Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/644 E. 2020/766 K. 02.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/644 Esas
KARAR NO : 2020/766

DAVA : İtirazın İptali (Vekalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/10/2017
KARAR TARİHİ : 02/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davası İstanbul 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/450 esas 2019/371 karar sayılı 14/10/2019 tarihli görevsizlik kararı üzerine dosyanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin … Ticaret Odasının … sicilinde kayıtlı, … Vergi Dairesinin … nolu … Limited Şirketinin %50 hissesini, … 6. Noterliğinin … tarih ve … sayılı hisse devir sözleşmesi ile devir almış olup TSG’sinin … tarih ve … sayı tesicil ve ilan edildiği, Söz konusu şirketin ticari faaliyetleri kapsamında kamu borçlarının doğduğu, işbu borçları davalı tarafın ödememiş olması nedeniyle müvekkilinin kendi hissesini aşan kısma dair de ödeme yapılması zorunluluğunun doğduğunu, müvekkilinin maaşına haciz konulduğunu, toplam 31.734,07 TL maaş kesinsi yapıldığını ve 25/11/2016 tarihinde 125.889,92 TL tutarında ödeme yaparak vergi borcunu kapattığını, toplamda 157.623,99 TL … Vergi Dairesine ödeme yapıldığını, …Ticaret Limited Şirketine %50 hissedar olması sebebiyle işbu kamu borcundan dolayı %50 oranında sorumlu olduğu izahtan müvekkilinin hissesini aşan kısma ilişkin ödemek zorunda kaldığı 78.811,99 TL bedeli borçludan rücuan tahsil etme hakkının doğduğunu, … 29. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı üzerinden borçlu aleyhine icra takibine başlanılmış olduğu borçlu tarafından takibe sunulan haksız itiraz neticesinde takibin durdurulduğunu, İtirazın iptaline ve icra takibinin devamına, İtiraz neticesinde icra takibi durduğundan davalı borçlu aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ile yargılama masrafları ve vekalet ücretininde davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin bahsi geçen borçlu şirket … Limited Şirketinine 09/08/2006 tarih-2006/1 sayılı Ortaklar Kurulu Kararı ile ortak atanmış, 26/04/2011 tarih-2011/1 sayılı Ortaklar Kurulu Kararı ile de ortaklıktan çıkarıldığını, Müvekkile ortak olduğu dönemleri 2009-2011 kapsayacak şekilde ve %50 ortaklı payına tekabül eden şirket borçlarının tahsili için şirketin bağlı olduğu … Vergi Dairesi Müdürülüğü’nden 6183 sayılı kanunun 35. Maddesi gereğince 03/09/2013 tarihinde tebliğ edilen toplam 23 adet ödeme emri gönderildiğini, toplam borç 19/02/2014 tarihi itibari ile asıl borç 54.744,61 TL olmak üzere gecikme zammı faizler ile birlikte yaklaşık 84.600 TL’ye tekabül etmekte olduğunu, … 2. Vergi Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında borcun şirket tüzel kişiliği, şirket müdürü ve ortaklarından tamamen veya kısmen tahsili imkanının kalmadığı hususunda tespiti ile söz konusu ödeme emirlerinin iptali talebini içeren dava açıldığını, söz konusu borçların bir kısmını “ihtirazı kayıtla” 19/02/2014 tarihinde ödemek zorunda kaldığını, müvekkil 19/02/2014 tarihinde asıl borç 26.814,15 TL gecikme zammı ve faizler ile birlikte toplam 43.062,76 TL ödeme yaptığını, … 2. Vergi Mahkemesinin … Esas ve … karar sayılı ve 28/03/2014 tarihli kararı ile iptali istenen ödeme emirlerine ilişkin kısmen kabul kararı verildiğini, vergi mahkemesinin söz konusu kararı ile müvekkili hukuka aykırı olarak gönderilen ve ihtirazi kayıtla 19/02/2014 tarihinde ödemek zorunda kaldığı 2 adet toplam ödeme emrinin iptal edildiğini savunarak haksız davanın reddi ile yargılama masrafları ve vekalet ücretlerinin davacı tarafa yükletilmesini istemiştir.
Mahkememizce dava konusu celp edilen … 29. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı hakkında kredi alacağının tahsili amacıyla toplam 78,861 TL asıl alacak VE 1,302,80 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 80.163,80 TL bedel alacağının tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalının borca, faize ve ferilerine itiraz etmesi üzerine takibin durdurulduğu, süresinde de huzurdaki davanın açıldığı tespit edilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları ile celp edilen delillerin dosya kapsamında değerlendirilmesi amacıyla üçlü bilirkişi heyetine tevdii edilen dosyaya 30/01/2018 tarihinde tanzim olunan raporda özetle; davacının dava dışı … Ltd. Şti. tarafından ödenmediği ve şirket adına takibin semeresiz kalmış olduğu nedeniyle şirket adına ortak sıfatıyla yaptığı ödemelerin tutan ile bu ödemelerin hangi döneme ait vergilere ait olduğunu kanıtlayacak mahiyette belge sunmadığı, dosyaya celp edilen belgelerden de bu hususun tespitinin mümkün görünmediği, buna karşılık davalı yanın şirket adına takibin semeresiz kalmış olması nedeniyle Vergi İdaresi tarafından adına gönderilmiş olan ödeme emirlerini belgelediği ve söz konusu ödeme emirlerinin davalının şirket ortağı olduğu döneme ait vergilerden payına isabet eden tutara uygun bulunduğu, davacının davayı kanıtlayacak başkaca belge sunamamış olması nedeniyle davanım ispata muhtaç görüldüğü yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun usulüne uygun olarak tebliğ edilmesi neticesinde tarafların beyan ve itirazlarının dosya kapsamında yeniden değerlendirilmesi amacıyla mali müşavir ile bilirkişiye tevdii edilen dosyaya 06/10/2020 tarihinde tanzim olunan raporda özetle; ortaklarca ödenen vergi aslı borcunun %50 ortaklık hissesi dikkate alınarak ortaklara düşen payın 69.034,79 TL olduğunun tespit edildiği, … tarafından 42.220.64 TL vergi aslı ve 5.557,48 TL gecikme faizi/gecikme zammı/ tüfe olmak üzere toplam 47.778,12 TL’nin ortaklık hissesinden fazla ödendiği yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava; limited şirketin kamu borçlarını ödediğini iddia eden ortağın diğer ortaktan rücuen tahsili istemine ilişkindir. Davacı vekili müvekkilinin dava dışı şirketin ödenmeyen vergi borçlarının davacı asilin payına isabet eden miktardan fazla ödeme yapılması nedeniyle bu bedelin rücuen tahsili için icra takibi başlatılması üzerine davalı borçlunun borca ve ferilerine itirazı üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
Tüzel kişi mükelleflerin kamu alacaklarından kaynaklanan yükümlülüklerinin yerine getirilmesinden kanuni temsilcileri sorumlu tutulmuştur. Ancak, vergi borcunun temsilciden istenebilmesi için öncelikle temsil edilen tüzel kişiden talep edilmesi ve bu tüzel kişinin ödeme kabiliyetinin olmadığını gösteren “aciz vesikasının” düzenlenmiş olması gerekmektedir. (6183 SK.m.75).
Limited şirketlerde kanuni temsilciler şirket müdürleri ise de getirilen bir düzenleme ile kanuni temsilciye ilaveten ortaklar da kamu borcundan sorumlu tutulmuştur. Buna göre limited şirketin malvarlığından tahsil edilemeyen kamu alacakları ortaklardan, ortaklık payı oranında istenebilecektir (6183 SK. m.35).
Temsilcinin ödediği vergi için asıl mükellefe rücu etme hakkı bulunmaktadır (213 sayılı VUK. m.10). Dolayısıyla yukarıda belirtildiği üzere tüzel kişi temsilcileri, ödedikleri kamu alacağının “tamamını” öncelikle asıl mükelleften rücuen talep edebilirler.
Kanuni temsilcilerin asıl mükellef dışındaki diğer sorumlulardan talepte bulunabilmesi için öncelikle bu kamu alacağının asıl yükümlüden tahsilinin mümkün olmaması gereklidir. Zira asıl yükümlüsünden tahsili mümkün olduğu halde bu alacağı kamu idaresine ödeyen kanuni temsilcilerin, asıl yükümlü dışındaki diğer sorumlulardan rücuen talepte bulunmaları mümkün değildir.
Ödenen kamu alacağının asıl yükümlüden tahsil imkanı bulunmadığı anlaşıldıktan sonra, diğer yükümlülerden rücu oranının ne olacağı konusunda ise bir ayrıma gidilmelidir. Buna göre limited ve kolektif şirketlerde temsilcilerin kamu alacaklarından sorumluluğu ortaklık sıfatına bağlı olduğundan, bu kişilerden ancak ortaklık payları oranında rücuen talepte bulunulabileceği kabul edilmelidir. Diğer bir deyişle limited ve kolektif şirketlerde kamu alacağından her ortak kendi payı oranında sorumlu olup payı haricinde ödediği kısım için diğer ortaklara rücu edebilir.
Davalı vekili tarafından süresi içerisinde cevap dilekçesiyle birlikte zamanaşımı itirazında bulunulmadığından mahkememiz dosyasına sunulan heyet raporundan sonra davalı vekilince sunulan beyan dilekçesindeki zamanaşımı itirazı dikkate alınmamıştır.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden limited şirketin vergi borcunu ödeyememesi nedeniyle davacı ortağa ödeme emirlerinin gönderildiği anlaşılmıştır. Davacı ortağın şirket müdürü olarak görev yaptığı döneme ilişkin olarak “6736 sayılı Kanunun kesinleşmiş alacaklara ilişkin hükümlerinden 213 sayılı Kanun ile 6183 sayılı Kanunda ver alan sorumluluk düzenlemeleri nedeniyle mirasçılar, kefiller, şirket ortakları ve kanuni temsilciler gibi amme borçlusu sayılan kişiler sorumlu oldukları tutar dikkate alınarak yararlanabileceklerdir” hükmüne istinaden kendine adına şirket müdürü olarak 16.11.20016 tarihinde tecil taksitlendirme işlemi yaptığı buna göre davalı ile ortak olduğu döneme ilişkin 25.11.2016 tarihinde 111.255,43 TL vergi aslı ve 14.644,49 TL TÜFE (faiz) olmak üzere toplam 125.889,92 TL ödeme yaptığı tespit edilmiştir.
03/06/2011 tarih ve 7829 savılı ticaret sicil gazetesine göre davacı …’in şirket müdürlüğünü 26.04.2011 bıraktığı, …’e ait hisseleri devralan …’in şirket müdürü seçildiği anlaşılmakla birlikte davacı ortak …’in şirket müdürlüğünün 07/07/2015 tarihine kadar devam ettiği anlaşılmıştır.
Davacı ortağın maaşına haciz konularak 31.734,07 TL maaş kesintisi yapıldığına iddasına ilişkin olarak, işverenden alınan belgeden başka hangi borçlarına istinaden kesinti yapıldığına ilişkin delil olarak sunulan belgelerde ve vergi dairesinin mahkemeye gönderdiği evraklarda herhangi bir bilgi ve belgeye rastlanmadığından bu miktar yönünden mahkememizce dosya tevdi edilen heyetçe rücu ilişkine konu bir değerlendirme yapılamamıştır.
Davalı tarafından şirket ortağının takibi dolayısıyla…Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne davalı ortak … tarafından ortak olunan döneme ilişkin olarak vergi dairesi alındısına göre 19.02.2014 tarihinde 26,814,15 TL vergi aslı ve 16.248,61 TL gecikme zammı/faizi olmak üzere toplam 43.062,76 TL ödemenin yapıldığı tespit edilmiştir. Taraflarca ortak olunan dönemle ilgili olarak ortaklar taralından toplam 168.962,68 TL ödemenin yapıldığı, ortakların ortak oldukları döneme ilişkin yaptıkları ödemelere göre, her iki ortak tarafından toplam 168,962,68 TL ödemenin yapıldığı, dosya ekinde yer alan ticaret sicil gazetesine göre müdürlük görevi 26.04.2011 tarihinde sona eren aynı zamanda %50 şirket ortaklığı devam eden davacı … tarafından 111.255,43 TL vergi aslı ve 14.644,49 TL yasa gereği hesaplanan tüfe farkı faiz miktarı olmak üzere toplam 125,899,92 TL ödendiği, davalı … tarafından dosya ekine sunulan makbuzlardan 26.814,15 TL vergi aslı ve 16.248,61 TL gecikme zammı olmak üzere toplam 43.062,76 TL ödemenin yapıldığı, ödenen vergi aslı borcunun %50 ortaklık hissesi dikkate alınarak yapılan hesaplamada ortaklara düşen payın 69.034,79 TL olduğu, buna göre davacı ortak …’in 42.220.64 TL vergi aslı ve 5.557,48 TL gecikme faizi olmak üzere toplam 47.778,12 TL ortaklık hissesinden fazla ödediği hükme elverişli 05/10/2020 tarihli vergi uzmanı ve mali bilirkişi heyet raporundan anlaşılmakla bu rapora karşı davacı tarafça itiraz edilmemekle davacı açısından raporun kesinleştiği teknik heyet tarafından belirlenen bu asıl alacağa ödeme tarihinden (25/11/2016) takip tarihine (31/01/2017) kadar yasal faiz hesaplanması suretiyle davacı ortağın 800,28 TL işlemiş faiz talep edebileceği mahkememizce hesaplanmış olup davanın kısmen kabulü ile takibin 47.778,12 TL asıl alacak ve 800,28 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 48.578,40 TL üzerinden devamına, asıl alacak 47.778,12 TL ye takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, alacak likid ve belirlenebilir olduğundan % 20 oranındaki 9.715,68‬ TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile takibin 47.778,12 TL asıl alacak ve 800,28 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 48.578,40 TL üzerinden devamına, asıl alacak 47.778,12 TL ye takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, % 20 oranındaki 9.715,68‬ TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 3.318,39 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 945,10 TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.373,29 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 945,10 TL peşin harcın davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan; posta, tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücretinden oluşan toplam 3.264,95 TL yargılama giderinden davanın kabulü reddi oranında yapılan hesaplama neticesinde 2.012,46 TL yargılama giderinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
Bakiye kısmın davacının üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca hesap olunan 7.115,19 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
7-Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca hesap olunan 4.535,04 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
8-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341 maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 02/12/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”