Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/8 E. 2019/1 K. 07.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/8 Esas
KARAR NO : 2019/1

DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/10/2013
KARAR TARİHİ : 07/01/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasında, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 10/10/2013 tarihli dava dilekçesi ile müvekkili şirket ile davalılardan …’nın 15/09/2008 tarihli 15 yıl 6 aylık süre için kira sözleşmesi akdettiğini, kira sözleşmesinin tapuya şerh edildiğini, davalı … Tic LTd Şti’nin de kira sözleşmesine konu taşınmaz üzerinde kurulu bulunan akaryakıt istasyonunu işletmek amacıyla müvekkili ile 17/09/2009 tarihli Bayiilik Sözleşmesi ve 30/05/2008 tarihli protokolü akdettiğini, davalı bayii … Ltd Şti tarafından … 2.Noterliğinin … tarihli, … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile Bayiilik sözleşmesinin 19/09/2013 tarihi itibariyle yenilenmeyeceğini, sözleşmenin feshedilmiş sayılacağının, kira şerhinin terkin edilmesi gerektiğinin bildirildiğini, taraflar arasında akdedilen 19/08/2008 tarihli protokolün 4.maddesinde Opet ile malik arasında akdedilen kira sözleşmesi uyarınca 15 yıl 6 aylık kira bedeli olarak 24.000,00 USD nin ödeneceğinin belirlendiğini, bu ödemenin 28/05/2009 tarihinde TL karşılığı olarak 30.576,00 TL olarak ödendiğini, yine işletme yatırım desteği olarak 28/05/2009 tarihinde 325.000 TL, 31/12/2009 tarihinde 184.080,00 TL’nin davalı şirkete ödendiğini, dava konusu taşınmaz üzerinde davalı … tarafından 15 yıl 6 ay süre ile bayiilik ilişkisinin sürdürüleceği inancıyla 370.000 USD + KDV işletme yatırım destek bedeli ile 24.000 USD kira bedeli ödemesi yapıldığını, değişen mevzuat nedeniyle 19/09/2013 tarihinde ilişkinin sonlandırıldığını, bakiye 11 yıllık süre için yapılan ödemeler nedeniyle davalıların haksız olarak zenginleştiğini, davalılardan …ların sözleşmelerden garantör sıfatıyla taraf olduğunu bildirerek; kira süresinin tamamı nazara alınarak peşin ödenen kira bedelinden kullanılamayacak kira süresine karşılık gelen 28.701,31 TL’lik kısmın davalı …’dan tahsiline, müvekkili şirketin bu bedelden yoksun kalması sebebiyle uğradığı ekonomik kayıpların karşılığı olan 11.301,14 TL’nin KDVsi ile birlikte tahsilini, işletme yatırım destek bedelinden kullanılamayacak süreye karşılık gelen 361.206,98 TL ile davalının elde ettiği tüm semereler olan 135.896,96 TL’nin KDVsi ile birlikte 19/09/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsilini dava ve talep etmiştir.
Davalılara usulüne uygun dava dilekçesi, duruşma gün ve saati tebliğ edilmiş, davalılar vekili 24/12/2013 tarihli cevap dilekçesinde; müvekkilleri … ve …’nın gerçek kişi olduğunu, sözleşmede kararlaştırılan yetki şartının müvekkillerini bağlamadığını, yetkili mahkemenin … Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, …’nın garantör veya müteselsil kefil olarak bayiilik sözleşmesinin tarafı olmadığını, bu nedenle kendisine husumet yöneltilemeyeceğini, üzerinde akaryakıt istasyonu bulunan taşınmazın müvekkilleri …dan 15/09/2008 tarihli kira sözleşmesi ile kiralandığını, 15 yıl 6 aylık kira bedeli olan 30.576,00 TL’nin 28/05/2009 tarihinde ödendiğini, kira sözleşmesinin feshedilmesinde müvekkillerinden …’nın herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, akdedilen bayiilik sözleşmesi gereğince herhangi bir sebepsiz zenginleşmenin gerçekleşmediğini, rekabet kurulunun kararı uyarınca sözleşmenin geçersiz kaldığını, davacının rekabet kurulunun kararı gereğince yaptığı yatırımın 5 sene için olduğunu ve bayiilik sözleşmesinin yenilenmeme ihtimalinin bulunduğunu belirterek işletme yatırım bedelini müvekkili şirkete verdiğini, müvekkili şirketin sözleşmenin devam etmemesinde bir sorumluluğunun bulunmadığını, kanunen tanınan haklarını kullandığını, kötü niyetli olmadığını bildirerek açılan davanın reddini talep etmiştir.
İstanbul 15 ATM’nin 2014/518 E. Sayılı dosyası 03/12/2014 tarihli 2014/335 sayılı karar ile birleştirilerek Mahkememize gönderilmiştir. Bu davada davacı davalılardan …nın maliki olduğu taşınmazın davacı tarafından kiralanması ve bu taşınmaz üzerinde kurulu bulunan akaryakıt istasyonun işletilmesi konusunda davacı ile davalı şirket arasında akdedilen bayiilik sözleşmesi ve eki protokolün erken sona ermesi nedeniyle akaryakıt istasyonunun bulunduğu taşınmaz üzerinde yapılan inşaatın bedeli ve duran varlık alacağının geçersiz kalan süreye tekabül eden kısmının davalı tarafından elde edilen semereleri ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
Dosyanın mahkememizce yapılan yargılaması neticesinde verilen 2014/891 Esas, 2015/770 Karar sayılı 19/11/2015 tarihli karar ile “…asıl davada; davacının kira ilişkisinden kaynaklanan talepleri olan 28.701,31 TL ve 11.301,14 TL olmak üzere toplam 40.002,45 TL’lik talebi açısından mahkememizini görevsizliğine, dosyanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde görevli İstanbul Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, birleşen İstanbul 15 ATM nin 2014/518 Esas ve 2014/315 Karar sayılı dosyanın birlikte bu dosyadan tefriki ile ayrı bir esasa kaydına…” karar verilmiş, mahkememizce verilen görevsizlik kararı neticesinde dosya İstanbul 6. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/284 Esas sayılı sırasın, tefrik edilen dosyanın ise mahkememizin 2015/1242 Esas sayılı sırasına kaydı yapılarak yargılamaya bu dosyalar üzerinden devam olunmuştur.
Dosyanın İstanbul 6. Sulh Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde verilen 2016/284 Esas, 2017/714 Karar sayılı 14/09/2017 tarihli kararı ile “davanın kabulü ile 28.701,31 TL’nin ödeme tarihi olan 28/05/2009 tarihinden itibaren işleyecek ve hesap edilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine…” karar verilmiş, verilen bu karar davalı vekilince temyiz edilerek dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesine gönderildiği anlaşılmıştır.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesince verilen 2018/629 Esas 2018/452 Karar sayılı 14/03/2018 tarihli karar ile “…Türkiye Cumhuriyeti Anayasası 142. Maddesi, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1,2,4. Maddeleri, Türk Ticaret Kanunu’nun 1, 3, 4, 5 ve devamı maddeleri, Hukuki uyuşmazlıklarda Asliye Hukuk mahkemelerinin görevi asıl, Sulh Hukuk mahkemesinin görevi ise istisna olup, özel bir kanun hükmü ile açıkça Sulh Hukuk mahkemesinde bakılacağı bildirilmeyen bütün dava ve işler Asliye Hukuk mahkemesinde genel hükümlere göre görülür, görev kamu düzenine ilişkindir ve resen incelenir. Yargılama konusu olayda: Taraflar arasında ve dava dışı (tefrikten önce davalı olarak gösterilen) … Ltd. Şirketi ve … arasında 30/05/2008 tarihli bayilik protokolü imzalandığı, bu protokol uyarınca kira sözleşmesi ve bayilik sözleşmesinin imzalandığı, sözleşmenin birden çok sözleşmenin unsurlarını taşıdığı karma sözleşme olduğu, Davacının taraflar arasındaki bayilik ve kira ilişkisinin süresinden önce sona ermesinden dolayı bakiye süreye isabet eden kira bedeli ve işletme yatırım destek bedelinin tahsilini talep ettiği, İstanbul 5 Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan davada mahkemenin 19/11/2015 tarihinde tefrik kararı vererek kira ilişkisinden kaynaklı talepler olarak nitelendirdiği, talepler yönünden görevsizlik kararı verdiği ve görevsizlik kararının kesinleşmesi üzerine dosyanın Sulh Hukuk Mahkemesine gönderildiği ve Sulh Hukuk Mahkemesince yargılama yapılarak davanın kabulüne karar verildiği, Davacı ve davalı arasındaki asıl uyuşmazlık taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi olup kira sözleşmesinin bu bayilik sözleşmesinin devamını sağlamak için oluşturulduğunun anlaşıldığı, kaldı ki taraflar arasındaki uyuşmazlıkların çözümü için bayilik ve kira sözleşmesi hükümlerinin birlikte değerlendirilerek karar verilmesi gerektiği, bu durumda mahkemenin taraflar arasındaki bütün sözleşmeleri birlikte değerlendirerek sonucuna göre işin esası hakkında ve tüm talepler yönünden bir karar vermesi gerekirken bir kısım taleplerin kira ilişkisine dayandığından bahisle görevsizlik kararı vermesinin ve bu görevsizlik kararı neticesinde görevsiz mahkeme olan Sulh Hukuk mahkemesinin yargılama yaparak karar vermesinin hatalı olduğu, görev hususunun kamu düzeninden olup resen dikkate alınması gerektiği anlaşılmıştır. Dairemiz ilk derece mahkemesi kararını hem maddi olay, hem de hukuka uygunluk bakımından incelemeye tabi tutarak tespit edilen yargılama hatalarını bizzat düzeltmek amacıyla yapılan inceleme sonunda; duruşma yapılmasına gerek olmadığı, Taraflar arasındaki sözleşmenin karma nitelikli bir sözleşme olduğu, asıl sözleşme olan bayilik sözleşmesi, sonrasında yapılan protokol ve kira sözleşmesindeki tarafların durumlarının hak ve borçlarının birlikte değerlendirilmesi, davaya bu nedenle tefrik kararı veren İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin bakması gerekirken davaya bakılarak yazılı olduğu şekilde karar verilmesin yanlış olduğu, mahkeme kararı yerinde olmadığından istinaf sebebi yerinde olduğundan HMK 353/1-a/3 maddesi gereğince istinaf başvurusunun kabulüne karar vermek gerekmiştir. ” gerekçeleri ile İstanbul 6. Sulh Hukuk Mahkemesince verilen 2016/284 Esas, 2017/714 Karar sayılı 14/09/2017 tarihli kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesince verilen 2018/629 Esas 2018/452 Karar sayılı 14/03/2018 tarihli ilamı doğrultusunda dosyanın İstanbul 6. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/297 Esas sayılı sırasına kaydı yapılmış ve İstanbul 6. Sulh Hukuk Mahkemesince dosya resen ele alınmış, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesinin ilamı doğrultusunda İstanbul 6. Sulh Hukuk Mahkemesince verilen 2018/297 Esas 2018/786 Karar sayılı 25/09/2018 tarihli karar ile “…Mahkememizin HMK’nun 2. Maddesi gereğince görevsizliğine, dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle reddine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın İstanbul Ticaret Mahkemesine gönderilmesine…” karar verilmiştir.
Dava dosyası İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesine tevzi edilmiş, dosyanın İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/1141 Esas sayılı sırasına kaydı yapılmış ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi’nin 2018/629 Esas, 2018/452 Karar sayılı 14/03/2018 tarihli ilamı ile dosyaya İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından bakılmasına karar verilmesine rağmen, dosyanın sehven İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesine tevzi edildiği anlaşılarak mahkemece verilen 2018/1141 Esas, 2018/1288 Karar sayılı 07/12/2018 tarihli karar ile “…İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi’nin 2018/629 Esas, 2018/452 Karar sayılı ilamı gereğince davaya İstanbul 5. Asliye Ticaret mahkemesince bakılması gerektiğinden, dosyanın adı geçen mahkemeye tevzi edilmesi için dosyamızın İstanbul Hukuk Mahkemeleri Tevzii Bürosuna gönderilmesine…” yönünde karar verilmiştir.
Dosya İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/1141 Esas, 2018/1288 Karar sayılı 07/12/2018 tarihli karar sayılı kararına rağmen bu kere sehven İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesine tevzi edilmiş, dosyanın İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/1221 Esas sayılı sırasına kaydı yapılmış, İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 2018/1221 Esas, 2019/1 Karar sayılı 02/01/2019 tarihli karar ile “…Dava dosyasının İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesinin kesin kararı gereğince tefrik kararı veren İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine…” karar verilmiş olup, dosya mahkememizin 2019/8 Esas sayılı sırasına kaydı yapılarak resen ele alınmıştır.
HMK.nın 166.maddesi hükmü gereğince; aynı mahkemede görülmekte olan davalar, aralarında bağlantı bulunması halinde, davanın her safhasında, istek üzerine veya kendiliğinden mahkemece birleştirilebilir. 14.02.1992 gün, 1999/3 Esas ve 992/2 karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince; bir yargı çevresinde kurulmuş aynı düzeyde, birden fazla mahkeme, davaların birleştirilmesi açısından “aynı mahkeme” sayılır.
Davaların aynı sebepten doğması veya biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması halinde davalar arasında “bağlantı” olduğu varsayılır. (HMK.Md:166)
Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesi neticesinden, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesince verilen 2018/629 Esas 2018/452 Karar sayılı 14/03/2018 tarihli ilamında her ne kadarda Mahkememizin tefrik edilen dosyası ile birleştirilmesi yönünde bir karar oluşturulmuşsa da, dosyanın bugüne kadar mahkememize tevzi edilmemesi ve gerek İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesin ilamı, gerekse HMK’nun ilgili maddeleri uyarınca dava dosyasının daha fazla sürüncemede bırakılmamasının önüne geçilerek, dosyanın her iki dava arasında taraf, uyuşmazlık ve vakalar açısından hukuki ve fiili irtibat bulunan ve mahkememizin 2014/891 Esas sayılı dosyasından tefrik edilen, mahkememizin 2015/1242 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine, yargılamaya bu dosya üzerinden devam olunmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Aralarındaki hukuki ve fiili irtibat bulunan mahkememiz dosyası ile Mahkememizin 2015/1242 E.sayılı dosyasının birleştirilmesine, yargılamaya Mahkememizin 2015/1242 Esas sayılı dosyası üzerinden devam olunmasına,
2-Mahkememiz esasının bu şekilde kapatılmasına,
3-Harç ve masrafların esas hüküm ile birlikte değerlendirilmesine,
Dair tarafların yokluğunda esas hüküm ile birlikte istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 07/01/2019

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …