Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/549 E. 2021/454 K. 02.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/549 Esas
KARAR NO : 2021/454

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 27/08/2015
KARAR TARİHİ : 02/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 30.06.2014 tarihinde …’ın yönetimindeki … plakalı ticari taksi ile müvekkillerinin öz kızı … yönetimindeki bisiklet ile çarpışması sonucu …’un vefat ettiğini, davalı sürücü hakkında kamu davası açıldığı, ceza yargılamasında alınan 10.10.2014 tarihli ATK Trafik İhtisas Dairesi raporunda eşit derecede kusurlu bulunduğunu, yargılama sonucunda 1 yıl 8 ay hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine karar verildiğini, az bulunduğu için taraflarınca temyiz edildiği, dosyanın halen Yargıtay’da olduğu, maktulün 21 yaşında olduğu, anne ve babasına destek olamayacağını, çocuklarının desteğinden yoksun kaldıklarını, … plakalı aracın trafik sigortasını yapan … Sigorta A.Ş.’ne başvuru sonucunda 14.775,00 TL ödendiğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla belirlenecek destekten yoksun kalma tazminatının davalı sürücü yönünden olay tarihinden, sigortacı yönünden temerrüt tarihinden işletilecek avans faiziyle birlikte tahsili ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin de davalı taraflara yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 06/04/2021 havale tarihli dilekçesi ile dava değerini toplamda 137.596,44 TL bedele yükselterek harcını yatırdığı anlaşıldı.
Davalı …’ye usulüne uygun olarak yapılan tebligata rağmen davaya cevap vermediği gibi duruşmalara da davalı … tarafından gelen olmamıştır.
Davalı … tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; davaya bakmaya görevli ve yetkili mahkemenin … Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, öncelikle yetkisizlik ve görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, arka refüjde yer alan ağaçların yaya geçidinde olan bir şahsın görülmesini engellediğini, davalı şoförün bisiklet sürücüsü ve bisikleti orta refüjdeki yaya geçidinden yola inmeden önce görme ihtimali olmadığını, yaya geçidinin bisikletler için düzenlenmiş geçiş yolu olmadığı gibi bisiklet sürücüsünün yaya olmadığını, bisikletin motorsuz br taşıt olduğu ve kullananın sürücü olarak tanımlandığını, geçiş hakkının araç şoföründe olduğunu, maktulenin gece bisiklet sürmesine rağmen ışığı yansıtan elbise yerine siyah etlbise giydiği, yaya geçidine aniden bisikleti ile girdiğini, sürücünün yaya geçidine yaklatığına dair uyarıcı trafik levhası olmadığını, hız limitinin 70 km olduğunu, %10 pay değerlendirildiğinde hız limitinin aşılmadığını, henüz üniversite öğrencisi olan maktulenin anne ve babasına nasıl maddi destek sağlayacağının açıklanmadığını, talebin dayanağının olmadığını, müvekkilinin asgari ücretle çalıştığını, kazaya sebebiyet verenin maktülün kendisi olduğunu, kazaya karışan aracın … Sigorta A.Ş. tarafından sigortalı olduğunu, alınan 14.775,00 TL tazminatın tenzili gerektiğini savunarak haksız davanın reddi ile yargılama masrafları ve vekalet ücretininde davacı tarafa yükletilmesini istemiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından ZMMS ile sigortalanan … plakalı aracın 30.06.2014 tarihinde işletilmesi sırasında meydana gelen kazada davacıların desteğinin vefat ettiğini, zararların giderilmesi için müvekkili şirkete başvurulması üzerine aktüer incelemesi yaptırılarak inceleme sonucunda davacılara 21.458,00 TL ödeme yapıldığını, tüm zararları karşılandığını, sorumluluğun poliçe limitleri dahilinde ve sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında olduğunu, yapılacak kusur incelemesi ve aktüer hesabında davacıların zararının tamamen ödendiğinin görüleceğini, sigortalı aracın ticari araç olmadığı işleten veya sürücünün tacir olmadığını, faizin yasal faiz olması gerektiğini savunarak haksız davanın reddi ile yargılama masrafları ve vekalet ücretininde davacı tarafa yükletilmesini istemiştir.
Mahkememizin 2015/856 esas 2016/490 karar sayılı 25/05/2016 tarihli mahkeme ilamı ile yetkisizlik kararı verilmiştir.
Mahkeme kararını davalının temyiz etmesi üzerine dosya Yargıtay’a gönderilmiştir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2016/13577 esas 2019/5454 karar sayılı 02/05/2019 tarihli yargıtay ilamında; “Somut olayda, dava trafik kazasından kaynaklanmakta olup trafik kazası netice itibari ile bir haksız fiildir. Davaya konu trafik kazası …’da meydana gelmiştir. Davalı … şirketinin yerleşim yeri …, davalı gerçek kişilerin yerleşim yeri …’dur.
Davacı taraf HMK’nın 16. maddesi gereğince seçimlik hakkını kullanarak davalı … şirketinin yerleşim yeri mahkemesinde dava açmıştır. Her ne kadar davalı gerçek kişiler yetki itirazında bulunmuş ise de davacı yetkili mahkemelerden biri olan yer mahkemesinde davasını açmış ve kesin yetki hali de söz konusu değildir. Bu durumda mahkemece, işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu gibi yetkisizlik kararı verilmesi doğru görülmemiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA” şeklinde karar verilmiştir.
Dava konusu kazada tarafların kusur durumunun tespiti amacıyla İstanbul ATK Trafik İhtisas Daire Başkanlığınca 24/02/2020 tarihli raporunda özetle; olayda otomobil sürücüsü davalı, …’in %40 oranında kusurlu, bisiklet sürücüsü maktül, …’un %60 oranında kusurlu olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Kusur raporunun taraflara tebliğ edilmesi neticesinde tarafların beyan ve itirazlarının dosya kapsamında yeniden değerlendirilmesi amacıyla yeniden İstanbul ATK 2. İhtisas Daire Başkanlığınca tanzim olunan 27/08/2020 tarihli raporunda özetle; davalı …’ in %40 oranında kusurlu, müteveffa …’ un %60 oranında kusurlu olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları ile celp edilen delillerin dosya kapsamında değerlendirilmesi amacıyla aktüer ve kusur bilirkişi heyetine tevdii edilen dosyaya 25/02/2021 tarihinde tanzim olunan raporda özetle; 30.06.2014 tarihinde meydana gelen kazada; … plakalı otomobilin sürücüsü davalı …’in %50 oranında kusurlu olduğu, davacılar murisi bisiklet sürücüsü müteveffa …’un %50 oranında kusurlu olduğu, olayın meydana gelmesinde, zararın doğmasında ve artmasında başkaca kusurlu kişi, kurum, kuruluş bulunmadığı, davalıların %50 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre işbu kaza nedeniyle 13.01.2015 tarihinde Anneye 9.035,00 TL ve babaya 5.740,00 TL ödeme yapılmış olduğu, ödeme ile borcun sona ermediği ve ödemenin kısmı ifayı içeren makbuz olarak kabul edilmesi halinde ise; günümüze kadar gerçekleşen veriler esas alınarak belirlenen zarar tutarından, ödemenin güncel tutarın tenzili sonucu; davacı Anne …’un destekten yoksun kalma sebebiyle bakiye maddi zararının 77.668,82 TL, davacı Baba …’un destekten yoksun kalma sebebiyle bakiye maddi zararının 59.927,62 TL olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava; müteveffanın kaza sonucu meydana gelen ölümü nedeniyle, desteğini kaybeden davacı annenin ve babanın açmış olduğu destekten yoksun kalma tazminatıdır.
… Asliye Ceza Mahkemesine sunulan 24.08.2014 tarihli KTÜ trafik bilirkişi raporuna göre müteveffanın asli kusurlu, sanığın tali kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Bozma ilamı sonrasında ceza dosyasından alınan 10/10/2014 tarihli ATK raporuna göre tarafların eşit derecede kusurlu oldukları kabul edilerek bu rapor hükme esas alınarak sanığın mahkumiyetine karar verilmiştir.
Mahkememizce alınan 24/02/2020 tarihli ATK raporunda müteveffanın %60 ve davalı sürücünün %40 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir.
Davacı vekili tarafından ceza dosyasından alınan ATK raporu ile dosyamızdan alınan ATK raporu arasındaki çelişkinin giderilmesi talep edilmiş olup alınan 27/08/2020 tarihli ATK genişletilmiş uzmanlar kurulu raporuna göre müteveffanın %60 ve davalı sürücünün %40 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir.
Dosya kapsamındaki tüm kusur raporları arasındaki çelişkilerin giderilmesi ve aktüeryal hesaplamanın yapılması için dosya kusur ve aktüer bilirkişilere tevdi edilmiştir. Hükme elverişli bu kusur raporundaki “yaya geçidi kesiminde bisikleti elinde yaya konumunda olmayan, bisikleti üzerinde seyir halinde olan bisiklet sürücüsüne nazaran ilk geçiş hakkına sahip olmasına rağmen aksine davranarak ön ilerisinde her an değişik yaşlarda geçiş hakkına sahip yayaların geçebileceği trafik ve yer işaretlemeleri ile belirlenmiş hemzemin yaya geçidi alanı bulunan kesime tehlike ve riskleri ön görmeden, yolun icap ve şartlarına uygun olmayan mevcut hızını koruyarak yavaşlamadan yaklaşan, hızını güvenle sevk ve idare edebileceği, her an tedbir alabileceği seviyelere düşürmeyen, yolu ve çevresini gereği gibi etkin şekilde kontrol etmeyen, yaya geçidi ve (T) kavşak kesimi yaklaşımında önünde aynı istikamette ilerleyen otomobili geçmek için sol şeride ivmelenerek yönelen, sol tarafındaki orta refüj aralığında bulunan bisikletli sürücüyü, mesafesini, konumunu dikkate almayan, varlığı hususunda korna, selektör gibi işitsel ve görsel donanımlarını kullanarak uyarmayan, paniğe kapılarak olası kaza tehlikesini savuşturmak adına zamanında etkili fren tedbiri ile yolun müsait sağ kesimine yönelemeyen, tedbir uyguladığı anda ise hız, süre ve mesafe nedeniyle etkisiz kalan, emniyetle duramayacak mesafede yaklaştığı esnada da otomobilin ön kesimleri ile çarpan, dalgın, dikkatsiz, tedbirsiz, kontrolsüz ve özensiz hareket ettiği mütalaa edilen davalı sürücü …’in önlenebilir nitelikteki olayın meydana gelmesinde, ölüm ile sonuçlanmasında,zararın doğmasında ve artmasında %50 oranında müterafik eşit derecede kusurlu” şeklindeki davalı sürücünün eşit derecede kusurlu olduğuna dair bu tespitin bozma ilamı sonrası alınan ceza mahkemesinde hükme esas alınan tarafların %50 oranında kusurlu olduklarına dair tespitle uyumlu olduğu da dikkate alınarak bu orana mahkememizce itibar edilmiştir.
30.06.2014 tarihinde meydana gelen kazada davalı sürücünün %50 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre kazada vefat eden…un geride kalan hak sahiplerinin ödeme tarihindeki verilere göre davacı Anne …’un destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının 35.319,81 TL, davacı Baba …’un destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının 26.306,37 TL olduğu, sigorta şirketi tarafından iş bu kaza nedeniyle 13.01.2015 tarihinde Anneye 9.035,00 TL ve babaya 5.740,00 TL ödeme yapılmış olduğu, buna göre davalı tarafından yapılan ödemenin mahkememizce yapılan değerlendirmesinde ödeme ile borcun sona ermediği ve ödemenin kısmı ifayı içeren makbuz niteliğinde olduğu kanaatine varılmakla günümüze kadar gerçekleşen veriler esas alınarak belirlenen zarar tutarından, ödemenin güncel tutarın tenzili sonucu davacı Anne …’un destekten yoksun kalma sebebiyle bakiye maddi zararının 77.668,82 TL, davacı Baba …’un destekten yoksun kalma sebebiyle bakiye maddi zararının 59.927,62 TL olduğu hükme elverişli aktüer raporundan anlaşılmakla davacıların maddi zararının zorunlu trafik sigorta poliçesindeki bakiye limiti aşmadığı, davalı … bakımından temerrüt tarihinin ödemenin yapıldığı 13.01.2015 tarihi olduğu ve sigorta şirketleri dışındaki davalılar bakımından ise temerrüdün 30.06.2014 kaza tarihinde gerçekleşmiş olduğu dikkate alınarak bedel artırım dilekçesinde yasal faiz talep edildiği gözetilerek taleple bağlılık gereğince davanın kabulü ile … için 77.668,82 TL ve … için 59.927,62 TL olmak üzere toplam 137.596,44 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı … yönünden 13/01/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ve diğer davalılar yönünden 30/06/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile … için 77.668,82 TL ve … için 59.927,62 TL olmak üzere toplam 137.596,44 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı … yönünden 13/01/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ve diğer davalılar yönünden 30/06/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 9.399,21 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 27,70 TL + 443,00 TL tamamlama harcından oluşan toplam 470,70 TL harçtan mahsubu ile bakiye 8.928,51 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 27,70 TL peşin harç ile 443,00 TL tamamlama harcından oluşan toplam 470,70 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacılar tarafına verilmesine,
4-Davacılar tarafından yapılan; posta, tebligat, müzekkere, ATK rapor bedeli ile bilirkişi ücretinden oluşan toplam 2.426,3‬0‬ TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacılar tarafına verilmesine,
5-Davacı taraflar duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca hesap olunan 17.021,66 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacılar tarafına verilmesine,
6-Davalılar tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacılar vekilinin yüzüne karşı davalı tarafların yokluğunda tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK. 341. maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 02/06/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”