Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/496 E. 2021/1002 K. 22.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/496 Esas
KARAR NO : 2021/1002

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/08/2019
KARAR TARİHİ : 22/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkilinin, 16.03.2014 tarihinde davalı … Ltd Şti’den … no’lu konutun satışı hususunda anlaştığını, müvekkilinin , taşınmaz bedelinin ödenmesi hususunda davalı … ‘ya bedelin bir kısmını peşin , bir kısım bedelli ise ileri tarihli senetler olarak düzenlediğini ve senetlerin vadesi geldiği süre zarfında ödediğini, müvekkilinin anılan taşınmazı 31.10.2018 tarihinde ”…Tapu Devri için Talimatname ve Noter Senedi” ile devrettiğini, devir işlemi sonrasında sonrasında davalı … A.Ş nin müvekkiline 31.10.2018 tarihinde bir ibraname verdiğini, bu ibranamede , müvekkilinin söz konusu taşınmaza ait bir borcun bulunmadığının yazılı olduğunu, senetlerin fiziken müvekkiline taleplerine rağmen verilmediğini, sonrasında 16.03.2014 tanzim ve 24.07.2018 tarihli 3.900-TL senet ile 16.03.2014 tanzim ve 24.08.2018 vade tarihli 3.900-TL’lik senet olmak üzere iki senedin davalı … tarafından … 6 İcra Müdürlüğünün … E. Takibe konduğunu, davalı …’in senet arkasında son ciranta olarak imza attığını ancak senetleri ciranta yolu ile teslim aldığı, diğer cirantalar … , … A.Ş, … A.Ş ile davalı … A.Ş aleyhine icra takibi yapmadığını, bu durumdan, davalının söz konusu senetlerin tahsil edildiğini bildiği halde kötüniyetli olarak hareket ettiğinin anlaşıldığını, icra takibine konu edilen senet borçlarının davalı … şirketine ödendiğini ve senetlerden ötürü davalılara borçlu olunmadığını beyan ile öncelikle İİK 72/3 maddesi gereğince ihtiyati tedbir kararı verilmesini, yapılacak yargılama neticesinde … 6 İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında takibe konu edilen senetler karşılığından müvekilin borcunun olmadığının tespitini, ödenmiş bu senetlerin istirdatını, kötüniyetli olarak başlatılan icra takibi için %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevabında, müvekkilinin davacı tarafından ileri sürülen iddiaları ve iki taraf arasındaki ticari ilişkiyi bilmesinin beklenemeyeceğini, senedin bir kambiyo senedi olduğunu ve kural olarak sebebe bağlı olmayıp sebepten soyut nitelikte olduğunu, ödendi ise davacının senetleri lehtardan teslim alması veya senet üzerine ödendi şerhinin düşülmesinin gerekeceğini, davacı taraf borçlu olmadığını iddia etse de senet üzerinde geçerli bir ciro varken ciranta borçtan kurtulamayacağını, müvekkilinin iyiniyetli hamili olduğunu senetlerle ilgili sorumlu olan muhatap borçlu … aleyhine haklarını kullandığını, müvekkilinin burada ciranta olduğunu, yaratılan hukuki görünüşe güvenen iyi niyetli üçüncü kişi konumunda olduğunu, icra dosyasına veyahut taraflarına herhangi bir ödeme yapılmadığından davacının müvekkilinden senetlerin istirdadını talep edemeyeceğini, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemeyeceğini beyan ile davanını reddi gerektiğini savunmuş ve davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
… 6. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının bir örneği celp edilmiş, incelenmesinde; davalı …’in dosyamız davacısı aleyhinde, 24/07/2018 ve 24/08/2018 vade tarihli 3.900,00 TL bedelli 2 adet senede istinaden toplam 8.171,35 TL nın tahsili bakımından takibe geçtiği görülmüştür.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe;
Davacı taraf, … 6. İcra müdürlüğü … E. Sayılı icra takibine konu kambiyo senetlerinden dolayı diğer davalı … ödeme yapması nedeniyle borcun sona erdiği iddiasıyla borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir. Davalı …, yetki itirazında bulunarak davanın reddinin gerektiğini savunmuştur. Davalı …, iyiniyetli hamil olduğunu, keşideci ile lehtar arasındaki defilerin kendisine ileri sürülemiyeceğini beyan ederek davanın reddinin gerektiğini savunmuştur.
Yargılama sırasında davalılardan … A.Ş hakkında … 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasından iflas kararı verildiği, iflas işlemlerinin … 1. İflas İdaresi tarafından… İflas sayılı dosyası üzerinden yürütüldüğü anlaşılmış, iflas müdürlüğünce ikinci alacaklılar toplantısının henüz yapılmadığı, müflis şirket masasında tasfiye işlemlerinin İİK 219 maddesi gereğince adi tasfiye usulü ile yürütülmesine karar verilmiş olmakla, bu davalı yönünden iflas kararının kesinleşmesi ve ikinci alacaklılar toplantısının yapılmasının beklenmesi gerektiğinden, hakkındaki davanın bu dosyadan tefriki ile ayrı bir esasa kayıt edilmesine karar verilmekle, davacının davalı … şirketi hakkındaki davasının bu dava dosyamızdan tefrik edilmekle …Esas sırasına kaydedilmiştir.
Mahkememizce tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, davalı …ticari defter ve kayıtları ve dosya incelenerek davacı ile arasındaki akdi ve ticari ilişkinin belirlenmesi, alacak borç durumunun tespit edilmesi, davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı varsa miktarının nelerden ibaret ve ne kadar olduğu konusunda rapor alınmak üzere Mali Müşavir bilirkişi … vasıtası ile inceleme yapılmasına karar verilmiş, bilirkişi 11/11/2020 tarihinde; davacı ile 1 nolu davalı arasında akdedildiği iddia edilen 16/03/2014 tarihli … Sözleşmesine dosyanın tetkikinde rastlanılmadığını, 2 nolu davalı tarafından davacı aleyhine 16/03/2014 tanzim ve 24/07/2018 vade tarihli 3.900,00.-TL ile 16/03/2014 tanzim ve 24/08/2018 vade tarihli, 3.900,00.TL tutarlı senetler ile icra takibi yapıldığını, söz konusu senetlerin, davacı tarafından 1 nolu davalı … Tic. A.Ş. adına düzenlenmiş olduğunu, düzenlenme tarihinin 16/03/2014 tarihi olduğunu, senet tutarlarının 3,900,00.-TL olduğu, senetlerin arkasındaki cirantalarının ise :”…Tic. A.Ş. , …A.Ş. , … A.Ş. ,…, …..” olduğunu, inceleme gün ve saatinde davalı şirket tarafından herhangi bit ticari defter ve/veya belge ibraz edilmediğinden davalıya ait ticari kayıtların incelenmesinin mümkün olmadığını, bu nedenle de davacı tarafından takibe konu edilen senetlerin tamamının ödenip ödenmediğinin tespit edilemediğini, ancak 31/10/2018 tarihli … ÂŞ. nin antetli kağıdına yazılı ibranamenin :”… taraflar arasındaki Konut ve İnce İşler sözleşmelerini ait satım bedellerinin tamamı şirketlerinin banka hesaplarına iskontolu olarak ödendiğini, müşteri senetlerinin fiziki iadeleri en kısa sürede kendisine iade edileceğini, müşterinin şirketlerine ilişkin herhangi ‘bir borcu kalmadığı…” şeklinde olduğunu, ibranamnenin altında 1 nolu Davalı …Tic. A.Ş. nin kaşesi ile üzerinde bir adet imzanın mevcut olduğunu, söz konusu ibranameye ilişkin nihai takdirin Sayın Mahkemenize ait olduğunu rapor etmiştir.
Dosya kapsamından; davacı ile … arasında gayrimenkul satışı konusunda anlaşma yapıldığı, dava konusu bonoların bu kapsamda davacı tarafından …emrine düzenlendiği, … tarafından davacıya gönderilen 31/10/2018 tarihli belgede davacının borcunun kalmadığı, bonoların fiziki iadelerinin en kısa zamanda yapılacağının bildirildiği, icra takibinin konusunu oluşturan 16/03/2014 düzenlenme tarihli 24/07/2018 vade tarihli 3.900,00 TL bedelli ve 16/03/2014 düzenlenme tarihli 24/08/2018 vade tarihli 3.900,00 TL bedelli bonoların … tarafından … A.Ş’ye ciro edildiği, … A.Ş tarafından …’e ciro edildiği, … tarafından davalı …’e devredildiği görülmüştür.
Uyuşmazlık, davacının icra takibine konu edilen bonolar sebebiyle borcunun sona erip ermediği, bonolar nedeniyle borcun sona ermesinin defi olarak davalıya karşı ileri sürülüp sürülemeyeceği konularına ilişkindir.
Mahkememizce davalı …’in “dava konusu senedi kimden devraldığı, senedin neye karşılık hangi ticari ilişkiye istinaden devir alındığı, senet karşılığında vermiş olduğu mal, hizmet veya para, davalı … ile davacı … arasındaki ticari ilişkiyi alacak borç durumunu bilip bilmediği” hakkında isticvabına karar verilmiş olmakla, davalı huzurdaki beyanında; “dava konusu senedi babam …ten aldım, babama bir miktar borç para vermiştim onun karşılığında senetleri bana verdi, ben iç mimarım, babam da inşaat mühendisidir, ben babama 2 yıl önce borç para vermiştim, benim … ile herhangi bir iş ilişkim yoktur, bildiğim kadarıyla babamın … ile bir iş ilişkisi vardır,… A.Ş babamın şirketidir, babam senedi … alıp cirolayıp bana verdi, bu konuda bildiklerim bundan ibarettir, başkaca bilgim yoktur” demiştir.
TTK’nın 686. maddesine göre; Bir poliçeyi elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa da kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde, yetkili hamil sayılır. Poliçe herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, birinci fıkrada yazılı hükümlere göre hakkı anlaşılan yeni hamil, ancak poliçeyi kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisabında ağır bir kusur bulunduğu takdirde o poliçeyi geri vermekle yükümlüdür. TTK’nın 687/1 maddesi “Poliçeden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri başvuran hamile karşı ileri süremez; meğerki, hamil, poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun.” hükmünü haizdir. Aynı yasanın 778. maddesi uyarınca aynı hüküm bonolar hakkında da geçerlidir. Somut olayda dava konusu bonolarda lehtardan hamile ciro silsilenin tam olduğu, herhangi bir kopukluk bulunmadığı anlaşıldığından davalının yetkili hamil olduğunun kabulü gerekir.
Yargılama sırasında davalının bonoların iktisabında kötü niyetli olduğunu ve bilerek borçlu zararına hareket ettiğini gösterir delillerini sunması için davacıya süre verilmiş, davacı tarafından bu hususta delil ibraz edilmemiştir. Bononun vade tarihinden sonra ciro edildiğinin ve cironun alacağın temliği niteliğinde olduğunun davacı tarafından ispatlanmadığı, davacı tarafından davalının kötüniyetli olduğu ve bilerek borçlunun zararına hareket ettiği hususunda delil bulunmadığı, tanık ve başka bir delile başvurulmadığı dikkate alınarak davacı tarafa yemin deliline başvurma hakkı hatırlatılmıştır. Davacı vekilinin vekaletnamesinin incelenmesinde yemin teklif etme yetkisinin bulunduğu anlaşılmıştır. Mahkememizin 26/04/2021 tarihli celsesinde hazır bulunan davalı asile 6100 Sayılı HMK’nın 233. maddesi uyarınca yeminin icrasından önce yeminin anlam ve önemi, hangi konuda yemin edeceği hususları anlatılmış, yalan yere yemin etmesi halinde cezalandırılacağı hususu ihtar edilmiş, davalıya davacının yemin teklifi sorulmuş, davalı asil yemin eda etmeyi kabul ediyorum şeklinde beyanda bulunmuş, usulüne uygun olarak yemini yaptırıldıktan sonra davalı asil,”ben senet bedellerinin davalı … A.Ş tarafından tahsil edilip edilmediğini bilmiyorum, davalı … ile dava dışı babam olan …’in arasında ticari ilişki vardır, …’nın müşterileri ile ibralaşma yapıp yapmadığını bilmiyorum, ben senetleri babamdan olan alacağıma karşılık aldım” şeklinde beyan ederek yeminini eda etmiştir. Kural olarak, yeminin eda edilmesi halinde çekişmeli vakıa kesin delille ispat edilmiş olur. Yemin teklif eden taraf, yeminin hukuki sonuçlarına katlanmak zorundadır.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davalının yetkili hamil olduğu, dava konusu bonolar üzerinde teminat olarak verildiğine dair bir kayıt bulunmadığı, vade tarihinden sonra ciro yapıldığının kanıtlanmadığı, bu durumda cironun vade tarihinden önce yapıldığında ilişkin karinenin geçerliliğini koruduğu, dolayısıyla davacıların şahsi defilerini ileri süremeyeceği, kambiyo senetlerinin sebepten soyut olduğu, ispat yükü üzerinde olan davacılar tarafından davalının dava konusu bonoları iktisap ederken bile bile borçluların zararına hareket ettiğini ve kötüniyetli olduğunu gösterir delil ibraz edilmediği, davalının dava dışı …’in kızı olmasının davalının kötüniyetli olduğunu ve bilerek borçluların zararına hareket ettiğini göstermeyeceği, davalının bonoları iktisap ederken bilerek davacıların zararına hareket ettiği ispatlanamadığından ve davalının usulüne uygun olarak yemin eda etmesi üzerine davalının davacı ile … arasındaki ilişkiyi ve ibralaşma yapılıp yapılmadığını bilmediği hususu çekişmesiz hale geldiğinden TTK m.687 uyarınca davacıların şahsi defilerini davalıya karşı ileri sürebilmesinin mümkün olmadığı dikkate alınarak davacının dava konusu bonolar nedeniyle davalıya borçlu bulunduğu sonucuna varılarak, davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 139,55 TL harçtan mahsubu ile fazla harç olan 80,25‬ TL nın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca hesap olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
5-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. Maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/12/2021

Katip … Hakim …
¸¸ ¸¸

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”