Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/131 E. 2020/585 K. 19.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/131 Esas
KARAR NO : 2020/585

DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/02/2020
KARAR TARİHİ : 19/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesi özetle; müvekkilinin dava dışı …’a kefil olduğunu, kefaletinde 114.956,06 TL toplam borcun bulunduğunu ancak müvekkilinin 100.000,00 TL’ye kefil olduğunu, müvekkilinin eşinin kefalete rıza gösterdiğini, müvekkilinin kefalet gereği … ili, … İlçesi 18391 parsel sayılı taşınmazdaki 11 nolu bağımsız bölüm üzerinde banka lehine 27/05/2018 tarihinde ipotek tesis işlem gerçekleştirildiğini, dava dışı …’ın geçmiş borçlarını da dahil olmak üzere tüm borçlarına kefilmiş gibi müvekkili aleyhine … 16. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatmış ve müvekkilinin taşınmazının satışını talep ettiğini, icra dosyasından 184.475,66 TL asıl alacak, faiz, harç ve masraflarının tahsilini talep ettiğini, müvekkilinin taşınmazlarının satışını yoluna gidildiğini ve müvekkilinin satışları dosyaya yüksek miktarlar ödeyerek durdurduğunu, 06/08/2018 tarihinde ise haricen tahsil harcını ödeyerek dosyanın kapanmasını sağladığını ve taşınmazlardaki haczi kaldırdığını, müvekkilinin sorumluluğunun 100.000,00 TL olduğunu ancak dava dışı Nihat Özcan ve …’ın tüm borçlarını ödemek zorunda kaldığını bildirmekle, davanın kabulüne, … 16. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yapılan toplam 248.187,76 TL ödemeden müvekkilinin kefil olduğu 100.000,00 TL düşülerek 148.187,76 TL’nin istirdatına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun olarak tensip zaptı ve dava dilekçesinin tebliğ edildiği görülmekle davalı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesi özetle; istirdat davalarının paranın ödenmesinden itibaren 1 yıl içerisinde açılması gerektiğini, icra takibinde davacının müteselsil kefil sıfatıyla değil ipotek veren sıfatı ile bulunduğunu, ipotek maliki olarak davacıya takip başlatıldığını ve davacının ipotek limiti ile borçtan sorumla olduğunu, davacının dava dışı … namına açılmış ve açılacak borçlu hesaplardan, her türlü krediler ile verilmiş ve verilecek teminat mektuplarından, müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı ve imzalayacağı kredi sözleşmelerinden, doğmuş doğacak tüm borçlarından 390.000,00 TL’ye kadar olan miktarın teminatını teşkil etmek üzere taşınmaz üzerinde müvekkil lehine 1. Derece ipotek tesis etmeyi kabul ettiğini, davacının borçlusu olduğundan maliki olduğu gayrimenkul sebebiyle ipotek limitinden sorumlu olduğunu, davacının imzalamış olduğu genel kredi sözleşmesinde ise 200.000,00 TL’lik borca kefil olduğunu bildirmekle davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce … 16. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosya örneğinin uyap sistemi üzerinden celp edildiği, yapılan incelemede; davalı/alacaklının 184.475,66 TL asıl alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek %35 temerrüt faizi ve faizin %5,00 gider vergisi, icra giderleri ve avukatlık ücreti ile BK.100’e göre tahsilini talep ettiği görüldü.
Mahkememizce … Tapu Müdürlüğüne müzekkere yazılarak davaya konu ipoteğin resmi senedi, tapu kaydı ve ipotek akit tablosunun onaylı örneklerinin mahkememiz dosyası arasına alındığı görüldü.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
Dava; genel kredi sözleşmesi kapsamında davacı tarafından davalıya ödenen bedelin İİK m.72/7 uyarınca istirdadına ilişkindir.
Davacı taraf, dava dışı … ile davalı arasında akdedilen genel kredi sözleşmesi kapsamında doğacak kredi borçlarına 100.000,00 TL miktarda müteselsil kefil olduğunu, kefalet gereği davalı banka lehine sahibi olduğu taşınmaz üzerinde ipotek tesis ettiğini, kredi borçlusu …’ın borcunu ödememesi üzerine davalı tarafından aleyhine … 16. İcra Müdürlüğü … E. Sayılı icra dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatıldığını, haciz baskısı altında ödemeler yaptığını, en son 06.08.2019 tarihinde haricen tahsil harcını ödeyerek dosyayı kapattığını beyan ederek ödemiş olduğu 148.187,76 TL’nin istirdadını talep etmiştir. Davalı taraf, davanın süresinde açılmadığını, son ödeme tarihinin 29.08.2018 tarihi olduğunu, bu tarihten sonra bir yıllık süresi içinde davanın açılmadığını beyan ederek süresi içinde açılmayan davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.
Uyuşmazlık, İİK m.72/7 uyarınca açılan istirdat davasının 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığına ilişkindir.
İİK m.72/7’de belirtildiği üzere; takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını isteyebilir. Bir yıllık istirdat davası açma süresi, borç olmayan paranın tamamen ödendiği tarihten itibaren işlemeye başlar. Borçlunun bu parayı doğrudan doğruya alacaklıya veya icra dairesine ödediği tarihte işlemeye başlar. Borcun ödenmesi takside bağlanmış ise bir yıllık dava açma süresi son taksidin ödendiği tarihten itibaren işlemeye başlar. Dosya kapsamında bulunan ödeme dekontlarının incelenmesinde; davacı tarafından davalıya en son 29.08.2018 tarihinde 43.000,00 TL ödeme yapıldığı anlaşılmıştır. Ayrıca davacı tarafından 06.08.2019 tarihinde 4.187,60 TL tahsil harcının icra dairesine ödendiği ve icra dosyasının haricen tahsil ile kapatıldığı görülmüştür. Esasında üzerinde durulması gereken husus sürenin başlangıcı sayılacak son ödemenin hangi ödeme olduğudur. Davacı tarafından icra takibi borcuna ilişkin davalıya yapılan son ödeme tarihi 29.08.2018 tarihidir. Ve bu ödeme ile borcun tamamı ödenmiştir. Davacı taraf son ödemenin icra dairesine yapılan tahsil harcı ödemesi olduğunu, sürenin bu tarihten itibaren başlaması gerektiğini, bu ödeme tarihinden itibaren bir yıllık yasal süre içerisinde davanın açıldığını beyan etmiştir. Harç yapılan hizmetin karşılığı olarak devletin aldığı paradır. Harçlar Kanunu m.28/1-b’de; icra takiplerinde Tahsil Harcının alacağın ödenmesi sırasında, ödeme yapılmayan hallerde ise harç alacağının doğması tarihinden itibaren 15 gün içinde ödeneceğini düzenlenmiştir. İİK m.15’de; kanunda aksi belirtilmedikçe bütün harç ve masrafların borçluya ait olduğu, ayrıca hüküm ve takibe gerek olmaksızın harçların borçludan tahsil edileceği düzenlenmiştir. Tüm bu açıklanan hususlar birlikte değerlendirildiğinde; harcın borçlu tarafından devlete ödenmesi gereken bir bedel olduğu, bu bedelin alacaklıya ödenmeyeceği, tahsil harcını ödemekle yükümlü olan kişinin davacı borçlu olduğu, alacağın icra dairesine ödenmesi halinde borçlu tarafından ödenen alacaktan tahsil edileceği, haricen tahsil bildirimi yapılması halinde borçluya tahsil harcının ödenmesi için icra dairesi tarafından muhtıra çıkarılması gerekeceği, alacağın tamamının ödenmesi halinde devletin harç alacağının doğduğu, davacı tarafından icra dairesine bildirimde bulunarak 15 gün içerisinde tahsil harcının ödenmesi gerektiği anlaşılmakla tahsil harcına ilişkin ödemenin İİK m.72/7 kapsamında yapılan bir ödeme olmadığı sonucuna varılmıştır. Bu nedenle İİK m.72/7 uyarınca istirdat davası için öngörülmüş 1 yıllık hak düşürücü sürenin başlangıcının davacı tarafından davalı alacaklıya yapılan son ödeme tarihi olan 29.08.2018 tarihi olduğu, davacının bu tarihten itibaren 1 yıl içerisinde ve en son 29.08.2019 tarihinde davasını açması gerektiği anlaşılmıştır. Davacı tarafından 18.12.2019 tarihinde arabuluculuğa başvurulduğu ve davanın 21.02.2020 tarihinde açıldığı dikkate alındığında davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı sonucuna varıldığından hak düşürücü süre içerisinde açılmayan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı;
1-Hak düşürücü süre içerisinde açılmayan davanın REDDİNE,
2-Harçlar Yasası uyarınca belirlenen karar harcı olan 54,40 TL peşin harçtan başlangıçta yatırılan 2.530,68 TL harçtan mahsubu ile fazla harç olan 2.476,28 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 13. fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden AÜTT Madde 7/2 uyarınca takdir olunan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davalı tarafında belgelendirilen bir yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayacak olan avansın ilgili tarafa iadesine,
Dair; tarafların yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı 19/10/2020

Katip …
¸¸

Hakim …
¸¸