Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/642 E. 2021/515 K. 21.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/642 Esas
KARAR NO:2021/515

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:17/10/2016
KARAR TARİHİ:21/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili tarafından sunulan 17/10/2016 tarihli dava dilekçesinde; 10/08/2016 tarihinde …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın seyir halindeyken viraja hızlı girmesi sebebiyle karşı şeride geçtiğini ve karşı şeritten gelmekte olan müvekkilinin desteğini yitirdiği … plakalı motosiklet sürücüsü …’a çarptığını ve …’ın olay yerinde vefat ettiğini, olayda sürücüsü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın asli kusurlu davrandığını, ayrıca araç sürücüsünün ağır araç kullanma izin belgeleri olan src ve pisko teknik belgelerinin bulunmadığını, tüm bu nedenler birlikte değerlendirildiğinde davalı araç sürücüsünün bu kazanın oluşumuna sebebiyet verdiğini, trafik kazasında ölen davacıların çocukları …’ın çalışıarak ailesine yardım ettiğini, müvekkilillerinin destekleri olan oğullarının vefatıyla geçim sıkıntısı yaşacaklarının aşikar olduğunu, davacıların oğullarının ölümüyle onun maddi ve manevi destekliğinden yoksun kaldıklarını, müteveffanın sibat bir işte çalıştığını, ekte sunulan maaş bordrosundan da anlaşılacağı üzere aylık maaşının 1.800,00-TL civarında olduğunu, davalı işletene ait … plakalı aracın zorunlu trafik mali mesuliyet sigortasını düzenleyen davalı şirkete 09/09/2016 tarihinde yapmış oldukları başvurunun davalı sigorta şirketince sürekli sürümcemede bıraktığından temerrüt tarihinden işletilecek faiziyle birlikte maddi tazminata hükmedilmesinin istendiğini belirterek, 6100 Sayılı Yasanın 107.maddesi uyarınca toplanacak delillere şimdilik … için 1.000 TL, … için 1.000 TL destekten yoksun kalma tazminat tutarlarının işleten ve sürücü yönünden olay tarihinden, sigortacı yönünden temerrüt tarihinden işletilecek faizi ortaklaşa ve zincirleme sorumlu olarak davalılara ödetilmesine, baba … için 20.000 TL, anne … için 20.000 TL olmak üzere toplam 40.000 TL manevi tazminat tutarının olay tarihinden işletilecek faizi ile birlikte ortaklaşa ve zincirleme işleten ve sürücüden tahsiline, işletenin ve sürücünün taşınır taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; 10/08/2016 tarihli trafik kazasına karıştığı belirtilen olay tarihinde diğer davalı … tarımsal kalkınma kooperatifine ait …plaka sayılı araç diğer davalı şirkette sigorta poliçesi ile ZMMS ile sigortalı olduğunu, meydana gelen kazanın müvekkilin kendine ait şeritten seyir halindeyken müteveffa davacının desteği ile aldığı, kask, dizlik gibi koruma araçları bulunmadan ve ehliyetsiz olarak kullandığı motosiklet ile kendisine ayrılan şeritte ilerlemesi gerekirken müvekkilin ilerlediği şeride girdiğini, müvekkilin motosiklet ile kafa kafaya çarpışmamak için son anda yapmış olduğu hamle ile müteveffanın aracın arka tarafında bulunan kasasına çarpması sonucu istenmeyen bu kaza meydana geldiğini, savcılık tarafından başlatılan soruşturma sonucunda … Asliye Ceza Mahkemesi… Esas sayılı dosya üzerinden yargılamaya devam olunduğunu, kaza anında motosiklet sürücüsü müteveffanın ehliyetsiz olduğu, motor koruyucu araç ve gerekçelerini kullanmadığı, kaza anında kulaklık takılı olduğunun savcılık tarafından hazırlanan otopsi raporunda da belirtildiği, davacıların davalı sigorta şirketine yapmış oldukları başvuruların bulunduğu, başvuru sonucu beklenmeden huzurdaki davanın açıldığını, kazanın oluşumunda herhangi bir kusuru bulunmayan müvekkilinin müteveffanın ailesi ile görüşmelerine devam ettiğini, bu sebeple davacıların manevi tazminat taleplerinin yerinde olmadığını, yetki itirazlarının bulunduklarını belirterek, haksız ve mesnetsiz olarak açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; 6704 Sayılı kanun gereğince dava öncesinde müvekkil şirkete gerekli evraklar ile başvuru yapılması gerekirken evraklar taraflarına ulaştırılmaksızın dava açılmış olması sebebiyle dava şartı noksanlığından davanın reddine, dava konusu kazaya karışan … plakalı … adına kayıtlı araç 12660643 numarası ile 20/07/2016-20/07/2017 tarihleri arasında müvekkil şirket nezdinde ZMMS poliçesi ile teminat altına alındığını, söz konusu poliçeden dolayı müvekkili şirketin sorumluluğunun 310.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, poliçede yer alan teminat tutarının tamamının müvekkil şirket tarafından ödeneceği anlamını taşımadığını, öncelikle davacı tarafından müvekkil şirket sigortalısı … plakalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunup bulunmadığının ispatının gerektiğini, usuli itirazlarının reddi halinde davaya yönelik tüm beyanları dikkate alınarak davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kazanın Konya ili … ilçesinde meydana geldiğini, yetkili mahkemenin … mahkemelerinin olduğunu, müvekkil kooperatifin kazaya konu aracın işleteni olduğunu, işleten sorumluluğunun bulunduğunu, davaya konu kazada kooperatifin hiçbir kusurunun bulunmadığını, kaza zarar görenin ağır kusurundan dolayı meydana geldiğini, dava konusu olayın kolluk güçleri tarafından tanzim edilen tutanakta çarpışmanın yolun ortasında meydana geldiğini, kamyonet sürücüsünün şerit ihlali yaparak karşısından gelen motosikletten kaçmak isterken yolun ortasında çarpıştıklarının sabit olduğunu, kendi şeridinden giden bir kamyonetin sağ ön sinyal kısmı çarpışma neticesinde hazarlanabilmesi için kazaya konu motosikletin kamyonetin önünden geliyor olması gerektiğini, eğer motosiklet sürücüsü ters şeritten hareket ediyor olmasaydı kendi şeridinde ve önünde 2,40 metre genişliğinde bir yol bölümünden rahatlıkla geçebileceğini bildirerek öncelikle mahkemenizin yetkisizliğine, davanın … mahkemelerinde görülmesine, esasa girilmesi halinde … plaka sayılı motosiklet sürücüsünün ağır kusurlu olduğunu belirtmekle, meydana gelen kazada müvekkil işleteninin herhangi bir kusur ve illiyet bağının bulunmadığını, davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş vekili 06/02/2017 tarihli dilekçesi ile davacı tarafın ekli protokol gereğince davadan feragat etmesi halinde taraflarınca da hiçbir vekalet ücreti ve yargılama gideri talebinde bulunulmayacağı bildirilmiştir.
Davacılar vekilinin 22/02/2017 havale tarihli feragat dilekçesi ile görülen tazminat davasında davalılar vekili ile akdedilen 02/01/2017 tarihli protokol çerçevesinde sulh olunduğunu, tarafların birbirlerini dava konusu olay sebebi ile ibra ettiklerini belirterek iş bu davadan feragat etmiştir.
Mahkememizin 23/02/2017 tarihli … Esas … Karar sayılı kararı ile “Feragat nedeniyle davanın reddine” dair karar verilmiş, davalı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu 23/08/2017 tarihli dilekçesi doğrultusunda mahkememiz dosyasının istinaf edildiği, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesinin 25/10/2019 tarihli 2019/129 Esas 2019/303 Karar sayılı ilamı ile “Davaya manevi tazminat davası olarak devam edilmesi ve maddi tazminat davası bakımından ise feragate konu ödemeden sonra poliçe limiti üzerinde kalan bir zararın mevcudiyetine ilişkin ileri sürülen bir iddianın mevcut olup olmadığı ile BK’nın 166/3, 165 ve168/2. maddelerinde düzenlenen “Alacaklının borçlulardan biriyle yaptığı ibra anlaşması, diğer borçluları da ibra edilen borçlunun borca katılma payı oranında borçtan kurtarır. Müteselsil borçlulardan biri, kendi davranışıyla diğerinin durumunu ağırlaştıramaz. Alacaklı diğerlerinin zararına olarak borçlulardan birinin durumunu iyileştirirse, bunun sonuçlarına katlanır.” şeklindeki düzenlemeler doğrultusunda sigorta şirketi bakımından vaki feragat nedeniyle police limiti dahilinde kalan kısım bakımından araç sürücüsü ve işleten bakımından da borcun sona erip ermediği değerlendirilerek sonucuna göre işlem yapılması gerekirken hukuki dinlenilme hakkı da ihlal edilerek dosya üzerinden karar verilmiş olması doğru olmamıştır. Bu nedenle davacılar vekilinin, istinaf başvurusunun esastan kabulü ile, yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararlarının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.” şeklindeki kararı ile mahkememizin 23/02/2017 tarihli2016/1030 Esas 2017/96 sayılı kararı bozulmakla dava mahkememizin 2019/642 Esas sayılı sırasına kaydı yapılarak açık yargılamaya devam olunmuştur.
Yargılama sırasında davalı … A.Ş açısından davanın bu dosyadan tefriki ile ayrı bir esasa kaydının yapılmasına karar verildiği, mahkememizin 2020/155 nolu esasa kaydının yapıldığı, davacılar ile davalı … A.Ş arasında sulh protokolü imzalandığından bu esas üzerinden davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce 04/11/2020 tarihli celse ara kararı uyarınca, tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller ve dosya incelenerek meydana gelen trafik kazasındaki kusur durumunun oransal olarak tespit edilmesi konusunda rapor alınmasına karar verilmiş olup, bilirkişi … tarafından ibraz edilen 30/11/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “kusur durumu değerlendirilmesi neticesinde; A- … plakalı davacı taraf murisi müteveffa motosiklet sürücüsü …’ın kendi ölümü ile neticelen dava konusu trafik kazasında kusursuz olduğu, B- … plakalı süt tankeri sürücüsü …’ın davacı taraf murisi müteveffa motosiklet sürücü …’ın ölümü ile neticelenen dava konusu trafik kazasında % 100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu” görüş ve kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce 29/03/2021 tarihli celse ara kararı uyarınca, tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller ve dosya incelenerek ceza dosyasında alınan bilirkişi raporunda müteveffa desteğe kusur atfedildiği, mahkememizce alınan raporda kusur atfedilmediği anlaşıldığından kusur konusunda çelişkinin giderilmesi ve dava konusu trafik kazasındaki kusur durumunun oransal olarak nihai kanaat belirtir şekilde belirlenmesi konusunda rapor alınmasına karar verilmiş olup, bilirkişiler …, … ve … tarafından ibraz edilen 21/05/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “Hukuki ve nihai karar tamamen Sayın Mahkemenize ait olmak üzere; iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı üzerinde yapmış olduğumuz inceleme sonucunda, yukarıda arz ve izah edilen hususlar doğrultusunda, dava konusu somut olayda, heyetimizce, 1-Davacıların oğlu, ölen motosiklet sürücüsü …’ın hatalı sevk ve idaresinin, birinci (asli) derecede ve takdiren % 65 (yüzde altmışbeş) oranında etkili bulunduğu, 2-Davalı sigorta şirketine Trafik sigortası poliçesi ile sigortalı kamyonetin sürücüsü, davalı …’ın hatalı sevk ve idaresinin ise, ikinci (tali) derecede ve takdiren % 35 (yüzde otuzbeş) oranında etkili olduğu” sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Dava; trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesinin 25/10/2019 tarihli 2019/129 Esas 2019/303 Karar sayılı ilamı doğrultusunda davacı tarafa poliçe limitinin üzerinde kalan bir zararın olup olmadığı sorulmuş, davacı vekili 12/10/2020 tarihli celsede poliçe limiti üzerinde kalan bir zararın olmadığını beyan etmiştir. Dolayısıyla maddi tazminat davası bakımından feragata konu ödemeden sonra poliçe limiti üzerinde kalan bir zarar ileri sürülmediğinden TBK 166/3,165 ve 168/2 uyarınca alacaklının borçlulardan biriyle yaptığı ibra anlaşması diğer borçluları da ibra edilen borçlunun borca katılma payı oranında borçtan kurtaracağı düzenlendiğinden sulh protokolü ve feragat nedeniyle poliçe limiti dahilinde kalan kısım bakımından davalılar araç sürücüsü ve işleten yönünden borcun sona erdiği, poliçe limiti üzerinde bir zarar mevcut olmadığından başkaca bir borç söz konusu olmadığı, davacı tarafından maddi tazminat talepleri açısından yapılan feragatin diğer davalılara da sirayet edeceği kanaatine ulaşılmakla davacıların maddi tazminat taleplerinin sigortalı davalı …. ve diğer davalı sürücü …’ın mirasçıları …, …, …, … açısından feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir. Nitekim davacı tarafından sunulan sulh ve ibra protokolünde davacıların … A.Ş. ve sigortalısı açısından poliçe kapsamında ileri sürülen tüm hak ve alacaklarından feragat edeceği ve davanın feragat ile sonuçlandıracağını düzenlendiği, dolayısıyla sigortalı …. açısından da esasında ibraname düzenlendiği görülmüştür.
… Asliye Ceza Mahkemesince alınan bilirkişi raporunda kaza nedeniyle müteveffa …’a tali kusur, sürücü …’a da asli kusur tayin edildiği, mahkememizce alınan 29/11/2020 tarihli bilirkişi raporunda …’ın kusursuz olduğu, …’ın ise kaza nedeniyle %100 oranında kusurlu olduğu belirtildiği, ceza dosyasında alınan rapor ile mahkememizce alınan rapor arasında çelişki oluştuğundan çelişkinin giderilmesi ve kusur durumunun nihai olarak belirlenmesi için … Karayolları kürsüsünden üç kişilik bilirkişi heyeti oluşturulduğu, … Karayolları Kürsüsüne mensup bilirkişilerce sunulan son raporda; müteveffa …’ın %65 oranında kusurlu, …’ın ise %35 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Mahkememizce hükme esas alınan 18/05/2021 tarihli bilirkişi raporunda; olay mahalinin yerleşim yeri dışında bulunduğu, kaza sırasında vaktin gündüz, havanın açık, yol yüzeyinin kuru olduğu, olayın cereyan ettiği yolun 5.8 metre genişlikte, iki tarafta 2 metrelik boşluktan sonra tarlaların bulunduğu, yatay güzergahta tehlikeli virajlı, düşey güzergahta eğimsiz şerit çizgisi ve aydınlatma bulunmayan iki yönlü trafiğe açık köy yolu olup, devamlı virajları ve tehlikeli virajları gösteren trafik işaret levhalarının mevcut olduğu, 10/08/2016 tarihli trafik kazası tespit tutanağında kazanın oluşumunda … plakalı kamyonetin sürücüsü …’ın Karayolları Trafik Kanununun 52/1-a maddesi ve 84/g maddesindeki kuralları ihlal ettiği, sürücü …’ın aynı kanunun 32/1-a ve 36. maddelerindeki kuralları ihlal ettiğinin belirtildiği, olay yeri krokisinde motosikletin gidişine göre yolun son kenarına 2.40 metre mesafede motosiklete ait 2 metre uzunluğunda fren izi bulunduğu, belirtilen yöne göre yolun sağına 2.40 metre mesafede çarpışma noktası bulunduğu, çarpışma noktasına 4.60 metre mesafede yol dışına motosikletin ve ölen sürücünün düştüğü, çarpışma noktasına 2.20 metre mesafede yolun sağına 2 metre mesafede motosikletin seyir şeridi üzerinde kamyonete ait toz izi işaretlemesi ve far kırıklarının bulunduğu belirtilmiştir. Yine bilirkişi raporunda; olay yeri krokisi davalı sürücü …’ın savunması ile birlikte değerlendirildiği motosiklete ait 2 metre uzunluğundaki fren izinin motosikletin gidişine göre yolun soluna 2.40 mesafede bulunduğu dikkate alınarak ölen sürücünün gidişine göre yolun solundan kamyonetin seyir şeridi içinde seyrettiği, karşı yönden gelen davalı kamyonetini farkedince kendi şeridine dönmek için sağa yöneldiği, kamyonet sürücüsünün de kazayı önlemek üzere sola direksiyon kırması sonucunda motosikletin seyir şeridi içerisinde yol kenarına 2.40 metre mesafede kamyonetin sağ ön kısmı ile motosikletin ön kısmı arasında çarpışmanın gerçekleştiği, motosiklet ve ölen sürücüsünün motosikletin gidişine göre soldan yol dışına savrulduğu, araç parçalarının motosikletin seyir şeridi içerisinde dağıldığı sonucuna varılmakla motosiklete ait fren izinin kamyonetin seyir şeridi içinde bulunmasına ve bu kesin tespitin ölen sürücünün şerit tecavüzünde bulunduğunu ortaya koyduğunu, ölen motosiklet sürücüsünün gidişine göre yolun sağ şeridi içinde seyretmesi gerekirken bu hususa riayet etmediği, yolun solundan gittiği, bu suretle de kamyonetin yolunu kestiği, trafiği tehlikeye düşürdüğü, son anda kendi şeridine dönmek istediği ancak bu manevranın yeterli olmadığı, müteveffa …’ın tedbirsiz, dikkatsiz trafik düzeni ve güvenliği ile ilgili dikkat ve özen yükümlülüğünü şerit izleme kurallarına aykırı şekilde seyir etmesi nedeniyle Karayolları Trafik Kanunu m. 84/g uyarınca şerit tecavüzünde bulunarak %65 oranında kusurlu olduğu, kamyonet sürücüsü …’ın trafik işaret levhaları ile belirtilen tehlikeli, virajlı, dar köy yolunda aracın hızını azaltması ve karşı yönden şerit tecavüzü yaparak gelmekte olan motosikletliyi fark edince fren yapıp mümkün olduğu kadar sağa kayması bu suretle ölen sürücünün kendi şeridine dönmesi için imkan hazırlaması gerekirken sağa değilde sola direksiyonu kırması nedeniyle tedbirsiz, dikkatsiz, trafik güvenliği ile ilgili dikkat ve özen yükümlülüklerine, aracın hızının mevcut şartlara uygunluğunu sağlama zorunluluğuna aykırı hareket etmesi nedeniyle tali derecede %35 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiş olup, olaya ilişkin kroki ve sürücü …’ın savunması birlikte değerlendirildiğinde 18/05/2021 tarihli bilirkişi raporunda belirtilen kazanın oluş şeklinin ve kusur oranlarının somut olaya uygun olduğu anlaşıldığından söz konusu rapor hükme esas alınmıştır. Bu kapsamda davacılar vekilinin itirazları da yerinde görülmemiştir.
Manevi tazminat açısından yapılan değerlendirmede; TBK m.56/2’de haksız fiil sonucunda ölüm meydana gelmesi halinde ölenin yakınlarına manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebileceğinin düzenlendiği, KTK m.85’de; bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibinin, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağının, işletenin, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumlu olacağının düzenlendiği, somut olayda, sürücü … %35 oranındaki kusuru ile trafik kazasının meydana gelmesine ve müteveffa …’ın ölümüne sebebiyet verdiğinden açıklanan nedenlerle davalı işleten …. ve diğer davalı sürücü …’ın davacıların uğradığı manevi zararı kusur oranında gidermekle yükümlü olduğu sonucuna varılmıştır. Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacıların uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir. Bu açıklamalar çerçevesinde, somut uyuşmazlıkta olay tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu ile tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları değerlendirilerek; davacı … için 6.000,00 TL, davacı … için 6.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 28/1. maddesi gereğince, gerçek kişiler yönünden maddi hukuk bakımından hak ehliyeti ve usul hukuku bakımından da taraf ehliyeti ölümle son bulur. Bu nedenle, davaya ölen tarafa karşı veya onun tarafından devam edilmesine imkan yoktur. Ölen tarafın mirasçılarına karşı veya onun mirasçıları tarafından davaya devam edilip edilmeyeceğini tespit için, bir ayrım yapmak gerekir; yalnız öleni ilgilendiren, yani mirasçılarına geçmeyen haklara ilişkin davalar, tarafın ölümü ile konusuz kalır; bu davalara ölen tarafın mirasçılarına karşı (veya mirasçıları tarafından) devam edilmesine imkan yoktur. Yalnız ölen tarafı ilgilendirmeyen, yani mirasçıları da ilgilendiren, mirasçıların malvarlığı haklarını etkileyen davalar, tarafın ölümü ile konusuz kalmaz. Bu davalara, ölen tarafın mirasçılarına karşı (veya mirasçılar tarafından) devam edilir. İş bu dava malvarlığı hakkına ilişkin olup, murisin terekesine mirasçı olanları ilgilendiren niteliktedir. Bu halde, TMK m.599 uyarınca ölen tarafın mirasçıları, davayı mecburi dava arkadaşları olarak hep birlikte takip ederler. Mirasçılar arasında kanundan doğan bir mecburi dava arkadaşlığı söz konusu olur. Dava devam ederken davalı ölürse, davalının mirasçılarına usulüne uygun olarak tebligat yapılmalı, mirası reddetmeyen mirasçıların mecburi dava arkadaşı olarak davada yer almaları sağlanmalıdır. Yargılama sırasında davalı …’ın 24/05/2018 tarihinde vefat ettiği, davacı tarafın HMK m.55 uyarınca davalının mirasçılarına karşı davaya devam edilmesi yönünde talepte bulunduğu, mahkememizce 08/09/2020 tarihli ara karar ile muris …’ın … Sulh Hukuk Mahkemesinin … Esas ve … K. Sayılı ilamında belirlenen mirasçıları …, … ve …’a velayeten anne …’e ve diğer mirasçı …’ın kendisine dava dilekçesi, tensip zaptı ve bilirkişi raporu ile birlikte mirası kabul edip etmedikleri, mirası reddetmemişlerse yasal mirasçı sıfatıyla davayı davalı olarak takip edip etmeyecekleri hususunda beyanda bulunmalarına, davayı takip etmeleri durumunda duruşma gün ve saatinde mahkememiz duruşma salonunda hazır bulunmalarına ilişkin ihtaratlı tebligat yapıldığı, mirasçılar tarafından beyanda bulunulmaması ve duruşmaya gelinmemesi üzerine mevcut dosya durumu itibariyle mirasçıların davalı olarak dahil edilmesine karar verilmiş olup mirasçılara usulüne uygun olarak tebligat yapılarak davalı olarak davaya dahil edildikleri görülmüştür. Açıklanan nedenle hüküm davaya dahil edilen davalı mirasçılar aleyhine kurulmuştur.
Tüm bu açıklanan nedenlerle; davacıların maddi tazminat taleplerinin sigortalı davalı …. ve diğer davalı sürücü …’ın mirasçıları …, …, …, … açısından feragat nedeniyle reddine, davacı …’ın manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 6.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 10/08/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …. Ve diğer davalı sürücü …’ın mirasçıları …, …, …, …’dan müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, davacı …’ın manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 6.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 10/08/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …. ve diğer davalı sürücü …’ın mirasçıları …, …, …, …’dan müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacıların maddi tazminat taleplerinin sigortalı davalı …. Ve diğer davalı sürücü …’ın mirasçıları …, …, …, … açısından feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Davacı …’ın manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile 6.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 10/08/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …. Ve diğer davalı sürücü …’ın mirasçıları …, …, …, …’dan müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Davacı …’ın manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile 6.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 10/08/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …. Ve diğer davalı sürücü …’ın mirasçıları …, …, …, …’dan müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine,
4-Maddi tazminat yönünden; Davalı … duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden davanın reddedilen kısmı üzerinden hesaplanan 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacı …’tan tahsil edilerek davalı … Kooperatifi’ne verilmesine,
5-Maddi tazminat yönünden; Davalı … duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden davanın reddedilen kısmı üzerinden hesaplanan 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacı …’tan tahsil edilerek davalı … Kooperatifi’ne verilmesine,
6-Manevi tazminat yönünden: Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 819,72 TL nispi karar ve ilam harcından, başlangıçta yatırılan 143,46 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 676,26 TL nispi karar ve ilam harcının davalılar …. Ve diğer davalı sürücü …’ın mirasçıları …, …, …, …’dan müteselsilen tahsili hazineye gelir kaydına,
7-Manevi tazminat yönünden; davacı tarafından yatırılan 143,46 TL peşin harç ile 29,20 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 172,66 TL harcın davalılar …. Ve diğer davalı sürücü …’ın mirasçıları …, …, …, …’dan müteselsilen tahsili davacılara verilmesine,
8-Manevi tazminat yönünden; davacılar tarafından yapılan 3.021,30 TL yargılama giderinin, davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesaplanan 906,39 TL’nin davalılar …. Ve diğer davalı sürücü …’ın mirasçıları …, …, …, …’dan müteselsilen tahsili davacılara verilmesine, bakiye kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına,
9-Manevi tazminat yönünden; davacı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden, davanın kabul edilen kısmı üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalılar …. Ve diğer davalı sürücü …’ın mirasçıları …, …, …, …’dan müteselsilen tahsili ile davacı …’a verilmesine,
10-Manevi tazminat yönünden; davacı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden, davanın kabul edilen kısmı üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalılar …. Ve diğer davalı sürücü …’ın mirasçıları …, …, …, …’dan müteselsilen tahsili ile davacı …’a verilmesine,
11-Manevi tazminat yönünden; Davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden, davanın reddedilen kısmı üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.080,00 TL nispi vekalet ücretinin davacı …’tan alınarak davalı …’ne verilmesine,
12-Manevi tazminat yönünden; Davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden, davanın reddedilen kısmı üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.080,00 TL nispi vekalet ücretinin davacı …’tan alınarak davalı …’ne verilmesine,
13-Davalılar tarafından belgelendirilen herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
14-Davacılar ve davalılar tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair; davacı tarafın yüzüne karşı, davalıların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/06/2021

Katip …

Hakim …