Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/509 E. 2022/173 K. 16.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/509 Esas
KARAR NO : 2022/173

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/08/2019
KARAR TARİHİ : 16/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin borçlu şirketten olan 29.09.2018 tarihli 18.001,80 -TL’lik alacağının tahsil edilememesi üzerine borçlu şirket aleyhine … 32. İcra Müdürlüğünün …E. Sayılı dosyası nezdinde icra takibi başlatılarak borçlu şirkete ödeme emri gönderildiğini, borçlu şirket icra dosyasına sunmuş olduğu itiraz dilekçesinde alacaklı olan müvekkiline herhangi bir borcunun olmadığını ile sürerek; takibe konu olan borca, borcun konusuna, işlemiş ve işleyecek faize ve tüm ferilerine itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu, müvekkil şirket ile davalı şirket arasında kumaş, iplik ve tekstil ürünlerine dayanan süregelen bir ticari ilişki olduğunu, müvekkil, davalı şirketin talebi üzerine 1 kilo bedeli 30.556.08 TL olmak üzere (kdv hariç) 545,50 kg polyester mekik ipliği gönderdiğini, müvekkilim teslim edilen mal neticesinde … seri numaralı 29/09/2018 tarihli 18,001,80-TL tutarında irsaliye faturası düzenlediğini, dava konusu uyuşmazlığa dair mahkemenize sunulan ve sunulacak olan fatura, irsaliyeler ile cari hesaptan rahatlıkla anlaşılacağı üzere davalı ile müvekkilimiz sözleşme ilişkisi içerisine girdiğini, zira taraflar tacir olup keşide edilen faturalara 6102 saydı TTK m.21 f.2’in “bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır” amir hükmü uyarınca süresi içinde itiraz edilmediğini ve içeriğinin kabul edildiğini, haliyle mal alan ve buna ilişkin olarak bedeli ödemeyen davalının itirazının iptali de takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, davalı borca itirazda bulunmuş ise de 29/09/2018 tarihli cari hesap ve irsaliyeli fatura alacağımızın var olduğunu ispat etmekte olduğunu, açıklanan bu sebeple davanın kabulüne, borçlunun takibe, faize, faiz oranına, borca ve tüm ferilerine yaptığı itirazın iptaline ve takibin devamına, HMK m. 389 ve 390/2’ye istinaden ortadaki zaruri durum sebebiyle dava sonuçlanıncaya kadar davalının aktif malvarlığı üzerine davalı taraf dinlenmeden, üçüncü kişilere mülkiyeti devri engelleyecek şekilde ihtiyati tedbir konulmasına, davalı aleyhine yüzde yirmiden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderlerinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; takibe dayanak olarak cari hesap alacağı olduğunu ve buna dair bakiye borcun varlığı iddiası ile icra takibine konu edildiğini, alacağın varlığına dair, tasdiksiz cari hesap çıktısı var olduğunu, başkaca herhangi bir belge evrak veya muacceliyet ihtarı olmadığını, faiz talep edildiğinin görüldüğünü, müvekkili ile davacı arasındaki ticari faaliyetten ötürü müvekkilinin herhangi bir cari hesap borcunun bulunmadığını, davacı yanın dayandığı resmi kayıtlarına, aldığı tahsilatları girmemesinin davacı tarafın hatasının olduğunu, davacı taraf, her ne kadar müvekkilinin 29/09/2018 tarihli … sıra numaralı faturaya itiraz etmemesi nedeniyle faturanın içeriğini kabul ettiğini ve bu alacağı olduğunu iddia etmiş ise de iddiasının yerinde olmadığını, davacının müvekkilinin hakkında başlattığın … 32. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı icra takibinin kötü niyetli olduğunu bildirerek haksız davanın reddine, davacının kötü niyetle başlattığı icra takibi nedeniyle takibe konu alacak tutarının %20’sinden az olmamak koşuluyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce celp edilen … 32. İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı icra takip dosyasında; davacı/alacaklının 18.001,80 TL asıl alacak, 721,30 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 18.723,10 TL’nin tahsiline ilişkin icra takibine geçtiği, davalı 19/12/2018 tarihli dilekçesi ile takibe, borca, faize ve borcun tüm ferilerine itirazı üzerine takibin durduğu görülmüştür.
Mahkememizce verilen 21/09/2020 celse ara kararı uyarınca, … ATM’ye talimat yazılarak tarafların ticari defter ve kayıtları incelenerek davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarı ve nelerden ibaret olduğu konusunda rapor düzenlenmek üzere bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, talimat mahkemesince görevlendirilen bilirkişi … tarafından ibraz edilen 28/12/2020 tarihli raporda özetle; “Davacı 2018 yılında e-defter mükellefi olup e-defter bilgilerini usb içinde ibraz etmiştir. Davacı taraf 2018 ve 2019 yıllarına ait yevmiye kebir ve envanter defterlerini ibraz olup defterlerin açılış yevmiye defterlerinin kapanış tasdiklerinin yasal sürelerinde yaptırıldığı defterlerin birbirleri ile uyumlu olduğu tek düzen hesap planına uygun tutulduğu tespit edilmiştir. Davacının defter kayıtlarından görüldüğü gibi 29.09 2018 tarihli yevmiye defteri kaydına göre tek fatura ile yapılan satıştan doğan alacak tutarı yıl sonunda kapanış maddesinde de yer almıştır. Davalının defter kayıtlarında davacı tarafından kesişen 29,08,2018 tarih … no 18.001.80- TL tutarlı faturanın işlenmiş olduğu görülmüştür. Ancak bu kayıttan önce davacı defterlerinde olmayan 3 adet ödeme görülmektedir. Yukarıdaki tablolardan görüldüğü gibi toplam ödeme 20.660.35-TL olup fatura tutarı düşüldükten sonra davacıdan 2.658,55-TL alacaklı görülmektedir. 14.09.2018 tarihinde tediye makbuzu ile 1500 $ TL karşılığı 9.534,75-TL teslim alan kısmında … ismi ve imza bulunmaktadır. Bu kişinin davacı şirketin yetkilisi olup olmadığı bu imzanın ona ait olup olmadığı tespit edilememiştir. 28.09.2018 tarihinde tediye makbuzu ile 1000 $ TL karşılığı 6.075,20-TL teslim alan kısmında … ismi ve imza bulunmaktadır. Bu kişinin davacı şirketin yetkilisi olup olmadığı bu imzanın ona ait olup olmadığı tespit edilememiştir. 03.08.2018 tarihinde tediye makbuzu ile 1000 $ TL karşılığı 5.050,40-TL teslim alan kısmında … ismi ve imza bulunmaktadır. Bu kişinin davacı şirketin yetkilisi olup olmadığı bu imzanın ona ait olup olmadığı tespit edilememiştir. Dosyada bulunan vekaletnamelerden davalının ilk vekili … ın vekaletnamesinin davalı şirket yetkilisi olarak … tarafından noterde imzalandığı vekillikten çekildikten sonra davayı takip etmeue başlayan … in vekaletnamesinin şirket yetkilileri olarak soner eken ve cavidan eken tarafından noterde imzalandığı tespit edilmiştir. … bu yetkililer atasında bulunmamaktadır. Bu kayıtlar neticesinde davalı davacıdan 2018 yılı sonu itibari 2.658,55 TL alacaklı görülmektedir. Makbuzların doğruluğunu davalını ispatlaması gerektiği kanaatindeyim. Ayrıca dava konusu faturanın elden ödenmesi vergi usul kanununa göre mümkün değildir. Tevsik edici yollardan ödenmesi gerekir. Dava konusu faturanın her iki taraf defterinde de kayıtlı olması sebebiyle BA&BS formlarının incelenmesine gerek duyulmamıştır.” sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe;
Dava, davacı tarafın ticari ilişki kapsamında cari hesap alacağı olduğu iddiasıyla başlattığı … 32. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı icra takibine karşı davalı tarafın borçlu olmadığını iddia ederek yapmış olduğu itirazın iptaline ilişkindir.
Yargılama sırasında uyuşmazlığın çözümlenmesi amacıyla her iki tarafın da ticari defter ve kayıtların incelenmesine karar verilmiştir. Talimat aracılığıyla alınan bilirkişi raporunda, tarafların ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu ve sahiplerinin lehine delil olma vasfına haiz oldukları, takip konusu faturanın her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacının ticari defterlerine göre takip tarihi itibariyle 18.001,80 TL alacaklı olduğu, davalının ticari defter kayıtlarında takip konusu fatura kayıtlı olmakla birlikte üç adet ödeme kayıtlı olduğu, 14/09/2018 tarihinde 9.534,75 TL, 28/09/2018 tarihinde 6.075,20 TL, 03/08/2018 tarihinde 5.050,40 TLödeme kaydı bulunduğu, ödemelerin dayanakları olan makbuzların teslim alan kısmında … isim ve imzasının bulunduğu, bu ödemelerin mahsubu sonucunda davalının ticari kayıtlarında 2.658,55 TL alacaklı göründüğü, ancak bu ödemelerin davacıda kayıtlı olmadığı tespit edilmiştir.
Bilirkişi incelemesi sonrasında fatura konusu malın teslim edildiği ve davalı tarafından kabul edildiği ortaya çıkmıştır. Uyuşmazlık; davalının ödemelerinin kabul edilip edilemeyeceği, ödemeler sonucunda borcun sona erip ermediğine ilişkindir. Dosyada bulunan makbuzlardan davalının ödemelerini alan kişinin … olduğu anlaşılmaktadır. Davacının … isimli bir ortağı veya yetkilisi bulunmadığı ticari sicil kayıtlarından anlaşılmıştır. SGK’ya yazılan müzekkereye verilen cevaptan davacının 2018 yılında … isimli bir çalışanı bulunduğu anlaşılmıştır. Bunun üzerine …’ın tanık olarak dinlenilmesine karar verilmiştir. Ancak …’ın tanık olarak dinlenilmesi için yazılan talimat, tebligatın iade olması sebebiyle yerine getirilememiştir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının ticari defter ve kayıtlarının HMK m.222 hükmüne uygun olarak tutulması sebebiyle sahibi lehine delil olma vasfına haiz olduğu, ticari defter kayıtlarına dayanak alacağının konusunu oluşturan faturanın davalıya teslim edildiği, davalının faturaya yönelik bir itirazının bulunmadığı, faturanın tarafların defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı tarafından ödeme savunmasında bulunulduğu, davalı tarafından sunulan ödemelerin davacı tarafından kabul edilmediği, makbuzlarda ödemeyi teslim alan olarak görünen kişinin davacının yetkilisi olmadığı, dolayısıyla davalı tarafından ödemenin, davacı adına ödeme almaya yetkili olan bir kimseye yapıldığının ve borcun ödendiğinin ispatlanamadığı, davalı tarafından yemin delilline de dayanılmadığı anlaşılmakla davacının takip tarihi itibariyle faturadan kaynaklı olarak 18.001,80 TL alacaklı olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle; davanın kabulüne, itirazın asıl alacak açısından iptaline, takibin 18.001,80 TL asıl alacak üzerinden devamına, takip tarihinden itibaren asıl alacak 18.001,80 TL’ye değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, alacak likit ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen alacağın %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle
1-Davanın KABULÜNE, itirazın asıl alacak açısından iptaline, takibin 18.001,80 TL asıl alacak üzerinden devamına, takip tarihinden itibaren asıl alacak 18.001,80 TL’ye değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına,
2-Kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 3.600,36 TL %20 icra inkar tazminatın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 1.229,70 TL nispi karar ve ilam harcından, başlangıçta yatırılan 213,81 TL peşin ve 93,62 TL icra veznesine yatırılan harç olmak üzere toplam 307,43 TL’nin mahsubu ile bakiye 922,27 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 307,43 TL (peşin+icra veznesine yatırılan harç) ile 44,40 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 351,83 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 981,50 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.100,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. Maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair; davacı tarafın yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/03/2022

Katip …
¸¸

Hakim …
¸¸