Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/606 E. 2019/1289 K. 10.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/606 Esas
KARAR NO : 2019/1289

DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/11/2019
KARAR TARİHİ : 10/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin sunmuş olduğu 14/11/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilin uhdesindeyken otomobilden hırsızlık sebebiyle çalınan çekler ve senetler için … 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile senet ve çeklerin iptaline ilişkin dava açtığını, şüpheliler hakkında … Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma dosyası ile şikayette bulunduğunu, çalıntı çeklerden … Bankası A.Ş … şubesine ait 31/08/2019 keşide tarihli 12.036,00 TL bedelli çekin … 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin … D.iş … Karar sayılı ihtiyati haciz dosyasına konu edildiğinin anlaşıldığını, ihtiyati haciz kararının icra müdürlüğüne işleme konulduğunu, ihtiyati haciz kararından müvekkil …’nın ikamet adresine hacze gelinmesiyle haberdar olduklarını, haciz baskısı altında borçtan sorumlu olmamasına rağmen ödeme yapmak zorunda kaldığını, çalıntı davaya konu çekin keşidecisinin … Tic. Ltd. Şti olduğunu, müvekkil …nın bu şirketin yetkilisi olduğunu ve çekin altına atılmış olan imzanın kendisine ait olmadığını, ihtiyati haciz kararına itiraz edildiğini, icra dosyasına konu çek keşidecisi … Tic. Ltd. Şti yetkilisi … tarafından davacı müvekkil …’a teslim edildiğini fakat cirolanmadan rızası hilafında elinden çıktığını, şirket kayıtları incelendiğinde davacı …’un … Tic. Ltd. Şti arasında ticari ilişkinin olduğunun anlaşılacağını, davalara konu çekteki cirantaların … 11. İcra müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına konu edilen çekteki cirantalar ile aynı olduğunu, davacı müvekkillerin bu şirketlerle ve davalıyla hiçbir ticari ilişkinin bulunmadığını, dolayısıyla ciro zincirinin kopuk olması sebebiyle davalının yetkili hamil olmasının mümkün olmadığını ve çek bedelini tahsil yetkisinin bulunmadığını bildirerek davalı ve çeki kendisine ciro ile temlik eden şirketlerin birlikte müvekkile kasten ve kötüniyetli hareket ederek ciro ettiklerini, davacı müvekkil … tarafından haciz baskısıyla ödenen ve ciro edenler tarafından icra dosyasına herhangi bir ödeme yapılması halinde ödemelerin icra takibinde alacaklı olarak görünen davalı tarafa ödenmemesi hususunda tedbir kararı verilmesine, haciz tehdidi altında ödenen paranın ödeme gününden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte alınarak müvekkil …’ya ödenmesini, … 11. İcra Müdürlüğü … E. Sayılı icra takibinde borçlu olmadığının tespitini, talep ve dava etmiştir.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe;
1.1.2019 tarihinde yürürlüğe giren ve 3/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5 inci maddesinden sonra gelmek üzere eklenen maddeye göre :
MADDE 5/A- (1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasına eklenen cümle ile
“Dava şartı olarak arabuluculuk
MADDE 18/A- (1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.
Menfi tespit davalarının konusu belli bir paranın ödenmemesine ilişkindir. Belirli bir paranın “ödenmemesi”, ödenmesini de kapsar. Nitekim doktrinde belirtildiği üzere menfi tespit davalarında davacı borçlu olmadığının tespitini talep etmesine rağmen davanın konusu maddi anlamda bir alacağa ilişkin olduğundan alacak davalarında olduğu gibi ispat yükü davalı alacaklı üzerindedir. Esasında ispat yükü yer değiştirmemekte tarafların sıfatı nedeniyle ispat yükü davalı alacaklıda üzerindedir. Dolayısıyla menfi tespit davalarının da konusu belli bir paranın ödenmesine ilişkin alacak davası niteliğinde olduğundan TTK m.5/A’da düzenlenen dava şartı olan zorunlu arabulucuk müessesine tabi olduğu kanaatine varılmıştır.
Davacılar vekiline 6325 sayılı Kanun’un 18/A maddesi uyarınca arabuluculuk son tutanağını sunması için 1 haftalık kesin süre verilmiş, davacılar vekili verilen süre içerisinde mahkememize beyanda bulunarak huzurdaki davanın çek istirdatı ve menfi tespit talepli olduğunu yineleyerek zorunlu arabuluculuk müessesine tabi olmadığını bildirmiş ve arabuluculuk son tutanağını sunmamıştır. Dolayısıyla işbu dava hakkında zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulmadığı görülmüştür. Dava dilekçesinin incelenmesinde, çek istirdatı talebinin yanı sıra ödenen paranın istirdatı ve … 11. İcra müdürlüğü… E. Sayılı icra takibinden borçlu olunmadığının tespitinin talep edildiği görülmüştür. Talep sonucunun çek istirdatı yanında asli olarak para istirdatı ve borçlu olmadığının tespitini içermesi ve taleplerin arasında bağlantı bulunması nedeniyle huzurdaki davanın zorunlu arabuluculuk müessesine tabi olduğu sonucuna varılmıştır.
Tüm bu açıklanan nedenlerle; davanın menfi tespit ve istirdat davası olduğu, konusunun belirli bir paranın ödenmesine ilişkin olduğu, zorunlu arabuluculuk durumunun söz konusu olduğu ve davacıların arabuluculuğa başvurmadan doğrudan dava açtığı anlaşılmakla 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun m.18/A-f.2 hükmü gereğince davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 44,40 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 205,55 TL harçtan mahsubu ile bakiye 161,15 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda tarafların yokluğunda kararın tebliğinden itibaren HMK 341. Maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 10/12/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸