Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/555 E. 2020/139 K. 17.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/555 Esas
KARAR NO : 2020/139

DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/09/2014
KARAR TARİHİ : 17/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … yaptığı reklam kampanyasından etkilenerek ve bankanın verdiği güvencelere inanarak 16/12/1999 tarihinde … şubesinde … hesabı açtırıp, bu hesaba 26.709,59 TL yatırdığını, hesap tarihinden 5 gün sonra … tarafından … el konulup, bankacılık faaliyetlerinin durdurulduğunu ve daha sonrada banka yöneticileri hakkında bankayı aracı kılmak suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçundan ceza davası açıldığını, müvekkiline ait olan mevduatın bu güne kadar iade edilmediğini ileri sürerek 26.709,59 TL nin 16/12/1999 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının aynı mevduat için … 42. ATM’nin … esas sayılı dosyasında dava açtığını, söz konusu davanın derdest olduğunu beyan ederek derdestlik nedeni ile davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda; birleşen … 18. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında; 25.709-TL nin asıl alacak ve ıslah tarihi olan 20/08/2014 tarihine kadar işlemiş 132.571-TL faiz olmak üzere toplam 158.280-TL nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, 25.709-TL’ye ıslah tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen karar taraflarca temyiz edilmiş olmakla Yargıtay 11. HD. 2016/3812 Esas 2017/2496 Karar sayılı 27/04/2017 tarihli ilamı ile “birleşen davanın açıldığı 20/08/2014 tarihi itibariyle 6502 sayılı Yasa’nın yürürlükte olduğu, davacının ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket etmesi nedeniyle tüketici, dava konusu bankacılık işleminin de tüketici işlemi sayıldığı, yukarıda belirtilen yasa hükümleri uyarınca birleşen davaya bakmaya tüketici mahkemelerinin görevli olduğu gözetilerek birleşen dava yönünden görevsizlik kararı verilmesi gerekirken birleşen davanın esasının incelenip yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış” gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozma sonrası asıl ve birleşen dosya kül halinde mahkememize tevzi olunmuş, 2019/365 E. Sayılı dosya numarası verilerek kaydedilmiştir. Mahkememizin 2019/365 E. Sayılı dosyasının 07/10/2019 tarihli celsesinde Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2016/3812 E. 2017/2496 K. Sayılı bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş, bozma ilamı doğrultusunda işlem yapmak üzere birleşen dosyanın asıl dosyadan tefrikine karar verilmiş ve yeni bir esas numarası alınarak işbu dosya üzerinden yargılamaya devam olunmuştur.
Dava, bankacılık işleminden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç Başlıklı 1. maddesinde Kanunun amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.” hükmüne yer verilmiştir. Satıcı; “kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi”; tüketici ise “ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi” ifade etmektedir. Aynı Kanunun 3. maddesinde de “Tüketici işlemi”, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukukî işlemi” ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Bir işlemin 6502 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukukî işlemin olması gerekir. Aynı Kanun’un 73/1. maddesinde “tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda” tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilirken, 83/2. maddesinde de “taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez” hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda; birleşen bu davanın açıldığı 20.08.2014 tarihi itibariyle yukarıda anılan 6502 sayılı Kanun’un yürürlükte olduğu, davacının ticari ve mesleki amaçlarla hareket etmemesi nedeniyle tüketici, dava konusu bankacılık işleminin de tüketici işlemi olduğu dikkate alındığında yukarıda belirtilen yasa hükümleri uyarınca davaya bakmaya tüketici mahkemelerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki 6102 sayılı TTK ile birlikte iş bölümü ilişkisi değil görev ilişkisi şekline getirilmiş olup, göreve dahil düzenlemeler 6100 sayılı HMK’nun 114/1/c maddesi uyarınca dava şartı olup, HMK’nun 115/1 Maddesi gereğince yargılamanın her aşamasında resen mahkemece değerlendirilmesi gerektiği düzenleme konusu yapılmış olup, davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevli olduğundan, mahkememizin görevsizliğine, dosyanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde görevli İstanbul Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli İstanbul Tüketici mahkemesine gönderilmesine,
2-Harç ve masrafların görevli mahkemesinde nazara alınmasına,
3-Kararın kesinleşmesine müteakip 2 haftalık sürede, talep halinde dosyanın görevli mahkememisine gönderilmesine,
Dair; tarafların yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 günlük yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/02/2020

Katip
¸

Hakim ¸