Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/615 E. 2019/1194 K. 25.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/615 Esas
KARAR NO : 2019/1194

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/11/2019
KARAR TARİHİ : 25/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından verilen 19/11/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Türkiye’de eğlence ve gece kulübü sektöründeki en önemli ve ünlü iş adamlarından birisi oldğuunu, genç jenerasyonun çok iyi tanıdığı “…” markasının sahibi olduğunu, yeni bir ticari yatırım yapılması konusunda …’ta bir arsa sahibi olan davalı … ile aralarında görüşmelerin yapıldığını,görüşmeler sonucunda ortak bir şirket kurularak …’ta eğlence/otel/restoran/konser alanı barındıran bir işletmeler zincirinin inşası,kurulması,işletilmesi konusunda anlaşmaya varıldığını ve …Tic Ltd Şti’nin kurulduğunu, bu şirketin ticari açıdan söz sahibi olan, temsil ve ilzama yetkili kişilerin müvekkili ile … olduğunu, ancak …’in şirketin kuruluş belgelerinde ve yönetiminde ismini gizlediğini ve resmi belgelerde adının gözükmesini istemediğini, bu nedenle de oğlu …’in şirketin kurucu ortağı ve müdürü olduğunu, …’in ise fiili yönetici gibi davrandığını, başka şirketin iyi performan göstererek istedikleri hedefin gerçekleştiğini, ancak …’in işletmedeki herkesin kendisine itaat etmesini istemesi, şirket çalışanları üzerinde şiddet uygulaması, kendisinin ve oğlunun TTK hükümlerinde bildirilen özen ve bağlılık ilkesine tamamen aykırı davranması nedeniyle ticari ilişkilerinin bozulduğunu ve nihayetinde … ve oğlu …’in … Ltd Şti’nin batırdıklarını, müvekkilinin milyonlarca TL’lik zarara uğradığını ve bu zararlardan … ve oğlu …’in müteselsilen sorumlu olduklarını, şirket ticari defterlerinin halen davalı müdür …’in elinde bulunduğunu ve bu durumun tehlike arzettiğini, borçları ödemeden şirketi sona erdirmek isteyen davalı müdür …’in müşterek yönetim ve imza yetkisine sahip olması nedeniyle diğer müdür olan müvekkilinin hiçbir işlem yapamadığını, şirketin yönetilemez hale geldiğini, … Ltd Şti’nin işletmesinin üzerinde bulunduğu tüm gayrimenkullerin ve tüm ruhsatların sahibinin … Ticaret A.Ş’nin olduğunu,…, … İçki gibi şirketlerden 25 milyon TL&lik gelecek sponsorluk bedelinin yaklaşık 3 milyon TL’lik kısmını ödenmediğini, bu bedelin … Ltd Şti’ne ödenmesi gerektiğini, … Şti’nin davalıların eylemleri neticesinde büyük maddi ve manevi zararlara uğradığını bildirerek; davalıların verdikleri bütün zararların tespit edilmesini, … Ltd Şti’nin uğradığı tüm zararları karşılayacak tazminatın aynı şirkete zararın doğumundan itibaren başlayacak avans faiz oranıyla birlikte ödenmesine karar verilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava, şirket yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğundan kaynaklanan tazminat davasıdır.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerendirildiğinde;
1.1.2019 tarihinde yürürlüğe giren ve 3/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5 inci maddesinden sonra gelmek üzere eklenen maddeye göre :
MADDE 5/A- (1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasına eklenen cümle ile
“Dava şartı olarak arabuluculuk”
MADDE 18/A- (1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.
Dava dilekçesinin incelenmesi neticesinde; davanın tazminat davası olduğu, zorunlu arabuluculuk kapsamında kaldığı,(İstanbul Bölge Adliyesi 12.Hukuk Dairesinin 2019/1939 Esas, 2019/1351 Karar sayılı 04/11/2019 tarihli ilamı da bu yöndedir.) davacının arabuluculuğa başvurmadan doğrudan dava açtığı anlaşıldığından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun m.18/A-f.2 maddesi ile HMK 114-2 ve HMK 115/2 maddeleri uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle
1-Davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13.maddesi gereğince hesaplanan vekalet ücreti, reddedilen kısmı aşamayacağından 1.000 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansının arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair, tarafların yokluğunda tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341 maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 25/11/2019

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …