Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/683 E. 2023/240 K. 28.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/683 Esas
KARAR NO : 2023/240

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 13/12/2019
KARAR TARİHİ : 28/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin 13/12/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle, Davacı Müvekkil … 01.10.2019 tarihinde saat 08.45 civarı … yolunun (567-02) 5.2 km’sinde … kavşağında seyir halinde dikkatli ve kontrollü ilerlemekte iken arkadan gelen sürücüsü …’ın sevk ve idaresindeki … (arka plaka …) çekici tır aracı müvekkil …’ın kullandığı …plakalı aracına arkadan çarptığını, çarpmanın etkisiyle müvekkil aracının öndeki … plakalı araca çarparak ağır derecede yaralanmasına sebep olduğunu, çarpma sonrası müvekkilin kullandığı aracın kullanılamaz hale (pert) geldiğini, müvekkilin hastaneye kaldırıldığını, Müvekkil … kazadan sonra … Hastanesine götürüldüğünü, bu hastanede burun kemiklerindeki kırıklar nedeniyle hemen ameliyata alındığını, Müvekkil hastane doktorlarınca ikinci bir ameliyat olabileceği ve burunda çökme olabileceği söylendiğini, Hasta epikrizi ekte sunulmuştur.Müvekkilimin tedavisi devam etmekte göğüs ve kaburgalarında ağrılar ve burundaki ağrılar nedeniyle büyük acı çektiğini, bu kaza sigortalı araç sürücüsü …’ın dikkatsiz, özensiz ve hızlı araç kullanmasından kaynaklı olduğunu, bu sebeple meydana gelen kazada sürücü … ve bu sürücüyü istihdam eden ve kazaya sebep veren araç ruhsat sahibi … Şirketi müşterek ve müteselsil olarak tam kusurludur. Müvekkilimin ise hiçbir kusuru bulunmadığını, kazaya sebebiyet veren araç sahibinin Genel Hükümlerden evvel 2918 Sayılı KTK’na göre Kusur Sorumluluğu sözkonusu olup kazaya sebep olan … (arka plaka …) plakalı tır aracın trafik kaydına tensiple İhtiyati Tedbir konulmasını, kazaya sebebiyet veren şoförü istihdam eden olayda davalı … A.Ş.nin BK.55 maddesine göre de Kusursuz sorumsuzluğu söz konusu olduğunu, kazaya sebebiyet veren … (…) plakalı araçlarda davalılardan … Sigorta A.Ş.ne sigorta poliçesiyle … poliçe numaralı mali mesuliyet sigortası ile sigortalı olduğundan davalı … Sigorta
AŞ.nin de davalı olarak poliçe limitiyle mesuliyeti olduğunu, davacı müvekkilin bu kaza nedeniyle vücut bütünlüğünün ihlali kapsamında ekonomik geleceğinin de sarsıldığını, müvekkilin bekar olduğunu, kuaför mesleği ile iştigal ettiğini, aylık kazancının 6.000 TL yi geçmediğini, müvekkilin bu kaza nedeniyle evlenme şansının azaldığını burundaki kırığın ilerde çökme nedeniyle evlenme şansını tamamen kaybetme riski ile de karşı karşıya olduğunu, yine davacı müvekkilin kuaför mesleği icra ettiğinden sürekli insanlarla iletişim ve etkileşim içerisinde olduğunu, bu kaza sebebiyle burundaki önemli değişikliğin müvekkilin meslekte ilerlemesini engellediğini, Müvekkilin işini icra etmesini önemli ölçüde azalttığını, bu anlamda müvekkilin ekonomik geleceğinin önemli ölçüde sarsıldığını, davacı müvekkilin bu maddi zararları yanında kaza nedeniyle elem ve ızdırap ile hayat düzeninin alt üst olduğunu, müvekkilin bu kaza sonucu psikiyatriste gitmekte ilaç kullanmak zorunda kaldığını, Müvekkilin kaza sonucu ekonomik koşulu zorlaştığı gibi sosyal ve anne baba, kardeş ve arkadaş çevresi) düzeninin bozulduğunu, çevresinde sosyal ve aktif olan müvekkilin bu kaza sonucu içine kapanmış insanlardan uzaklaşma eğilimine girdiği, manevi olarak yıprandığını, davacı müvekkilin bu manevi zararlarını az da olsa azaltmaya yönelik olarak 100.000 TL manevi tazminat talebinde bulunduklarını, davalılardan … A.Ş.ne ihtarda bulunulduğunu, herhangi bir olumlu sonuç alınamadığını, tarafların arabulucuya başvurduğunu, davacı müvekkilin bu manevi zararlarını az da olsa azaltmaya yönelik olarak 100.000 TL manevi tazminat talebinde bulunduğunu, bu nedenlerle Öncelikle kazaya sebebiyet veren …(arka plaka …plakalı çekici ter aracın trafik kaydına Tensiple İhtiyati Tedbir konulmasına ,Fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla ;-Tedavi giderleri, Çalışma gücünün kaybıliş göremezlik zararı),ve ekonomik geleceğin sarsılması nedeniyle fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydı ile şimdilik 10.000TL Maddi Tazminat (Bilirkişi raporundan sonra Islah yoluyla arttırılmak üzere,davalılar …(sürücü),… A.Ş.(sürücüyü istihdam eden Şirket) ve sigorta şirketi olan … Sigorta A.Ş. den; duyulan acı, elem,ızdırap ve ailevi ve sosyal zararların telafisi için 100.000TL Manevi tazminatın Kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte(Sigorta şirketi için ticari reeskont faizi) davalılardan … ve … A.Ş.den müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hüküm altına alınmasına; yargılama masrafları ve ücreti vekaletin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar … A.Ş. İle … vekilinin 06/02/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle, Davacı, 01.10.2019 tarihinde saat 08:45’te İstanbul Silivri -… yolunun (567-02) 5.2. km’sinde Değirmenköy kavşağında seyir halinde dikkatli ve kontrollü bir şekilde ilerlerken arkasından gelen sürücü … sevk ve idaresindeki … çekici tır aracının kendi aracına çarparak ağır şekilde yaralanmasına neden olduğunu, çarpma sonrası ise aracının pert olduğunu iddia ederek 10.000,00-TL maddi, 100.000,00TL manevi tazminat talepli dava açtığını, dava dilekçesi eklerinin müvekkillere tebliğ edilmediğini, … A.Ş. çalışanı olan Davalı …, … plakalı araç ile …’den İstanbul Tem otoyoluna bağlanmak üzere … istikametinde seyir halindeyken, önündeki araçlardan biri … kavşağında dönüş yasağı olmasına rağmen aniden durduğunu, müvekkilin önünde yer alan araç ise yavaşlamak üzere mesafesi olmasına rağmen aniden durduğunu, ancak aracın boş olması nedeniyle müvekkilin durmasının mümkün olmadığını, bu yönüyle müvekkil …’ın somut olayda kusuru bulunmadığını, bir an için aksi düşünülecek olsa dahi tüm kusurun müvekkilde olmadığı, kusur oranlarının tespiti gerektiği, davaya konu araç; … poliçe nolu, 31.12.2018 başlangıç 31.12.2019 bitiş tarihli Kasko sigortası poliçesi ile … Sigorta A.Ş. tarafından sigorta edildiğini, bu kapsamda meydana gelebilecek maddi zararların ilgili sigorta şirketinden talep edilmesi gerektiğin, bu yönüyle ilgili davanın müvekkiller yönünden reddi gerektiğini, davacı’nın uğradığı maddi zararların ispatına yönelik herhangi bir delilin sunulmadığını, davacı’nın kaza nedeniyle sadece burnunun yaralandığı, ikinci bir ameliyat ve/veya çökme riski iddialarının da afaki olduğunu, yine maddi durumuna esas olarak belirttiği gelirin de tespiti gerektiğini, aylık kazancının 6.000,00 TL’yi geçtiğine ilişkin beyanın resmi kurumlara (vergi dairesi vs) sorulmak suretiyle netleştirilmesini, davacı’nın burnunda meydana gelen yaralanmanın sabit iz veya kötü bir görüntüye neden olup olmadığının da ayrıca tespiti gerektiğini, davacının burnundaki yaralanma nedeniyle evlenemeyeceğini ve işini icra etmesinin zorlaştığını ileri sürüldüğünü, ancak geçirmiş olduğu kaza neticesi meydana gelen yaralanmanın yapılan işe etkisi olmayacağını, Müvekkilin kazanın oluşumunda kusur ve/veya kusursuz sorumlulukları bulunmadığını, bir an için aksi kabul edilecek olsa dahi Davacı tarafından talep edilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu, talebin kabul edilecek olması halinde tazminat miktarının tenkisi gerektiğini, tüm bu nedenlerle davanın müvekkiller yönünden reddi ile vekalet ücreti ve yargılama giderinin Davacı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. Vekilinin 12/02/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle, davacının uyuşmazlığın çözümlenmesi için gerekli belgelerle birlikte müvekkil şirkete başvurması gerektiğini, kanun ile düzenlenen emredici nitelikteki özel dava şartını yerine getirmeyen davacının talebi; dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddedilmesi gerektiği, davacı tarafın, her ne kadar dava dilekçesinde müvekkil sigorta şirketine başvuru yapıldığı ve taleplerinin karşılanmadığını belirtmişse de müvekkil sigorta şirketi tarafından eksik başvuru evraklarını belirtilmiş ve eksik evrakların tamamlanması halinde taleplerinin değerlendirileceği hususu davacı vekiline bildirilmiştir ki müvekkil sigorta şirketinin gerekli evraklar olmadan maluliyet tespiti yapmasının mümkünatının olmaması sebebiyle ödeme yapmasının da mümkünatı bulunmadığını, davacı tarafın, müvekkil şirket tarafından değerlendirme yapılabilmesi için gerekli evrakları tamamlamadan Arabuluculuk’a başvuru yapıldığı ve anlaşmaya varılamadığını, bunun üzerine davacı taraf yine belirtilen eksik evrakları tamamlamadan 13.12.2019 tarihinde dava açıldığını, davacı vekilinin de belirttiği üzere maluliyetin kalıcı olup olmadığının tespiti gerektiğinden bu hususunda ancak kazanın üzerinden 1 yıllık süre geçmesi ile alınacak rapor ile ispatlanması mümkün olduğunu, kaza tarihi 01.10.2019 olmakla kazanın üzerinden 1 yıllık süre geçmeden huzurdaki dava açıldığını, “Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında Değişiklik Yapılmasına Dair Genel Şartlar “ ın ek Md. 6 ile tazminat ödemelerinde istenilecek belgeler özellikle belirtildiğini, davacı tarafın ilgili madde uyarınca “20.02.2019 tarih 30692 sayılı resmi gazete ile yürürlüğe giren “Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmeliği’nin 9/2. Maddesi gereği “Engellilik Sağlık kurulu Raporu” vs. evraklar olmadan müvekkil sigorta şirketine gerekli belgeler ile başvuru yapmadığını, davacı vekili tarafından eksik olan evraklar tamamlanmadan dava açma yoluna başvurduğunu, tüm bu nedenlerledir ki davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesini, davacı taraf ilgili madde uyarınca müvekkil sigorta şirketine gerekli belgeler ile başvuru yapmadığını, davacı vekili tarafından eksik olan evraklar tamamlanmadan arabuluculuk başvurusu yapmış anlaşılamaması sonrasında da dava açma yoluna başvurduğunu, davanın açılmasına müvekkil sigorta şirketinin sebep olmamış olması ve tüm açıklanan nedenlerledir ki davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesini dava konusu, kaza tarihinde davalı … sevk ve idaresindeki, diğer davakı … A.Ş. adına tescilli … plakalı araç için; müvekkil şirketçe, 14.12.2018 – 14.12.2019 tarihleri arasında, … no’lu poliçe numarası ile Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi düzenlendiğini, Müvekkil şirketin sorumluluğu, poliçe üzerinde yazılı teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere, poliçede yazılı özel şartlar ve trafik sigortası genel şartları kapsamı ile sınırlı olduğunu, Poliçe üzerinde Ölüm/Sakatlık halleri için kişi başına teminat limiti azami 360.000,00 TL ile sınırlandırıldığını, bu miktar maksimum talep edilebilecek miktar olduğunu, müvekkil şirketin asıl sorumluluğunun gerçek zarar üzerinden belirleneceğini, Müvekkil Şirkete bu dosyayla ilgili başvuru yapılmadığını, Trafik sigortası bir meblağ sigortalı olmayıp bir zarar sigortası olduğunu, kısaca açıklamak gerekirse, söz konusu teminat limitinin tamamının defaten ödenmesi söz konusu olmadığını, zarar görenlerin kaza nedeniyle uğradığı gerçek maddi zararın tespiti ve sigortalının kusur oranında bu gerçek zararın tazmini esas olduğunu, Teminat limitlerini bildirmemiz davayı kabul anlamında olmamakla birlikte, yapılacak inceleme sonucunda şirketimiz sorumluluğunda bir bedel ortaya çıktığı takdirde sorumluluk limitimiz olan 360.000,00 TL’nin esas alınması gerektiğini, Karayolları Zorunlu(Trafik) Mali Sorumluluk Sigortasının hukuki mahiyeti incelendiğinde; Motorlu bir aracın, karayolunda işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarar uğrayan üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan sorumluluk sigortası türü olduğunu, bu nedenle Karayolları Zorunlu(Trafik) Mali Sorumluluk Sigortası, kara yolunda motorlu araç işletenin, işlettiği araç nedeniyle üçüncü kişilere verilen bedensel ve eşya zararlarından dolayı onun mali ve hukuki sorumluluğunu üçüncü kişilere karşı güvenceye alması nedeniyle pasif ve aynı zamanda zarar sigortası niteliğini taşımadığını, Sigorta şirketi sigortalısının kusuru oranında gerçek hasarı ödemekle yükümlü olduğunu, bu nedenle dava konusu kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün kusurunun bulunup bulunmadığının ve kusur oranının belirlenmesi önem taşıdığını, çünkü sigorta bir zenginleşme aracı olmayıp sigorta şirketinin, sigortalı aracın sebep olduğu riziko sebebiyle üçüncü kişilere ait mal veya bedeni zarardan ötürü poliçede gösterilen limit meblağın tamamını değil, üçüncü kişilerin maruz kaldığı gerçek zarar miktarını araştırıp saptayarak ödemesi esas olduğunu, kaza tespit tutanakları veya herhangi bir bilirkişi incelemesine dayanmadan sigortalı sürücüye atfedilmiş olan kusur oranına itiraz ettiklerini, dava dilekçesi incelendiğinde, sigortalı aracın karışmış olduğu kaza neticesinde yaralanan davacı tarafın 10.000,00 TL maddi tazminat, 100.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplamda 110.000,00 TL tazminat talep ettiği görüldüğünü, Sigorta bir zenginleşme aracı olmayıp sigorta şirketinin, sigortalı aracın sebep olduğu riziko sebebiyle üçüncü kişilere ait mal veya bedeni zarardan ötürü poliçede gösterilen limit meblağın tamamını değil, üçüncü kişilerin maruz kaldığı gerçek zarar miktarını araştırıp saptayarak ödemesi esas olduğunu, yine gerçek zarar miktarının da tespit edilmesi gerektiğini, Manevi tazminat talebi teminat dışıdır. Trafik Sigortaları Genel Şartları 3/e maddesi, KTK 92/f hükümleri gereğince manevi tazminat talepleri poliçemiz kapsamından talep edilemez. (Bknz Işıl Ulaş sy 575) Manevi tazminat talebi … poliçe numaralı Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesinin teminat kapsamına girmediğinden ötürü müvekkil şirket yönünden reddini talep etme gereği doğduğunu, talep edilen hasar bedelinin bilirkişi marifetiyle tespitini talep ettiklerini, ayrıca kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün kusurunun tespiti ile kusur nispetinde hesaplama yapılmasını talep etiklerini, bakıcı giderleri bakımından yapılan istek kabul edilir değildir; Yeni yasal düzenlemeler gereği bakıcı giderlerinden dolayı müvekkil şirketin sorumluluğu kalmadığından, davanın bakıcı giderleri bakımından da reddi gerektiğini, Müvekkil şirketin geçici iş göremezlik tutarı ile ilgili sorumluluğu da 01.06.2015 yürürlük ve 04.05.2015 tarihli Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları kapsamında; geçici iş göremezlik tazminatının poliçe teminatı kapsamında olmadığını, davacı yanın 10.000,00 TL maddi tazminat, 100.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplamda 110.000,00 TL tazminat talep ettiğini, öncelikle gerçek zararın varlığı ve miktarının belirlenebilmesi için, aktüeryal hesaplama yapılması zorunluluğu olduğunu, söz konusu hesaplamanın sigorta aktüerleri yönetmeliği uyarınca Hazine Müsteşarlığınca yetkilendirilen aktüerler listesine kayıtlı, lisanslı aktüerler tarafından belirlenmesi gerektiğini, Müvekkil şirketin müdebbir bir tacir olarak genel kanunların ve poliçe genel ve özel şartlarının kendisine yüklediği tüm yükümlülüklerini tam olarak yerine getirmiş olmakla herhangi bir temerrüdünden bahsedilemediğini, öncelikle genel şart hükümlerine uygun olarak tüm ilgili hasar ve ödeme evrakları ile birlikte usulüne uygun hasar başvurusu yapılması gerektiğini, öncesinde hiçbir hasar başvurusunda bulunmaksızın açılmış bulunan davada müvekkil sigorta şirketinin temerrüdünden bahsedilemeyeceği gibi, dava açılmasına sebebiyet vermediğinden dava masrafları ve ilgili ferilerinin istenilmesinin hukuki olmadığını, tüm bu nedenlerle sair hususlar hakkında cevap ve itiraz haklarımız saklı kalmak kaydıyla, cevaplarımızın kabulü ile; Öncelikle genel şartlara uygun olarak tüm hasar evrakları ile birlikte hasar başvurusu yapılması gerektiği, başvurunun eksik evrak ile yapıldığı sonrasında ise evraklar tamamlanmadan dava açıldığı görüldüğünü, dava açılmasına müvekkilin sebebiyet vermemesi nedeniyle davanın dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine karar verilmesini, haksız ve mesnetsiz açılan davanın tamamen reddine, masraf, faiz ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenilmesine, Sigortalı araç sürücüsünün idaresinde olan aracın karıştığı kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunup bulunmadığının ve bulunuyor ise oranının tespiti için Sayın Mahkemenizce bilirkişi atanmasına, Tazminat hesabının sigortalımızın kusur oranınca yapılması gerektiğine, Bakıcı ve tedavi gideri tazminatından müvekkil sigorta şirketinin sorumluluğunun bulunmaması nedeniyle başvurunun reddine, Geçici iş göremezlik tazminatından kaza tarihi itibariyle SGK sorumlu olduğundan bu talebin reddine, Müvekkil şirketin temerrüdü bulunmadığından faizin yasal faiz oranında ve dava tarihinden itibaren işletilmesi gerektiğine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin, raporda tespit edilen bedel üzerinden davasını ıslah ettiği ve ıslah harcını yatırdığı, anlaşılmıştır.
DELİLLER :
Mahkememiz 26/10/2020 tarihli celsesin de tanık … beyanında, davacının kardeşi olduğunu, tanıklık yapmak istediğini, kaza sırasında orada olmadığını, kendisinin kaza sonrası hastaneye gittiğini, hastaneye gittiğinde suratının berbat bir halde olduğunu, 1 ay boyunca hiç kalkamadığını, 15 gün boyunca yüzü ile ilgili tedavi gördüğünü, abilerinin geceleri sıçrayarak yatağından kalktığını, kaza ile ilgili kabuslar gördüğünü, aynı odada kaldığı için vakıf olduğunu, ara sıra psikoloğa gittiğini, kaza sonrası burnunda iz kaldığını, kazadan önce aylık 7.000,00 TL kazandığını, başkasının işletmesinde kira bedeli ödeyerek berberlik yaptığını, kaza nedeniyle oluşan boşlukta müşteri kaybı yaşandığını, 60 tane müşterisinin gittiğini, tanık… beyanında, davacının babası olduğunu, kaza sırasında orada olmadığını, kaza olduktan sonra hastaneye çağırıldığını, hastaneye gittiğin de oğlunun çok kötü yaralanmış bir şekilde bulduğunu, ameliyat karşılığında 3.000,00 TL ödediklerini, … tedavi olduğunu, özel hastane olduğunu, burnunda kırık olduğunu, burnuna platin koyulduğunu, platinin yanlış kaynadığını, burnunun şu an yamuk olduğunu, 1 ay rapor verildiğini, 15 gün hiç çalışamadığını, kaza nedeniyle geceleri uyuyamadığına şahit olduğunu, yüzünde kaza nedeniyle alerjisi oluştuğunu, cilt doktoruna gittiğini, şu an kendi dükkanında berberlik yaptığını, kazadan önce aylık 10.000,00 – 15.000,00 TL civarı kazandığını, kazadan sonra psikolojik olarak kötü günler geçirdiğini bildirmiştir.
Mahkememiz 26/10/2020 tarihli celse ara kararı gereği, Davacının kaza nedeniyle maluliyete uğrayıp uğramadığı, çalışma ve meslekte kazanma gücü kaybı olup olmadığı, olmuş ise oranı, daimi iş gücü kaybı ile ekonomik geleceğini sarsacak nitelikte yaralanmalar yaşayıp yaşamadığı, yüzündeki yaraların sebebiyle ekonomik geleceğinin sarsılıp sarsılmadığı, sarsılmış ise ne oranda olacağı, maluliyet oranının ne olduğu, davacının muayenesi yapılarak Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre tespit edilmesi için dosyanın İstanbul ATK’na sevk edilmesine karar verilmiş olup, 08.02.2021 tarihli ATK raporunda özetle, Necip oğlu 1987 doğumlu …’ın 01.10.2019 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası Grup 16 kabul olunarak:Gr1 IV (9……………….0)A%3 E cetveline göre: %2.3 (yüzdeikinoktaüç) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 1 (bir) aya kadar uzayabileceği görüş ve kanaatine varıldığını bildirmişlerdir.
Mahkememiz 05/04/2021 tarihli celse ara kararı gereği, Dosyanın yeniden ATK’ya sevki ile tarafların sunmuş olduğu itirazların ve belgelerin değerlendirilerek karşılanması, davacının kaza sebebi ile uğramış olduğu maluliyetin tespiti, yine kaza sebebi ile yüzünde sabit iz meydana gelip gelmediği, yüzündeki yara sebebi ile maluliyet oluşup oluşmadığı konusunda denetime elverişli ve gerekçeli olarak raporu tanzim eden daire tarafından, gerektiğinde ise ATK genel kurulu tarafından ek rapor tanzim edilmesinin istenilmesine karar verilmiş olup, 17.06.2021 tarihli ATK raporunda özetle, Mevcut belgelere göre; … oğlu, 1987 doğumlu …’nın 01/10/2019 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı gelişen burun kırığı yaralanmasının; 03/08/2013 tarih, 28727 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği ile bu yönetmelik kapsamında yer almayan bölüm, cetvel ve listeler için, 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kullanılarak ve mesleğinin Kuaför (Grup16) olduğu kabul olunarak: Gr16 IV(9……………….0)A %3 E cetveline göre: %2.3 (yüzdeikinoktaüç) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, 30/03/2013 tarih ve 28603 sayılı resmi gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları hakkında yönetmeliği dikkate alındığında; Kulak-Burun-Boğaz, D-Yüz, Edinsel nedenlerle fiziksel görünümü bozan burun eğriliği, özür oranı %2, olduğuna göre; Kişinin Tüm Vücut Engellilik Oranının %2 (yüzdeiki) olduğu, Kişi hakkında düzenlenmiş olay tarihli tıbbi belgelerde tarif edilen ve kişinin Kurulumuzda yapılan muayenesinde yüz sınırları içerisinde tespit edilen burun eğriliği ve burun üzerindeki yara izinin belirli bir mesafeden, belirgin bir dikkat sarf etmeden, ilk bakışta fark edildiğine göre, yüzde sabit iz niteliğinde OLDUĞU, İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 1 (bir) aya kadar uzayabileceği görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizin 10/11/2021 tarihli celse ara kararı gereği, Dosyanın yeniden ATK’ya sevki ile davacının kaza sebebiyle uğramış olduğu maluliyetin sabit iz, önceki raporlar ve belgeler değerlendirilerek Erişkinlere İlişkin Engellilik Değerlendirmesi Hakkındaki Yönetmelik Hükümlerine Göre rapor düzenilmesine karar verilmiş olup, 24.11.2021 tarihli ATK raporunda özetle, Mevcut belgelere göre; Necip oğlu, 1987 doğumlu, …’ın 01/10/2019 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı gelişen burun kırığı yaralanmasının; 20/02/2019 tarihli 30692 sayılı Resmi Gazetede Yayınlanan Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkındaki Yönetmelik dikkate alındığında; Kulak-Burun-Boğaz, D-Yüz, Edinsel nedenlerle fiziksel görünümü bozan burun eğriliği, özür oranı %2, olduğuna göre; Kişinin Tüm Vücut Engellilik Oranının %2 (yüzdeiki) olduğu, Kişi hakkında düzenlenmiş olay tarihli tıbbi belgelerde tarif edilen ve kişinin Kurulumuzda yapılan muayenesinde yüz sınırları içerisinde tespit edilen burun eğriliği ve burun üzerindeki yara izinin belirli bir mesafeden, belirgin bir dikkat sarf etmeden, ilk bakışta fark edildiğine göre, yüzde sabit iz niteliğinde olduğu, İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 1 (bir) aya kadar uzayabileceği görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememiz 18/01/2022 tarihli celse ara kararı gereği, Tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller ve dosya incelenerek meydana gelen trafik kazasındaki kusur durumunun oransal olarak belirlenmesi, son maluliyet raporu doğrultusunda davacının çalışma gücü kaybı, tedavi giderleri ve ekonomik geleceğinin sarsılması taleplerinin değerlendirilerek hesaplanması, ekonomik geleceğinin sarsılması talebinin yüzdeki sabit iz ve davacının meslek durumu dikkate alınarak değerlendirilmesi, konusunda rapor alınmasına karar verilmiş olup, Bilirkişi Aktüer …, Kusur…, Estetik Uzmanı…, Sektör bilirkişisi …’nin 04/04/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle,…plakalı çekici sürücüsü …’ın davacı mağdur sürücü …’ın yaralanması ile neticelenen dava konusu trafik kazasında Y 100(yüzde yüz) oranında asli derecede kusurlu olduğu,…plakalı otomobil sürücüsü davacı mağdur sürücü …’ın kendi yaralanması ile neticelenen dava konusu trafik kazasında kusursuz olduğu, Davacının nihai ve gerçek geçici iş göremezlik maddi zararının 2.795,09 TL olduğu, Davacının nihai ve gerçek sürekli iş göremezlik maddi zararının 55.743,75 TL olduğu, Temerrüt başlangıcının davalı sigorta şirketi yönünden 13.12.2019 dava tarihi; sürücü yönünden 01.10.2019 kaza tarihi ve faiz nev’inin yasal faiz olduğu görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizin 24/05/2022 tarihli celse ara kararı gereği, Davacının bilirkişi raporuna yönelik itirazlarının değerlendirilip karşılanması, sabit iz konusunda doktor bilirkişi tarafından değerlendirme yapılması, estetik ve plastik cerrahi yönünden durumun tartışılıp değerlendirilmesi konusunda ek rapor tanzimi için dosyanın önceki bilirkişilere tevdine karar verilmiş olup, Bilirkişi Kusur …, Estetik Uzmanı …’nun 25/07/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle, söz konusu skarların mevcut halinden daha iyi olamayacağı kanaatinde olduğumdan skar revizyonuna gerek olmadığını düşünüyorum. Ancak yine de yapılacaksa fiyatlar yukarıda verilmiştir. Unutulmaması gereken nokta bu işlem için belirlenen asgari ücret olduğu ve serbest piyasada bu değerlerin çok daha üzerinde olabileceği, Septorinoplasti hem görüntü hem de nefes alma gibi sağlık problemi nedeni ile yapılması gerektiği, Septoplasti için de yukarıda yazılanlar aynen geçerli olduğu görüş ve kanaatine varıldığını bildirmişlerdir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE,
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi zararın davalılardan tahsiline ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde,
01/10/2019 günü saat 08.45 sıralarında sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı çekici ile … istikametinden, Silivri istikametine doğru seyri sırasında olay mahalline geldiğinde, karşı yön yol bölümünün yol yapımı nedeni ile kapalı olması nedeni ile yolun çift yönlü olarak çalıştığı sırada, önünde aynı istikamette doğru seyrini sürdüren ve trafik nedeni ile yavaşlayan sürücü … idaresindeki … plakalı otomobile arkadan çarptığı, çarpma sonucu ötelenen …plakalı otomobilin iyen önünde trafik nedeni ile yavaşlayan sürücü … idaresindeki …plakalı otomobile arkadan çarptığı, çarpma sonucu… plakalı otomobil sürücüsü …’ın yaralanması ile neticelenen dava konusu trafik kazası meydana geldiği, olayın mahallinde tanzim edilen kaza tespit tutanağı olay anlatımı doğrultusunda, … plakalı çekici sürücüsünün seyrini mahal şartlara göre ayarlamadığından dolayı önünde aynı istikamette doğru seyrini sürdüren … plakalı otomobile arkadan çarpması sonucu bu aracın da ötelenerek önündeki araca arkadan çarptığı, çarpma sonucu da ötelenen diğer araç o da önündeki araca arkadan çarpması sonucu zincirleme trafik kazasının meydana geldiğinin tespit edildiği, kusur bilirkişisi tarafından bilimsel veriler ve mevzuata uygun olarak tespit edildiği üzere, sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı çekici ile seyri sırasında yola gereken dikkatini vermediği, mahal şartların üzerinde aşırı hızı ile olay mahalline yaklaştığı, tek yönlü bölünmüş yolun çift yöne dönüştürüldüğü mahalde, seyrini mahal şartlara göre ayarlamaya özen göstermediği, önünde aynı istikamette doğru seyrini sürdüren otomobili yakın mesafeden takip ettiği, takip mesafesini ihlal ederek otomobile
arkadan çarptığı, çarpma sonucu otomobilin de önündeki araca çarpmasına sebebiyet verdiği, dikkat ve özen yükümlüğüne aykırı hareket ettiği, 2918 Sayılı K.T.K.unun sürücü asli kusurların belirtildiği 84/D (arkadan çarpma) kuralını ihlal ettiğinden dolayı olayda asli derecede kusurlu olduğu, davacı …’ın ise sevk ve idaresindeki … plakalı otomobil ile normal seyri sırasında olay mahalline geldiğinde, trafik nedeni ile yavaşladığı sırada arkasından aynı istikamette doğru seyrini sürdüren çekici sürücüsünün yakın mesafeden takip etmesi sonucu takip mesafesini ihlal ederek gelip idaresindeki otomobilin arka tarafından çarptığı olayda kendisinde ötelenerek önündeki araca çarptığı olayda mevcut şartlarda olayı önlemek bakımından alabileceği bir önlem ve tedbir bulunmadığından dolayı olayda atfı kabil kusuru olmadığı, meydana gelen kazada davacının yaralandığı, ATK 2. İhtisas Kurulunun 17.06.2021 tarihli raporunda davacının meydana gelen kaza sonucunda oluşan yaralanmasının tüm vücut engellilik oranının % 2 olduğu , geçici iş göremezlik süresinin (1) ay olduğu belirtildiği, aktüerya bilirkişisi tarafından tarafların kazadaki kusur durumları, davacıda meydana gelen yaralamanın niteliği, davacının gelir durumuna ilişkin dosyada mevcut olan bilgi ve belgeler uyarınca bilimsel veriler ve yargı içtihatları ile uyumlu olarak yapılan hesaplamada davacının geçici iş göremezlik maddi zararı 2.795,09 TL, sürekli iş göremezlik maddi zararlarının ise 55.743,75 TL olduğunun tespit edildiği, Tıp Doktoru bilirkişiden tedavi giderine ilişkin alınan ek raporda da ATK raporlarında söz kaza sonucu davacıda oluşan izlerin çehrede sabit iz niteliğinde olduğunun belirtildiği, söz konusu izlerin iki adet olduğu, birisinin 3 cm x 0.1 cm, diğerinin ise 1 cm x 0.1 cm olduğu, sabit izin giderilebilmesi için yapılabilecek skar revizyonunun 3.376,00 TL, septorinoplasti giderinin 10.016,00 TL toplam zararın 71.930,84 TL olduğu, sigorta şirketi yönünden tedavi gideri limitinin ve sakatlık teminat limitinin 390.000,00 TL olduğundan tespit edilen zararların teminat kapsamında olduğunun anlaşılmış olup, alınan raporlar ve yapılan hesaplamaların hükme elverişli olduğu kanaatine varılarak maddi tazminat açısından davanın kabulüne, 71.930,84 TL’nin davalılar … ve … A.Ş. Yönünden olay tarihi olan 01/10/2019 tarihinden diğer davalı sigorta şirketi açısından davadan önce davacı tarafça sigorta şirketine 25/11/2019 tarihinde başvuruya ilişkin belgelerin gönderildiği, temerrüt olgusunun bu tarihten itibaren 8 iş gününü izleyen 06/12/2019 tarihinde gerçekleştiğinden bu tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (TBK) 56’ncı maddesinin 1’inci fıkrasına göre hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Aynı maddenin 2’nci fıkrası uyarınca, ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir. Hâkimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı olan manevi tazminatın miktarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hâkim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 23/06/2004 gün ve 13/291-370 sayılı kararında da vurgulandığı gibi, hâkimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminatın miktarını takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında, manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli tarafların kusur durumları gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 4’üncü maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hâkimin hak ve nasafete göre hükmedeceği öngörülmüştür. Somut olay yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve ilkeler ışığında değerlendirildiğinde; davacılar ile davalıların dosya kapsamından anlaşılan sosyal ve ekonomik durumlarına, olayın meydana geliş biçimine, Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen rapor içeriğine göre, davacının yaralanmasının ağırlığına ve olayın meydana geldiği tarihe göre duyduğu elem ve üzüntü sebebiyle manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne, 20.000,00 TL’nin olay tarihi olan 01/10/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve davalı … A.Ş. ‘den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davacının maddi tazminat talebinin kabulüne, 71.930,84 TL ‘nin davalılar … ve … A.Ş. Yönünden olay tarihi olan 01/10/2019 tarihinden , davalı sigorta şirketi yönünden 06/12/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
Maddi tazminat açısından,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 4.913,59-TL nispi karar ve ilam harcından, başlangıçta yatırılan 375,71-TL peşin harç + ıslah harcı olan 1.057,62-TL harcın mahsubu ile bakiye ‬ 3.480,26‬-TL nispi karar ve ilam harcının davalılar … ve … A.Ş. Yönünden olay tarihi olan 01/10/2019 tarihinden , davalı sigorta şirketi yönünden 06/12/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
-Davacı tarafından yatırılan 375,71-TL peşin harç, 44,40-TL başvurma harcı ve 1.057,62-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 1.477,73‬-TL harcın müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 11.508,93-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
-Davacı ve davalı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
2-Davacının manevi tazminat isteminin kısmen kabul, kısmen reddi ile , 20.000,00 TL’nin olay tarihi olan 01/10/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve davalı … A.Ş. ‘den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
Manevi Tazminat açısından;
-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 1.366,20-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 375,71-TL harcın mahsubu ile bakiye 990,49‬-TL nispi karar ve ilam harcının davalılar … ve davalı … A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
-Davacı duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca takdiren 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve davalı … A.Ş. ‘den müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
-Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden reddedilen edilen dava değeri itibariyle AAÜT m. 13/3 uyarınca 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalılar … ve … A.Ş.’ye verilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan 642,1‬0-TL posta ve tebligat gideri ile 3.600,00-TL bilirkişi ücreti ile 2.710‬,00 TL ATK masrafı olan toplamı olan 6.952,10-TL yargılama giderinden tarafların haklılık oranlarına isabet eden 3717,26 TL’nin davalılar … ve davalı … A.Ş. ‘den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-Arabuluculuk başvurusunun maddi tazminat davası açısından gerekli olduğu nazara alındığında arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL bedelin tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek Hazineye irat kaydına,
5-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341 maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.28/03/2023

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı