdürlüğüne nakil geldiği ve aynı tarih itibariyle Vergi kaydı açılmış olmasına karşın, resen terk ettirildiği, … Mal Müdürlüğünün … Sayı ve 16.06.2021 Tarihli yazı kapsamında tespit edildiğini, cari hesaba ilişkin tespitler : davacının ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan incelemede, davacı ile davalı arasında her hangi bir cari hesap kaydına rastlanmadığını, davalı, … 48.Noterliğinin ..Tarih ve … Yevmi nolu ihtarnamesi ile 73.785.18-TL eşitli kredi borcu nedeniyle ihtar edildiği, …. … 1.Noterli; inin … Tarih ve … Yevmiye Nolu ihtarnamesi ile 187.452,78 TL Nakdi Kredi Borcu nedeniyle ihtar edildiği ve hakkında bir çok icra takibi başlatıldığı, … 8. İcra Ceza Mahkemesi ….E. … K. 362.211,28 TL değerindeki çek bedelinin ödenmediğinden bahisle davalı …’nun, 25/12/2019 tarih itibariyle hükümleri kapsamında ayrı ayrı olmak üzere çeşitli Adli Para Cezası ile cezalandırılmasına hükmedildiğinin tespit edildiğini, davacının tutulan defter/belgeleri üzerinde yapılan incelemede davalı tarafından sunulan ürün alımına ilişkin fatura dökümleri uyarınca sözleşme tarihinden sonraki döneme ilişkin 30/05/2015 – 19/05/2018 son alımına kadar dönemler itibariyle davalının mal alımlarının olduğunu, davacının sözleşme başlangıç tarihinden fesih tarihine kadar toplam 1.928,88 ton beyaz ürün alımı olmadığını, davalının tutulan ticari defter/belgeler üzerinde yapılan incelemede, davalının davacıya verdiği 75.000,00 TL değerindeki teminat mektubu ile sözleşmeye göre oluşan cezai şart bedeli ile davalının davacıdan alacağına dair herhangi bir muhasebe kaydına rastlanmadığını, davacının ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan incelemede, davacı tarafından düzenlendiği iddia olunan 7.500 USD tutarında herhangi bir faturanın davalıya tebliğ edilmediği, davalının ticari defterlere işlenmediği, davacının ticari defter belgeleri üzerinde yapılan incelemede, davacı ile davalı arasında herhangi bir cari hesap kaydına rastlanmadığını, davalının ticari defter/belgeleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davalının kredi ve çek borcunu ödeyememesi üzerine adına icra takibi yapıldığı, istasyon işletmesinin ortağı olduğunu, …Şti.’nin tüm aktif ve pasifleriyle birlikte kül halinde devir edip birleşmesine karşın benzin istasyınunu işletemediği, istasyonun yıllardır kapalı olduğu, vergisel ödevlerini yerine getiremediğinden bahisle maliye tarafından resen terk ettirilerek mükellefiyet kaydının tamamen silindiğinin resmi kayıt ve belgelerle sabit olduğunu, davacı firmanın, davalıya verdiği bayilik sözleşmesinin fesih tarihinden itibaren başka bir kişi veya firma ile sözleşme yapıp bayilik verebileceğinin de gözetilerek, davalının, firmanın, şirketin, davacı firmaya, şirkete sözleşmenin fesih tarihinden itibaren ancak 2 aylık kar mahrumiyeti ile ilgili tazminat ödemesi gerektiği, söz konusu ödemenin ise en az 3 yıl ertelenmesi gerektiği, cezai şartın talep edilmesinin, bir şahsın veya kurumun aynı fiilden dolayı, ikinci kez cezalandırılması anlamına geleceği, bununda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin esas aldığı, hukukun evrensel ilkelerinden “…” ilkesine aykırı olduğunu, “…” ilkesine göre bir kişi veya kurumun aynı fiilden dolayı ancak bir kez yargılanıp, bir kez cezalandırılacağını, “… ” ilkesinin gerek ceza mahkemesi gerekse hukuk mahkemesinin temel ilkelerinden birisi olduğunu, davacının cezai şartla ilgili talebinin bu ilke çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğini, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesince esas alınan Hukukun Evrensel İlkelerinden “… ” ilkesi dikkate alındığında kar kaybı dışında cezai şartın ödenmemesi gerektiğini, “…” ilkesi dikkate alınmadığından da davalı şirketçe, davacı şirkete ödenecek cezai şart bedelinin bulunmadığını, taraflar arasında sözleşmelerle akdedilip taahhüt edilmesine karşın, sözleşmeler davacının mahvına, davacının sebepsiz yere zenginleşmesine yol açtığını, davacının davalıdan talep ettiği toplam 30.391,39 TL’nin 2.963,87 USD yatırım katılım bedeli, Libor+3 faizi ile birlikte, 15.533,15 USD eksik alımdan kaynaklanan alacağın şimdilik 1.000,00 USD’si ile 39.939,00 USD cezai şart bedelinden ibaret olduğunu, söz konusu talebin haksız ve afaki tutarını içerdiğini, talep edilen tutarın şuan için davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini halinde ise, davalının iktisaden/ekonomik açıdan mahvına neden olacağını, davalının ekonomik durumu ile covit 19 ve pandemi sürecide göz önüne alınmak suretiyle, söz konusu tutarın ödenmesinin 3 yıllık süreliğine ertelenmesine karar verilmesi gerektiği görüş ve kanaatine varılmıştır.
Mahkememiz 27/10/2021 tarihli celse ara kararı gereğince, Dosyanın önceki bilirkişilere tevdi ile talimat mahkemesince yapılan inceleme doğrultusunda cezai şarta hükmedilmesinin davalının iktisaden mahvına sebebiyet verip vermeyeceğinin değerlendirilmesi, davacının alım taahhüdüne yönelik itirazının değerlendirilmesi, davalının ne kadar alım yaptığının sözleşme kapsamında her yıl ve toplam olarak tespit edilmesi, davacının alacaklı olup olmadığının nihai olarak belirlenmesi konusunda ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, Bilirkişi Mali Müşavir … ve Akaryakıt Sektör Bilirkişisi …’ın 20/01/2022 tarihli raporunda özetle; Kök Raporda belirlendiği üzere , Yatırım bedeline ilişkin protokolün 7. Maddesi kapsamında fesih tarihinden sonra kalan süreye ilişkin kalan yatırım bedeli 2.961,39 USD ve dava tarihine kadar 234,24 USD faiz hesaplandığı , davalının sözleşme süresi olan 5 yıl için taahhüt ettiği toplam ürün alımını 3 yılda yerine getirdiği, bu kapsamda kar kaybı oluşmadığı, ancak sözleşmenin söz konusu maddesindeki taahhüdün sözleşme süresindeki toplam 1.500 ton taahhüt dışında, her bir yıl için ayrı ayrı asgari 300 ton alım esas alınması halinde 13.807,03 USD kar mahrumiyeti hesaplandığı, davacının kar mahrumiyetine ilişkin şimdilik 1.000 USD talep ettiği, 50.000 USD sözleşmede kararlaştırılan cezai şart bedeline ilişkin ,davacının 28.06.2018 tarihinde tazmin ettiği teminat mektubu tutarı 17.087,24 USD ‘nin düşümü sonrası 32.912,76 USD kalan cezai şart bedeli hesaplandığı, talimat yoluyla alınan davalıya ilişkin bilirkişi raporundaki iktisadi duruma ilişkin belirlemeler kapsamında , cezai şart bedelinin davalının iktisaden mahvına sebep olacağı, görüş ve kanaatine varılmıştır.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe;
Dava; bayilik sözleşmesinin feshi nedeniyle kar kaybının, yatırım bedelinin ve cezai şartın davalıdan tahsili istemine ilişkin alacak davasıdır.
Dosya kapsamından, taraflar arasında 22.05.2015 tarihinde 5 yıl süreli (md.5) … A.Ş. Standart Bayilik Sözleşmesi akdedildiği, yine aynı tarihli Çerçeve Protokolün akdedildiği, davalı … tarafından keşide edilen … 25.Noterliği … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesiyle ithal maliyetlerde gerçekleşen artışın yansıtılması ve sözleşmenin esaslı unsurlarının onay alınmadan değiştirilmesi gerekçeleriyle sözleşmenin feshedildiği görülmüştür.
Uyuşmazlık; taraflar arasındaki sözleşmenin davalı tarafından haksız olarak feshedilip feshedilmediği, davacının sözleşme ve protokol uyarınca fesih nedeniyle kar kaybını, yatırım bedelini ve cezai şartı davalıdan talep edip edemeyeceği, talep edebilecekse alacaklarının miktarının ne kadar olduğu hususlarına ilişkindir.
Yargılama sırasında yapılan tüm bilirkişi incelemelerinde; ithal maliyetlerde gerçekleşen artışın davalıya yansıtılmadığının ve sözleşmenin esaslı unsurlarının onay alınmadan değiştirilmediğinin tespit edildiği, davalı tarafından davacı şirkete sözleşmenin ilgili maddesi uyarınca yatırım bedeline ilişkin olarak 19.08.2015 tarihinde 7.500,00 USD + KDV karşılığı toplam 25.426,05 TL tutarında fatura tanzim edildiği, davacının sunulan kayıtlarında da 01.09.2015 tarihinde söz konusu davalı faturasının davalı alacağı olarak kaydedildiği ve davalının ürün alımından kaynaklı davacının fatura ettiği borcuna mahsup edildiği, davacı tarafından sunulan davalının ürün alımına ilişkin fatura dökümleri uyarınca sözleşme tarihinden sonraki döneme ilişkin 30.05.2015 – 29.05.2018 son alımına kadar dönemler itibariyle davalının mal alımlarının; 22.05.2015 – 21.05.2016 tarihleri arası 1. Yılda 574,08 Ton, 22.05.2016 – 21.05.2017 tarihleri arası 2. Yılda 680,62 Ton, 22.05.2017 – 21.05.2018 tarihleri arası 3. Yılda 626,46 Ton, 22.05.2018 – 21.05.2019 tarihleri arası 4. Yılda 47,72 Ton olmak üzere toplam 1.928,88 ton olduğu, 29.05.2019 tarihinden sonra ürün alımı olmadığı, davacının ticari defterlerinde 150381 … hesabında Cezai şart bedeli olarak 78.884,97 TL tutarın davalı borcu olarak kaydedildiği, 7.350,34 TL hesapta mevcut davalı alacağı ile 75.000,00 TL tutarındaki Teminat mektubu tazmini ve kalan cari hesap davalı borcu mahsup edildiği, taraflar arasında akdedilen çerçeve protokolü yarınca taahhüdün sözleşme süresindeki toplam 1500 ton taahhüt dışında taahhütname hükmü uyarınca yıllık asgari 300 ton ve sözleşme süresi boyunca toplam 1.500 ton ürün alımı taahhüt edildiği, davalının davacıdan sözleşme süresi boyunca toplam 1.928,88 ton ürün alımı olduğu belirlendiği, yatırım bedeline ilişkin protokolün 7. maddesi kapsamında fesih tarihinden sonra kalan süreye ilişkin kalan yatırım bedelinin 2.961,39 USD ve dava tarihine kadar 234,24 USD faiz hesaplandığı, davalının sözleşme süresi olan 5 yıl için taahhüt ettiği toplam ürün alımını 3 yılda yerine getirdiği, bu kapsamda kar kaybı oluşmadığı, ancak sözleşmenin söz konusu maddesindeki taahhüdün sözleşme süresindeki toplam 1.500 ton taahhüt dışında, her bir yıl için ayrı ayrı asgari 300 ton alım esas alınması halinde 13.807,03 USD kar mahrumiyeti hesaplandığı 50.000,00 USD sözleşmede kararlaştırılan cezai şart bedeline ilişkin ,davacının 28.06.2018 tarihinde tazmin ettiği teminat mektubu tutarı 17.087,24 USD nin düşümü sonrası 32.912,76 USD kalan cezai şart bedeli hesaplandığı, davalıya ilişkin 2015 yılında 72.532,54 TL ,2016 yılında 197.239,57 TL ,2017 yılında 80.810,08 TL ve 2018 yılında 69.830,96 TL kar olduğu mevcut olduğu ,davalının ortak olduğu …Ltd. Şti.’nin 2018 yılında 190.721,82 TL ve 2019 yılında 8.049,29 TL zararı mevcut olduğu, talimat yoluyla alınan davalıya ilişkin bilirkişi raporundaki iktisadi duruma ilişkin belirlemeler kapsamında, cezai şart bedelinin davalının iktisaden mahvına sebep olacağı tespit edilmiştir. Somut olayda; ithal maliyetlerde gerçekleşen artışın davalıya yansıtılmadığının ve sözleşmenin esaslı unsurlarının onay alınmadan değiştirilmediğinin bilirkişilerce tespit edildiği, davalının fesih ihtarnamesinde ileri sürdüğü fesih nedenlerini kanıtlayamadığı anlaşılmakla davalı tarafından bayilik sözleşmesinin ve protokolün haksız olarak feshedildiği sonucuna varılmıştır.
Yatırım bedeli açısından yapılan değerlendirmede; taraflar arasında akdedilen Çerçeve Protokolün 7. maddesinde; bayinin, Bayilik Anlaşması ve ekleri ile mevzuat hükümlerini ihlal etmemesi kaydıyla davacı tarafından davalı bayiye 7.500,00 USD+KDV tutarında yatırım katılım bedelinin ödeneceğinin düzenlendiği, davalı tarafından davacı şirkete sözleşmenin ilgili maddesi uyarınca yatırım bedeline ilişkin olarak 19.08.2015 tarihinde 7.500,00 USD + KDV karşılığı toplam 25.426,05 TL tutarında fatura tanzim edildiği, davacının sunulan kayıtlarında da 01.09.2015 tarihinde söz konusu davalı faturasının davalı alacağı olarak kaydedildiği ve davalının ürün alımından kaynaklı davacının fatura ettiği borcuna mahsup edildiği, yine protokolün aynı maddesinde bayi tarafından bayilik sözleşmesinin 5 yıllık süresinden önce feshedilmesi halinde yatırım katılım bedelinin 5 yıllık anlaşma dönemi için tespit edilen miktarının, işlememiş anlaşma dönemine tekabül eden kısmının ödeme tarihinden itibaren işleyecek Libor+3 oranındaki faiziyle birlikte davacıya iade edeceğinin düzenlendiği anlaşılmakla davalı tarafından haklı bir neden olmaksızın sözleşme süresinden önce feshedildiğinden davacının sözleşmenin kalan süresine tekabül eden yatırım katılım bedelini talep edebileceği sonucuna varılmıştır. Bilirkişi tarafından davacının talep edebileceği yatırım katılım bedelinin 2.961,39 USD olduğu hesaplanmıştır. Bu nedenle Çerçeve Protokolün 7. Maddesi uyarınca yatırım bedeli açısından; talebin kısmen kabulüne, 2.961,39 USD yatırım bedelinin ödeme tarihi olan 19/08/2015 tarihinden itibaren işleyecek yıllık libor+3 oranındaki faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Cezai şart açısından yapılan değerlendirmede; taraflar arasında akdedilen Çerçeve Protokolün 13. maddesinde; bayi tarafından bayilik sözleşmesinin 5 yıllık süresinden önce feshedilmesi halinde 50.000,00 USD cezai şartın davacıya nakden veya defaten ödeneceğinin kararlaştırıldığı anlaşılmakla sözleşme süresinden önce feshedildiğinden davacının cezai şart talep edebileceği sonucuna varılmıştır. Yargılama sırasında yapılan bilirkişi incelemesinde; davacının 28.06.2018 tarihinde davalı tarafından verilmiş 75.000,00 TL tutarlı teminat mektubunu cezai şart alacağına karşılık nakde çevirdiği ve tazmin tarihi itibariyle teminat mektubunun karşılığı olan 17.087,24 USD’nin cezai şart alacağından mahsup ettiği tespit edilmiştir. Yine yargılama sırasında davalının ticari kayıtlarının ve bilançolarının incelenmesinde cezai şarta hükmedilmesinin davalının iktisaden mahvına sebebiyet verebileceği tespit edilmiştir. TBK m.182’de hakimin aşırı gördüğü cezai şartı kendiliğinden indirebileceği düzenlenmiştir. Somut olayda; davalının borcunu yerine getirmemiş olması nedeniyle sağladığı menfaat, borcu ödeme kabiliyeti, akde aykırı davranışındaki kusur derecesi değerlendirildiğinde, talep edilen ceza miktarında hak, adalet ve nesafet kuralları uyarınca TBK 182 maddesi gereğince, indirim yapılması gerektiği sonucuna varılarak talep edilen 50.000,00 USD (50.000x%60 = 30.000, 50.000-30.000 = 20.000 ) cezai şart miktarında %60 tenkis yapılarak davacının cezai şart olarak 20.000,00 USD talep edebileceği sonucuna varılmıştır. Davacı tarafından tahsil edilen 17.087,24 USD’nin 20.000,00 USD’den mahsubu sonucunda davacının bakiye 2.912,76 USD cezai şart alacağı kaldığı sonucuna varılmıştır. Davacı tarafından 1.000,00 USD cezai şart talep edildiğinden ve ıslah yapılmadığından taleple bağlılık ilkesi gereğince; cezai şart açısından talebin kabulüne, 1.000,00 USD cezai şartın 13/06/2018 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Eksik alımdan kaynaklı alacak talebi açısından yapılan değerlendirmede; taraflar arasında akdedilen Ürün Alım Taahhütnamesinin incelenmesinde davalının birinci yıldan başlamak ve anılan anlaşmaların yürürlüğü süresince geçerli olmak üzere yıllık asgari 300 ton, anlaşma süresince toplam 1.500 ton beyaz ürünü satın almayı taahhüt ettiği, bilirkişi incelemesinde davalının davacıdan sözleşme süresi boyunca toplam 1.928,88 ton ürün alımı olduğu belirlendiği, taraflar arasında akdedilen Ürün Alım Taahhütnamesi uyarınca davalının sözleşme süresi olan 5 yıl için taahhüt ettiği toplam ürünün üzerinde 3 yıl içersinde alım yaptığı anlaşılmakla davacının eksik alımdan kaynaklı alacağı bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Tüm bu açıklanan nedenlerle; davalı tarafından sözleşme süresinden önce haksız olarak feshedildiğinden; davanın kısmen kabulüne, yatırım bedeli açısından; talebin kısmen kabulüne, 2.961,39 USD yatırım bedelinin 19/08/2015 tarihinden itibaren işleyecek yıllık libor+3 oranındaki faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, eksik alımdan kaynaklı alacak talebinin reddine, cezai şart açısından talebin kabulüne, 1.000,00 USD cezai şartın 13/06/2018 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
-Yatırım bedeli açısından; talebin kısmen kabulüne, 2.961,39 USD yatırım bedelinin 19/08/2015 tarihinden itibaren işleyecek yıllık libor+3 oranındaki faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
-Eksik alımdan kaynaklı alacak talebinin reddine,
-Cezai şart açısından talebin kabulüne, 1.000,00 USD cezai şartın 13/06/2018 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 1.656,76 TL nispi karar ve ilam harcından, başlangıçta yatırılan 519,01 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.137,75 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 519,01 TL peşin harç ile 54,40 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 573,41 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 3.273,00 TL yargılama giderinin, davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesaplanan 2.611,99 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından belgelendirilen yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, davanın kabul edilen kısmı üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, davanın reddedilen kısmı üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. Maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davanın kabul ve reddolunan miktarları dikkate alınarak 266,58‬ TL’nin davacıdan,1.053,42 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
9-Davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/04/2022

Katip …
E-imzalıdır.

Hakim …
E-imzalıdır.