Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/612 E. 2022/125 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/612 Esas
KARAR NO : 2022/125

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 30/01/2018
KARAR TARİHİ : 24/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili sunmuş olduğu 30/01/2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalı aleyhine 31. İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı icra dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun 01/02/2017 tarihinde asıl alacağa faize ve ferilerine itirazda bulunduğunu, borçlunun itirazlarının haksız olduğunu, çünkü davalıya icra dosyasındaki alacağın dayanağı olarak gösterilen ve ödeme emri ekinde de tebliğ edilen … Sulh Hukuk Mahkemesi (iflas mahkemesi) … Esas nolu dosyasında düzenlenen … seri numaralı ve 01/09/2008 başvuru tarihli iflas sıra cetvelinden de görüleceği üzere, borçlu davalının müvekkiline 8.216,096 Euro tutarında borcu olduğunu, bu borcun kesinleştiğini ve mahkeme iflas dosyasında kayıt altına alındığını, davalının Almanya’ daki malvarlığının borcu karşılamadığını, müvekkili davacının alacağını Türkiye’de yasal yollarla takip etmek istediğini, dolayısıyla davalının borca itirazının yersiz ve kötü niyetli olduğunu, davalının … da …nin ortağı ve yönetim kurulu başkanı olduğunu, davalının bu şirket üzerinden…(…) ihraç ettiğini ve davalı müvekkilinin de 5.000 Euro tutarında bir satın alma yaptığını, bu tahvilin davalının şirketince %8,25 faizi ile 15/11/2010 tarihinde geri ödenmek üzere alındığını, … enerjisinin … da çok büyük bir pazar olduğundan müvekkili davacının bu şirketten tahvil alarak yatırım yapmaya yönlendiğini, davacı müvekkilinin yanında bir çok kişinin de davalı Yönetim Kurulu başkanlığı yaptığı bu şirketten 50.000 Euro ya varan rakamlarda tahvil satın aldığını, bu suretle davalının buyük bir sermaye topladığını, ancak daha sonra davalının bu şirket üzerinden güneş yatırımı yapmayıp 25 milyon Euro tutarında sanat eseri satın aldığını ve bunları 37,9 milyon … isimli şirkette sattığını, bunu öğrenen müvekkilinin sözleşmeyi feshettiğini ve ödediği parayı geri istediğini, davalı şirket ödeme yapmayınca davacı müvekkilinin … asliye Hukuk Mahkemesinde … Esas sayılı dosyadan davalının şirketine karşı açtığı davayı kazandığını ve mahkemece davalının büyük bir riske girdiği, şirketin sermayesini tehliye soktuğu ve şirketi aşırı borçlandırdığı gerekçesiyle davayı kabul ettiğini, karar hükmünde davalının davacıya 5.000 Euro yu % 5 lik faizi ile 06/08/2007 tarihinden itibaren ödemesine, ayrıca 489,45 Euro yargılama giderine hükmedildiğini, bu kararı Apostille şerhini onaylı tercümesi ile birlikte dilekçeleri ekinde sunduklarını, davalının ayrıca bu eylemlerinden dolayı … Asliye Ceza Mahkemesi’ nin … Esas sayılı dosyasında dolandırıcılık suçundan yargılandığını ve 5 sene hapis cezasına mahkum olduğunu, davalının şirketi üzerinden gerçekleştirdiği bu eylemleri sonucu, tüzel kişilik perdesinin kaldırılarak, davalının kişisel malvarlığı ile de sorumlu addedildiğini, söz konusu toplam borcun 37,9 milyon Euro olduğunu, davalının bu meblağı kişisel olarak ödeyemeceğini belirterek Almanya da kişisel iflas yoluna başvurduğunu, müvekkilinin de karar altına aldığı alacağının masrafları ile birlikte iflas masasına kaydettiğini, bu nedenlerle davanın kabulü ile, davalıların … 31.İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazının iptali ile takibin aynı şartlarla devamına alacaklarının takip talebi çerçevesinde öngörülen oranlarda asıl alacağa işleyecek temerrüt faizi, vekalet ücreti ve masrafları ile birlikte tahsiline, haksız ve kötüniyetli itiraz nedeni ile İİK madde 67-2 uyarınca takip çıkışının %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, davalının … ili, … ilçesi, … Mah. 256/35 ada parselde kayıtlı taşınmazı üzerine ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz konulmasını, davalı borçludan tahsiline, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi, tensip zaptı, duruşma gün ve saati tebliğ edilmiş olup, davalı vekili sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davalıya husumet yöneltilmesinin mümkün olmadığını, davanın …’e yöneltmesinin gerektiğini, mahkemenin görevsiz ve yetkisiz olduğunu, alacağın zamanaşımına uğradığını, davacının sunduğu belgelerden dolayı davalının sorumlu tutulamayacağını, … Sulh Hukuk Mahkemesinin iflas tablosunda iflasa konu şirketin ve alacağın … A.G. Olduğu görülmekle beraber bu belgeden çok fazla birşey anlaşılamadığını, müvekkili davalı …’nin … A.G.’nin ortağı olduğunu, ticari ilişkinden aslen sorumlu olmasının mümkün bulunmadığını, Türkiye de tanıma tenfiz gibi dava açma hakkı var iken yeni bir dava açılmasının hakkın kötüye kullanımı olduğunu, davacıların iddia ettikleri alacaklarının hukuka aykırı olarak davalıdan tahsil etmeye çalıştıklarını, davacının dava dilekçesi ekinde sunmuş olduğu ve davalı ile hiçbir ilgisi bulunmayan … Asliye Hukuk Mahkemesi ve … Sulh Hukuk Mahkemesinin ne olduğu anlaşılmayan belgeleri dışında herhangi bir delil sunmadığını bildirerek açılan davanın reddini talep etmiştir.
Davacı davalının Almanya da kurmuş olduğu …A.G şirketinin ihraç etmiş olduğu güneş tahvillerinden faizi ile birlikte geri ödenmek üzere 5.000 EURO tutarında satın aldığını, davalının satmış olduğu tahviller karşılığında güneş enerjisi yatırımı yapmayarak sanat eserleri satın alarak şirketi işlemez hale getirdiğini, Almanya da davalı hakkında davalar açıldığını ve kişisel olarak iflasına karar verildiğini, Türkiye de bulunan taşınmazını iflas masasına kaydettirmediğini bildirerek TTK.nun 553. Maddesine dayalı alacağının tahsili davasını açmıştır.
Yabancılık unsuru taşıyan davalarda Türk Mahkemesi MÖHUK 40.maddesi uyarınca iç hukukun yer itibariyle yetki kurallarına göre tayin edilir. TTK.nun 553.maddesinde, şirket kurucularının yönetim kurulu üyelerinin, yöneticilerin ve tasfiye memurlarının sorumluluğu düzenlenmiş olup, TTK 561.maddesinde sorumlular aleyhine şirket merkezinin bulunduğu yerde dava açılabileceği düzenlenmiş ise de; bu yetki düzenlemesi kesin yetki kuralı olmayıp genel yetki kuralının yanında yer aldığından genel mahkemelerin yetkisini ortadan kaldırmamaktadır. HMK.nun 6.maddesine göre genel yetkili mahkeme davalının davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesindir. HMK.nun 9.maddesinde de davalının Türkiyede yerleşim yerinin bulunmaması halinde genel yetkili mahkemenin davalının Türkiye de mutad meskeninin bulunduğu yer mahkemesi olduğu düzenlenmiştir.
Davalının vekiline vermiş olduğu vekaletnamede adresi …olarak gösterilmiş olduğundan davalının mutad meskeninin …olduğu kabul edilerek HMK.nun 9.maddesi uyarınca davalının yetki itirazının reddine karar verilerek açık yargılamaya devam olunmuştur.
… 37 İcra Müdürlüğünün …sayılı icra dosyası getirtilmiş, yapılan incelemesinde; dosyamız davacısı tarafından davalı …’ye 7.916.61 EURO asıl alacak, 4.729,69 EURO işlemiş faiz olmak üzere toplam 12.646,30 EURO üzerinden icra takibi yapıldığı, davalının yasal süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurduğu görülmüştür.
… Ceza Mahkemesinin … tarihli …, … sayılı kararı ile; davalı … hakkında dolandırıcılık suçundan mahkumiyet kararı verildiği, bu karara karşı temyiz kanun yoluna başvurulduğu, … Temyiz Mahkemesinin … tarihli… sayılı kararında; davalı …’nin … A.G firmasının yöneticisi olduğu, şirketin tahvil satımı sırasında yatırımcılara yenilebilir enerji alanında yatırım yapılacağının bildirdiği , yatırımcıların davalı tarafından kendilerine bildirilen verilerin doğruluğuna güvenerek şirkete para yatırdıkları, şirket tarafından bu paralarla sözleşmeye uygun olmayarak yenilenebilir enerji alanına yatırım yapılmadığı, sanat eserleri temin edildiği, bu durumun aktif davranış yolu ile dolandırıcılığı değil, dolaylı suçlarda ihmal yoluyla dolandırıcılığın gereklerini karşıladığı, ayrıca bir maddi kaybın kanıtlanamaması durumunda Ceza Kanununun 264/a maddesi kapsamında bir sermaye yatırımı dolandırıcılığının olup olmayacağının değerlendirilmesi gerektiği şeklinde karar oluşturulduğu, davalı tarafından her ne kadar ceza mahkemesinde beraatine karar verildiği savunmasında bulunulmuş ise de; Mahkememizce getirtilen federal temyiz mahkemesi kararının yapılan incelemesinde; davalının beraatine karar verilmediği, dolandırıcılığın niteliği bakımından ilk derece mahkemesinin kararının bozulduğu görülmüştür.
Davalı …’nin yöneticisi bulunduğu …A.Ş vasıtasıyla 3.kişilere vermiş olduğu zararları karşılayamaması sebebi ile kişisel iflasını talep ettiği, … Sulh Hukuk Mahkemesinin (iflas mahkemesi ) davalının iflasına karar verdiği, iflas mahkemesince … nolu belge ile haksız fiilden kaynaklanan alacak olarak 7.916,61 EURO’nun davacı alacağı olarak kaydedildiği, bu belge Türk İcra Hukukunun 68.maddesinde düzenlenen bir belge sayılmasa da HMK.nun 199/1 maddesi kapsamında uyuşmazlık konusu vakıaları ispata ilişkin belge olarak kabul edilmesi gerektiği, davalı hakkında verilen kişisel iflas kararı MÖHUK de öngörülen şartları taşımadığından Türk Hukukunda tanıma ve tenfizin yapılmasının mümkün olmadığı, davacının haksız fiilden kaynaklanan alacağı için davalı …’den tahsili için Türkiye de dava açmasına engel bir durum bulunmadığı, davacı ve dava dışı birçok yatırımcının davalının yöneticisi olduğu … firması tarafından verilen bilgilerin doğruluğuna güvenerek bu şirkete para yatırdığı, ancak şirket yöneticisi tarafından sözleşmeye uygun olmayarak yatırımcılardan toplanan paranın risk barındıran sanat eserleri teminine yatırıldığı ve sermayenin amaca aykırı şekilde kullanıldığı, … Federal Mahkemesi tarafından yapılan yargılamalar sonucunda davalının ihmal yolu ile dolandırıcılık suçunu işlediğinin tespit edildiği, TTK.nun 553.maddesine göre yöneticinin sorumluluğu kapsamında davacının zararının tahsilini talep edebileceği, TTK.nun 553.maddesinde kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurlarının kanundan veya esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurları ile ihlal ettikleri takdirde hem şirket hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı vermiş oldukları zararlardan dolayı sorumlu olduklarının düzenleme konusu yapıldığı anlaşıldığından davacının dava açma hakkının olduğu sonucuna varılmıştır.
Davalı tarafından zamanaşımı def’inde bulunulmuş ise de; şirket yöneticisinin sorumluluğundan kaynaklı tazminat davalarında zamanaşımı davacının zararı ve mesul olan kimseyi öğrendiği tarihten itibaren 2 yıl ve her halde zararı doğuran ve mesul olan kimseyi öğrendiği tarihten itibaren 5 yıl olarak mülga TTK.nun 309.maddesinde düzenlenmiştir. Haksız fiilin gerçekleştiği tarih itibariyle olayda uygulanması gereken zamanaşımı süresinin mülga TTK.nun 309.maddesine göre tespit edilmesi gerekmektedir. Zararın doğmasına sebebiyet veren haksız fiil cezayı gerektiriyor ve ceza kanuna göre müddeti daha uzun zamanaşımına tabi bulunuyorsa ceza kanununa göre müddeti daha uzun olan zamanaşımı süresinin uygulanması gerekmektedir. TBK.nun 154/2 maddesine göre alacaklı dava ve defi yolu ile mahkeme ve hakeme başvurmuş ise icra takibinde bulunmuşsa, ya da iflas masasına başvurmuş ise zamanaşımı kesilir. Borçlar Kanununun 157.maddesine göre; bir dava veya def’i yoluyla kesilmiş olan zamanaşımı tarafların yargılamaya ilişkin her işleminden veya hakimin her kararından sonra yeniden işlemeye başlar. Zamanaşımı icra takibi ile kesilmiş ise, alacağın takibine ilişkin her işlemden sonra yeniden işlemeye başlar. Davacı alacağını 01/09/2008 tarihinde iflas masasına başvurarak yazdırmış, iflas tasfiyesi 06/05/2014 tarihinde kapatılmıştır. Davacının alacağı 06/05/2014 tarihi itibariyle kesinleşmiştir. Ayrıca davalı hakkında dolandırıcılık sebebi ile dava açılmış olup, uzamış ceza zamanaşımı da Türk Ceza Kanununa göre 8 yıldır. Davacının iflas tasfiyesinin kapatıldığı tarih olan 06/05/2014 tarihinden itibaren 3 yıl sonra 2017 yılında icra takibi yaptığı, icra takibinin başladığı tarih itibariyle TBK.nun 154/2 ve 157.maddeleri uyarınca zamanaşımı süresinin henüz dolmadığı, davanın süresi içerisinde açıldığı, aynı uyuşmazlıkla ilgili yargılaması devam eden diğer İstanbul Ticaret Mahkemelerine Türk ve Alman Hukukunun değerlendirilmesi konusunda uzman bilirkişilerin sunmuş oldukları raporlarda da MÖHUK madde 8 uyarınca zamanaşımına ilişkin uyuşmazlıklarda zamanaşımına uğradığı iddia olunan alacağa uygulanan hukuka tabi olduğu, alacağın haksız fiilden kaynaklandığı, bu sebeple Alman Hukukuna tabi olduğu, Alman hukukunda haksız fiile ilişkin tazminat taleplerinin Alman MK (BGB) 195 deki genel zamanaşımı süresi olan 3 seneye tabi olmakla birlikte aynı konunun 197/5 maddesi uyarınca iflas prosedürü kapsamında icra kabiliyeti kazanan alacaklar bakımından zamanaşımı süresinin 30 yıl olduğu, davacının talep ettiği alacağın … İflas Mahkemesinin … dosya numaralı … seri numarası ile kesinleşen iflas tablosunda yer aldığı, …maddesi uyarınca 30 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, Türk hukukundaki zamanaşımı süresinden Alman hukukundaki zamanaşımı süresinin uzun olmasının tek başına kamu düzenine aykırılık teşkil etmeyeceği, … da iflas prosedürünün sonuçsuz kalmasından sonra 3 yıl içerisinde Türkiye de icra takibi yapıldığı, bu sürenin makul bir süre olduğu tespit edildiğinden ( … 3 Asliye Ticaret Mahkemesi Başkanlığının … E.sayılı dosyasına sunulan 10/09/2021 tarihli … ve … tarafından düzenlenen rapor, … 20 Asliye Ticaret Mahkemesi Başkanlığının …Esas sayılı dosyasına …- …- … tarafından düzenlenen rapor) Alman hukukunun … sayılı maddelerinin uygulanmasında dahi zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşıldığından zamanaşımı def’inin reddine karar vermek gerekmiş ve açık yargılamaya devam olunmuştur.
Tüm dosya kapsamı ve delillerin değerlendirilmesi sonucunda; davacının Almanya da mukim … firmasını yöneticisi davalı …’nin haksız fiil sorumluluğu nedeniyle uğramış olduğu zararı tazmin talebinde bulunduğu, davalı …’nin Almanya da mukim şirketin yöneticisi, yetkili ve sorumlusu olduğu, davacı ve diğer yatırımcıların … ‘nin yöneticisinin vermiş olduğu bilgilere güvenerek paralarını bu şirkete yatırdıkları, ancak şirket yöneticilerinin sözleşmeye uygun olmayan şekilde yatırımcıların paralarını sanat eseri temininde kullandığı ve yatırımcılar için risk oluşturduğu, bu hususların Alman Federal Mahkemesi tarafından kabul edildiği ve dolaylı suçlarda ihmal yoluyla dolandırıcılığın gereklerini karşıladığı, ayrıca bir maddi kaybın kanıtlanamaması durumunda Ceza Kanununun 264/a maddesi kapsamında bir sermaye yatırımı dolandırıcılığının olup olmayacağının değerlendirilmesi gerektiği şeklinde karar oluşturulduğu, bu kararın Türk hukuku uyarınca da haksız fiilin ispatı bakımından takdiri delil olacağı, Alman Medeni Kanunu uyarınca da haksız fiilin gerçekleştiği durumda failin zararı karşılamakla yükümlü olduğu, TTK.nun 553.maddesine göre yönetim kurulu üyelerinin kusurları sonucu şirket alacaklılarına, pay sahiplerine, şirkete karşı vermiş oldukları zarardan sorumlulukları bulunduğu, davalının haksız fiilinden kaynaklanan zararları tazmin edemediği, Alman hukukuna göre kişisel iflasını talep ettiği ve iflas ettiği, tüm malvarlıklarını iflas masasına bildirmediği, Bodrum da taşınmazı bulunduğu, iflas tasfiyesinin 2014 yılında … Sulh Hukuk Mahkemesi kararı ile tamamlandığı, Alman hukukuna göre haksız fiil alacağının borçtan kurtulmaya tabi olmadığı, talep edilebilir bir alacak olduğu, iflas masasına kaydedilen alacakla ilgili apostil şerhi de almış bulunan belgenin İİK.nun 68.maddesi kapsamında bir belge olmadığı, ancak davacının haksız fiil sonucu uğradığı zararı HMK.nun 199/1 maddesi anlamında ispata yarar belge mahiyetinde olduğu, davacının … Sulh Hukuk Mahkemesinin … numaralı dosyasından düzenlenen belgeye göre haksız fiilden kaynaklanan alacağının 7.916,61 Euro olduğu, kayıt tarihinin de 01/09/2008 tarihi olduğu, davacının bu tarihten itibaren faiz talep ettiği, Alman Medeni Kanununa (… maddesi) göre haksız fiillerde uygulanması gerekli olan faiz oranının yıllık %4 olması gerektiği, 01/09/2008 tarihinden icra takibinin yapıldığı 20/01/2017 tarihine kadar 8 yıl, 4 ay, 19 günlük sürenin 3019 güne tekabül ettiği, 7.916,61 Euro’ya %4 oranında 3019 günlük işleyecek faizin 2.626,53 Euro olduğu ( 7.916,61 Euro *%4 = 316,66/360=0,87 *3019= 2.626,53 Euro olduğu anlaşıldığından itirazın kısmen iptaline, takibin 10.543,18 Euro (7.916,61 Euro asıl alacak, 2.626,53 Euro işlemiş faiz) üzerinden devamına, asıl alacak 7.916,61 Euro’ya takip tarihinden itibaren yıllık %4 faiz uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine, alacak haksız fiile dayalı olup yöneticinin sorumluluğuna ilişkin olduğundan ve likit bulunmadığından %20 tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulüne, itirazın kısmen iptaline, takibin 10.543,18 EURO üzerinden devamına, asıl alacak 7.916,61 EURO’ya takip tarihinden itibaren yıllık %4 faiz uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine, %20 tazminat talebinin reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 3.383,44 TL nispi karar ve ilam harcından başlangıçta yatırılan 873,83 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 2.509,61 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 873,83 TL harç ile, yine davacı tarafından yapılan 112 TL yargılama giderinin, davanın kabul edilen kısma tekabül eden 107,52 TL sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesaplanan 7.239,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davanın reddedilen kısmı üzerinden hesaplanan vekalet ücreti Avukatlık kanunun 13.maddesi uyarınca maktu vekalet ücretinden az olamayacağı gibi reddedilen kısmı da geçemeyeceğinden 1.637,29 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın, talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341. maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 24/02/2022

Başkan …
E-İMZALI
Üye …
E-İMZALI
Üye …
E-İMZALI
Katip …
E-İMZALI

HARÇ BEYANI :
K.H: 3.383,44 TL
P.H: 873,83 TL
B.H: 2.509,61 TL

DAVACI YARGILAMA GİDERİ: 112,00 TL

Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.