Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/9 E. 2020/650 K. 09.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/9 Esas
KARAR NO : 2020/650

DAVA : Kooperatif Üyeliğinden İhraç Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 07/01/2019
KARAR TARİHİ : 09/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan Kooperatif Üyeliğinden İhraç Kararının İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesi özetle; müvekkilinin davalı kooperatifin 5 numaralı üyesi olduğunu, davalı kooperatifin … 12. Noterliğinin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile Yönetim Kurulunun … tarih ve … sayılı kararı ile müvekkilini ortaklıktan çıkartıldığını, çıkarılma gerekçesi olarak 17/06/2017 tarihinde yapılan 2016 olağan genel kurulu ve 09/06/2018 tarihinde yapılan 2017 olağan genel kurul toplantılarında alınan kararlar uyarınca tespit edilen borcun ödenmemesi ve bu borçların 1163 kooperatifler yasasının ve ana sözleşmeye göre yapılan 1. Ve 2. İhtara rağmen borcun ödenmemesinin gösterildiğini, müvekkiline yapılan tüm tebligatların ve iddiaların usulsüz ve geçersiz olduğunu, müvekkilinin genel kurul toplantılarından, 1 ve 2. İhtardan haberdar olmadığını, ihtarnamelerde gösterilen adresin müvekkili adresi olmadığını, ihraç kararının da müvekkilinin adresine yapılmadığını, müvekkilinin kararı arkadaşları vasıtasıyla öğrendiğini, ihtarnamelerde belirtilen borç miktarlarının net olmadığını, belirtilen miktarların hangi ay ve yıllara ait olduğu konusunda bilgi verilmediğini, müvekkilinin 2018 yılı 2.,7. Ve 8. Aylarda toplam 1.500,00 TL ödeme yaptığını ve yine aynı şekilde 2017 yılının 5. Ayında 500,00 TL, 2016 yılında ise 500,00 TL ödeme yaptığını ancak ihtarnamede borç miktarının 3.400,00 TL olarak bildirildiğini, ancak müvekkilinin ödemiş olduğu rakamların dikkate alınmadığını bildirmekle davalı kooperatifin müvekkili hakkında vermiş olduğu 23/10/2018 tarihli 2018/14 sayılı kooperatiflikten çıkarma kararının iptali ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı kooperatife yüklenilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun olarak tensip zaptı ve dava dilekçesinin tebliğ edildiği görülmekle, davalı kooperatifin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesi özetle; ihtarnamede belirtilen 3.400,00 TL tutarındaki borcun detaylı dökümünün ihtarnamede davacıya bildirildiğini, 29/07/2016 tarihinde yapılan 2014 ve 2015 yılları olağan genel kurul toplantısında alınan karar gereğince üyelerin ödemeleri gereken geçmiş yıllardan kalan hisse başına 500,00 TL’den 2.000,00 TL ve 2016 yılı için hisse başı 250,00 TL’den 1.000,00 TL olmak üzere toplam 3.000,00 TL ve 17/06/2017 tarihinde yapılan 2016 yılı olağan genel kurulunda alınan karar gereği 2017 yılı için hisse başına 350,00 TL’den 1.400,00 TL olmak üzere toplam 4.400,00 TL borcun tahakkuk edildiğini, davacı tarafından yapılan 29/12/2018 tarihli 500,00 TL ve 08/05/2018 tarihinde yapılan 500,00 TL belirlenen tutardan düşüldüğünde 3.400,00 TL bakiye borcunun bulunduğunu, davacının dava tarihinden sonra yapılan 07/01/2019 tarihinde yapılan 2018 yılı genel kurul toplantısında alınan karar gereği 2019 yılında hisse başına 350,00 TL’den toplam 1.400,00 TL aidat tahakkuk edildiğini, davacı tarafından dava açıldıktan sonra 01/02/2018 tarihinde 500,00 TL, 06/07/2018 tarihinde 500,00 TL ve 06/08/2018 tarihinde 500,00 TL ödeme yapıldığını, davacının ihraç edildiği 23/10/2018 tarihi itibariyle 3.300,00 TL borcu olduğunu, 08/01/2018 tarihinde gönderilen ihtarnamenin davacı ile birlikte toplam 6 üyeye gönderildiğini, 07/05/2018 tarihinde gönderilen ihtarnamenin ise davacı ile birlikte toplam 4 üyeye gönderildiğini, borcunu ödemeyen davacı ve dava dışı …, … ve …’nın 23/10/2018 tarihinde ihraç edildiğini bildirmiştir.
Mahkememizce davalı …ne müzekkere yazılarak 17/06/2017 tarihinde yapılan 2016 yılı Genel Kurul Kararı, 09/06/2018 yılında yapılan 2017 yılı Genel Kurul Kararı ve 23/10/2018 tarihinde yapılan 2018/04 sayılı Yönetim Kurulu Kararlarının mahkememiz dosyası arasına alındığı görüldü.
Mahkememizce … 12. Noterliğine müzekkere yazılarak … tarih ve …. yevmiye sayılı, … tarih ve … yevmiye sayılı ve …tarih ve … yevmiye sayılı ihtarname ve tebliğ şerhlerinin aslı gibidir onaylı suretlerinin mahkememiz dosyası arasına alındığı görüldü.
Mahkememizce … Sosyal Güvenlik Merkez Müdürlüğüne müzekkere yazılarak dava konusu … tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamenin gönderildiği adreste bulunan … şirketine ilişkin iş yeri kayıtlarının, iş yeri sahibinin ve iş yerinde çalışan kişileri bildiren belgelerin mahkememiz dosyası arasına alındığı görüldü.
Mahkememizce … Vergi Dairesi Müdürlüğüne müzekkere yazılarak dava konusu … tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamenin gönderildiği adreste bulunan … şirketine ilişkin iş yeri kayıtlarının, iş yeri sahibinin ve iş yerinde çalışan kişileri bildiren belgelerin mahkememiz dosyası arasına alındığı görüldü.
Mahkememizce … Sosyal Güvenlik Merkezi Müdürlüğüne müzekkere yazılarak dava konusu … tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamenin gönderildiği adreste bulunan … şirketine ilişkin iş yeri kayıtlarının, iş yeri sahibinin ve iş yerinde çalışan kişileri bildiren belgelerin mahkememiz dosyası arasına alındığı görüldü.
Mahkememizce davalı …ne müzekkere yazılarak sicil tasdiknamesi ve kooperatif sözleşmesinin mahkememiz dosyası arasına alındığı görüldü.
Mahkememizin 14/10/2019 tarihli duruşmasının 5 numaralı ara kararı uyarınca tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, kooperatif sözleşmesi, genel kurul kararları, davalı kooperatifin muhasebe kayıtları üzerinde inceleme yapılarak davacının kooperatife borçlu olup olmadığı, tebligatların kooperatif nezdinde tutulan belgeler ve tebligat kanunu hükümlerine göre usulüne uygun yapılıp yapılmadığı, dava konusu kararın iptalinin gerekip gerekmediği konusunda rapor alınmak üzere dosyanın bilirkişi mali müşavir … ile kooperatif mevzuatından kaynaklı nitelikli hesaplamalar uzmanı …’a tevdi edilmiş olup bilirkişilerin mahkememize sunmuş oldukları 30/01/2020 tarihli raporlarında; davacının davalı kooperatifinin 5 numaralı üyesi olduğu, davacının raporda detaylı dökümü yapıldığı üzere 2016 yılı sonunda 2.500,00 TL, 2017 yılı sonunda 3.400,00 TL ve 2018 yılında ihraç kararı alındığında 3.300,00 TL borcu olduğunu, davacıya gönderilen 1. İhtarname tarihi olan 08/01/2018 tarihinde davacının 3.400,00 TL borçlu olduğunu, davacı tarafından 01/02/2018 tarihinde 500,00 TL ödeme yapıldığını, bakiye borcun 2.900,00 TL olduğunu, davacıya gönderilen 2. İhtarname tarihi olan 07/05/2018 tarihinde davacının borcunun 2.900,00 TL olduğu ancak 2. İhtarnamede davacının 01/02/2018 tarihinde yapmış olduğu 500,00 TL’den bahsedilmeyerek defter kayıtlarına aykırı olarak 3.400,00 TL borç olduğunun belirlendiğini, 2. İhtarnamedeki borç miktarı ile muavin defter kaydının ikinci ihtarname tarihi olan 07/05/2018 tarihi itibari ile uyumlu olmadığını, kooperatif tarafından … 12. Noterliği vasıtasıyla gönderilen 1. İhtarnamenin 10/01/2018 tarihinde kooperatif üyesi olan ve kendisine de ihtarname gönderilen … (davacının abisi) adına tebliğ edildiği, 2. İhtarnamenin ise 30/10/2018 tarihinde … adresinde … imzasına muhatabın geçici olarak dışarıda olduğu notu yazılarak tebliğ edildiğini, davacının 1. İhtarname tebliğinden sonra 10/01/2018 tarihinde davalı kooperatife 3 defa ödeme yaptığını, davacı vekilinin sunduğu banka dekontlarının davacı C/H işlenmiş olduğu, davacının kooperatife borcu olduğu bilgisi halinde olduğunu ve yapılan tebligatların usulüne uygun olarak tebliğ edilip edilmediğinin mahkemenin kanaatinde olduğunu, davalı kooperatif tarafından davacıya gönderilen ihtarnamelerin ve üyelikten çıkarma kararı olarak yönetim kurulunun yetkisinin kooperatif ana sözleşmesinin 9. Maddesine göre uygun olduğunu, üyelikten çıkarılanların 3 ay içinde itiraz davacı açabileceği 9. Maddesinde belirtildiğinden ve üyelikten çıkarma kararı davacıya 30/10/2018 tarihinde tebliğ edildiğinden huzurdaki davanın ise 3 aylık sürede açıldığı görüş ve kanaatini bildirmişlerdir.
Mahkememizce … Sosyal Güvenlik Merkezi Müdürlüğüne müzekkere yazılarak davacıya ait tüm SGK kayıtlarının ve iş yeri adresinin mahkememiz dosyası arasına alındığı görüldü.
Mahkememizce … Vergi Dairesine müzekkere yazılarak davacının tüm vergi kayıtlarının ve iş yeri adresinin mahkememiz dosyası arasına alındığı görüldü.
Mahkememizce … SGK’ya müzekker yazılarak dava dışı …’e ait olan … tüm çalışan listesinin mahkememiz dosyası arasına alındığı görüldü.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
Dava; davacı tarafın üye olduğu davalı kooperatiften 23/10/2018 tarih ve 2018/04 sayılı yönetim kurulu kararı ile üyelikten çıkarılması kararının iptaline ilişkindir.
Davacı taraf, davalı tarafından yapıldığı iddia edilen tüm tebligatların usulsüz ve geçersiz olduğunu, ihtarnamelerde gösterilen adresin kendi adresi olmadığını, ayrıca ihtarnamede belirtilen borç miktarlarının da hatalı olduğunu, yapılan ödemelerin mahsup edilmediğini beyan ederek kooperatif üyeliğinden çıkarılmasına ilişkin kararın iptalini talep etmiştir. Davalı taraf, ihtarnamelerin tebliğ edildiği adresin davacının işyeri olduğunu beyan ederek davanın reddinin gerektiğini savunmuştur.
Dava konusu davalı kooperatifin yönetim kurulunun 23.10.2018 tarih 2018/04 sayılı kararının incelenmesinde; … Kooperatifinin 17 haziran 2017 tarihinde yapılan 2016 olağan genel kurulu ve 9 haziran 2018 tarihinde yapılan 2017 yılı olağan genel kurul toplantısında alınan kararlar uyarınca tespit edilen aidatlarını yasada öngörülen süreye ve usule rağmen ödemeyen, bunun üzerine 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu ve kooperatif ana sözleşmesi uyarınca 08.01.2018 tarihinde yapılan birinci ve 07.05.2018 tarihinde yapılan ikinci ihtara rağmen borçlarına ödemeyen üyelerin kooperatif üyeliğinden çıkarılması karar verildiği, davacının da ortaklıktan çıkarılan üyelerden olduğu anlaşılmıştır. İlgili kararın … 12. Noterliğinin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davacıya bildirilmek üzere tebliğe çıkarıldığı, tebligatın “…” adresinde bulunan …’e teslim edildiği görülmüştür.
Üyelikten çıkarılma kararına esas birinci ihtar olan … 12. Noterliğinin … tarihli …12 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davacıya 3.400,00 TL tutarındaki borcunu ödemesi için 30 günlük süre tanındığı, ihtarnamenin 10.01.2018 tarihinde “…” adresinde mukim … tebliğ edildiği, ikinci ihtar olan … 12. Noterliğinin …tarihli … yevmiye numaralı ihtarname ile davacıya 3.400,00 TL tutarındaki borcunu ödemesi için 30 günlük süre tanındığı, ihtarnamenin 08.05.2018 tarihinde “… adresinde …’e tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
… sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 16. maddesinde; kooperatif ortaklığından çıkarılmayı gerektiren sebeplerin anasözleşmede açıkça gösterileceği, ortaklıktan çıkarılmaya yönetim kurulunun teklifi ile genel kurulca karar verileceği, anasözleşme ile bu hususta yönetim kurulunun da yetkili kılınabileceği düzenlenmiştir. Yine aynı Kanun’un 27. maddesinde; kooperatifin, sermaye yüklemlerinde borçlu veya sair ödemelerle yükümlü bulunan ortaklarından elden yazılı olarak veya taahhütlü mektupla, bu husus mümkün olmazsa ilanla ve münasip bir süre belirterek yükümlerini yerine getirmelerini isteyebileceği, ilk isteğe uymayan ve ikinci istemeden sonra da bir ay içinde yükümlerini yerine getirmeyenlerin ortaklığının kendiliğinden düşeceğinin düzenlendiği görülmüştür.
Kooperatif Anasözleşmesi’nin 9. maddesinde anasözleşme hükümlerine göre taahhütlerini iki ay geciktirmeleri üzerine yönetim kurulunca 10 gün zarfında yazılı olarak yapılacak isteğe rağmen borçlarını ödemeyen ortakların sözü edilen kurulca ikinci istemeden sonra da bir ay içerisinde taahhütlerini yerine getirmezlerse ortaklıklarının kendiliğinden düşeceği ve düşen ortakların yönetim kurulu kararı ile ortaklıktan çıkarılabileceğinin düzenlendiği görülmüştür. Dolayısıyla yönetim kurulunun kooperatif ortakları hakkında çıkarma kararı verme konusunda yetkili olduğu açıktır.
Uyuşmazlık, ihtarnamelerin davacıya usulüne uygun olarak tebliğ edilip edilmediği, ihtarnamede belirtilen borç miktarının doğru olup olmadığı ve dolayısıyla davacının kooperatif üyeliğinden çıkarılmasına ilişkin kararın hukuka uygun olup olmadığına ilişkindir. Dosyada bulunan … Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün … tarihli yazısında “…” adresinde …’ün faaliyet gösterdiği, davacının faaliyetinin bulunmadığı anlaşılmıştır. Dosyada bulunan tüm vergi ve SGK kayıtlarının incelenmesinde; davacının işyerinin adresinin “…” adresi olmadığı, davacının bu işyerinde çalışan sigortalı da olmadığı, adresin davacı ile bir ilgisinin bulunmadığı, adresteki işyerinin davacının abisi …’e ait olduğu görülmüştür. Ayrıca davalı tarafından tebligatların yapıldığı adresin davacı tarafından kullanıldığını ve tebligat yapılması için bildirildiğini gösteren bir delil sunulmamıştır. Tebligat Kanunu’nun 10. Maddesine göre; tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır. Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartiyle her yerde tebligat yapılması caizdir. Yine Tebligat Kanunu’nun 17. Maddesine göre; belli bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını icra edenler, o yerde bulunmadıkları takdirde tebliğ aynı yerdeki daimi memur veya müstahdemlerinden birine, meslek veya sanatını evinde icra edenlerin memur ve müstahdemlerinden biri bulunmadığı takdirde aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır. Tebligat Kanunu’nun ilgili hükümleri doğrultusunda yapılan değerlendirmede; davacıya çıkarılan birinci ve ikinci ihtarnamelerin tebliğ yapıldığı işyerinin birinci ve ikinci ihtarların yapıldığı sırada davacı tarafından kullanılmadığı, tebligatların yapıldığı tarihlerde davacının tebligatların yapıldığı adreste faaliyet göstermediği, tebligatların yapıldığı kişilerin davacının çalışanı olmadığı, yapılan tebligatların usulsüz olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Ek olarak; yargılama sırasında kooperatif kayıtları ve defterleri üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda; davacının 2016 yılı sonunda 2.500,00 TL, 2017 yılı sonunda 3.400,00 TL, 2018 yılında ihraç kararı alındığında 3.300,00 TL borcu olduğu, birinci ihtarnamenin düzenlediği tarihte davacının 3.400,00 TL borçlu olduğu, birinci ihtarnameden sonra davacının 01.02.2018 tarihinde 500,00 TL ödeme yaptığı, ikinci ihtarnamede bu ödeme mahsup edilmeksizin davacının 3.400,00 TL borçlu olduğunun belirtildiği ancak ikinci ihtarname tarihinde davacının 2.900,00 TL borçlu olduğu, ödemelerin davalının kayıtlarında yer aldığı tespit edilmiştir. Dolayısıyla davacıya gönderilen birinci ihtardan sonra davacının yaptığı ödemenin ikinci ihtarda borçtan mahsup edilmesi ve ondan sonra ikinci ihtarın gönderilmesi gerekirken davalı tarafından ödeme mahsup edilmeksizin ikinci ihtarın gönderilmesi de hukuka uygun değildir.
Tüm bu açıklanan nedenlerle; ihraca esas ihtarnamelerin yasa ve anasözleşme hükümlerine aykırı olduğu, davacıya çıkarılan ihtarların ve çıkarma kararlarının usulüne uygun tebliğ edilmediği anlaşılmakla davanın kabulüne, davacının davalı Kooperatif üyeliğinden ihracına ilişkin 23/10/2018 tarih ve 2018/4 sayılı ihraç kararının davacı açısından iptaline karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştuır.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜNE, davacının davalı Kooperatif üyeliğinden ihracına ilişkin 23/10/2018 tarih ve 2018/4 sayılı ihraç kararının davacı açısından iptaline,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 44,40 TL harçtan mahsubu ile eksik olan 10,00 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan; 44,40 TL peşin harç, 44,40 TL başvurma harcı ve 1.523,60 TL posta, tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücretlerinden oluşan toplam 1.612,40 TL yargılama giderinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden AAÜT uyarınca 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
5-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair; davacı tarafın yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/11/2020

Katip …
¸¸

Hakim …
¸¸

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”