Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/625 E. 2022/36 K. 19.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/625 Esas
KARAR NO : 2022/36

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 22/11/2019
KARAR TARİHİ : 19/01/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 10/02/2022

Mahkememizdeki Tazminat davasının mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; sürücü …’ın idaresindeki … plakalı araç ile direksiyon hakimiyetini kaybederek takla atıp boş araziye yuvarlanması sonucu tek taraflı trafik kazası meydana geldiğini, kaza tutanağında KTK 52/1-a kuralını ihlal ettiğinin tespit edildiğini, müvekkilinin araçta yolcu konumunda olduğu ve pelvis kırığı, sağ sakroiliak çıkık, asetabulum kırığı, sol femur başı kırıklı çıkığı, hemotoraks ve dalak yaralanması ile yaralandığını, … plakalı aracın davalı … Sigorta A.Ş.’ne ZMS poliçesi ile sigortalı olduğu, kaza nedeniyle meydana gelen sakatlanma neticesinde oluşan maddi zararın karşılanması amacıyla davalı … Sigorta A.Ş.’ye 26.08.2019 tarihinde yazılı başvuruda bulunduklarını, tüm evrakların teslim edildiği, maluliyete ilişkin engelli sağlık kurulu raporunun temin edilebilmesi için gerekli olan 1 yıllık sürenin 21.05.2020 tarihinde dolacağı, gereken sürenin henüz dolmadığı, süre geçene kadar müvekkilinin mağduriyetinin artarak devam edeceği, davalı şirketin yapılan başvuruya süresi içerisinde talebi karşılar nitelikte cevap vermediği, dava açma zarureti hasıl olduğu, arabuluculuk sürecinde uzlaşma sağlanamadığı, iş gücü kaybından doğan daimi sakatlık tazminatını alabilmek için dava açma zarureti doğduğu diğer hususlarla birlikte belirtilerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 4.600,00 TL daimi maluliyet (sakatlık) tazminatının davalı kuruma başvuru yapılan 26.08.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, 26.08.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile yargılama masrafları ve vekalet ücretininde davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekilinin 23/11/2021 havale tarihli beyan dilekçesi ile dava değerini toplamda 169.459,55 TL bedele yükselterek süresinde harcını yatırdığı anlaşıldı.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın müvekkili şirkete eksik evrak ile başvurduğu, davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacıya ait maluliyet durumunu gösteren sağlık kurulu raporu ile son 3 aylık döneme ilişkin ücret belgesini sunmadığını, kaza raporunun araç ve sürücü bilgilerinin bulunduğu sayfanın eksik olduğu, hastaneye yönlendirilmesine rağmen usulüne uygun maluliyet raporu almadığını, sadece epikriz raporu ile başvurduğu, kriterlere uygun bir rapor alması için davacının Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi’ne yönlendirilmesini talep ettiklerini, kazaya karışan … plakalı aracın müvekkili şirkete ZMM poliçesi ile sigortalı olduğu, sorumluluğun poliçe limiti ve sigortalı araç sürücüsünün kusur oranı ile sınırlı olduğunu, kusur raporunun Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden alınmasını, maluliyet raporunun Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik’e uygun olarak alınmasını talep ettiklerini, davacının kaza sırasında emniyet kemeri takmadığını, takla atmalar sonucu araçtan fırladığı, müterafik kusur ve hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği, olay tarihinden itibaren faiz talebinin reddi gerektiğini savunarak haksız davanın reddi ile yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini istemiştir.
Davacının maluliyet oranının tespiti amacıyla İstanbul ATK 2. İhtisas Dairesince düzenlenen 30/07/2021 havale tarihli raporda özetle; mevcut tıbbi belgelere göre; … ve … oğlu 01/01/1956 doğumlu Nurettin Dağ’ın 21.05.2019 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanmasının, 03/08/2013 tarih, 28727 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği ile bu yönetmelik kapsamında yer almayan bölüm, cetvel ve listeler için, 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kullanılarak ve mesleği bildirilmemekle Grup1 kabul olunarak; Gr1 XII (11Bb……….40)A %44 E cetveline göre % 53.0 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 2 aya kadar uzayabileceği yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları ile celp edilen delillerin dosya kapsamında değerlendirilmesi amacıyla aktüer ve kusur bilirkişi heyetine tevdii edilen dosyaya 09/11/2021 tarihinde tanzim olunan bilirkişi raporunda özetle; Sürücü …, 1979 doğumlu ve olay günü 40 yaşında olup yeterli (E) sınıfı sürücü belgesine 2015 yılından itibaren sahiptir. Kazadan sonra saat 16:06’da alkolmetre cihazı ile yapılan kontrolünde alkol izine rastlanmamıştır.
Kazazede yolcu davacı …, 1956 doğumlu ve olay günü 63 yaşında olup vücudunun sağ omuz ve sol kalça kesimlerinden yaralanması ile ilgili olarak; olayda sevk ve idaresindeki … plaka numaralı otomobil ile ilerisinde dönemeç ve kavşak bulunan meskun mahal yolun icap ve şartlarına uygun olmayan, güvenle sevk ve idare edemeyeceği bir hızla ilerleyen, zamanında yavaşlayıp ön tedbirli ve müteyakkız davranmayan, tehlikeleri ön görmeyen, hızını ve direksiyon sapma açısını ayarlayamayarak kaplama üzerinde kalamayan, zamanında tedbir alamayan, yolu ve çevresini gereği gibi etkin şekilde kontrol etmeyen, direksiyon hakimiyetini ve kontrolünü kaybedip soluna doğru yönelerek orta refüj bordür taşlarına çarptıktan sonra yol dışı alana doğru takla atarak çıkmaya neden olan, dalgın, dikkatsiz, tedbirsiz, kontrolsüz ve özensiz davrandığı mütalaa edilen sürücü …’ın önlenebilir nitelikteki olayın meydana gelmesinde %100 oranında tamamen asli kusurlu olduğu, otomobilin sol yan ön kesimleri ile orta refüje çarpma sırasında ve akabindeki takla atmalar sırasında yaşanan sadmeler ile sürüklenen otomobilden dışarıya fırladığı, yaralanmasının vücudunun omuz ve kalça bölgesinde kırık şeklinde belirginleştiği, kendi can güvenliği ve sağlığına göstermesi gereken azami dikkat ve özen gereği emniyet kemeri kullanması durumunda koltuğundan ayrılmasının mümkün olmayacağı, yaralanma riskinin veya derecesinin azalabileceği, emniyet kemeri hususunun zararın doğmasında ve artmasında etkili bir faktör olduğu, yaralanması ile sonuçlanmasında illiyet bağı bulunduğu, tedbirsiz ve özensiz davrandığı mütalaa edilen davacı yolcu …’ın hadisenin meydana gelmesinde kusursuz, ancak kendi yaralanması ile sonuçlanmasında, zararın doğmasında ve artmasında %20 (yüzde yirmi) oranında kusurlu olduğu, 21.05.2019 tarihinde meydana trafik kazasında; … plaka numaralı otomobilin sürücüsü …’un kazanın meydana gelmesinde, dava konusu zararın doğmasında %100 (yüzde yüz) oranında tamamen asli kusurlu olduğu,… plaka numaralı otomobil yolcusu davacı …’ın kazanın oluşumunda kusursuz olduğu, ancak olayın yaralanması ile sonuçlanmasında, zararın doğmasında ve artmasında %20 oranında kusurlu olduğu, hadisenin meydana gelmesinde, dava konusu zararın doğmasında ve artmasında kusurlu başkaca kişi, kurum, kuruluş veya etkili faktör bulunmadığı, davalının %100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre olayda yaralanarak malul kalan davacı Nurettin Dağ’ın geçici iş göremezlik dönemindeki maddi zararı 3.658,04 TL olup, (%20 müterafik kusur indirimli tutarı 3.658,04 x%80 = 2.926,43 TL) dava dilekçesinde sadece daimi maluliyet tazminatı talep edilmiş olması nedeniyle geçici iş göremezlik dönemine ilişkin belirlenen maddi zararın hüküm altına alınıp alınmayacağı hususundaki hukuki durumun takdirinin mahkemeye ait bulunduğu, davacının sürekli iş göremezlik dönemindeki maddi zararının;
1.Seçenekte; Adli Tıp Kurumu tarafından 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre belirlenen %53 maluliyet oranına göre; sürekli iş göremezlik dönemine ait %53 maluliyet oranı ile ilgili maddi zararının 236.351,46 TL, (%20 müterafik kusur indirimli tutarı 236.351,46 x%80 = 189.081,17 TL)
2.Seçenekte; Dicle Ün.Tıp Fak. Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından; Erişkinler İçin Engellik Değerlendirmesi Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre belirlenen %38 maluliyet oranına göre; sürekli iş göremezlik dönemine ait % 38 maluliyet oranı ile ilgili maddi zararının 169.459,55 TL, (%20 müterafik kusur indirimli tutarı 169.459,55 x%80 = 135.567,64 TL) olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava; 21/05/2019 tarihinde meydana gelen trafik kazasında yolcu olarak bulunan davacının sürekli iş göremezlik nedeniyle açmış olduğu bedensel zararların tazminine ilişkin tazminat davasıdır.
Dicle Ün.Tıp Fak. Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı raporuna göre, Erişkinler İçin Engellik Değerlendirmesi Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre davacının %38 sürekli maluliyet oranı olduğu tespit edilmiştir.
Kaza 01.06 2015 tarihinden sonra meydana gelmiştir.
Anayasa Mahkemesinin 2019/40 sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunun 90. maddesine ilişkin verilen iptal kararından sonra verilen Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2019/3292 E sayılı emsal kararında özetle; “…Bu durumda mahkemece, ZMSS Genel Şartları ekindeki cetvellere göre (devre başı ödemeli belirli rant yöntemi, % 1,8 teknik faizle) tazminat hesabının yapılmasına ilişkin olarak KTK’nun 90. maddesinde yapılan değişikliğin Anayasa Mahkemesince iptal edildiği, Dairemiz Yargıtay’da uygulama birliğinin sağlanması yönünde tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosunun esas alınması için içtihat geliştirdiği ancak hesaplamalarda progresif rant yönteminin kullanılması ile bilinmeyen (işleyecek) devredeki gelirlerin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi suretiyle tazminatın hesaplanması için bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi için yerel mahkeme kararının bozulması gerekmiştir…” şeklindedir. Buna göre 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren poliçe genel şartlarındaki hesap ilkelerinin uygulanma imkanı da ortadan kalkmıştır.
Her ne kadar 7327 sayı ve 09.06.2021 tarihli Kanunun 18. maddesi ile Karayolları Trafik Kanunun 90. maddesinde: “..c) Sürekli sakatlık tazminatı, ulusal doğum ve ölüm istatistikleri kullanılarak hazırlanan hayat tablosu, zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarında yüzde 2’yi geçmemek üzere belirlenen iskonto oranı ve sürekli sakatlık oranı esas alınarak hayat anüiteleri ile genel kabul görmüş aktüerya kurallarına uygun olarak, hesaplanır..” şeklinde düzenleme yapılmış ise de;
Anılan yasal düzenlemeden sonra verilen Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/14963 E. 2021/2953 K. 14.06.2021 tarihli kararında özetle; “Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih- 2019/40-2020/40 sayılı iptal kararı da gözetilerek, tazminat hesaplamalarında 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMSS Genel Şartları’ndaki düzenlemelerin değil Borçlar Kanunu ve Karayolları Trafik Kanunu düzenlemelerinin esas alınması, hesaplamaların TRH 2010 Tablosuna göre ve progresif rant yöntemiyle yapılması ilkeleri Dairemizce benimsendiğinden, tazminat hesap biçimine ilişkin temyiz itirazlarının yerinde görülmemesine göre, davalı vekilinin diğer tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir….” şeklindedir.
Kazanın 09.06.2021 tarihli yasal düzenlemeden önce meydana gelmiş olması ve yasal düzenlemeden sonra verilen Yargıtay kararı dikkate alınarak; hak sahiplerinin bakiye ömür süreleri TRH 2010 yaşam tablosuna göre, bilinmeyen dönem kazançlar ise Yargıtay kararlarındaki gibi %10 artış ve %10 iskonto esasına(progresif rant yöntemine) göre belirlenerek hesaplama yapılmıştır.
Hükme elverişli teknik kusur raporuna göre, davalı tarafından sigortalanan araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğu ancak davacıda meydana gelen yaralanma ile emniyet kemeri takmamış olması arasında illiyet bağlı bulunması nedeniyle davacının kendi yaralanmasında %20 oranında mütarfik kusurunun bulunduğu kusur raporuyla belirlenmiş olduğundan davalının %100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre maddi zarar miktarından müterafik kusur nedeniyle indirim yapılmıştır.
Davacının yolcu olarak bulunduğu araç sürücüsünün davacının oğlu olması nedeniyle yakın akrabalar arasında hatır taşıması olamayacağından bu yönden indirim yapılmamıştır.
21.05.2019 kaza tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre davalının zorunlu trafik sigorta poliçesine istinaden sorumluluk limiti sakatlık teminatı bakımından 360.000 TL’dir.
21.05.2019 tarihinde meydana trafik kazasında; … plaka numaralı otomobilin sürücüsü …’ın …’un kazanın meydana gelmesinde, dava konusu zararın doğmasında %100 (yüzde yüz) oranında tamamen asli kusurlu olduğu, … plaka numaralı otomobil yolcusu davacı …’ın kazanın oluşumunda kusursuz olduğu, ancak olayın yaralanması ile sonuçlanmasında, zararın doğmasında ve artmasında %20 oranında ortak kusurlu olduğu, hadisenin meydana gelmesinde, dava konusu zararın doğmasında ve artmasında kusurlu başkaca kişi, kurum, kuruluş veya etkili faktör bulunmadığı, davalının %100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre olayda yaralanarak malul kalan davacı …’ın geçici iş göremezlik dönemindeki maddi zararı 3.658,04 TL olup, (%20 müterafik kusur indirimli tutarı 3.658,04 x%80 = 2.926,43 TL) dava dilekçesinde sadece daimi maluliyet tazminatı talep edilmiş olması nedeniyle geçici iş göremezlik dönemine ilişkin belirlenen maddi zararın hüküm altına alınamayacağı, sürekli iş göremezlik dönemindeki maddi zararı Dicle Ün.Tıp Fak. Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından Erişkinler İçin Engellik Değerlendirmesi Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre belirlenen % 38 maluliyet oranına göre; sürekli iş göremezlik dönemine ait % 38 maluliyet oranı ile ilgili maddi zararının 169.459,55 TL, %20 müterafik kusur indirimli tutarı 169.459,55 x%80 =135.567,64 TL olduğu hükme elverişli kusur ve aktüer raporundan anlaşılmakla davacının maddi zararının zorunlu trafik sigorta poliçesindeki limitinin içinde kaldığı, Karayolları Trafik Kanunun 99. maddesine göre, davacının maluliyet oranı bilinmediğinden davalı tarafça maddi zarar hesabı yapılamayacağından davacı tarafından yapılan başvurunun 99. maddeye uygun olmaması ve başvurunun hangi tarihte davalıya tebliği edildiğini gösterir belge dosyada bulunmadığından temerrüt tarihinin dava tarihi olduğu, sigortalı aracın kullanım şeklinin hususi olması nedeniyle yasal faize hükmedilmesi gerekeceğinden davanın kısmen kabulü ile 135.567,64 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
TBK. 43. ve 44. maddelerinden kaynaklanan hakkaniyet ve takdiri indirimler nedeniyle, davanın kısmen reddedilmesi halinde, indirimden dolayı reddedilen kısım için davalı yararına vekalet ücretine ve yargılama giderine hükmedilemeyeceğinden davalı yararına müterafik kusur indiriminden dolayı reddedilen kısım için vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile 135.567,64 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 9.260,63 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 44,40 TL + 570,00 TL tamamlama harcından oluşan toplam 614,4‬0 TL harçtan mahsubu ile bakiye 8.646,23‬ TL harcın davalıdan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL peşin harç ile 570,00 TL tamamlama harcından oluşan toplam 614,4‬0 TL harç bedelinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan; posta, tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücretinden oluşan toplam 1.686,90 TL yargılama giderinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca hesap olunan 16.828,93 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
6-Davalı tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL bedelin davalıdan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına,
8-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK. 341. maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.19/01/2022

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”