Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/699 E. 2021/65 K. 01.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/699 Esas
KARAR NO : 2021/65

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/12/2019
KARAR TARİHİ : 01/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan 19/12/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkil banka tarafından … Ltd Şti lehine diğer davalılar … ve …’nın müşterek ve müteselsil kefaletiyle … Mahallesi şubesi nezdinde açılan ve kullandırılan çek kredisi uyarınca dava dışı muhataplara … hesaba keşideli olan ve … seri nolu çek garanti bedeli 15.08.2018 tarihinde 1.000,00,-TL, … seri nolu çek garanti bedeli 15.08.2018 tarihinde 1.000,00 TL olarak tanzim edildiğini, borçlulara … 30. Noterliğinin … tarih … yevmiye numarasıyla tanzim bedellerinin ödenmesine ilişkin ihtar yapıldığını ancak ödemenin yapılmadığını, çek kredi hesapları kad edilerek … 6. Noterliğinin …tarih ve … yevmiye numarası ile tekrar ihtar edildiğini, kat tarihi olan 14/11/2018 tarihinde alacağın toplam 2.707,90 TL olduğunu, borçlulara kat ihtarı yapılmasına rağmen borcun ödenmediğini, borçlular hakkında … 18. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasıyla icra takibine geçildiğini, borçlu ve kefiller tarafından takibe itiraz edildiğini, 10/12/2018 takip tarihi itibariyle 2.706,91 TL asıl alacak, 57,27 TL hesap kat tarihinden takip tarihine kadar hesaplanan %33,12 oranındaki faiz alacağı, 2,86 TL faizin %5 oranındaki bsmv, 952,27 TL hesap kat ihtar masrafı olmak üzere toplam 3.719,31 TL alacağının olduğunu, borçluların yapmış olduğu itirazların haksız ve kötü niyetli olduğunu bildirerek davalı borçluların haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itirazlarının iptali ile takibin devamına, davalı borçlular aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı borçlulara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … tarafından sunulan 18/02/2020 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı banka, yetkilisi olduğu firmanın kullanmış olduğu çeklerin karşılıksız çek bedelleri nedeniyle kendisine ve kardeşi …’nın sorumluluğuna girdiğini, bu çekleri kendi firmaları adına aldıklarını ve firma adına kullandıklarını, bankanın firmanın yetkilisi olarak kendilerinin sorumluluğuna girmesinin yasal olmadığını, ancak Amme Alacakları Kanunu uyarınca tahsil edilecek olan alacaklarda firma yetkililerinin sorumluluklarının söz konusu olacağını, özel hukuk tüzel kişilerinin tahsil etmeye çalıştıkları alacaklarda şirket yetkililerinin sorumluluklarına girmeye çalışmalarının yasal olmadığını, bu sebeplerden dolayı takibe itiraz ettiklerini, bankanın usulsüz ve yasal dayanağı olmayan takibi nedeniyle alacak miktarının %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … tarafından sunulan 18/02/2020 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı banka, yetkilisi olduğu firmanın kullanmış olduğu çeklerin karşılıksız çek bedelleri nedeniyle kendisine ve kardeşi …’nın sorumluluğuna girdiğini, bu çekleri kendi firmaları adına aldıklarını ve firma adına kullandıklarını, bankanın firmanın yetkilisi olarak kendilerinin sorumluluğuna girmesinin yasal olmadığını, ancak Amme Alacakları Kanunu uyarınca tahsil edilecek olan alacaklarda firma yetkililerinin sorumluluklarının söz konusu olacağını, özel hukuk tüzel kişilerinin tahsil etmeye çalıştıkları alacaklarda şirket yetkililerinin sorumluluklarına girmeye çalışmalarının yasal olmadığını, bu sebeplerden dolayı takibe itiraz ettiklerini, bankanın usulsüz ve yasal dayanağı olmayan takibi nedeniyle alacak miktarının %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce celp edilen … 18. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyasında; davacı/alacaklının 2.706,91 TL asıl alacağı, 57,27 TL muacceliyetten takip tarihine kadar yıllık %33,12 temerrüt faizi, 2,86 TL faizin %5 oranında gider vergisi, 952,27 TL ihtarname gideri olmak üzere toplam 3.719,31 TL’nin tahsiline ilişkin icra takibine geçtiği, davalıların 14/12/2018 tarihli dilekçesi ile takibe, tüm borca ve ferilerine itirazı üzerine takibin durduğu görüldü.
Mahkememizce verilen 26/10/2020 celse ara kararı uyarınca, tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, genel kredi sözleşmeleri, kefalet sözleşmesi, çek karnesi kayıtları, ödeme makbuzları ve dosya incelenerek öncelikle ödeme tarihi itibariyle bankanın çek kanununa göre sorumluluğunun sona erip ermediğinin tespit edilmesi, ödenen dekontun tespit edilmesi, genel kredi sözleşmesi ve kefalet sözleşmesi hükümleri kapsamında davalı şirket ve kefillerin sorumluluklarının gayrinakit alacak açısından bulunup bulunmadığının araştırılarak davacının davalılardan alacaklı olup olmadığı varsa miktarının nelerden ibaret ve ne kadar olduğu konusunda rapor düzenlenmek üzere bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, Bankacı bilirkişi Mehmet Haznedar tarafından ibraz edilen 09/12/2020 tarihli raporda özetle; “Davacı bankanın davalılardan, Takip Tarihi 07.12.2018 itibariyle, 2.707,11, TL Asıl alacak, 57.28 TL Temenüt faizi, faizin %5’i olan 2,86 TL Bsmv ve 952,27 TL masraf olmak üzere toplam 3.719,53 TL alacağı hesaplandığı, davacının tespitlerimiz altında kalan toplam 3.719,31 TL’lik talepleri ile bağlı olduğu, takip tarihinden borcun tamamen tahsiline kadar 2.706,91 TL (Talep gibi) TL matrah üzerinden %33,12 oranında temerrüt faizi, faizin %5’i Bsmv istenebileceği, tarafların masraf, tazminat ve ücreti vekalet gibi diğer taleplerinin ise Yüksek Mahkemenizin takdirleri içinde kaldığı” görüş ve kanaatine varılmıştır.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe;
Dava; genel kredi sözleşmesi kapsamında davalı … Ltd. Şti.’ye kullandırılan çek hesabı nedeniyle bankaca ödenen 2 adet çek sorumluluk tutarının davalılardan tahsili istemiyle başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir.
Uyuşmazlık, kredi ilişkisi kapsamında davalı asıl borçlu ve kefillerin borçlu olup olmadığı noktasına ilişkindir.
Davacı ile davalı … Tic. Ltd. Şti arasında 25/08/2011 tarihinde 300.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi akdedildiği, davalılar … ve …’ın 300.000,00 TL limitle müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmeyi imzaladığı görülmüştür. Genel kredi sözleşmesinin 48. maddesinde taraflar arasındaki uyuşmazlıklarda bankanın ticari defter ve kayıtlarının HMK m.193 kapsamında kesin delil olarak kabul edileceğinin kararlaştırıldığı anlaşılmıştır. Genel kredi sözleşmesindeki delil sözleşmesinin HMK m.193 hükmüne uygun olarak yapıldığı tespit edilmiştir. Davalı kefillerin genel kredi sözleşmesine bulunan kefalet taahhütlerinin incelenmesinde; kefaletlerin şekil şartlarına haiz olduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasında HMK m.193 uyarınca münhasır delil sözleşmesi yapılmış olduğundan, dava konusu uyuşmazlığın davacı bankanın defter ve kayıtları uyarınca değerlendirilerek çözümlenmesi zorunludur. Bu doğrultuda taraflar arasındaki kredi ilişkisi kapsamında davacı tarafın alacaklı olup olmadığının tespiti için bankanın ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Yukarıda özeti yapılan bilirkişi ek raporunda; davacının davalılardan 2.707,11 TL asıl alacak, 57,28 TL işlemiş faiz, 2,86 BSMV ve 952,27 TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 3.719,53 TL alacağı bulunduğu, bankanın 3.719,31 TL olan talebi ile bağlı olduğu belirtilmiştir.
Somut olayda, talep konusu alacağın bankaca ödenen çek sorumluluk bedellerine ilişkin olduğu, davalı … Ltd. Şti’nin keşide ettiği … ve … seri numaraları çeklerin davacı bankaya ibrazı sonucu hesap bakiyesi yeterli olmadığından davacı tarafından 15.08.2018 tarihinde çek hamillerine iki adet çekin yasal sorumluluk tutarı olan 2.000,00 TL’nin ödendiği tespit edilmiştir.
5941 sayılı Çek Kanunun 3. maddesine uyarınca , muhatap banka süresinde ibraz edilen çekin karşılığının bulunmaması halinde yasal sorumluluk miktarı kadar ödeme yapmakla yükümlüdür. Aynı maddede ödeme yükümlülüğü ile ilgili hususun hesap sahibi ile muhatap banka arasında yapılmış dönülemeyecek bir kredi sözleşmesi olduğu açıklanmıştır. Bankaların verilmiş olan çek yaprakları sebebiyle 3. kişilere karşı olan ödeme yükümlülüğü zikredilen yasa hükümlerinden kaynaklanmakta olup, muhatap banka ile hesap sahibi arasında yapılan kredi sözleşmesine ve çek taahhütnamesine göre; muhatap bankanın çekin karşılıksız çıkması halinde kanunen ödemekle yükümlüğü olduğu miktarı hesap sahibi hesabında bulundurmak zorundadır. Çek hesabı sahibinin bu miktarı hesabından bulundurmadığı takdirde muhatap banka yukarıda zikredilen kanun maddeleri ve sözleşme hükümleri gereğince her çek yaprağı için bu sorumluluk bedelinin depo edilmesini talep hakkı vardır. Yukarıda bahsedilen Çek Kanunu’nun ilgili hükümleri ve kredi sözleşmesinin maddeleri gereğince muhatap bankanın ödemekle zorunlu olduğu tutarı ödemesi halinde kanundan ve sözleşmeden doğan rücu hakkı vardır. Sonuç olarak davacının kanunen ödemekle yükümlü olduğu ve ödediği sabit olan bedellerden davalı asıl borçlunun sorumlu olduğu, davalı kefillerin ise sözleşmenin 36. Maddesi uyarınca sorumlu olduğu kanaatine ulaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacı ile davalı … ic. Ltd. Şti arasında 25/08/2011 tarihinde 300.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi akdedildiği, davalılar … ve …’ın 300.000,00 TL limitle müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmeyi imzaladığı, kefalet sözleşmelerinin geçerli olduğu, davacı bankanın kayıtları uyarınca alacaklı olduğu, … 6. Noterliği’nin … tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesiyle hesabın kat edildiği, ihtarnameye ilişkin tebligatın asıl borçlu davalı … Tic. Ltd. Şti’ye tebliğ edilemediği, 19/11/2018 tarihinde iade edildiği ancak taraflar arasındaki sözleşmenin 52. maddesi ve İİK m.68/B maddesi uyarınca ihtarnamenin tebliğ edilmiş sayıldığı, davalı … Tic. Ltd. Şti’nin 21.11.2018 tarihinde temerrüde düştüğü, davalı …’nın 21.11.2018 tarihinde, davalı …’nın ise 22.11.2018 tarihinde temerrüde düştüğü, sözleşmenin 45. maddesinde temerrüt halinde bankanın mevzuat gereğince tespit ettiği kredi faiz oranlarından temerrüt tarihinde yürürlükte olan en yüksek kredi faiz oranına bu oranın yüzde elli ilavesi ile bulunacak temerrüt faizinin uygulanacağının düzenlendiği, davacının mevzuata göre tespit edilmiş en yüksek faiz oranının %70 olduğu anlaşıldığından davacının talebi doğrultusunda dava konusu alacağa %33,12 oranında temerrüt faizi uygulanmasının sözleşmeye ve mevzuata uygun olduğu, davalıların bilirkişi tarafından tespit edilen asıl alacak ve ferilerden sorumlu olduğu, davalıların asıl alacağa ve faiz oranına yapmış olduğu itirazların yerinde olmadığı, dava konusu çeklerin arkası yazılmış olduğundan davacı bankanın yasal ödeme tutarınına ilişkin sorumluluğunun sona ermediği, davalılar … ve …’nın kefil olmaları nedeniyle sorumlu olduğu, davalılar tarafından borcun ödendiğine veya ödenmemesi gerektiğine dair yazılı bir delil sunulmadığı anlaşılmakla yukarıda özetlenen dosya kapsamındaki bilirkişi raporu hükme esas alınmış, tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davanın kabulüne, itirazın iptaline, takibin 3.719,31 TL üzerinden devamına, asıl alacak 2.706,91 TL’ye takip tarihinden itibaren %33,12 temerrüt faizi ve %5 BSMV uygulanmasına, alacak likit ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen alacağın %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın KABULÜNE, itirazın iptaline, takibin 3.719,31 TL üzerinden devamına, asıl alacak 2.706,91 TL’ye takip tarihinden itibaren %33,12 temerrüt faizi ve %5 BSMV uygulanmasına,
2-Kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 743,86 TL icra inkar tazminatın davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 254,06 TL nispi karar ve ilam harcından, başlangıçta yatırılan 44,92 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 209,14 TL nispi karar ve ilam harcının davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 44,92 TL peşin harç ile 44,40 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 89,32 TL harcın davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 1.264,00 TL yargılama giderinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. Maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 3.719,31 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalılar tarafından belgelendirilen herhangi bir yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
9-Davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin ve davalı asillerin yüzüne karşı, malvarlığına ilişkin davalarda 6763 sayılı kanununun 41. maddesi ile değişik 6100 sayılı HMK md. 341/2. maddesi gereğince dava miktarı veya değeri 5.880 TL’lik kesinlik sınırında kaldığından KESİN olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/02/2021

Katip … ¸¸

Hakim …
¸¸