Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/62 E. 2019/508 K. 15.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/62 Esas
KARAR NO : 2019/508

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 07/02/2019
KARAR TARİHİ : 15/05/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından verilen 17.12.2016 tarihli dava dilekçesinde özetle, Taraflarca imzalanmış 07.05.2009 tarihli sözleşme gereğince davalı şirket müvekkili şirket adına … markası ile şişe su üretimi yaptığını ve müvekkili şirketçe bu ürünlerin yurt dışında anlaşmalı olunan firmalara ihraç edildiğini, taraflar arasındaki ticari iş gereğince davalı şirket müvekkili şirket adına üretim yapılması amacıyla bedelleri ödenen su paketlemeye yarar malzemeleri müvekkili şirkete faturalandırıldığını, üretim yapılması amacıyla bedelleri ödenen su paketlemeye yarar malzemeler bedelleri ödendikten sonra davalı şirketin yedinde bırakılarak ve davalı şirket tarafından üretim yapılarak ürün teslimatı gerçekleştirildiğini, ancak ticari ilişki sürecinde davalı firmanın kalitesiz üretime başlaması ve ürünlerin ihraç edildiği firmalardan kabul görmeyerek iade gelmesi sonucunda müvekkili şirket maddi olarak zarara uğramasının yanı sıra ticari itibarını da zedelediğini, davalı şirket ile ticari ilişkisini sonlandırmaya karar veren müvekkili şirketin bu hususu kendilerine ilettiğini, aynı zamanda müvekkili şirket adına temin edildiğini, davalı şirket elinde kalan su paketlemeye yarar malzemelerin miktar ve bedellerinin taraflarına fatura edilmesinin istendiğini, davalı şirket davacı şirket adına temin ettiği ve elinde mevcut olan malzemelere ilişkin olarak 10.09.2012 tarihlî AA Seri … sıra nolu 8.322,20 Euro Bedelli fatura düzenlendiğini, karşılığında müvekkili şirketçe fatura ödemesi yapıldığını, taraflarına gönderilen su miktarı baz alındığında ve ticari defterler ile ödenmiş faturalar incelendiğinde yukarıda belirtilen fatura ile birlikte 30.0S.2011 tarihli AA Seri … sıra numaralı ve toplamda 11.278,92 Euro bedelli faturadaki tutarların müvekkili şirketçe davalı şirkete ödenmiş olmalarına rağmen davalı şirketin yedinde bulunan fatura konusu malzemelerin kullanamayarak üretime konu edilmediği ve karşılığı olan ürünlerin taraflarına gönderilmediğinin tespit olunduğunu, davalı şirketin taraflarınca bedelleri ödenen fatura konusu malzemeleri üretime konu etmeyerek sebepsiz yere zenginleşmiş durumda olduğunu, her ne kadar 10.04.2013 tarihli dilekçemizde işbu malzemelerin taraflarına gönderilmesini talep etmişlerse de davalı şirketçe gereği yerine getirilmediğini belirterek, fazlaya ilişkin talep ve dava haklan saklı kalmak kaydıyla taraflarından haksız yere tahsil edilmiş toplamda 19.601.12 Euro alacaklarının aleyhlerine sebepsiz zenginleşen davalı şirketten ödeme tarihindeki kuru üzerinden Türk Lirasına çevrilerek tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava konusu olarak ileri sürdüğü ve müvekkili şirketin sebepsiz zenginleşmesine dayalı iddialarının zaman aşımına uğradığını, davacının müvekkili şirketin sebepsiz zenginleştiğini ileri sürdüğü tarihte yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu 66. maddesi hükmü gereğince zaman aşımı hakkın doğumunu öğrendiği tarihten itibaren 1 yıl olduğunu, bu nedenle davacının talepleri zaman aşımına uğradığından reddi gerektiğini, davalı şirketin davacıya hiçbir borcu bulunmadığından reddi gerektiğini, taraflar arasında yapılan sözleşme gereğince müvekkili şirket davacı şirket için pet su üretimi yaptığını, yapılan sözleşme gereğince de üretilen pet sular için alınan tüm ürünler davacıya fatura edildiğini, davacı adına alınan tüm ürünlerle pet su üretimi yapıldığını ve davacıya tüm ürünler yerine getirip, su üretimlerini tamamladığını, ancak davacının dilekçesinde üretim için alman ürünlerin bedellerin tamamının davacı tarafından ödendiğini ancak ticari defter ve kayıtlar incelendiğinde söz konusu ürünlerin su üretiminde kullanılmadığı gibi davacıya da iade edilmediği gibi asılsız ve yersiz iddialarda bulunduğunu, oysa ki, davacının yanında çok iyi bildiği gibi davacıya fatura edilen ve davacı tarafından ödenen tüm ürünler pet su üretiminde kullanıldığını ve üretilen sular davacıya eksiksiz teslim edildiğini, pet su üretiminde kullanılmayan arta kalan ürünler ise davacıya teslim edildiğini, kısacası davacı adına müvekkili şirkette ne üretilmiş pet su nede pet su üretiminde kullanılacak ürün bulunmadığını, müvekkilinin su paketlemeye yarar tüm ürünleri su üretiminde kullandığını ve üretilen sulan ve kalan ürünleri ise davacıya faturalar ile birlikte davacıya teslim ettiğini, bakiye borç olarak kalan 2.610,13 Euro ise 18.09.2013 tarihinde ödendiğini ve taraflar arasında hiçbir borç ilişkisinin kalmadığını, söz konusu davaya konu fatura tarihleri 30.05.2011 ve 10.09.2012 olduğunu, söz konusu faturalar davacı tarafından alındığını, ticari defterlere işlendiğini ve hiçbir itiraza uğramadığını, tüm husus ve bilgilerin kabul edildiğini, buna rağmen 2 yılı aşkın bir süre sonra söz konusu faturalardan dolayı alacak olduğunu ve ürünlerin teslim edilmediğinin iddia edildiğini, davacının bu iddialan ne ticari nede gerçek hayatın gerçekleri ile bu sebeplerle iddiaların reddi gerektiğini, davacının iddialarının kabul anlamına gelmemek kaydı ile bir an için doğru olduğunu kabul edilse bile, davacının belirttiği gibi davalının sebepsiz bir şekilde zenginleşmiş olacağını, ancak söz konusu faturalardan kaynaklanan sebepsiz zenginleşme iddialarının borçlar kanunu gereğince zaman aşımına uğradığını belirterek, sebepsiz zenginleşme nedeni ile süresi içinde açılmayan davanın zaman açımı yönünden reddini, söz konusu itirazlarının yerinde görülmediği taktirde davacıya hiçbir borç olmaması ve ayrıca davacıya ait hiçbir ürünün de olmaması sebebi ile tüm taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememiz dosyası 2013/391 Esas 2016/380 Karar ve 20/04/2016 Karar tarihli kararı ile davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş olup, davacı vekilinin mahkememiz dosyasını temyiz etmesi sonucu Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2016/19841 Esas, 2018/5461 Karar sayılı ve 05/11/2018 Karar tarihli kararı ile bozulmakla; “…. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre ve özellikle taraflar arasındaki uyuşmazlığın sözleşme ilişkisinden kaynaklanmış olmasına göre dava zaman aşım süresi TBK’nın 146. madde hükmü uyarınca 10 yıl olması nedeniyle davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki itirazlar dışında sair temyiz itirazlarının reddine, dava dilekçesinde dava değerinin 19.601,12 Euro olarak belirlenmesi ve harca esas değerin 54.883,00 TL üzerinden yatırılmış olmasına ve mahkemece 12.405,88 Euro üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olması karşısında reddedilen miktar üzerinden vekalet ücreti takdir edilmesi,yine bu miktarlar nazara alınarak yargılama giderlerinin belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ve kararın bozulması….” şeklinde karar verilmiş olup, dava dosyası mahkememizin 2019/62 Esas sayılı sırasına kaydedilip açık yargılamaya devam olunmuştur.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava; faturadan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla açılan Alacak davasıdır.
Mahkememizin 2013/391 esas sayılı dosyası esas yönünden kesinleşmiş olduğundan esas hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
Yargıtay bozma ilamına göre mahkememiz kararı kabul ret oranına göre hükmedilen vekalet ücreti ve yargılama gideri yönünden bozulmuş olup, yargıtay bozma ilamına uyularak davadaki kısmen kabul kısmen red oranına göre aşağıdaki şekilde yargılama giderine ve vekalet ücretine hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin 2013/391 esas sayılı dosyası esas yönünden kesinleşmiş olduğundan esas hakkında yeniden KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca hesap olunan 4.168,38 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
3-Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca takdiren 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
4-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 2.372,85 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 937,30 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.435,55 TL harcın davalıdan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılına 937,30 TL harcın davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan posta, tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücretlerinden oluşan toplam 1.233,00 TL yargılama giderinden davanın kabulü reddi oranında yapılan hesaplama neticesinde 780,40 TL yargılama giderinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
Bakiye kısmın davacının üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan 51,00 TL yargılama giderinin davanın kabulü reddi oranında yapılan hesaplama neticesinde 18,70 TL yargılama giderinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
Bakiye kısmın davalının üzerinde bırakılmasına,
8-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341 maddesi uyarınca Yargıtay yolu açık olmak üzere karar verildi. 15/05/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”