Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/11 E. 2020/749 K. 30.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/11 Esas
KARAR NO : 2020/749

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 07/01/2020
KARAR TARİHİ : 30/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili sunmuş olduğu 07/01/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davacı, uluslararası taşımacılık yapan, 1994 yılından bu yana sektörde faaliyet gösteren bir şirket olduğunu, davalı şirkete ait emtialarının uluslararası nakliyesini yaptığını, yapılan bu nakliyeler ile ilgili navlun bedellerine ve hizmetlere ilişkin davacı şirket tarafından; 27.05.2019 tarih … nolu 220-EURO, 31.05.2019 tarih … nolu 180-EURO, 31.05.2019 tarih … nolu 220-EURO, 31.05.2019 tarih … nolu 230-EURO, 31.05.2019 tarih … nolu 210-EURO, 31.05.2019 tarih … nolu 210-EURO, 14.06.2019 tarih … nolu 270-EURO, 14.06.2019 tarih … nolu 197-EURO, 14.06.2019 tarih … nolu 260-EURO, 24.06.2019 tarih … nolu 500-EURO, 14.06.2019 tarih … nolu 210-EURO bedelli faturalar şirkete gönderildiğini, davalı şirket kayıtlarına işlendiğini, söz konusu faturalardan kaynaklı bakiye 2,487,00-EURO (15.851,88-TL) alacağın 738.93 TL borcun mahsubundan sonra bakiye 15.112,95-TL alacağın ödenmesi davalı şirketten talep edildiğini, buna ilişkin elektronik yazışmalar yapıldığını, davalı şirketin fatura bedellerini ödememesi üzerine, davalı şirket hakkında … 14. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı şirket tarafından icra takibine süresinde yapılan itiraz üzerine icra takibi durduğunu, davalı şirket icra takibine itirazda herhangi bir neden belirtmemiş, “hiçbir borcu” olmadığından bahisle söz konusu itiraz yapıldığını, taraflarınca ticari uyuşmazlık ile ilgili … Arabuluculuk Bürosu’nun … dosya numarası ile arabuluculuk başvurusunda bulunulduğunu, arabuluculuk görüşmesine karşı taraf katılmadığını ve anlaşma da sağlanamadığını, 03.01.2020 tarihli “hukuki uyuşmazlıklarda dava şartı arabuluculuk son tutanağı ” düzenlendiğini, yapılan icra takibine davalı şirket tarafından itiraz edilmesi üzerine iş bu davanın açılması zarureti doğduğunu bildirerek davalının yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, davalının takip konusu alacağı %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesinin ve tensip zaptının tebliğ edildiği ancak davalı tarafından herhangi bir cevap dilekçesi sunulmadığı görüldü.
Mahkememizce celp edilen … 14. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyasında; davacı/alacaklının 15.112,95 TL asıl alacağın tahsiline ilişkin icra takibine geçtiği, davalı vekilinin 11/12/2019 tarihli dilekçesi ile tüm borca, işlemiş faize, vekalet ücretine, icra masraflarına ve tüm ferilere itirazı üzerine takibin durduğu görüldü.
Mahkememizce verilen 29/06/2019 celse ara kararı uyarınca, tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, ticari defter ve kayıtları ve dosya incelenerek faturaların davalıya tebliğ edilip edilmediği, edilmiş ise tebliğ tarihleri her fatura yönünden tespit edilerek davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı varsa miktarının nelerden ibaret ve ne kadar olduğu konusunda rapor alınmak üzere bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, … tarafından ibraz edilen 23/09/2020 tarihli raporda özetle; “Davacının dava konusu döneme ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresi içinde usulüne uygun şekilde yapılmış olduğu, davacı ticari defterlerinin sahipleri lehine delil olma özelliğini haiz olduğu, takibe konu faturaya dayalı davacı alacağının ticari defterlerde kayıtlarının davalı adına tutulan muavin defter kaydında 16.275,97 TL bakiye ile kayıtlı olduğu, düzenlenen faturaların EURO cinsinden olduğu bu sebeple takip tarihindeki kurun dikkate alınarak takip yapılmasından defter bakiyesi ile takip miktarında fark olduğu bu hususun döviz cinsinden yapılan tahsilat uygulamasına uygun olduğu , yerleşmiş Yargıtay uygulamasına göre davalının dava konusu mal veya hizmeti alım olarak vergi dairesine alım olarak bildirmesinin dava konusu mal/hizmet ve faturaların teslim alındığına dair karine teşkil ettiği, tarafların karşılıklı olarak dava konusu alımları vergi dairesine bildirdikleri tarafların yaptıkları bildirimlerin uyumlu olduğu, bu itibarla dava konusu mal/hizmet ve faturaların teslim edildiğinin kabul edilebileceği, sayın mahkemenin mevcut delil durumuna göre davacının dava konusu alacağa hak kazandığı kanaatinde olması halinde davacının 15.112,95 TL alacaklı olduğunun kabul edilebileceği, davacının dava konusu alacağa hak kazandığının kabulü halinde, taraflar arasında ödeme tarihleri ve temerrüt ile ilgili bir sözleşme veya davacı tarafından davalıya gönderilmiş ve tebliğ edilmiş herhangi bir borç ihtarnamesi bulunmadığından, temerrüdün takip tarihi itibariyle oluştuğu, tarafların tacir olması gözetilerek takip tarihinden itibaren reeskont avans faizi talep edebileceği” görüş ve kanaatine varılmıştır.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe;
Dava; faturadan kaynaklı alacağın tahsili istemiyle başlatılan … 14. İcra dairesinin … E. Sayılı icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir.
Davacı taraf, davalı şirkete ait emtiaların taşımasını yaptığını, taşımalardan kaynaklı olarak navlun ücreti ve hizmet bedeli alacağı olduğunu, faturaların bu alacaklara ilişkin olduğunu beyan ederek itirazın iptalini talep etmiştir.
Yargılama sırasında uyuşmazlığın çözümlenmesi amacıyla her iki tarafın da ticari defter ve kayıtların incelenmesine karar verilmiştir. Bilirkişi tarafından tanzim edilen raporda, davalının ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmediği, davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu, sahibi lehine delil olma vasfına haiz olduğu, davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle 15.112,95 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Uyuşmazlık konusu açısından yapılan değerlendirmede; faturaların davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarında yer aldığı, davacının ticari defter ve kayıtlarının HMK m.222 hükmüne uygun olarak tutulması sebebiyle sahibi lehine delil olma vasfına haiz olduğu ve birbirini doğruladığı, davalı tarafından faturalara ve faturaların içeriğine yönelik bir itirazda bulunmadığı, dolayısıyla TTK m.21 uyarınca davalı tarafın faturaların içeriğini kabul etmiş sayıldığı, davalı tarafından dava konusu faturalarla ilgili hizmet alındığına ilişkin BA formu kapsamında vergi dairesine bildirimde bulunulduğu, davalının faturaların bedelinin ödendiği gösterir bir delil sunmadığı anlaşılmakla davacının takip tarihi itibariyle davalıdan faturalardan kaynaklı olarak 15.112,95 TL alacaklı olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Faiz açısından yapılan değerlendirmede; dava konusu uyuşmazlığın mal veya hizmet tedarikine ilişkin olmaması nedeniyle TTK m.1530 hükmünün uygulanmasının mümkün olmadığı anlaşıldığından asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun uyarınca avans faizi uygulanmasına karar verilmiştir.
Tüm bu açıklanan nedenlerle; davanın kabulüne, itirazın iptaline, takibin 15.112,95 TL asıl alacak üzerinden devamına, takip tarihinden itibaren asıl alacağa avans faizi uygulanmasına, alacak likit ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen alacağın %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın KABULÜNE, itirazın iptaline, takibin 15.112,95 TL asıl alacak üzerinden devamına, takip tarihinden itibaren asıl alacağa avans faizi uygulanmasına,
2-Kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 3.022,59 TL icra inkar tazminatın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 1.032,36 TL nispi karar ve ilam harcından, başlangıçta yatırılan 182,54 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 849,82 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 182,54 TL peşin harç ve 54,40 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 236,94 TL davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 895,00 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. Maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
8-Davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair; davacı tarafın yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/11/2020

Katip … ¸¸

Hakim …
¸¸