Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/548 E. 2021/319 K. 19.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/548 Esas
KARAR NO : 2021/319

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 11/09/2008
KARAR TARİHİ : 19/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalılardan … A.Ş arasında 31.05.2007 tarihli Münhasır Distribitörlük Sözleşmesi imzalandığını, müvekkili şirketin … A.Ş Ege Bölge Münhasır Distribütörü olarak kurulması aşamasında ve bu nedenle … A.Ş talep ve bildirimleri doğrultusunda müvekkili şirketçe yapılan 156.227 TL yatırımın yanında, kuruluştan öncede yaklaşık 131.000 TL tutarında çeşitli masraflarla birlikte toplam asgari 287.227 TL yatırımın gerçekleştirildiğini, müvekkilinin işbu distribütörlük ilişki için yapmış olduğu yatırımlarını 2008 ve 2009 yıllarında elde edeceği ciro ile amorti etmeyi ve ancak daha sonraki yıllarda kara geçebilmeyi öngördüğünü, davalılardan … A.Ş.’nin su arıtma işini 11.01.2008 tarihi itibari ile diğer davalılardan …’un bağlı olduğu … şirketine sattığını müvekkiline yazılı olarak bildirdiğini, … A.Ş. ve …. şirketi’ tarafından müvekkiline gönderilen yazılarda, Disüribörlügün başarıyla devam edeceğinin ifade edildiğini, Siparişlerin … A.Ş. tarafından işlenerek gönderileceği, siparişin bir … bağlı şirketine verilecek olmasının yanında, siparişlerde …’e değil diğer davalı … A.Ş.’ne atıfta bulunulması gerektiği ve yine bu davalı şirket tarafından fatura kesileceği, ödemelerin de bu şirkete yapılacağının, ödeme şekil ve bilgilerinin ayrıntılı olarak bildirildiğini, davalı … yetkililerinin müvekkilinden talep ettiği, …’da bir alt bayi ile satışların desteklenmesi talimatı ile müvekkilince …’da alt bayilik çalışmaları yürütüldüğünü, 25.02.2008 tarihinde … ile alt bayilik sözleşmesi imzalandığını, anılan sözleşmeye … Firmasının da katıldığını, Mart 2008’de … Şirketinin 25.02.2008 tarihli alt bayilik sözleşmesi ve müvekkili şirketin rızası hilafına … şirketinin fiili Distribütörü konumuna geldiğini ve müvekkili şirketin iş bu sözleşmesel ilişkide fiili ve kasıtlı olarak devre dışı bırakıldığını, bir yandan 11.01.2008 tarihli devir bildiriminin akabinde müvekkili şirketin davalı … A.Ş’nin su kimyasalları işini devir alan dolayısı ile 31.05.2007 tarihli sözleşmenin tarafı haline gelen diğer davalı …ve faturalandırmayı gerçekleştiren aynı adreste faaliyet gösteren diğer davalı şirket … A.Ş ile ticari ilişkisinin devam ettiğini, müvekkilinin distribütörlük hak ve yetkilerinin bu şirketlerce de hukuken ve ticari olarak tanındığını, durum böyle iken davalı … şirketi …Yöneticisi … tarafından, müvekkili şirket … ile … ve diğer davalı firmalar arasındaki ilişkinin bittiği ve müvekkilinin faaliyet gösterdiği bölgelerin üçüncü şahıslara tahsis edildiği, şirket çalışanlarının bu kişilerde çalışmaya devam edecekleri ve müvekkili şirketin zararlarının da karşılanacağının ifade edildiğini, anılan şifahi beyanlara rağmen davalılardan, distribütörlük ilişkisinin hukuken de feshine yönelik herhangi bir bildirimin müvekkiline ulaşmadığı gibi aksine müvekkili şirkete mal gönderilmeye devam edildiğini, ancak malların doğrudan müvekkili tarafından müşterilerine satışına izin verilmediğini, diğer taraftan da müvekkili şirketin iradesi hilafina çalışanlarının başka firmalara aktarılmaya, ekipmanlarının bu tahsis edilmeye, kirası müvekkilince peşin ödenen büroların da bu kimselere kullandırılmaya başlandığını, müvekkilinin bayilik yetkisini kullanmasına hukuka aykırı olarak davalılarca bilfiil izin verilmemesi nedeniyle maddi ve manevi zararların yaşandığını, alınan kredi borçlarının geri ödenememesi nedeniyle müvekkili şirket aleyhine … 9. İcra Müdürlügü’nün … vc … nolu dosyaları ile icra takibine geçildiğini, Müvekkili şirketin sözleşmesel ticari faaliyetlerini yürütmesine davalılarca engel olunduğundan ne piyasadaki alacaklarını tahsil ne de borçlarım ödeyemez duruma düştüğünü, zararlarının tazmini için davalılara, … 20. Noterliği’nin… tarih ve … sayılı ihtarnamesinin keşide edildiğini, ihtarnamenin taraflara 23.05.2008 tarihinde tebliğ edildiğini, fakat söz konusu ihtarnameye muhataplarca cevap dahi verilmediği gibi, müvekkilinin zararlarının tazmini yönünde de hiçbir girişimde bulunulmadığını belirterek, müvekkili şirketçe davalılar ile devam edegelen ilişki çerçevesinde, ilişkinin devamı amacıyla ve bu uğurda yapılan masraf gider ve uğranılan zararlardan, şimdilik tespit edilebilen; 11.000.-YTL.’nm davalılarca müvekkilli şirkete ödenmesine, sözleşmenin davalılarca yaratılan fiili durum ile haksız olarak yürütülemez duruma getirilmesi nedeniyle müvekkili firma iş yapamaz duruma geldiğinden, böyle bir durum olmasaydı müvekıli şirketin ödemek zorunda kalmayacağı; ancak şimdi hukuka aykırı olay nedeniyle personeline ödediği ve ödemek zorunda kalacağı kıdem tazminatı vb hak ve bedellerinin tespiti ile şimdilik 500.- YTL.’nin davalılarca müvekkiline ödenmesine, bankalara ödenmek durumunda kalınan kredi taksitleri, haksız faiz, masraf ve komisyonların tespiti ile şimdilik 500.-YTL.’nin davalılarca ödenmesine, müvekkiline ait müşteri çevresinin üçüncü kişilere tahsis edilmiş olması nedeniyle uğranılan zararların tazminini teminen , müvekkili firmanın sözleşmenin akdedildiği 31.05.2007 tarihinden sözleşmenin fiilen davalı şirket yetkilisince sona erdirildiğinin bildirildiği 11.03.2008 tarihine kadar elde ettiği cirosunun tespit edilerek asgari 1 yıllık döneme tekabül edecek şekilde bu tutarda hesaplanacak müşteri tazminatının şimdilik 1.000 YTL’nin davalılarca müvekkiline ödenmesine, hüküm altına alınacak tazminat ve alacak tutarlarına ihtarnamenin davalılarca tebellüğünü müteakip taraflarınca tanınan 7 günlük sürenin hitamı olan 30.05.2008 tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle;
Davacının ileri sürdüğü 31.05.2007 tarihli distribütörlük sözleşmesinin 31.12.2007 tarihinde sona erdiğini, Sözleşmenin; 8.1. maddesinde: “işbu sözleşme, imza edildiği tarihte yürürlüğe girecek ve 31.12.2007 tarihine kadar yürürlükte kalacaktır” 9.6. maddesinde: İşbu sözleşmenin süresinin dolmasından 30 gün önce tarafların karşılıklı olarak birbirlerine sözleşmeyi uzatma yönünde yazılı bildirimleri bulunmaması halinde sözleşme süresi sona erecektir.” Denildiğini, Tarafların 31.12.2007 tarihinden 30 gün önce karşılıklı olarak uzatma yönünde yazılı bir bildirimde bulunmadıklarını dolayısı ile, sözleşmenin bu tarihte sona erdiğini, dava dilekçesinde iddia edilen konuların … A.Ş. ile yaptıkları sözleşmeye aykırı olduğunu, Sözleşmenin 2.1. mad. 2. fıkrasında, “Distribütör, ürünleri kendi adına ve hesabına, riski kendine ait olmak özere alacak ve satacaktır. Distribütör hiçbir nedenle …’in kanuni temsilcisi ve acentası değildir.” Denildiğini, 2.2. maddesinde, “Distribütör örfinler İçin bölge dışında müşteri aramayacak, bölge dışında bayi kurmayacak veya bölge dışında malların dağıtımı için dağıtım deposu bulundunnayacaknr. ” Denildiğini, tüm bunların iddia edilen konuların sözleşmeye aykırı olduğunu gösterdiğini, Davacı ile müvekkili şirket … A.Ş. arasında hiçbir sözleşme veya karşılıklı taahhüdün bulunmadığını, Davacının distribütörlüğü devam etmediği, müvekkili şirketle böyle bir sözleşmesi olmadığı halde, davacıya ticari olarak satması için mal verildiğini ancak, davacının bu malları satamayıp müvekkili şirkete iade ettiğini, müvekkili şirkete tahakkuk etmiş olan borcunu ödemediğini belirterek haksız ve dayanaksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı karşı davacı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Sözleşmenin, tarafların ortak iradeleri ile sınırlı olarak 31.05.2007 ve 31.12.2007 tarihleri arasında sadece 7 ay için hüküm ifade ettiğini ve ilgili maddeler gereği, taraflarca uzaması yönünde yazılı bildirimde bulunulmadığından hiçbir ihtara gerek kalmaksızın kendiliğinden sona ermesini takiben distribütörlüğe konu “Su şartlandırması” işinin 11.01.2008’de diğer davalı … A.Ş.’ne devredildiğini, davacıya distribütörlüğü verilen … su şartlandırma iş bölümü ve personelinin dünya genelinde … şirketine ve Türkiye’de ilgili şirketin Türkiye temsilcisi … A.Ş’ne satışı ve devrinin 11.01.2008’de hukuka uygun olarak gerçekleştirildiğini ve konunun tüm kamuoyuna ve ilgili kurumların dikkatine sunulduğunu, 2008 yılı başlangıcında devredilen işin distribütörlüğünün 31.12.2007’de sona eren sözleşmesinin uzatılmasının düşünülemeyeceğini, davacının tazminini talep ettiği zarar kalemlerinin muallak ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, zarara uğrayanın ancak, sözleşmenin gereği gibi ifa edilmemesi nedeniyle müspet zararını veya kaçırmayacağı fırsatlar çerçevesinde menfi zararı talep edebileceğini, davacı şirketin sözleşmenin akdedilmesi için yaptığını iddia ettiği tam kaynaklan bizzat kendisinin taahhüt ettiğini, davacının müvekkili şirketi temsil vb. erklere sahip olmadığı ve bağımsız bir şirket olduğunun sözleşmede açıkça ifade edildiğini ve aksinin hiçbir şekilde müvekkil şirketçe beyan edilmediğini, sözleşmenin 4.11. maddesinde, “Aksi işbu sözleşmede açıkça öngörülmedikçe veya taraflar arasında yazılı olarak kararlaştırılmadıkça, işbu sözleşme uyarınca distribütörün yükümlülüklerini ifasından doğan tüm masraf ve harcamalar Distribütör tarafından karşılanacaktır” denildiğini, 7 ay süresinde ve hukuka uygun olarak sona eren sözleşme kapsamında talep edilen “Portföy tazminatı” taleplerini kabul etmenin mümkün olmadığını, Sözleşmenin 9.5. maddesinde, “Taraflardan hiçbiri işbu sözleşmenin herhangi bir sebeple sona ermesi dolayısıyla beklenen karın kaybından doğan zarar da dahil ancak bununla sınırlı olmamak üzere, bir ödeme, talep veya tazminat borcu altında olmayacaktır.” denildiğini, davacının çektiği … yevmiye nolu … 20. Noterliğinden … tarihinde keşide edilmiş ve …’in 23.05.2008 tarihinde tebellüğ ettiği ihtarnameye cevap verilmediği belirtilse de müvekkili şirketçe … 23. Noterliğinden … yevmiye numarası ile … tarihinde davacının Ticaret Sicili Gazetesi’nde yer alan adresine cevabi ihtarnamenin gönderildiğini, sözleşmenin 12. Maddesinde; “ işbu sözleşmeye ilişkin tüm ihbarlar, talepler ve diğer muhaberat yazılı olacaktır ve tarafların yukarıda belirtilen adreslerine söz konusu ihbarlar, talepler ve diğer muhaberat elden veya faks yollarla iletilirse anında, posta yoluyla iletilirse yedi gün içinde usulüne uygun tebliğ edilmiş sayılacaktır.” denildiğini, … 23. Noterligi’nden … yevmiye numarası ile … tarihinde davacının, müvekkili şirkete olan 61.851,21.-YTL. borcunun talep edildiğini, işbu talebin HUMK 204. Madde kapsamında “Davayı Mütekabile” addolunarak ve hiçbir iddiayı etmemekle birlikte aleyhlerine bir tutara hükmolunması halinde takas ve mahsup talep ve defilerinin dinlenmesini talep ettiklerini, Davacının işbu borçlarının 31.12.2007’de sona eren Distribütörlük sözleşmesi kapsamında ve sözleşmenin yürürlükle olduğu süre içerisinde doğmuş olup, henüz davacı tarafindan ödenmediğini, ilgili borç kapsamında verilen karşılıksız çekler karşısında her türlü cezai ve hukuki haklarını saklı tuttuklarını belirterek, müvekkili şirkete isnat edilen eylemler ve talep edilen tazminat davasının reddine, karşılıksız çeklerin karşılığı olan 61.851,21 YTL tutarın çeklerin ibrazından itibaren işleyecek faizi ile birlikte taraflarına iadesine, iş bu taleplerinin HUMK 204 kapsamında karşı dava addolunarak kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı karşı davalı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu karşı davaya cevap dilekçesi özetle; davalı karşı davacının müvekkiline 11/01/2008 tarihinde davalılardan …’un bağlı olduğu… şirketine sattığını müvekkiline yazılı olarak bildirdiğini, bildiride müvekkili şirketin distribütörlüğünün … ile sürdürüleceğini, organizasyon değişikliğinin müvekkili şirketi olumsuz yönde etkilemeyeceğini, müvekkilinin davalıları mal vermeye devam ettiğini ancak davalı karşı davacıdan devir alan ve müvekkili şirket ile davalı karşı davacı … A.Ş. Arasında münakit 31/05/2007 tarihli sözleşmenin tarafı haline gelen diğer davalı …ile diğer davalı … Tic. A.Ş.’nin hiçbir yasal dayanak göstermeden müvekkili ile distiribütörlüğün devam etmediğini bildirdiğini, davalılar ile müvekkilinin sözleşmesinin devam ettiğini ancak davalıların sözleşmenin 31/12/2007 tarihinde sona erdiği şeklindeki savunmalarına itibar edilmesinin mümkün olmadığını, müvekkili şirketin davalı karşı davacının yönlendirmeleri sonucunda 01/03/2007 tarihinde Ege Bölgesi İnhisari Distribütörü olarak kurulduğunu, yatırım ve harcamalar yapıldığını, yapılan yatırım ve harcamaların davalı karşı davacı … A.Ş. Tarafından bildirilen ve yapılması istenilen yatırımlar olduğunu, müvekkili şirketin ise tüm yatırımları sözleşme uyarınca eksiksiz ve ivedilikle yerine getirdiğini, davalı karşı davacı … A.Ş. Tarafından ileri sürülen takas-mahsup taleplerinin ve açılan karşı davanın kabulünün mümkün olmadığını bildirmekle karşı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 18/06/2014 tarihli 2011/38 Esas 2014/161 Karar sayılı kararı ile asıl davanın kısmen kabulüne, … A.Ş açısından davanın husumetten reddine, karşı davanın kabulüne, 61.851,22 TL’sının karşılık davanın açıldığı 18.12.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacı- karşı davalı … Ltd. Şti’den tahsiline, … (…) hakkında açılan davanın takip edilmemesi nedeniyle HMK 150 maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına karar verilmiş, tarafların başvuruları üzerine mahkememiz dosyası Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2017/1722 Esas 2019/2683 Karar ve 18/04/2019 Karar sayılı kararı ile “Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre asıl davada davacı-karşı davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddine, asıl davada davalı … A.Ş’nin temyizine gelince, davacı ile davalı …A.Ş arasında yazılı bir tek satıcılık sözleşmesi veya bayilik sözleşmesi olmadığı gibi davacının yazılı sözleşme bulunmasa dahi taraflar arasında bayilik sözleşmesi bulunduğuna yönelik iddiasını ispat edemediği, kaldı ki böyle bir sözleşme olsa dahi davacının bu sözleşme gereğince yaptığı altyapı yatırımlarının mülkiyeti kendisinde olduğundan bu yatırım bedelini isteyemeyeceği gibi bu yatırımları gerçekleştirmek için kullandığı kredi faizlerini de (finansman giderleri) talep edemez. Bu itibarla davalı …A.Ş yönünden davanın reddi gerekirken yazılı şekilde kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır, karşı davaya gelince, davalı-karşı davacı … A.Ş. ‘nin davacı-karşı davalıdan bir miktar cari hesap alacağı bulunduğu anlaşılmaktadır. Yaptırılan bilirkişi incelemesine göre davacı-karşı davalının kendi defterlerine göre 40.442,83 TL borçlu olduğu belirlenmiştir. Davalı-karşı davacı … A.Ş’nin defterlerine göre ise davacı-karşı davalının 61.851,21 TL borçlu olduğu görülmektedir. Davacı-karşı davalının kendi defterindeki aleyhe kayıtlar kendisini bağlayacağından davalı-karşı davacının davacı-karşı davalıdan en az 40.442,83 TL alacaklı olduğu anlaşılmıştır. Ancak mahkemece bundan daha fazlasına hükmedilebilmesi için tarafların ticari defterlerindeki farkın ortaya konulması, buna ilişkin ticari defter dayanaklarının getirtilmesi ve davalı-karşı davacının karşı dava olarak açtığı alacak davasındaki ispat yükünün kendi üzerinde olduğu da gözetilerek ek rapor alınıp oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken davalı-karşı davacının ticari defterlerine üstünlük tanınarak karar verilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle davacı-karşı davalının asıl davaya yönelik tüm temyiz itirazlarının reddine, asıl davada verilen kararın davalı … A.Ş. yararına, karşı davanın davacı-karşı davalı …Tic. Ltd. Şti. yararına BOZULMASINA,” şeklindeki kararı ile bozularak mahkememizin 2019/548 Esas sayılı sırasına kaydı yapılmış ve açık yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememizin 08/03/2021 tarihli celsesinde; bozmadan sonra yapılan bütün celselere mazeret dilekçesi sunan davacı karşı davalı vekilinin mazeretinin bir kez daha kabulüne, duruşma gün ve saatinin meşruhatlı davetiye ile tebliğine, bir sonraki oturuma mazeret sunulması halinde kabul edilmeyeceğinin ve yokluğunda karar verilebileceğinin ihtar edilmesine karar verildiği, ara karar gereği meşruhatlı olarak duruşma gün ve saatinin davacı karşı davalı vekiline tebliğ edildiği, davacı karşı davalı vekili tarafından 19/04/2021 tarihli celseye yine mazeret dilekçesi gönderildiği, davacı karşı davalı vekiline bir sonraki oturuma mazeret sunması halinde kabul edilmeyeceği ve yokluğunda karar verilebileceği ihtar edildiğinden davacı karşı davalı vekilinin mazeretinin reddine karar verilmiştir. Davalılar tarafından da asıl davanın takip edilmemesi üzerine taraflarca takip edilmeyen asıl davanın işlemden kaldırılmasına ve bu dosyadan tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesine karar verilmiştir. Mahkememizce sadece karşı dava açısından karar verildiğinden bozma ilamı doğrultusunda sadece karşı dava değerlendirilecektir.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe;
Karşı dava, distribütörlük sözleşmesinin yürürlükle olduğu süre içerisindeki ticari ilişkide meydana gelen cari hesap alacağına ilişkindir. Karşı davacı, karşı davalının borçlarına karşılık çek verdiğini ancak çeklerin karşılıksız çıkması üzerine bakiye alacağının kaldığını iddia etmektedir.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2017/1722 E. 2019/2683 K. Sayılı ilamının 3 numaralı bendiyle karşı dava açısından mahkememizce verilen karar bozulmuştur. Bozma gerekçesi ilamda; “Karşı davaya gelince, davalı-karşı davacı Henkel A.Ş. ‘nin davacı-karşı davalıdan bir miktar cari hesap alacağı bulunduğu anlaşılmaktadır. Yaptırılan bilirkişi incelemesine göre davacı-karşı davalının kendi defterlerine göre 40.442,83 TL borçlu olduğu belirlenmiştir. Davalı-karşı davacı … A.Ş’nin defterlerine göre ise davacı-karşı davalının 61.851,21 TL borçlu olduğu görülmektedir. Davacı-karşı davalının kendi defterindeki aleyhe kayıtlar kendisini bağlayacağından davalı-karşı davacının davacı-karşı davalıdan en az 40.442,83 TL alacaklı olduğu anlaşılmıştır. Ancak mahkemece bundan daha fazlasına hükmedilebilmesi için tarafların ticari defterlerindeki farkın ortaya konulması, buna ilişkin ticari defter dayanaklarının getirtilmesi ve davalı-karşı davacının karşı dava olarak açtığı alacak davasındaki ispat yükünün kendi üzerinde olduğu da gözetilerek ek rapor alınıp oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken davalı-karşı davacının ticari defterlerine üstünlük tanınarak karar verilmesi doğru olmamıştır.” şeklinde belirtilmiştir. Mahkememizin 30/12/2019 tarihli celsesinde Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2017/1722 E. 2019/2683 K. Sayılı bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir. Bozma ilamı ile karşı davacının, karşı davalıdan 40.442,83 TL alacaklı olduğu hususu kesinleşmiştir. Dolayısıyla uyuşmazlık; davacının kendi defterlerinde kayıtlı olduğu miktar kadar alacaklı olup olmadığına ilişkindir. Bu doğrultuda alacağın dayanağı cari hesaba ilişkin olduğundan dosya kapsamında bulunan tarafların ticari kayıtları incelenip, karşı davacı ile karşı davalının ticari defter ve kayıtları mukayese edilerek davalı-karşı davacı tarafından kesilen faturaların ve alacak kayıtlarının karşı davalı defterlerinde tamamının kayıtlı olup olmadığı, kayıtlar arasındaki farkın nedeninin alacak kaydına veya ödemeye ilişkin olup olmadığı konusunda açıkça tespit yapılması, kayıtlara dayanak belgelerde incelenmek suretiyle Yargıtay bozma ilamının 3 numaralı bendi uyarınca karşı davacının karşı davalıdan alacaklı olup olmadığı konusunda inceleme yapılmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi tarafından yapılan incelemeler sonucunda; karşı davalı … firmasının talimat raporunda belirtilen 2007 yılı ticari ilişki kayıtları neticesinde karşı davacı … firmasına 71.827,13 TL borçlu kaldığı ve borcunun 2008 yılına devrettiği, 2008 yılında … firmasının tanzim ettiği 3 adet faturası toplamı ile 3.170,70 TL daha borçladığı ve toplam 74.997,83 TL borçlandığı tutara karşılık 31/03/2008 tarihinde 34.555 TL ödemeler açıklaması ile yapılan kayıt neticesinde kayıtlarında 40.442,83 TL … firmasına borçlu olduğu, karşı davacı … firmasının kayıtlarında 2007 yılı ticari ilişki kayıtları neticesinde … firmasının 71.860,32 TL borçlu kaldığı ve 2008 yılına devrettiği, 2008 yılında … firmasının tanzim ettiği 3 adet faturası toplamı 3.170,70 TL daha … firmasının borçlandığı ve toplam 75.031,32 TL Henkel alacağına karşılık, 13.179,81 TL’lik ödeme kayıtlandığı, … firmasından 2008 yılında alınan 3 adet 44.000,00 TL bedelli çeklerin karşılıksız kaydı neticesinde Niltek firması borcunun 61.851,21 TL olduğunu, … firmasında 3 adet toplam … tarafından tanzim edilmiş 44.000,00 TL bedelli karşılıksız çekin mevcut olduğunu, … ve .. kayıtlarında Henkel firmasının alacaklandığı tutarı oluşturan … faturalarının her iki taraf kayıtlarında mevcut olduğunu, davacı ödemelerinden kaynaklı fark oluştuğunun belirlendiği, … firması tarafından 34.555 TL ödemeler açıklamalı 31/03/2008 tarihli kaydın dayanak belgesinin sunulmadığını, Henkel firmasının 61.851,21 TL ödenmemiş alacağının mevcut olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Bilirkişi raporu ve tüm deliller değerlendirildiğinde tarafların ticari defterlerindeki farkın esasen karşı davalının kendi defterinde oluşturduğu 31/03/2008 tarihli 34.555,00 TL tutarlı karşı davacıyı borçlandırıcı nitelikteki ödeme kaydından kaynaklandığı anlaşılmıştır. Bu çerçevede, karşı davalı vekiline 31/03/2008 tarihli 34.555,00 TL tutarındaki ödemeye ilişkin kaydın dayanağı olan ödeme belgesini veya dekontu sunması için 2 haftalık kesin süre verilmiş ancak verilen süre içerisinde herhangi bir belge veya delil sunulmamıştır.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, karşı davacının cari hesap alacağının dayanağını oluşturan faturaların karşı davalıda kayıtlı olduğu, karşı davalının alacağın dayanağını oluşturan faturalara itirazının bulunmadığı, tarafların ticari kayıtları arasındaki farkın ödemelere ilişkin olduğu, ödeme için karşı davalı tarafından verilen 3 adet 44.000,00 TL bedelli çeklerin karşılıksız çıktığı, kendi defterlerinde oluşturduğu kayıtlardan karşı davalının borcun varlığını kabul ettiğinin anlaşıldığı, bu kapsamda kendi defterinde oluşturduğu ödeme kaydıyla borcu azaltıcı işlem yapan karşı davalının ödeme ile borcun azaldığını ispat etme külfeti altında olduğu, karşı davalı tarafından kaydın dayanağı olan ödeme belgesi veya dekontunun sunulmadığı, karşı davalının ödeme yaptığını ve karşı davacıya 40.442,83 TL borcu kaldığını ispat edemediği anlaşılmakla karşı davacının karşı davalıdan 61,851,21 TL alacaklı olduğu sonucuna varılmıştır. Açıklanan nedenlerle; karşı davanın kabulü ile 61.851,21 TL’nin 18/12/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacı karşı davalı … Ltd. Şti.’nden tahsili ile davalı karşı davacı … A.Ş.’ne ödenmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Karşı davanın KABULÜ ile 61.851,22 TL’nin 18/12/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacı karşı davalı … Ltd. Şti.’nden tahsili ile davalı karşı davacı … A.Ş.’ne ödenmesine,
2-Taraflarca takip edilmeyen ve işlemden kaldırılmasına karar verilen asıl davanın bu dosyadan tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesine,
3-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 4.225,05 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 835,00 TL harçtan mahsubu ile bakiye 3.390,05 TL harcın davacı karşı davalı … Ltd. Şti.’nden tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-Davalı karşı davacı … A.Ş. tarafından yatırılan 835,00 TL peşin harcın davacı karşı davalı … Ltd. Şti.’nden tahsili ile davalı karşı davacı … A.Ş.’ne verilmesine,
5-Davalı karşı davacı …A.Ş. tarafından yapılan 800,00 TL yargılama giderinin davacı karşı davalı … Ltd. Şti.’nden tahsili ile davalı karşı davacı … A.Ş.’ne verilmesine,
6-Davacı karşı davalı … Ltd. Şti. tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı karşı davacı … A.Ş. duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden AAÜT uyarınca hesap olunan 8.840,66 TL vekalet ücretinin davacı karşı karşı davalı … Ltd. Şti.’nden tahsili ile davalı karşı davacı … A.Ş.’ne verilmesine,
8-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair; davalı karşı davacı ve davalı tarafın yüzüne karşı, davacı karşı davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile YARGITAY kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.19/04/2021

Katip
e-imzalı ✍

Hakim
e-imzalı ✍