Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/565 E. 2021/48 K. 26.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/565 Esas
KARAR NO : 2021/48

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 01/08/2013
KARAR TARİHİ : 26/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkillerinden …’in 16/06/2012 tarihli kazada … plaka sayılı aracın çarpması sonucu ağır şekilde yaralandığını, davalı şirketin anılan aracın sigortacısı olduğunu, davalı şirkete başvuruları neticesinde 17.330 TL ödeme yapıldığını, ancak bu ödemenin yetersiz olduğunu, PMF Yaşam Tablosuna göre hesaplama yapılması gerektiğini, ayrıca bakıcı giderlerininde davalıdan tazmini gerektiğini beyanla, eksik kalan maluliyet tazminatının ve bakıcı giderlerinin temerrüt tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında, ödeme sebebi ile davanın konusuz kaldığını, yapılan ödemenin yetersiz olup olmadığının belirlenmesi gerektiğini, müvekkili şirketin bakıcı ve tedavi giderlerine ilişkin bir sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkillinin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, davacıya SGK tarafından ödenen meblağın aleyhlerine hükmolunacak tazminattan tenzili gerektiğini, ancak dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edebileceğini beyanla, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Yargılama sırasında, dava … plaka sayılı araç maliki … ve araç sürücüsü …’e ihbar edilmiştir.
İhbar olunanlardan … vekili cevabında, asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğunu, bu yönü ile mahkememizin görevsiz olduğunu, kazanın müvekkilinin çalışma saatlerinde işvereninin işini görür iken meydana geldğini, bu nedenle aracın işleteni …-…’e de davanın ihbarının gerektiğini, faiz taleplerinin kabul edilemeyeceğini, müvekkilinin kazada her hangi bir kusurunun bulunmadığını, ödeme nedeni ile davanın konusuz kaldığını, davacının maluliyet oranını belirlenmesi gerektiğini beyanla davanın reddi gerektiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Dava, kaza nedeniyle oluşan maluliyetten kaynaklanan gerçek zararın tespiti, yapılan ödemeyi aşan kısmı ile bakıcı giderlerinin tahsili istemine ilişkindir.
Dosyada mübrez emniyet olay tutanağından, ihbar olunan …’in idaresindeki … plaka sayılı motorsiklete davacı … in kullandığı … plaka sayılı motorsikletin tali yolda çarpışması sonucu yaralanmalı trafik kazası meydana geldiğini, kazanın 16/06/2012 tarihinde meydana geldiği davacı …’in 1998 doğumlu ve kaza tarihinde 18 yaşından küçük olduğu anlaşıldı.
Davalı şirket tarafınan tanzim edilne olan 117154 sayılı hasar dosyasının tetkikinden, taraflar arasında 01/07/2013 tarihli ibranamenin akdedildiği, mutabık kalınan 17.330 TL nın davalı şirket tarafından davacılar İbrahim ve …’in ortak hesaplarına 02/07/2013 tarihinde yatırıldığı anlaşılmıştır.
Dosyamız davacı …’in maluliyet oranının tespiti bakımından Adli Tıp Kurumuna sevk edilmiş, davacının meslekte kazanma gücü kaybının 5.1 oranında olduğunu, kaza itibariyle iyileşme süresinin 6 ay olduğunu tespit ve rapor etmişlerdir.
Dosyamız kusur oranı ile davacının nihai zararının tespiti ve talep edebileceği miktarın belirlenmesi yönünden bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişiler davacının maluliyet oranına karşılık gelen zararının 15.615,48 TL olduğunu, alınan 17.330 TL nin ödemenin güncellenmiş halinin 21.124,55 TL ye tekabül ettiğini, bu durumda davacının zararının alınan ödeme altında bir miktara denk geldiğini ve başkaca maddi tazminat alacağının kalmadığını, bakıcı giderlerine ilişkin davacı zararının ise 2.206,40 TL olduğunu, davalının temerrüdünün 02/07/2013 tarihinde oluştuğunu 07/12/2015 tarihinde rapor etmişlerdir.
Mahkememizce 2014/864 Esas sayılı dosya üzerinden yapılan yargılama neticesinde 2016/128 Karar sayısı ile “Davacının bakıcı giderlerine ilişkin zararının 2.206,40 TL olduğu hesap edilmiştir ki sigorta poliçe limitleri dahilinde ve davalı şirketin sorumluluğunda olduğu kabul edilse dahi davalı tarafça davacıya yapılan ödemenin güncel halinin 21.124,55 TL olması, davacının kusurunun da hesaba katıldığında nihai ve gerçek zararı olan 15.615,48 TL nin bu miktardan tenzili ile davalı tarafça davacıya maluliyetine ilişkin zararı yönünden 5.509,07 TL fazla ödeme yapmış olması karşısında, davacının bu talebide yerinde görülmemiş ve davacının davasının reddi” ne dair 09/02/2016 tarihinde karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen karar davacı tarafça temyiz edilmiş, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2016/10369 Esas, 2019/4116 Karar sayılı ilamı ile ” Mahkemece hükme esas alınan rapor ile kaza tespit tutanağı ve Savacılık dosyasında alınan bilirkişi raporları arasında çelişki olduğu, kusur dağılımına ilişkin çelişki giderilmeden karar verilmesinin doğru olmadığı, mahkemece, … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … esas, … karar sayılı soruşturma dosyasındaki ifade tutanakları, bilirkişi raporu ve tüm belgeler değerlendirilmek suretiyle, ATK Trafik İhtisas Dairesi’nden kusur dağılımına ilişkin, çelişkilerin giderilmesi yönünden ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği” gerekçesi ile mahkememiz kararı bozulmuştur.
Mahkememizce dava dosyasının 2020/565 Esas sırasına kaydedilmekle yargılamaya devam olunmuştur.
Dosyamız dava konusu kazada kusur oranlarının tespiti bakımından İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesine gönderilmişmiş, düzenlenen 28/01/2020 tarihli raporda ” Yukarıdaki hususlar muvacehesinde, olayda; Sürücü …’in %25 oranında kusurlu olduğu, sürücü …’in %75 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiğinin bildirildiği görülmüştür.
Alınan kusur raporu doğrultusunda yeniden hesaplama yapılmak üzere dosyamızın önceki incelemeyi yapan ve hesap kök raporu sunan bilirkişi …’a tevdiine karar verilmiş, bilirkişi 22/10/2020 tarihli raporunda, davacının 16/06/2012 tarihinde gerçekleşen dava konusu kazada % 5.1 oranında malul kaldığının tespit edildiğini, davacının kazanın meydana gelmesinde kusurunun olmaması dikkate alındığında ve değişen asgari ücret uygulamasına ve tespit edilen maluliyet oranına göre nihai ve gerçek maluliyet zararının 1.404,00 TL olduğunun hesap edildiğini, davalının temerrüdünün 02/07/2013 tarihinde oluştuğunu rapor etmiştir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Davanın trafik kazasında yaralanma nedeniyle oluşan yaralanma ve dolayısı ile uğranılan maluliyetten kaynaklanan geçici ve kalıcı iş görmezlik zararının ve ayrıca katlanılan bakıcı giderlerinin, kazaya sebebiyet verdiği iddia olunan aracın ZMMS poliçesi olmadığından bahisle …ndan tazmini istemine ilişkin olduğu, davamıza konu 16/06/2012 tarihli kazanın meydana gelmesinde davacı …’in % 75, … araç sürücüsü …’in ise % 25 oranında kusurlu olduğunun, davacının kaza nedeni ile % 5,1 oranında malul kaldığının aldırılan adli tıp raporları ve dosya kapsamı ile sabit olduğu, mahkememizce konusunda uzman bilirkişiler vasıtası ile yaptırılan inceleme neticesinde, davacının 6 aylık geçici iş görmezlik dönemine ilişkin maddi zararının 4.342,80 TL, PMF yaşam tablosuna göre hesap edilen aktif ve pasif yaşam dönemlerine istinaden hesap edilen daimi maddi zararının ise 33.522,70 TL ve ayrıca 6 aylık iyileşme süresince katlandığı bakıcı giderinin 5.516,00 TL olduğunun hesap edildiği, mahkememizce Yargıtay bozması sonrası aldırılan aktüeryal inceleme raporuna ve değişen yasal asgari ücret tarifesi uyarınca davacının geçici ve kalıcı dönemdeki maluliyet zararının toplam 67.724,50 TL, bakıcı giderinin ise 5.516,00 TL olarak hesap edildiği, her halde davacının davalıdan kazaya karışan araç sürücüsünün kusuruna denk gelen miktarda tazminat talep edebileceği, buna göre davacının davalıdan geçici ve kalıcı dönemdeki maluliyet zararına istinaden 16.931,13 TL, bakıcı giderine istinaden ise 1.404,00 TL talep edebileceği, davalı tarafça davacıya dava açılmadan önce 02/07/2013 tarihinde 17.330,00 TL ödeme yapıldığı, rapor tarihi olan 22/10/2020 tarihinde yapılan ödemenin güncellenmiş değerinin 28.735,04 TL olduğunun hesap edildiği anlaşılmakla, davalı tarafça, davacıya maluliyetinden kaynaklanan geçici ve kalıcı maddi zararı ve hesap edilen bakıcı gideri toplamı olan 18.8.310,13 TL den fazla ödeme yapılmış olduğundan, davacının davasının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Dava açılış aşamasında peşin harç yatırılmadığı anlaşılmakla, Harçlar yasası uyarınca belirlenen karar harcı olan 59,30 TL nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı vekili için AÜTT gereği tayin ve takdir olunan 1.000 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
dair davacılar vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük sürede YARGITAY açık olmak üzere karar verildi. 26/01/2021

Katip … Hakim …
e-imzalıdır e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”