Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/661 E. 2022/350 K. 17.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/661 Esas
KARAR NO : 2022/350

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/12/2019
KARAR TARİHİ : 17/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından müvekkili şirket aleyhine … Bankası, … seri nolu, 26/03/2019 keşide tarihli, 50.000-TL meblağlı çek için … 13. İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyası, … Bankası, … seri nolu, 10/04/2019 keşide tarihli, 70.000-TL meblağlı çek için … 37. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası, … Bankası, … seri nolu, 12/04/2019 keşide tarihli, 20.000-TL meblağlı çek için … 1. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını, takiben konu çekin müvekkili tarafından keşide edilmediğini, belirtilen çeklerdeki bulunan imzaların müvekkiline ait olmadığını, müvekkili şirketin davalıya hiçbir borcu bulunmadığını, müvekkilinin keşide etmediği ve karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet vermediği çekler sebebiyle bir dosyadan ceza aldığını ve iki ayrı icra ceza mahkemesinde yargılandığını, çekler üzerindeki imzaların müvekkiline ait olmadığından imza incelemesi yapılmasının gerektiğini bildirerek davaya konu çekler üzerindeki imzaların müvekkile ait olmadığının tespiti ile çeklerin ve icra takiplerinin iptal edilmesine, çeklerin iadesine ve müvekkilin davalı şirkete borçlu olmadığının tespitine, haksız takip sebebiyle davalının %20’sinden az olmamak üzere haksız takip tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun olarak dava dilekçesinin ve tensip zaptının tebliğ edildiği ancak cevap dilekçesi sunulmadığı görüldü.
Mahkememizce celp edilen … 37. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası celp edilmiş, incelenmesinde; dosyamız davalısı …’ın, dosyamız davacısı … Ltd Şti aleyhinde 70.000 TL çek alacağı, 210,00 TL komisyon ve 7.000,00 TL çek tazminatı olmak üzere toplam 77.210,00 TL’nin tahsili bakımından 16/05/2019 tarihinde takibe geçtiği görülmüştür.
Mahkememizce celp edilen … 13. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası celp edilmiş, incelenmesinde; dosyamız davalısı …’ın, dosyamız davacısı … Tic. Ltd Şti aleyhinde 50.000 TL çek alacağı, 150,00 TL komisyon, 1.335,62 TL temerrüt faizi ve 5.000,00 TL çek tazminatı olmak üzere toplam 56.485,62 TL’nin tahsili bakımından 15/05/2019 tarihinde takibe geçtiği görülmüştür.
Mahkememizce celp edilen … 1. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası celp edilmiş, incelenmesinde; dosyamız davalısı …’ın, dosyamız davacısı … Tic. Ltd Şti aleyhinde 20.000 TL çek alacağı, 60,00 TL komisyon, 363,29 TL temerrüt faizi ve 2.000,00 TL çek tazminatı olmak üzere toplam 22.423,29 TL’nin tahsili bakımından 16/05/2019 tarihinde takibe geçtiği görülmüştür.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe;
Dava; davacı taraf, … 13. İcra dairesinin …, … 37. İcra dairesi .., … 1. İcra dairesi … E. Sayılı icra takiplerinin konusunu oluşturan çeklerdeki imzaların ona ait olmadığını, çekleri keşide etmediğini beyan ederek söz konusu icra takiplerinden borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir.
Mahkememizce, 29/06/2020 tarihli ara karar uyarınca, davacı şirket yetkililerinin dava konusu çeklerin üzerindeki imza konusunda isticvabına karar verilmiş olup, davacı şirket yetkilisi …; “dava konusu edilen icra takiplerindeki çeklerdeki imza bana ait değildir, benim ameliyat olduğum sırada çekler çalınmıştır, ben icradan yazılar geldiğinde öğrendim çeklerin çalındığını, imza örnekleri verebilirim” şeklinde beyanında bulunmuştur.
Mahkememiz 03/02/2020 tarihli ara karar gereğince; tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller ve dosya incelenerek dava konusu çekler üzerindeki imzaların davacı şirket adına şirket yetkilisi tarafından atılıp atılmadığı, çekler üzerindeki imzaların davacı şirket yetkilisi el ürünü olup olmadığının tespiti konusunda rapor alınmasına karar verilmiş olup, Adli Tıp Uzmanı bilirkişi … tarafından sunulan 05/03/2021 tarihli raporunda özetle; “İnceleme konusu çeklerin asıllındaki borçlu şirket yetkilisine atfen atılı imzalar ile şirket yetkilisinin mukayese örnekleri arasında grafolojik ve grafometrik usullere göre optik cihazlar kullanılarak ve çıplak gözle yapılan incelemede, imzaların primitif yapıda, yazı karakteri bakımından zayıf ve geometrik çizgilerden oluşan imzalar olduğu ve tersim tarzı, istif, eğim, seyir, sürat, baskı derecesi ve alışkanlıklar yönünden benzerlikler ve farklar görüldüğünden kişiye ait imzaların şablon mahiyetinde oldukları değerlendirildiğinden bu tür imzalarda aidiyet bildirmenin sakıncalı olduğu” sonuç ve kanaatine varılmıştır. Mahkememiz 29/03/2021 tarihli ara karar gereğince; dosyanın ATK Fizik İhtisas Dairesine sevki ile dava konusu çeklerin üzerindeki imzaların davacı şirket yetkilisi tarafından atılıp atılmadığı, şirket yetkilisinin eli ürünü olup olmadığı konusunda rapor alınmasına karar verilmiş olup, ATK Fizik İhtisas Dairesi tarafından sunulan 23/09/2021 tarihli raporunda özetle; ” İnceleme konusu üç adet çekte atılı basit tersimli keşideci imzaları ile …’ün mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığından söz konusu imzaların kuvvetle muhtemel …’ün eli ürünü olduğu” sonuç ve kanaatine varılmıştır. Mahkememiz 15/12/2021 tarihli ara karar gereğince; dosyanın Jandarma Kriminal Başkanlığına sevki ile dava konusu 3 adet çekteki imzanın davacı şirket yetkilisinin el ürünü olup olmadığının, kesin bir şekilde belirlenmesi konusunda rapor alınmasına karar verilmiş olup, Jandarma Kriminal Başkanlığı tarafından sunulan 11/01/2022 tarihli raporunda özetle; “(1-3) numaralar ile tanımlanan inceleme konusu çeklerin ön yüzlerinde keşideci “… TİC. LTD. ŞTİ.” adına atfen atılı bulunan imzalar üzerinde yapılan incelemede; söz konusu imzaların, kişiye atfedilebilecek nitelikte kaligrafik ve karakteristik özellikler içermeyen, kolaylıkla atılabilecek tarzda basit tersimli imzalar oldukları, 2. …’ün mevcut mukayese İmzaları üzerinde yapılan incelemede; söz konusu imzaların, kendi arasında tutarsız, kişiye atfedilebilecek nitelikte kaligrafik ve karakteristik özellikler içermeyen, kolaylıkla atılabilecek tarzda basit tersimli imzalar oldukları, (1-3) numaralar ile tanımlanan inceleme konusu çeklerin ön yüzlerinde keşideci “… TİC. LTD. ŞTİ.” adına atfen atılı bulunan imzalar ile …’ün mevcut mukayese imzaları arasında yapılan inceleme ve karşılaştırmada; yukarıda birinci ve ikinci maddede belirtilen sebepler nedeniyle, söz konusu imzaların … eli ürünü olup olmadığı hususunda müspet ya da menfi bir kanaat bildirmek mümkün olmadığı” sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Mahkememiz 02/03/2022 tarihli ara karar gereğince; tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, ticari defter ve kayıtları ve dosya incelenerek, davacının ticari defterlerinde dava konusu çeklere ilişkin giriş-çıkış kaydının olup olmadığının tespit edilmesi, davacının davalı ile ticari ilişkisi olup olmadığının tespiti konusunda konusunda rapor alınmasına karar verilmiş olup, bilirkişi Mali Müşavir … tarafından sunulan 18/04/2022 tarihli raporunda özetle; ” Dosyada bulunan bilgi ve belgelerin incelenmesi ile yukarıda yapılan tespitler ve yürürlükteki mevzuat hükümleri çerçevesinde yapılan değerlendirmeler sonucunda; davacı tarafın usul ve yasaya uygun olarak tutulmuş ticari defterlerinin sahibi lehine delil kudretine haiz olduğu; inceleme gün ve saatinde ticari defter ve kayıtlarını incelemeye sunmayan davalı tarafın, yerinde inceleme yapılmasına ilişkin bir talebi de dosyada bulunmadığından davalı taraf ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılamadığı; dava konusu icra takiplerinin dayanağı çeklerin, davalı tarafa keşide edilmesi için herhangi bir ticari ilişki tespit edilemediği” sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Somut olayda; mahkememizce alınan ilk bilirkişi raporunda dava konusu çeklerdeki imzanın davacı şirket yetkilisine ait olup olmadığının tespit edilemediği, bunun üzerine dosyanın ATK’ya sevkine karar verildiği, ATK tarafından tanzim edilen raporda dava konusu çeklerdeki imzanın kuvvetle muhtemel davacı şirket yetkilisine ait olduğunun belirtildiği ancak bu raporda da kesinlik olmadığı, her iki raporda da imzanın davacı şirket yetkilisine ait olup olmadığı net olarak belirlenemediğinden ve çelişki oluştuğundan dosyanın Jandarma Kriminal Başkanlığına sevki ile dava konusu 3 adet çekteki imzanın davacı şirket yetkilisinin el ürünü olup olmadığının kesin bir şekilde belirlenmesi konusunda rapor alınmasına karar verildiği, Jandarma Kriminal Başkanlığı tarafından tanzim edilen raporda; söz konusu imzaların davacı şirket yetkilisi …’ün eli ürünü olup olmadığı hususunda müspet ya da menfi bir kanaat bildirmek mümkün olmadığının belirtildiği, mahkememizce tarafların ticari kayıtları üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesinde davacı kayıtlarında dava konusu icra takiplerinin dayanağı çeklerin, davalı tarafa keşide edilmesi için herhangi bir ticari ilişki tespit edilemediği, davalının ticari kayıtlarını sunmadığı anlaşılmıştır. Davacı tarafın ileri sürdüğü defi sahte imzaya ilişkindir. TTK m.677/1’e göre geçerli olmayan imzaların bulunması diğer imzaların geçerliliğini etkilemez. Ancak sahte imza, imza taklidi gibi durumlarda geçersizlik defi kişiliğinde doğan kişi tarafından bu defi herkese karşı ileri sürülebilir. İmza defi, senedin geçersizliğine ilişkin bir defi olup, senet metninden anlaşılmadığı için herkes tarafından kullanılmamakla birlikte geçersizlik defi kişiliğinde doğan kişi tarafından herkese karşı ileri sürülebilir. Somut uyuşmazlıkta; davacının kendi şahsında doğan imza defini ileri sürdüğü, dava konusu çekler üzerindeki imzanın davacı şirket yetkilisine ait olduğunun tespit edilemediği, kambiyo senetlerinde imzanın keşideciye ait olduğuna yönelik ispat yükünün senet alacaklısı üzerinde bulunduğu, nitekim Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2016/12357 esas ve 2017/1117 karar sayılı; “… Dava, icra takibine konu bonolardan dolayı borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkindir. Takibe konu bonolardaki imzaların murise ait olmadığı belirtilerek imza inkarında bulunulmuştur. Bu durumda takibe ve davaya konu bonolar üzerindeki imzaların davacıların murisine ait olduğunu ispat yükümlülüğü davalı alacaklıdadır. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda bonolardaki imzaların davacılar murisine ait olup olmadığının tespit edilmediği belirtilmiştir. Bu durumda davanın kabulü gerekirken ispat yükümlülüğünde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.” şeklindeki ilamının da bu yönde olduğu anlaşıldığından dava konusu çeklerdeki imzanın davacı şirket yetkilisine ait olduğu hususu davalı tarafından ispatlanamadığından, davacı tarafın dava konusu çekler nedeniyle borçlu olmadığı kanaatine varılmıştır.
Kötüniyet tazminatı açısından yapılan değerlendirmede; dava konusu çeklerdeki imzanın davacı şirket yetkilisine ait olmadığı hususu kesin bir şekilde ispat edilemediğinden davalının kötüniyetli olduğuna da kesin bir şekilde kanaat getirilememiş olup, davacı tarafından davalının kötüniyetli olduğunu gösterir başka bir delil de ibraz edilmediğinden kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Tüm bu açıklanan nedenlerle; davanın kabulüne, davacının … 13. İcra Müdürlüğünün… E., … 37. İcra Müdürlüğünün … E. Ve … 1. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı icra takiplerinden dolayı borçlu olmadığının tespitine, kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜNE, davacının … 13. İcra Müdürlüğünün … E., … 37. İcra Müdürlüğünün … E. Ve … 1. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı icra takiplerinden dolayı borçlu olmadığının tespitine, kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 9.563,40 TL nispi karar ve ilam harcından, başlangıçta yatırılan 2.390,85 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 7.172,55 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 2.390,85 TL peşin harç ile 44,40 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 2.435,25 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 3.426,75‬ TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 17.250,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. Maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair; davacı ve davalı vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/05/2022

Katip
E-imzalıdır.

Hakim …
E-imzalıdır.