Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/122 E. 2021/96 K. 15.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/122 Esas
KARAR NO : 2021/96

DAVA : İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/02/2020
KARAR TARİHİ : 15/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesi özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 15/09/2008 başlangıç tarihli acentelik sözleşmesi imzalandığını, davalının faaliyet gösterdiği acentede çalışan dava dışı … tarafından başlatılan … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibine istinaden müvekkili tarafından 21.022,94 TL ödeme yapıldığını, müvekkili şirketin yapmış olduğu ödemenin sorumlusunun davalı acente sahibi olduğunu, acenteye … 25. Noterliğinin …tarihli … yevmiye numaralı ihtarname ile borcu ödemesinin talep edildiğini ancak davalının borcunu ödemediğini, ödenmeyen borçtan dolayı … 13. İcra Dairesinin … Esas numaralı icra dosyası ile takibe geçildiğini ancak davalının itirazı üzerine takibin durduğunu bildirmekle davanın kabulü ile davalının haksız itirazının iptaline, takibin devamına, alacağın %20’sinden az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatının davalı üzerine yükletilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun olarak tensip zaptı ve dava dilekçesinin tebliğ edildiği görülmekle davalı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesi özetle; davaya konu alacağın zaman aşımına uğradığını, itirazın iptali davasının itirazın öğrenilmesinden itibaren 1 yıllık süre içerisinde açılması gerektiğini ancak davacının süresi içerisinde davayı açmadığını, davacı ile müvekkili arasında yapılan acentecilik sözleşmesinin bağımsızlık ilkesinin göz ardı edildiğinin açık olduğunu, sözleşme incelendiğinde sözleşmenin acente sözleşmesi niteliğine haiz olmadığını, sözleşmenin kurucu unsuru olmadığından acente sözleşmesinin geçerli olmadığının açık olduğunu, acente sözleşmesine dayanarak müvekkiline icra takibi başlatmasının hukuki olmadığını, davacı kargo şirketinin kendi kusuru ile yaptığı ödemeleri müvekkilinden talep etmesinin yasal olmadığını, davaya konu alacağın sebebinin ve dayanağının belli olmadığını, usule uygun takip başlatılmadığını, dava dışı …’un kendi işçisi olduğunu, işçilik alacaklarından davacının kendisinin sorumlu olduğunu, müvekkilinin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkiline yapılan takibin haksız olduğunu bildirmekle davanın reddine, davacı aleyhine %20’den az olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
Mahkememizce celp edilen … 13. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyasının incelenmesinde; davacı/alacaklının 21.022,94 TL asıl alacağın davalı/borçludan tahsili amacıyla icra takibine geçildiğini, davalı/borçlunun 07/10/2016 tarihli dilekçesi ile borca ve ferilerine itirazı üzerine takibin durduğu görüldü.
… İcra Dairesine müzekkere yazılarak … Esas sayılı icra dosyasının örneğinin mahkememiz dosyası arasına alındığı görüldü.
… 1. İş Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı dosya örneğinin mahkememiz dosyası arasına alındığı görüldü.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe;
Dava; davacı tarafından düzenlenen … 25. Noterliği’nin … tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesine dayanan alacağın tahsili istemiyle başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir.
Davacı taraf, davalı acente çalışanı tarafından başlatılan … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı ilamlı takibine istinaden yapmış olduğu ödemeleri taraflar arasındaki acenta sözleşmesi gereğince davalıya rücu edilmesi amacıyla başlatılan … 13. İcra Dairesinin … Esas sayılı icra takibine yapılan itirazın iptalini talep etmiştir. Davalı taraf, zamanaşımı def’i ileri sürmüş takip konusu borçtan sorumlu olmadığını, adı geçen çalışanın davacı çalışanı olduğunu, taraflar arasında acentelik ilişkisi bulunmadığını beyan ederek davanın reddinin gerektiğini savunmuştur.
… 25. Noterliği’nin …tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesinin incelenmesinde; … İş Mahkemesi’nin …Esas … Karar sayılı ilamına istinaden … tarafından … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile başlatılan icra takibi sonucunda 21.022,94 TL ödeme yapıldığı beyan edilerek Acentelik Sözleşmesi’nin 14,20 ve 42. maddeleri uyarınca davalı tarafından ödenilmesinin talep edildiği görülmüştür.
… İcra Dairesi’nin … E. sayılı icra dosyasının incelenmesinde; … 1.İş Mahkemesi’nin … E. … K. Sayılı kararına istinaden başlatılan ilamlı icra takibi olduğu görülmüştür.
Zamanaşımı defi açısından yapılan değerlendirmede; uyuşmazlığın acentelik ilişkisinden kaynaklanmadığı, davacı tarafından ödenen miktarın davalıya rücu edilmesine ilişkin olduğu, bu nedenle TBK m.146 hükmünün somut olaya uygulanması gerektiği sonucuna varılmış olup, takip tarihi itibariyle 10 yıllık zamanaşımı süresi dolmadığından zamanaşımı definin reddine karar verilmiştir.
Hak düşürücü süre yönünden yapılan değerlendirmede; İİK m.67 uyarınca 1 yıllık sürenin itirazın tebliğ edildiği tarihten itibaren başladığı, somut olayda borca itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmediği anlaşıldığından davanın hak düşürücü süre içerisinde açıldığı kabul edilmiştir.
… 1. İş Mahkemesi’nin … E. …K. Sayılı ilamının incelenmesinde; dava dışı … tarafından davacı ve davalı aleyhine işçi alacaklarına ilişkin dava açıldığı, mahkemece davacı ile davalı arasındaki sözleşmenin acentelik sözleşmesi niteliğinde olmadığı, davacı ile davalı arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğu, …’un başlangıçtan itibaren davacı … Kargo’nun çalışanı olduğu, davalı …’un işveren ve acentelik sıfatının bulunmadığından sorumlu olmadığı gerekçesiyle davalı yönünden davanın husumetten reddine, davacı yönünden davanın kabulüne karar verildiği görülmüştür. Söz konusu kararın Yargıtay 22. Hukuk Dairesi’nin 2015/28598 E. 2015/30276 K. Sayılı ilamı ile onandığı ve kararın kesinleştiği görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; … 1. İş Mahkemesi’nin …E. … K. Sayılı ilamında belirtildiği üzere …’un davalının çalışanı olmadığı, sözleşmenin başlangıcından itibaren davacının çalışanı olduğu, davacı ile davalı arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğu, davalının acentelik ve alt işveren sıfatının bulunmadığı, davacının işveren sıfatıyla ödenen miktardan tek başına sorumlu olduğu, dava dışı …’un davalının çalışanı olmaması ve davacının çalışanı olması sebepleriyle taraflar arasındaki sözleşmenin hükümlerinin somut olaya uygulanmayacağı, davalının ödenen miktardan sorumluluğunun bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Açıklanan nedenlerle davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar yasası uyarınca belirlenen karar harcı olan 59,30 TL harç yatırılmadığından 59,30 TL karar harcının davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı vekili yararına AÜTT gereği tayin ve takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı tarafında belgelendirilen masraf bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayacak olan avansın ilgili tarafa iadesine,
7-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 13. fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair; davacı tarafın yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/02/2021

Katip …
¸¸

Hakim …
¸¸