Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/540 E. 2019/1083 K. 30.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/540 Esas
KARAR NO : 2019/1083

DAVA : Alacak (Taşınmaz Alım-Satımı Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 29/08/2019
KARAR TARİHİ : 30/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … İli, … İlçesi, … 228 parselde kain … villalarında bulduğu satış ilanı üzerine davalı … ile görüşmeye yapıldığını, taraflar arasında ön protokol gereğince taşınazın 3.150.000 TL bedel ile müvekkiline satışı konusunda anlaşıldığını, bu kapsamda … adına 100.000 TL ödemenin yapıldığını, ancak davalı …’in evin ilandaki donanım fiyatının 3.500.000 TL olduğunu belirtmesinden dolayı müvekkilinin çelişkili ifadelerden rahatsızlık duyması nedeniyle müvekkilinin emlak alımından vazgeçtini, bedelinde davalılardan iadesi talep edilmiş olmasına rağmen bedelin ödenmediğini, bu kapsamda davalıya ödenen 100.000 TL bedelin müvekkiline 29/03/2019 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraflara yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın zorunlu arabuluculuk yolunu tüketmediğini, bu kapsamda öncelikle davanın esasa girmeden reddi gerektiğini, davacı taraf kapora olarak 100.000 TL bedeli ayrı ayrı 50.000 TL olarak EFT ile müvekkiline gönderdiğini, müvekkillerine husumet yöneltilemeyeceğini savunarak haksız davanın reddi ile yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini istemiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava; taraflar arasında taşınmazın satışına ilişkin kurulan sözleşme kapsamında gönderilen bedelin tahsili amacıyla açılan alacak davasıdır.
01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren ve 03/01/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5. maddesinden sonra gelmek üzere eklenen maddeye göre:
MADDE 5/A- (1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasına eklenen cümle ile
“Dava şartı olarak arabuluculuk
MADDE 18/A- (1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.
Dava, alacak davası olup, davacı tarafından davalıya taşınmazın satışına ilişkin olarak verilen toplam 100.000,00 TL bedelin tahsiline yönelik olduğu, alacak davalarının da konusu belli bir paranın ödenmesi/ödenmemesi olması nedeniyle TTK m.5/A’da düzenlenen dava şartı olan zorunlu arabulucuk müessesine tabi olduğu kanaatine varılmıştır.
Davacı tarafa 6325 sayılı Kanun’un 18/A maddesi uyarınca arabuluculuk son tutanağını sunması için 2 haftalık kesin süre verilmiş, verilen süre içerisinde sunulmaması halinde davanın usulden reddedileceği hususu ihtar edilmiştir. Davacı tarafından bu süre içerisinde davacı tarafından 16/09/2019 tarihli tutanağın 16/09/2019 tarihinde dosyaya sunulmuş olduğu, ancak arabulucuk tutanağının davanın açılmasından sonra düzenlenmiş olduğu tespit edilmiştir.
Dava dilekçesinin incelenmesi neticesinde; davanın 7155 sayılı Kanunun 26. Maddesinde belirtilen yürürlük tarihi olan 01.01.2019 tarihinden sonra açıldığı, davanın alacak davası olduğu, alacak davasının konusunun belirli bir paranın ödenmesine ilişkin olduğu, zorunlu arabuluculuk durumunun söz konusu olduğu ve davacının arabuluculuğa başvurmadan doğrudan dava açtığı anlaşılmakla 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun m.18/A-f.2 hükmü gereğince davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-7155 sayılı Kanunun 20.maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa eklenen 5/A maddesi ve 7155 sayılı Kanunun 23.maddesi ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununa eklenen 18/A-2.maddesi uyarınca Arabulucuya başvurulmadan dava açılmış olması karşısında, davanın TTK’nun 5/A., 6325 sayılı Kanunun 18/A-2., HMK’nun 114/2 ve 115/2.maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 44,40 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.707,75 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.663,35 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf vekil ile temsil edildiğinden dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca takdiren 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı taraflara verilmesine,
5-Davalılar tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yokluğunda tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK. 341. maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 30/10/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”