Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/78 E. 2021/98 K. 15.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/78 Esas
KARAR NO : 2021/98

DAVA : Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 14/02/2019
KARAR TARİHİ : 15/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan 14/02/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; davalı borçlu ile müvekkil şirket arasında taşıma işi konusunda akdi ilişkinin bulunduğunu, müvekkil şirketin bu akdi ilişkiye istinaden davalıya ait eşyaların yurt içi taşıma işini gerçekleştirdiğini, müvekkil şirketin değişik tarihlerde gerçekleştirdiği taşıma işleri ile ilgili olarak 08.10.2018 tarihli, … fatura nolu, 17.320,56 TL bedelli, 15.10.2018 tarihli, … fatura nolu, 31.447,00 TL bedelli, 22.10.2018 tarihli, … fatura nolu, 21.216,40 TL, 30.10.2018 tarihli, … fatura nolu, 13.334,00 TL bedelli, 05.11.2018 tarihli, … fatura nolu, 1.003,00 TL bedelli, 12.11.2018 tarihli, … fatura nolu, 3.127,00 TL bedelli toplam 87.447,96 TL davalıdan alacağı olduğu, bu faturaların tanzim edilerek davalı tarafa tebliğ edildiği, davalı taraf akdi ilişkinin kurulmasından bu yana müvekkil şirketin alacağını ödememek veya geç ödemek amacıyla oyalayıcı sürece girdiğini, son dönemlerde ise dayanaksız iade faturaları kesmek suretiyle ihtilaf yaratmaya çalıştığını, müvekkil şirket tarafından davalı hakkında … 19. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosya ile icra takibine başlatıldığını, takip sonucu herhangi bir sonuç alınamadığını bildirerek, davanın kabulü ile toplam 87.447,96 TL’nin fatura düzenleme tarihlerinden başlamak üzere işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan 26/03/2019 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; müvekkil ile davacı şirket arasında davalı müvekkile nakliye hizmeti verilmesi hususunda anlaşma yapıldığını, kesilen faturalarda 90 gün vade uygulanacağı konusunda tarafların mutabık kaldığını, müvekkilin bu anlaşma kapsamında muaccel tüm borçlarını ödediğini, açılan dava tarihi itibariyle muaccel gelmemiş faturaların olduğunu, davacı şirket satış müdürü … tarafından iletilen 07/11/2018 tarihli mailinde muaccel alacağın 42.159,00 TL olduğu belirtilmiş olmasına ve bu tarihten sonra davacı müvekkil tarafından da ödeme yapılmış olmasına rağmen 87.447,96 TL bedelin talep edilerek dava açıldığını, davacının davalı müvekkile hiçbir bildirimde bulunmaksızın ve bu hususta onay almaksızın anlaşılan fiyat faklarına ilişkin iade faturası düzenlendiğini, bu hususların yanı sıra edimini gerektiği gibi yerine getirmeyen, taahhüt ettiği nakliye işlemlerini gerçekleştirmeyen davacının usulsüz faturalarla alacak talebinde bulunmasının mümkün olmadığını, davacının 09/11/2018 tarihli sevk irsaliyesi ile … ve …’ya götürülmek üzere müvekkilden teslim aldığı ürünleri yola çıkarmadığını, müvekkile hiçbir bilgi vermeden aracın arıza yaptığı gibi gerekçelerle oyalayıp akabinde ödeme yapılmazsa ürünlerin teslimatının yapılmayacağını bildirdiğini, bu süreçte müvekkile ait malların hukuka aykırı olarak 2 gün süresince hapsedildiğini ve malların nerede tutulduğuna dair bilginin paylaşılmadığını, davacı şirket satış müdürü tarafından ürünleri teslim aldıktan 3 gün sonra iletilen 12/11/2018 tarihli mailde ise davalı müvekkile ait malları hapsettiğini bildirdiği, bu bildirim sonrasında davalı müvekkil mallarını … CBS yaptığı şikayet sonrası şikayetin … CBS … soruşturma dosyası ile iletildiğini ve … 2. Sulh Ceza Hakimliğinin … D.iş dosyası kararı ile kolluk güçleri aracılığıyla teslim aldığını, müvekkilin teslimde yaşadığı gecikme nedeniyle maddi zararı uğradığını bildirerek haksız, kötü niyetli ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce verilen 08/05/2019 celse ara kararı uyarınca, tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, ticari defter ve kayıtları ve dosya incelenerek davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı varsa miktarının nelerden ibaret ve ne kadar olduğu konusunda rapor düzenlenmek üzere bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, Mali Müşavir … tarafından ibraz edilen 01/11/2019 tarihli raporda özetle; “Davalı taraf 2018 yılı ticari defterlerini bilirkişi incelemesine sunmadığı, bu doğrutuda davalı tarafın 2018 yılı ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılamamıştır. Dava konusu alacakla ilgili davalının davacıdan satın aldığı taşıma hizmetlerini almadığına, eksik aldığına veya anlaşma fiyatından yüksek bir bedel talep edilmesine yönelik herhangi bir itirazının olduğuna yönelik davacıya gönderdiği yazı veya noter kanalıyla çektiği ihtarnameye dava dosyasında rastlanmadığı gibi davacı tarafa neden iade faturası kestiğine yönelik herhangi bir açıklamaya da dava dosyasında rastlanmamıştır. Dava dosyasında sadece davalının davacıya düzenlediği iade faturaları mevcuttur Davalı tarafın (Hizmeti alanın) davacıya (Hizmet verene) iade faturası düzenleyebilmesi için, hizmeti almamış olması veya eksik almış olması veya anlaşma fiyatından yüksek bir bedel ile fatura edilmesi durumunda iade faturası düzenlemesi normaldir. Ancak yukarıda sayılan durumların olduğuna dair herhangi bir olumsuzluğa (hizmetin verilmediği, eksik verildiği, yüksek fiyattan fatura edildiği durumlar kastedilmektedir.) dava dosyasında rastlanmamıştır. Davalının düzenlemiş olduğu bu iade faturalarını neden düzenlediği başka bir ifadeyle neye itiraz ettiği için düzenlediği belirsizdir. Yapılan bu tespite göre davalının davacıya kalan borcu 87.447,96 TL’dir. Diğer bir ifade ile davacının davalıdan 87.447,96 TL alacağının mevcut olduğu” sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce verilen 28/09/2020 celse ara kararı uyarınca, dosyanın önceki bilirkişiye tevdi ile öncelikle davacı tarafından kesilen faturalara yasal süresi içerisinde itiraz yapılıp yapılmadığı, faturaların tebliğ tarihi ile tespit edilmesi, iade faturalarına ilişkin itirazların süresinde yapılıp yapılmadığının belirlenmesi, dosyaya sunulan belgeler değerlendirilerek taşımalara taraflar arasında kararlaştırılan miktarların uygulanıp uygulanmadığı, fatura konusu her taşıma açısından değerlendirme yapılarak davalının iade faturasının yerinde olup olmadığının tespit edilmesi ve nihai olarak davacının davalıdan alacaklı olup olmadığının belirlenmesi,, bilirkişi heyetine Lojistik Uzmanı …’in eklenerek ek rapor düzenlenmek üzere bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, Mali Müşavir Sinan Aslan ve Lojistik Uzmanı … tarafından ibraz edilen 01/11/2019 tarihli raporda özetle; “Sayın mahkeme ek görevlendirmesi gözetilerek tarafların dilekçeleri, sunulan taşıma ve sevk evrakı, soruşturma evrakı, taraflar arası whatsap yazışmaları üzerinden yapılan ek inceleme ve değerlendirmeler neticesinde; davacı tarafından kesilen faturalara yasal süresi içerisinde itiraz edildiğinin sabit olmadığı, davacı yanca düzenlenen faturaların temel fatura olarak e-fatura sisteminden düzenlendiği ve elektronik ortamda düzenlenmekle davalı yana tebliğ edildiği, davalının iki adet iade – hesaplaşma amaçlı fatura düzenlediği, her ikisine de süresinde önce iade fatura ile, bilahare ihtar ile itiraz edildiği, dosyaya sunulan belgeler değerlendirilerek, ilk dört (4) faturanın haftalık taşıma işleri için toplu fatura şeklinde tanzim edildiği, konusu işleri tespit etme imkanı olmadığı; ancak süresinde itiraza da uğramadıkları, faturalara konu taşımalar için taraflar arasında her defasında fiyat teklifi alınarak ve pazarlık yapılarak fiyat belirlendiği önceden kararlaştırılan ve uygulanan bir çerçeve fiyat belirleme mekanizması olmadığı, her bir taşmaya ayrı ayrı itiraz edilmediği sürece ilk dört (4) fatura ve sonraki her bir ayrı işe ilişkin iki (2) adet fatura konusu iş bakımından işlerin görüldüğünün değerlendirildiği ancak davacının bu işlerin taşıma-sevk evrakını sunması ve her bir fatura bedelinin hangi taşımalardan oluştuğunu teyit bakımından fatura bazında taşıma-sevk evrakı incelemesi yapılmasının sayın mahkemenin takdiri olacağı, dört fatura için konusu her bir (birden çok-haftalık işler) taşımalar açısından değerlendirme yapmaya elverişli dosyada evrak bulunmadığı, düzenlenen faturaların soyut “navlun faturası” olarak düzenlendiği, Karayolu Taşıma Yönetmeliği “fatura tanımına” uymadığı bu nedenle konusu işler ve bedel bakımından itirazsız ticari defterlere alınmış olmasının iş görmeyi tevsik eder mahiyette olduğunun ancak sayın mahkemece takdiren kabul edilebileceği, davacının düzenlediği faturalara yapılan itirazın sadece iki adet iade faturası şeklinde ortaya konulduğu, usulüne uygun faturaya itiraz olarak değerlendirilemeyeceği; iade faturası konusunda mutabakat olmadığı sürece hesaplaşmada gözetilemeyeceği, davalının zarar ve tazminat iddialarının işbu dava konusu olmadığı, bu çerçevede davacının toplam 87.447,96 TL fatura alacaklısı olduğu, sayın mahkemece iade faturaların hesaplaşmada kullanılabileceği kanaatine varılacak olursa, davacı alacağının 64.555,96 TL hesaplanabileceği, sayın mahkemece somut olarak bir adet faturaya dayanan iade faturasının hesaplaşmada kullanılabileceği değerlendirmesinde ise dava an m 85.028,96 TL alacaklı olduğunun söylenebileceği, iade faturaların hukuki vasıflandırması bakımından ve sonucuna göre değerlendirme ile kanaat oluşturma yönünden sayın mahkemenin nihai takdiri gerektiği, tarafların tazminat, muhakeme masrafları ve benzeri taleplerinin, sayın Mahkemenizin takdirlerine ait olduğu” sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe;
Dava; taşıma sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline ilişkindir.
Davacı taraf, taraflar arasında taşıma sözleşmesi ilişkisi bulunduğunu, davalı tarafa ait eşyaların yurtiçi taşıma işlemlerini üstlendiğini, bu kapsamda fatura alacağı olduğunu iddia etmiştir. Davalı taraf, borçlu olmadığını, davacı tarafın taşıma işini gereği gibi yapmadığını, faturaların bir kısmının muaccel olmadığını, kesilen iade faturalarının fiyat farklarına ilişkin olduğunu savunmuştur.
Yargılama sırasında tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yaptırılmıştır. Bilirkişi tarafından düzenlenen yukarıda özeti yapılan kök ve ek raporun değerlendirilmesinde; davacının ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu ve sahibi lehine delil olma vasfına haiz oldukları, davalını ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmediği, takip konusu alacağın dayanağını oluşturan faturaları davacı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacının ticari defterlerine göre davacının davalıdan 87.447,96 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Davalı tarafından faturaların vadesinin 90 gün olarak kararlaştırıldığı ve faturaların muaccel olmadığı savunulmuş ise de; davalı tarafından vadeye uyulmadan toplu ödemeler yapıldığı, bu ödemelerin bazılarının vadeli çek ile yapıldığı, faturaların üzerindeki vade tarihlerine göre dava tarihi itibariyle alacakların muaccel olduğu anlaşıldığından bu savunma yerinde görülmemiştir. Yine davalı tarafından taşımaların anlaşmaya aykırı fiyatlandırıldığı yönünde itiraz ve savunma ileri sürülmüştür. Bu kapsamda davacı adına düzenlenen 20.473,00 TL ve 2.419,00 TL tutarlı iade faturalarına yönelik incelemede, 01.11.2018 tarihli 20.473,00 TL bedelli faturanın konusunun “anlaşmalı fiyatlarımıza istinaden fiyat farkı” olduğu, 19.11.2018 tarihli 2.419,00 TL bedelli faturanın ise “… numaralı faturaya istinaden fiyat farkı” olduğu, davacı tarafından bu faturaların kabul edilmediği, bu faturalara yönelik itirazlarda bulunulduğu ve faturaları iade ettiği, faturalara konu taşımalar için taraflar arasında her defasında fiyat teklifi alınarak ve pazarlık yapılarak fiyat belirlendiği, önceden kararlaştırılan ve uygulanan bir çerçeve fiyat belirleme mekanizması olmadığı, taraflar arasında akdedildiği ileri sürülen sözleşmede davacının imzasının bulunmadığı, dolayısıyla bu sözleşmedeki fiyatlandırma esasları ve vade tayini bakımından davacının bağlayıcı olmadığı, taraflar arasındaki whatsapp ve mail yazışmalarını incelenmesinde her taşıma yönünden ayrı ayrı onay alındığı, taşımalara ilişkin fiyatlandırma mekanizmasının bulunmadığı, taşımaların yapılmadığına dair itirazda bulunulmadığı, itirazın yüksek fiyatlandırmaya ilişkin olduğu, ancak buna dair taraflar arsında akdedilmiş bir fiyat anlaşması bulunduğuna dair somut bir veri ve delil bulunmadığı anlaşıldığından davalının itiraz ve savunmaları yerinde görülmemiştir.
Sonuç olarak; alacağın dayanağını oluşturan faturaların davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarında yer aldığı, davacının ticari defter ve kayıtlarının HMK m.222 hükmüne uygun olarak tutulması sebebiyle sahibi lehine delil olma vasfına haiz olduğu ve birbirini doğruladığı, davalı tarafından ticari defter ve kayıtların ibraz edilmediği, davalının savunma ve itirazlarının mevcut delil durumuna göre yerinde olmadığı, davalının faturadan kaynaklı bedelin ödendiği gösterir bir delil sunmadığı anlaşılmakla davacının 87.447,96 TL alacaklı olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Davalı taraf, 09.11.2018 tarihli sevk irsaliyeleri ile … ve …’ya götürülmek üzere teslim alınan ürünlerin yola çıkarılmadığını, ödeme yapılmadığı için ürünlerin teslim edilmediğini, 12.11.2018 tarihli mail ile ürünlere davacının hapis hakkı uyguladığının bildirildiği, … CBS … soruşturma sayılı dosya ile ürünlerin alındığı belirtilmiş ise de davalı taraf dilekçesinde bu olaydan kaynaklanan maddi zararlarına ilişkin talepte bulunma hakkını saklı tuttuğunu beyan ettiğinden, dava konusu taşımalara ilişkin olmadığından ve yargılama konusunu oluşturmadığından bu hususta değerlendirme yapılmamıştrır.
Tüm bu açıklanan nedenlerle; davanın kabulüne, 87.447,96 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın KABULÜNE, 87.447,96 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 5.973,57 TL nispi karar ve ilam harcından, başlangıçta yatırılan 1.493,40 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 4.480,17 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 1.493,40 TL peşin harç ile 44,40 TL başvurma harcı olmak üzere 1.537,80 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 2.146,50 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 12.168,23 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. Maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/02/2021

Katip …
¸¸

Hakim …
¸¸