Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/591 E. 2020/448 K. 23.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/591 Esas
KARAR NO : 2020/448

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/11/2019
KARAR TARİHİ : 23/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında 30/09/2014 tarihli satış vadi sözleşmesi kapsamında … ili, … ilçesi, 3 ada, 32 yarsel sayılı taşınmaz üzerine yapılacak olan binanın 38. Katındaki 297,52 m2 brüt alanlı 686 nolu bağımsız bölüm %18 KDV dahil olarak 2.687.400,00 TL bedele satıldığını, taşınmazın net metrekaresi de 150 m2 üzerindedir, 15/04/2018 tarihinde yaptığı 36.945,00 TL ödeme ile toplam 2.687.400,00 TL borcunu bitirdiğini, yapılan ödemelerin içinde % 18 KDV de bulunduğunu ancak müvekkili tarafından davalıya 227.000 TL fazla ödeme yapıldığının tespit edildiğini, davalının bu bedeli iade etmemesi üzerine alacağın tahsili amacıyla … 6. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğunu, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamını, % 20 oranında icra inkar tazminatı ile yargılama masrafları ile vekalet ücretininde davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki sözleşmede bağımsız bölümün KDV oranı açıkça % 1 olarak belirlendiğini, davacı tarafından % 18 oranında KDV karşılığı olan 227.000 TL fazla tahsilat yapıldığı iddia edilmiş ise de gerçeği yansıtmadığını savunarak haksız davanın reddi ile yargılama masrafları ile vekalet ücretininde davacı tarafa yükletilmesini istemiştir.
Mahkememizce dava konusu celp edilen … 6. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı hakkında 227.000 TL asıl alacak ile 63.000 TL işlemiş faizden oluşan toplam 290.000 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalının borca, faize ve ferilerine itiraz etmesi üzerine takibin durdurulduğu, süresinde de huzurdaki davanın açıldığı tespit edilmiştir.
Davacının iddiaları ile celp edilen delillerin dosya kapsamında değerlendirilmesi amacıyla Vergi Uzmanı ile Mali Müşavir bilirkişilere tevdii edilen dosyaya 04/09/2020 tarihinde tanzim olunan raporda özetle; incelenen davalı şirkete ait 2017 yılı ticari defterlerinin açılış tasdikleri ile yıl sonunda yaptırılması gereken yevmiye defteri kapanış tasdikinin yasal süresinde olduğu, (TTK Md.66-72/3) bundan hareketle Davalı yan ticari defterlerinin TTK hükümlerine göre usulüne uygun tutulmuş ve kendi lehine delil olma özelliğine sahip olduğu, yapılan incelemeler göre KDV oranı fatura düzenleme tarihi 30.09.2017’de %18 den %8 düşürüldüğü için sözleşmenin 8/2 maddesine göre; sözleşme bedelinin % 8 KDV oranına göre revize edilerek aradaki farkın alıcıya iade edilmesinin uygun olacağı heyetimizce düşünülmektedir. Buna göre alıcıdan sözleşmeye göre haksız alınan tutar 227.385,51 TL’dir. Taleple bağlılık ilkesi, Medenî Usul Hukuku’nda yer alan yargılamaya hâkim olan ilkelerden bir tanesidir ve hâkimin, tarafların talepleriyle bağlı olduğunu, talepten fazlasına veya talepten başka bir şeye karar veremeyeceğini; ancak duruma göre talep sonucundan daha azına karar verebileceğini ifade eder. Davacı alıcıya talebi olan 227.000,00 TL fazla alınan KDV’nin iade edilmesi kanuna uygun olacağı düşünülmektedir. Davacı iddiasına göre fazla tahsil edilen 227.000 TL KDV’nin fatura tarihi olan 30.09.2017’den itibaren işlemiş 61.000 TL ticari faizi (01.07.2018 tarihine kadar % 9.75, 01.07.2018’den sonra % 19.50 oranında ticari faiz) talep etmesine rağmen taraflar arasındaki 30.09.2014 tarihli sözleşmede dava konusu olay ile ilgili KDV iadesi söz konusu olduğunda iade olunacak bedele ticari faiz ödeneceğine dair hüküm olmadığından faiz hesaplaması yapılmadığı yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava; davacı tarafın davalıdan taşınmaz satın alması nedeniyle davalının fazladan davacıdan KDV tahsil ettiği iddiasıyla fazladan ödenen bedel ile ilgili olarak başlatılan takibe davalının yetkiye, borca, faize ve ferilerine itirazı üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasında imzalanan 30.09.2014 tarihli Taşınmaz Satış Vaadi Sözleşmesinin 8.2. maddesi “Satış vaadinde bulunan bağımsız bölüm satış bedeline dair faturayı fiili teslim ya da teslim almaktan imtina edilmesi halinde yapı kullanma izin belgesi tarihinde düzenleyip alıcıya sunacaktır. Sözleşmedeki KDV oranı, hükümet tarafından alınan geçici tedbirler kapsamında yapılacak süreli ve geçici indirimler dışındaki genel oran (net 150 m2nin altındaki konutlar için yüzde 1, net 150 m2’nin üstündeki konutlar için yüzde 18) üzerinden belirlenmiştir. Alıcı tarafından ödenmesi gereken kdv oranı ise ilgili yasa gereğince faturanın kesildiği tarihteki (fiili teslim tarihi veya yapı kullanma izin belgesi tarihi bk. tarafından belirlenmiş olan kdv oranıdır. söz konusu fatura kesimi tarihinde. kdv oranında artış olması halinde bu artış oranı kadar kdv bedeli alıcı’dan ayrıca tahsil edilecek oranda azalma olması halinde ise tahsil edilen fazla KDV bedeli alıcı’ya iade edilecektir.” şeklindedir.
08.09.2016 tarih ve 29825 sayılı R.G’de yayımlanarak yürürlüğe giren 07.09.2016 tarih 2016/9153 sayılı Bak. Kur. Kar. göre; 2016/9153 sayılı Karar ile 2007/13033 sayılı Kararı geçici 2. madde yapılan değişiklik ile konutların tarihine kadar teslimlerinde KDV Oranı % 18’den % 8’e indirilmiştir. 31.03.2017 tarihinde sona erecek olan % 8 oran uygulaması, 03.02.2017 gün ve 29968 Sayılı R.G’de yayımlanan 2017/9759 sayılı BKK ile 30.09.2017 tarihine kadar uzatılmıştır.
08.09.2016 tarih ve 29825 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2016/9153 sayılı BKK’nın 3. maddesiyle 2007/13033 sayılı kararın geçici 2. maddesinde yer alan 150 m2’nin üstü konut teslimlerinde uygulanan % 18 KDV oranı % 8’e indirilmiştir. 08.09.2016-31.03.2017 tarih aralığında teslim edilecek konutun, yapı ruhsatının alınma tarihi veya arsa emlak bedelinin bir önemi olmadığı teknik bilirkişi tarafından tespit edilmiştir. Öte yandan 2017/9759 Bakanlar Kurulu Kararının 3 üncü maddesiyle, 2007/13033 sayılı Kararın geçici 2 nci maddesinde yer alan %18 oranında Katma Değer Vergisine tabi olan konutların %8 oranı üzerinden KDV hesaplanmasında 31.03.2017 tarihine kadar olan süre 30.09.2017 tarihine kadar uzatılmıştır.
Davalı şirket BK Kararı uyarınca 30.09.2017 tarih, A-184294 nolu ve 2.687.400,00 TL KDV dahil bedelli faturayı % 8 KDV’li olarak düzenlemiştir. Davalı şirket davacıdan % 18 KDV almasına rağmen B.K Kararı uyarınca % 8 üzerinden fatura kesmiş ve vergi dairesine % 8 oranın da KDV ödemiştir. Davalı şirketin 2017 yılı 9. ayına ait KDV beyannamesinde kestiği faturayı % 8 oranı üzerinden maliyeye bildirdiği tespit edilmiştir.
… 32. İcra Müd. … tarihli … Esas Sayılı takipte 227.000 TL 30.09.2014 itibari asıl alacak ve 63.000 TL 30.09.2017’den itibaren ile işlemiş ticari faiz olmak üzere toplam 290.000 TL’nin takip tarihinden itibaren işleyecek % 19,5 ticari faiz, icra harç, giderleri ile avukatlık ücretinin tahsili talep edilmiş olup borçlunun yetki itirazı nedeni ile 06.09.2019 tarihinde … 6. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosya üzerinden takibe devam edilmiştir.
Taraflar arasındaki sözleşmenin eki ödeme planı sayfasında “Satış Fiyatı ve Ödemeler” başlıklı hükümde “satış şekli (peşin+vadeli) damga vergisi, %1 KDV, ½ tapu harcı. DASK, abonelikler, emlak vergisi hariç olmak üzere 2.687.400 TRY KDV oranı da % 1 olarak” belirlenmiştir.
Satışa konu 686 nolu bağımsız bölüm (tapu aşamasında 737 nolu bağımsız bölüm olmuştur) 297,52 M2 Brüttür. 150 M2’nin üzerinde olan bağımsız bölümün KDV’sinin % 1 olmasının mümkün olmadığı teknik bilirkişiler tarafından tespit edilmiştir. % 18 olan KDV oranı % 8’e düşürülmesine ilişkin yasal düzenleme ve taraflar arasındaki sözleşmenin 8.2. Maddesi gereğince düşen KDV oranı kadar bedelin davacıya iadesi gerekeceği kanaatine mahkememizce varılmıştır.
Taraflar arasındaki sözleşmede KDV bedelinden satıcının sorumlu olduğu, artış ve düşüşlerden satıcının etkileneceği kararlaştırılmamıştır. Sözleşmenin eki ödeme planında % 1 KDV oranı yazısının maddi hata olduğu hususu taşınmaz satış vaadi sözleşmenin 8.2. maddesindeki detaylı açıklamadan anlaşılmaktadır. 297,52 m2 brüt alana sahip olan bağımsız bölümün KDV’sinin % 1 olması yasal olarak mümkün değildir. Satışa konu dairenin % 18 KDV’li fiyatı 2.687.400,00.TL’dir. B.K Kararı ile KDV’nin % 8’e düşürüldüğü anlaşılmakla davalı şirketin % 10 KDV miktarını düşerek fatura tanzim etmesi ve aradaki farkı yukarıda açıklanan gerekçeyle davacıya iade etmesi gerekir.
Davalı şirkete ait 2017 yılı ticari defterlerinin açılış tasdikleri ile yıl sonunda yaptırılması gereken kapanış tasdiklerinin yasal süresinde olduğu, (TTK m. 66-72/3) davalı ticari defterlerinin TTK. hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu ve kendi lehine delil olma özelliğine sahip olduğu tespit edilmiştir.
Davalı şirketin ticari defterlerine göre, davalı şirketin davacı ile olan işlemlerini M06307 nolu cari hesapta takip ettiği, davalı şirket ile davacı arasında düzenlenen 30.09.2014 tarihli Satış Vaadi Sözleşmesine istinaden davacıya … İli, … İlçesi, 3 Ada, 32 Parsel sayılı taşınmaz üzerine yapılacak olan binanın 38. katındaki 297,52 M2 brüt alanlı 686 nolu bağımsız bölüm %18 KDV dahil olarak 2.687.400,00 TL bedelle satıldığı, taşınmazın net m2’si nin ise 150 m2’nin üzerinde olduğu anlaşılımıştır.
Davacının ilk ödemeyi 04.07.2014’de 500 TL kapora bedeli olarak ödediği, her ay senet karşılığı ödeme yapıldığı, davalı şirketin B.K Kararı uyarınca 30.09.2017 tarih ve 2.687.400,00 TL bedelli faturayı % 8 KDV oranı üzerinden düzenlediği, bu faturanın davalı şirket tarafından ticari defterlerine kaydedildiği ve ilgili dönemde KDV olarak beyan edildiği, Davacı Satış Vaadi Sözleşmesine istinaden ödemelerini taksitler halinde yaptığı ve en son 15.04.2018’de 36.945 TL diğer aylara ait borcunu aylık taksitler halinde yaptığı ödemeler ile toplam 2.687.400 TL borcunu ödeyerek borcunu ödediği, davacının davalı … A.Ş’ye borçlarını 01.03.2019 tarihinde ödediği ve cari hesaba göre borcunun olmadığı teknik heyet tarafından tespit edilmiştir. 
213 sayılı Vergi Usul Kanununun; 227 nci maddesinde “Bu kanunda aksine hüküm olmadıkça bu kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir.”, 229 uncu maddesinde “Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır.”, 231/5 inci maddesinde “Fatura, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azamî yedi gün içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır.” 232 nci maddesinde “Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçiler: 1- Birinci ve ikinci sınıf tüccarlara;2- Serbest meslek erbabına;3- Kazancı basit usulde tespit olunan tüccarlara;4- Defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilere;5- Vergiden muaf olan esnafa. Sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve bunlar da fatura istemek ve almak mecburiyetindedirler.” hükümleri yer almaktadır. Buna göre; vergi hukuku açısından satış vaadi sözleşmesinin tek başına yeterli bir belge olmadığı V.U.K. açısından fatura düzenlenmesi gerekmekte olduğu teknik bilirkişiler tarafından belirlenmiştir.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun; 1/1 inci maddesinde, ticarî, sınaî, ziraî faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye’de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV’ye tabi olduğu, 2/1 inci maddesinde, teslimin bir mal üzerindeki tasarruf hakkının malik veya onun adına hareket edenlerce, alıcıya veya adına hareket edenlere devredilmesi olduğu, 3/c maddesinde, mülkiyeti muhafaza kaydıyla yapılan satışlarda zilyetliğin devrinin teslim sayıldığı, 10 uncu maddesinin (a) bendinde, vergiyi doğuran olayın, malın teslimi veya hizmetin yapılması ile (b) bendinde ise malın tesliminden veya hizmetin yapılmasından önce fatura veya benzeri belgeler verilmesi hallerinde, bu belgelerde gösterilen miktarla sınırlı olmak üzere fatura veya benzeri belgelerin düzenlenmesi ile meydana geldiği hükme bağlanmıştır. Esas olarak gayrimenkul satışlarında mülkiyetin devri, gayrimenkulün tapuda alıcı adına tescil edilmesi suretiyle gerçekleşmekle birlikte, tapuya alıcı adına tescilin yapılmasından önce gayrumenkulün alıcının fiili kullanımına sunulması (fiili olarak teslim edilmesi) ve alıcı tarafından malik gibi kullanılmaya başlanılması halinde ya da gayrimenkulün tapuda alıcı adına tescili veya fiili kullanımına bırakılmasından önce fatura veya benzeri belge düzenlenmesi halinde KDV açısından vergiyi doğuran olay meydana gelmektedir. Buna göre; kişiler arasında düzenlenen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi uyarınca taşınmazın alıcının fiili kullanımına sunulması ve alıcı tarafından malik gibi kullanılmaya başlanılması veya gayrimenkulün tapuda alıcı adına tescili veya fiili kullanımına bırakılmasından önce fatura veya benzeri belgeler düzenlenmesi nedeniyle vergiyi doğuran olayın meydana geldiği teknik bilirkişi tarafından tespit edilmiş olup satışın katma değer vergisine tabi tutularak beyan edileceği, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile KDV yükümlülüğünün doğmayacağı tespit edilmiştir.
Taraflarca düzenlenmiş olan 30.09.2014 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin 8.2. maddesinde KDV’deki artış halinde aradaki farkın alıcı tarafından ödeneceği ve KDV’deki azalma halinde farkın alıcıya iade edileceği açıkça taraflarca kabul edilmiştir. Davalı şirket 150 m2 üstündeki konuta ilişkin 30.09.2017 tarihli faturayı 2016/9153 sayılı Bakanlar Kurulu Kararına istinaden % 8 KDV’li olarak düzenlemiştir. KDV oranı fatura düzenleme tarihinde %18 den %8 düşürüldüğü için sözleşmenin 8.2 maddesine göre, sözleşme bedelinin %8 KDV oranına göre revize edilerek aradaki farkın alıcıya iade edilmesi gerekecektir. Alıcı davacıdan sözleşmeye göre haksız alınan tutar 227.385,51 TL olarak bilirkişi heyeti tarafından tespit edilmekle beraber taleple bağlılık ilkesi gereğince alıcı davacıya talebi olan 227.000,00 TL bedelin iade edilmesi gerekeceğinden davanın kabulü ile takibin 227.000 TL üzerinden devamına, asıl alacak 227.000 TL’ye takip tarihinden itibaren %19,50 ve değişen oranlarda avans faizi işletilmesine, alacak likid ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen alacak miktarı üzerinden hesaplanan % 20 oranındaki 45.400,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile takibin 227.000 TL üzerinden devamına, asıl alacak 227.000 TL’ye takip tarihinden itibaren %19,50 ve değişen oranlarda avans faizi işletilmesine, % 20 oranındaki 45.400,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 15.506,37 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 2.426,60 TL ile 1.450,00 TL icra dosyasına yatırılan harçtan oluşan toplam 3.876,60 TL harçtan mahsubu ile bakiye 11.629,77 TL harcın davalıdan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 2.426,60 TL peşin harcın davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan; posta, tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücretinden oluşan toplam 1.295,00 TL yargılama giderinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca hesap olunan 24.340,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
6-Davalı tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341 maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 23/09/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”