Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/649 E. 2021/63 K. 01.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/649 Esas
KARAR NO : 2021/63

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/12/2019
KARAR TARİHİ : 01/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan 02/12/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; borçlu şirket aleyhine, 09.09.2019 tarihinde … 21.İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin borçlu şirkete tebliğ edildiğini, borçlu şirketin borca vaki itirazı üzerine de takibin durduğunu, şirketin alacağının fatura mukabili teslim edilen gıda ürünlerinden kaynaklanan alacak olduğunu, alacağın ödenmemesi üzerine davalı şirket ile defaatla görüşülmüş olmasına rağmen borç ödenmediğinden … 21.İcra Müdürlüğümün … E. sayılı takip dosyası ile takip başlatıldığını, borçlunun borca itiraz etmesine müteakip … Arabuluculuk Bürosuna … Arabuluculuk numarası ile başvuru yapıldığını ve uyuşmazlık konusunda anlaşmaya varılamadığını anlaşamama son tutanağı düzenlendiğini bildirerek borçlunun haksız itirazının iptaline, takibin devamına, itirazında haksız olan borçlunun %20”der aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan 17/02/2020 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacının davalı şirket hakkında … 21.İcra Müdürlüğünün … E.sayılı dosyası ile yapmış olduğu ilamsız haksız icra takibi 11.02.2019 tarihli. 9.112,23.TL’lık; 13.02.2019 tarihli 284,58 TL’lik; 18.02.2019 tarihli 2.092,64 TL’lik üç adet kapalı faturaya dayandığını, davalı şirketin yasal süre içerisinde yaptığı itiraz ile davaya konu takip durduğunu, yapılan itirazın iptalini sağlamak için huzurdaki dava açıldığını, icra dosyası dayanağı faturalar incelendiğinde görüleceği üzere 3 adet kapalı faturaya dayandığını, bu husus TTK 1.maddesi gereğince fatura hedeflerinin ödendiğine karine teşkil edeceğini, Yerleşik Yargıtay uygulamalarının da bu yönde olduğunu, davacı tarafın davalı şirketle defaatle görüşülmüş olmasına rağmen burcun ödenmediği iddiası gerçekleri yansıtmadığını, davacı şirket yetkilisi ile davalının iş adresinde bir kez görüşüldüğünü, sattığı ürünlerin bir kısmının kalitesiz ve istenen özelliklerde olmadığını, bu nedenle iade edildiğini, iade edilen ürünlere ilişkin olarak da ayrıca fatura tanzim ederek haksız kazanç talep ettiği izah edildiğini, davacı şirket yetkilisi şeker ve tansiyon hastası olduğunu ileri sürerek hesaplama hatası yaptığını kabul ettiğini, davalının işyerinden ayrılmış ve akabinde davaya konu haksız icra takibini yaptığını, davacı şirketin taleplerinin kötü niyetli olduğunu, davalı şirketin davacı şirkete herhangi bir borcu bulunmadığını, tarafların aralarındaki ticaret gereği yapılan alanların bedelleri, davalı tarafından gerek davacıya ait pos cihazına kredi kartıyla, gerek banka aracılığı ile davacının hesabına ödenmek suretiyle gerçekleştiğini, davacıdan alınan bir kısım gıda maddesi de yeterli kalitede ve nitelikte bulunmadığından … tarih … sıra numaralı iade faturası ile iade edilmiş olmasına rağmen davacı taraf alacak hesabına eklediğini bildirerek haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın dava şartı yokluğu nedeniyle yetkisizliğine, usule itirazların dikkate alınmadığı takdirde davanın esastan reddine, itirazın iptali ile takibin devamına, davacının %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce celp edilen … 21. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyasında; davacı/alacaklının 11.282,99 TL fatura alacağı, 580,50 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 11.863,49 TL’nin tahsiline ilişkin icra takibine geçtiği, davalı 18/09/2019 tarihli dilekçesi ile takibe, borca, asıl alacağa ve tüm ferilerine itirazı üzerine takibin durduğu görüldü.
Mahkememizce verilen 06/07/2020 celse ara kararı uyarınca, tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, tarafların ticari defter ve kayıtları ve dosya incelenerek davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı varsa miktarının nelerden ibaret ve ne kadar olduğu konusunda rapor düzenlenmek üzere bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, Mali Müşavir … tarafından ibraz edilen 26/10/2020 tarihli raporda özetle; davacının ticari defterleri ve dosya münderecatında yapılan inceleme neticesinde: davacının dava konusu döneme ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresi içinde usulüne uygun şekilde yapılmış olduğu, davacı ticari defterlerinin sahipleri lehine delil olma özelliğine haiz olduğu, davalının dava konusu döneme ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresi içinde usulüne uygun şekilde yapılmış olduğu, davalı ticari defterlerinin sahipleri lehine delil olma özelliğine haiz olduğu, davalının takip konusu faturaları ticari defterlerine kayıt ettiği, davalı kayıtlarının 2018 yılı devreden bakiyesinin 2019 yılı devreden bakiyesi ile uyumlu olmadığı, bu sebeple kayıtlarının birbirini doğrulamadığı, davalının davacı adına takipten sonra 27.12.2019 tarihli 32172 numaralı 3.611,84 TL bedelli iade faturası düzenlediği ancak fatura ve içeriği malların teslimine ilişkin belge görülmediği, davacı kayıtlarında bu faturanın mevcut olmadığı, takibe konu faturaya dayalı davacı alacağının ticari defterlerde kayıtlarının davacı adına tutulan muavin defter kaydında 11.282,99 TL bakiye ile kayıtlı olduğu, davacının 2018 ve 2019 yılı ticari defter bakiyelerinin uyumlu olduğu, davacının davalıya düzenlediği faturaların davalı kayıtlarında da mevcut olduğu, bu bakiye ile davacının alacaklı olduğunun kabul edilebileceği, davacının dava konusu alacağa hak kazandığının kabulü halinde davacının takip tarihinde 11.282,99 TL bakiye ile alacaklı olduğunun kabul edilebileceği, taraflar arasında ödeme tarihleri ve temerrüt ile ilgili bir sözleşme veya davacı tarafından davalıya gönderilmiş ve tebliğ edilmiş herhangi bir borç ihtarnamesi bulunmadığından, temerrüdün takip tarihi itibariyle oluştuğu, tarafların tacir olması gözetilerek takip tarihinden itibaren reeskont avans faizi talep edebileceği” görüş ve kanaatine varılmıştır.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe;
Dava; faturadan kaynaklı alacağın tahsili istemiyle başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir.
Yargılama sırasında uyuşmazlığın çözümlenmesi amacıyla her iki tarafın da ticari defter ve kayıtların incelenmesine karar verilmiştir. Bilirkişi tarafından tanzim edilen raporda, tarafların ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu ve sahiplerinin lehine delil olma vasfına haiz oldukları, takip konusu faturaların her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacının ticari defterlerine göre takip tarihi itibariyle 11.282,99 TL alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerine göre davacıdan 8.358,59 TL alacaklı olduğu, aradaki farkın davalının 2018 yılında hesaplar arası virman açıklaması ile 12.099,05 TL davacı hesabına borç kaydı yapmasından kaynaklı olduğu, davalının takipten sonra 27.12.2019 tarihinde 3.611,84 TL bedelli iade faturasını düzenlediği tespit edilmiştir.
Uyuşmazlık konusu açısından yapılan değerlendirmede; takip konusu faturaların tarafların ticari defter ve kayıtlarında yer aldığı, tarafların ticari defter ve kayıtlarının HMK m.222 hükmüne uygun olarak tutulması sebebiyle sahipleri lehine delil olma vasfına haiz olduğu, davalı tarafın takip konusu faturaları kabul edip kendi defterlerine işlediği, davalının borcun ödenmesi ve bir takım ürünlerin ayıplı olması nedeniyle iade edilmesi sebepleriyle borcun sona erdiğini savunduğu, ispat yükünün davalı üzerinde olduğu, davalı tarafından iade faturasına konu malların ayıplı olduğuna ve malların davacıya teslim edildiğine dair bir delil sunulmadığı, ayıpla ilgili bir ihbar bulunmadığı, davalının faturalardan kaynaklı bakiye bedelin ödendiği gösterir bir delil sunmadığı anlaşılmakla davacının takip tarihi itibariyle faturalardan kaynaklı olarak 11.282,99 TL alacaklı olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
İşlemiş faiz açısından yapılan değerlendirmede; takip tarihinden önce temerrüt olgusunun gerçekleşmediği, dava konusu alacakların kesin bir vadesinin bulunmadığı anlaşıldığından davacının işlemiş faiz talebinin reddine karar verilmiştir.
Tüm bu açıklanan nedenlerle; davanın kısmen kabulüne, itirazın kısmen iptaline, takibin 11.282,99 TL üzerinden devamına, takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, alacak likit ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen alacağnı %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, itirazın kısmen iptaline, takibin 11.282,99 TL üzerinden devamına, takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,
2-Kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 2.256,59 TL icra inkar tazminatın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 770,74 TL nispi karar ve ilam harcından, başlangıçta yatırılan 143,28 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 627,46 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 143,28 TL peşin harç ile 44,40 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 187,68 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 892,50 TL yargılama giderinin, davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesaplanan 848,82 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, davanın kabul edilen kısmı üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, davanın reddedilen kısmı üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 580,50 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Davacı ve davalı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
10-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. Maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davanın kabul ve reddolunan miktarları dikkate alınarak 64,59 TL’nin davacıdan, 1.255,41 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/02/2021

Katip …
¸¸

Hakim …
¸¸