Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/489 E. 2023/230 K. 23.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/489 Esas
KARAR NO : 2023/230

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak)
DAVA TARİHİ : 31/07/2019
KARAR TARİHİ : 23/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından verilen 31/07/2019 tarihli dava dilekçeside; Davacı vekilinin Müvekkili …’nın 13.05.2015 tarihinde … Şubesinde bu bankanın şube müdürü olan …’ya 1.050.000.000 (Bir milyar Ellibin ) Irak Dinarını banka şubesinde ABD dolarına çevirtmek için teslim edildiğini, Şube müdürü de müvekkiline banka kaşesini içerir alındı belgesi düzenleyerek verildiğini, Banka müdürü bu parayı bankada teslim alıp müvekkiline dolara çevirtip ödeme yapacağını belirtmiş ise de parayı mal edindiğini, … hakkında ceza davası açıldığını, …köy 33.Asliye Ceza Mahkemesi suçun “Banka zimmeti” kapsamında kaldığı gerekçesiyle … E.ve … K.sayılı kararıyla dosyayı görevli mahkemenin … 8.Ağır Ceza Mahkemesi olduğunu belirterek dosyada görevsizlik kararı verildiğini, … 8. Ağır Ceza Mahkemesinin …e.sayılı dosyası ile sanık … hakkında mahkümiyet kararı verildiğini, Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre banka yöneticilerinin banka adına yaptıkları iş ve işlemlerden “Bir güven kurumu” olarak bankanın kendisinin de “Kusursuz sorumlu” Olduğunu İstihdam edenlerin mesuliyeti 6098 S.lı Borçlar Kanunu (Yeni) MADDE 66’da Adam çalıştıranın sorumluluğunun başkalarına verdiği zararı gidermekle yükümlü olduğunu, Bankaların objektif özen yükümlülüğü ile sorumlu olduğunu, Bankaların basiretli tacir gibi davranma sorumluluğu bulunduğunu, Banka müdürünün suçu sabit olursa kanun ve Yargıtay içtihatlarına göre bankanın bundan sorumlu olduğunu, Banka çalışanının verdiği ihmali zarardan dahi sorumlu olduğuna göre kasti verilen zarardan evleviyetle sorumlu olacağını. Davalı banka … şubesi gibi prestijli bir şubesine müvekkilini dolandıran şahsi Müdür olarak en üst rütbede atamış olduğunu, Müvekkili parasını bankaya teslim ettiğini, çünkü banka müdürü bankanın şubedeki en üst temsilcisi olduğunu, şahıs Banka Müdürü olmasaydı müvekkilinin ona para vermesinin söz konusu olmayacağını, Banka olaydan sonra şahsın iş akdini hemen fesh ettiğini, Banka müdürü bankadaki makam odasında alınan parayı ve ABD doları karşılığını bankanın kaşesini de vurup imzalayarak müvekkiline teslim ettiğini, belirtilen nedenlerle bankanın da söz konusu olayda doğrudan sorumlu olduğunu, … 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin… d.iş ve … K.sayılı Adli Yardım Kararı Dilekçelerinin ekinde olduğunu, Banka Müdürü … 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile yargılanarak suçu sabit görülerek cezalandırıldığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile müvekkilinden alınan 1.050.000.000 Irak Dinarının paranın banka müdürünce alıkonulduğu gün olan 13.05.2015 tarihinden bu güne işlemiş yasal faizi ile fiili ödeme tarihindeki TCMB döviz satış kuru esas alınarak davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi, duruşma gün ve saati tebliğ edilmiş, davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde; Müvekkili Bankanın, gerek davacı tarafın ve dava dışı …’nın bilgilendirilmesi, gerekse dava dışı … aleyhine Ceza Dosyası ile yargılaması halihazırda temyiz incelemesinde devam eden dava aracılığıyla gerekli araştırmaların gerçekleştirildiğini, Müvekkili Banka tarafından gerçekleştirilen inceleme neticesinde, dava konusu iddiaların müvekkili Banka ile hiçbir ilgisinin olmadığını, tersine bu iddiaların davacı ile yabancı uyruklu ve Türk vatandaşı dava dışı üçüncü kişilerin kendi aralarındaki işlem ve ihtilaflarla ilgili olduğunun tespit edildiğini, müvekkili Bankanın, dava konusu iddiaların gerçekleştiği tarih itibarıyla Irak Dinarı ile ilgili herhangi bir bankacılık işlemi yapmadığını, ayrıca davacı tarafın müvekkili Banka kayıtlarında herhangi bir hesabı/kaydı da mevcut olmadığını, dava konusu iddialar ile ilgili müvekkili Bankanın, dava dışı … tarafından müvekkili Bankanın …Müdürü ile Teftiş Kurulu Başkanının aranması ile haberdar olunduğunu, Müvekkili Banka yetkili birimlerince, tüm hesap kayıtları ve ilgili tarihlere ilişkin kamera görüntüleri üzerinde yapılan incelemelerde, davacı tarafından müvekkili Banka’ya ya da bankadaki herhangi bir hesaba davacının iddia ettiği 1.050.000.000 Irak Dinarı ya da başkaca bir para yatırıldığı veya verildiğine dair hiçbir belge, bilgi ya da kayıt bulunmadığını, davacı tarafın müvekkili Banka kayıtlarında herhangi bir hesabı ve/veya kaydı mevcut olmadığını, nitekim belirtikleri üzere müvekkili Banka, ırak dinarına ilişkin herhangi bir işlem yapmadığını, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 66. Maddesinde; çalışanın, kendisine verilen işin yapılması esnasında başkalarına verdiği zarardan adam çalıştıranın sorumlu olacağını düzenlediğini, dava dışı … isimli eski banka çalışanı tarafından yapıldığı iddia edilen döviz teslim alma ve teslim etme işlemlerinin, müvekkili Banka tarafından bu çalışana verilmiş bir iş ya da görevle hiçbir ilgisi bulunmadığını, Ceza Dosyasında tarafların beyan ve belgeleriyle belirtildiği üzere, iddia edilen dövizler bir çay bahçesi ve alışveriş merkezinde dava dışı üçüncü kişi/kişilere teslim edildiğini, hiçbir şekilde müvekkili Bankaya veyahut müvekkili Banka kayıtlarına dâhil olmadığını, herhangi bir şekilde kabul anlamına gelmemek üzere, bir an için iddia edilen işlemlerle ilgili bir zarar oluştuğu varsayılsa dahi, bu zararın davacıyla bir ilgisi olmadığını, bu anlamda davacı bir zarara da uğramadığını, dolayısıyla müvekkili banka nezdinde istihdam edilmiş bir personelin, kendisine verilen iş ve görevlerle hiçbir ilgisi olmayan ve işyeri haricinde gerçekleştirmiş olduğu işlemler ya da eylemler sebebiyle davacı tarafından müvekkili bankaya kusur izafe edilmeye çalışılmasının hukuken geçerli olamayacağını bu nedenlerle de müvekkili bankanın adam çalıştıran sıfatı ile sorumlu tutulmaya çalışılması haksız ve hukuki mesnetten yoksun olduğunu mesnetsiz iddialarının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce dosya üzerinden bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, ibraz edilen 03/02/2023 tarihli raporda: Dava dışı …’nın davalı bankanın … Şubesi Müdürü olarak görev ifa ettiği ve davacı ile de bu sıfatla davaya konu işlemi yaptığı, bu durumda dava dışı …’nın davalı bankanın temsil yetkisi bir şube ile sınırlandırılmış ticari temsilcisi olduğu, ticari temsilci işletme sahibinin ticaret ünvanını kullanarak ve onun adına ve hesabına işlem yapması nedeniyle de davalı bankanın, davacının zararından sorumlu olacağı, Ancak bir an için TBK md 66’da düzenlenen adam çalıştıranın hukuki sorumluluğu hükümleri gereği de adam çalıştıran konumunda olan davalı bankanın, çalışanı …’nın davacıya vermiş olduğu zarardan sorumlu olacağı 13.05.2015 tarihinden tahsiline kadar 1.050.000.000 Irak Dinarına işleyecek yasal faizi ile ödenmesi, tarafların diğer taleplerinin ise mahkeme takdirleri içinde kaldığını bildirmişlerdir.
… 8. Ağır Ceza Mahkemesinin … Esas ve … Karar sayılı dosyası Uyap ortamından celp edilmiştir. İncelenmesinde, iş bu davamızın konusu ile ilgili olarak dava dışı banka müdürü …’nın olay tarihinde …’de bulunan … Bankası’nın şube müdürü olarak görev yaptığı, olay tarihinde banka müdürü olan sanığın ( dava dışı banka müdürü …) katılan (davacı) ile yaptığı görüşme sonucu kendisine getirilecek olan Irak Dinarını dolara çevirmek hususunda anlaştıkları, katılanın önce 248.870.000 Irak Dinarının sanığın görev yaptığı bankadaki odasında çanta içerisinde sanığa teslim ettiği, sanığın dolar bulmak bahanesiyle katılanı bir süre oyaladığı, daha sonra dolara çevirme işlemi yapabilmek için 1 milyar Dinarın gerektiğini söyleyerek katılandan 13/07/2015 tarihinde 1.050.000.000 Irak Dinarının yine banka şubesinde teslim aldığı, bunun karşılığında katılana bir alındı belgesi verdiği, sanığın katılana 50.000 Amerikan Doları parayı katılana verip kalan dinar karşılığı parayı katılana vermediği, bu suretle üzerine atılı hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediğinden bahisle cezalandırılmasına karar verildiği görülmüştür.
… 8. Ağır Ceza Mahkemesinin …Esas ve … Karar sayılı dosyasında verilen kararın istinaf edilmesi üzerine ise, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 22. Ceza Dairesinin 2019/865 Esas ve 2019/1712 Karar sayılı ilamı ile , olay tarihinde banka müdürü olan sanığın katılan ile yaptığı görüşme sonucu kendisine getirilecek olan Irak Dinarını dolara çevirmek hususunda anlaştıkları, katılanın önce 248.870.000 Irak Dinarının sanığın görev yaptığı bankadaki odasında çanta içerisinde sanığa teslim ettiği, sanığın dolar bulmak bahanesiyle katılanı bir süre oyaladığı, daha sonra dolara çevirme işlemi yapabilmek için 1 milyar Dinarın gerektiğini söyleyerek katılandan 13/07/2015 tarihinde 1.050.000.000 Irak Dinarının yine banka şubesinde teslim aldığı, bunun karşılığında katılana bir alındı belgesi verdiği, sanığın katılana 50.000 Amerikan Doları parayı katılana verip kalan dinar karşılığı parayı katılana vermediği, bu suretle üzerine atılı hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediği yönündeki ilk derece mahkemesinin oluş ve sübuta ilişkin kabulünde isabetsizlik görülmediği, sanığın banka müdürü olup konvertibl olmayan Irak Dinarını Amerikan Dolarına çevirmek için katılan ile anlaştığı, bu işlem için sanığın kendi beyanına göre komisyon almayı düşündüğü, sanığın yaptığı bu işlemlerin bankadaki görevi gereği olmayıp katılan ile aralarındaki anlaşma gereği yapacağı, eylemin bu haliyle uzlaşma kapsamındaki güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğu dairemizce dosyanın uzlaşma işleminin yapılması için ilk derece mahkemesine tevdiine karar verilmiş olmasına rağmen taraflar arasında uzlaşmanın gerçekleşmediği olayda sanık hakkında güveni kötüye kullanma suçu oluşmasına rağmen sanık hakkında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan hüküm kurulması kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle katılan vekili ile sanığın istinaf itirazları bu yönü ile yerinde görülmekle, CMK’nın 280/2 maddesi gereğince … 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 24/05/2018 tarih ve … Esas-…Karar sayılı ilamının kaldırılarak, sanığın sabit görülen güveni kötüye kullanma suçundan eylemine uyan TCK’nın 155/1 maddesi uyarınca neticeten 2 yıl 1 ay hapis ve 2.500 tl adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği görülmüştür.
İstinaf ilamına karşı yapılan temyiz istemi sonucunda ise Yargıtay 11. Ceza Dairesi’nin 2021/24349 Esas ve 2021/11758 Karar sayılı ilamı ile, ilk derece mahkemelerinin görevine giren ve kanunda üst sınırı iki yıla kadar (iki yıl dâhil) hapis cezasını gerektiren suçlar ve bunlara bağlı adlî para cezalarına ilişkin her türlü bölge adliye mahkemesi kararlarının temyizi mümkün olmadığından, katılan vekilinin ve sanığın temyiz isteminin 5271 sayılı CMK’nin 298. maddesi uyarınca reddine karar verildiği ve böylece kararın 07.12.2021 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
Adam çalıştıranın sorumluluğu 6098 sayılı TBK’nın 66. maddesinde düzenlenmiştir. Bu madde gereğince, adam çalıştıranlara genel nitelikte objektif bir özen yükümlülüğü yüklenmiş ve adam çalıştıranın bir özel hukuk ve bağımlılık ilişkisi içerisinde çalışanlarının kendilerine bırakılan işleri gördükleri sırada hukuka aykırı bir fiille üçüncü kişilere vermiş oldukları zarardan sorumluluğu düzenlenmiştir. Buna göre adam çalıştıranın sorumluluğu, kusursuz sorumluluk türlerinden özen sorumluluğudur. Başka bir deyişle adam çalıştıranın sorumluluğunun kaynağı, adam çalıştıranın çalışanlarını seçerken ve onları çalıştırırken çalışanlar üzerindeki denetim ve gözetim ödevini yerine getirmemesine, kanun tarafından kendisine yükletilen bu tür objektif bir ödevi ihlal etmesine dayanmaktadır (Eren, Fikret; Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Ankara, 2017, s. 643).
Adam çalıştıranın sorumluluğu bir kusur sorumluluğu olmadığı için sorumluluk, kendisinin veya emrinde çalışan yardımcı kişinin kusurlu olup olmamasına bakılmaksızın, kusurdan bağımsız olarak doğmaktadır. Sorumluluğun doğması için objektif özen yükümlülüğünün ihlâliyle meydana gelen zarar arasında, uygun illiyet bağının bulunması yeterlidir (Eren, s. 644).
6098 sayılı TBK’nın 66. maddesinde ayrıca adam çalıştırana sorumluluğu kaldıracak nitelikte bir kurtuluş kanıtı getirme imkânı tanınmıştır. Buradaki kurtuluş kanıtı, niteliği itibariyle bir kusursuzluk kanıtı olmayıp, sorumluluktan kurtulma kanıtıdır. Bu nedenle, adam çalıştıran; zararın meydana gelmemesi için somut durumun gerektirdiği her türlü objektif dikkat ve özeni göstermiş olduğunu ispat ederse, sorumluluktan kurtulacaktır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 74. maddesi hükmü gereğince, hukuk hakimi kesinleşen ceza mahkemesi kararındaki maddi olgu ile bağlıdır. Ceza Mahkemesi kendine has usuli olanakları nedeniyle hükme esas aldığı maddi olayların varlığını saptamada daha geniş yetkilere sahiptir. Bu nedenle, hukuk hakiminin, ceza hakiminin fiilin hukuka aykırılığını ve illiyet bağı saptayan maddi vakıa konusundaki kabulü ve ceza mahkemesinin kabul ettiği olayın gerçekleşme şekli diğer bir deyişle maddi vakıanın kabulü konusunda kesinleşmiş olan bir mahkumiyet veya maddi vakıa tespiti yapan beraat hükmüyle bağlı olacağı hem ilmi (Prof Dr. Kemal Gözler. “Res Judicata’nın Türkçesi Üzerine”, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt 56. sayı 2. 2007, s.45-61) hem de kökleşmiş kazai içtihatlarla benimsenmiş bulunmaktadır.
Tüm dosyanın bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda; davacı tarafın isteminin, 1.050.000.000 ırak dinarı paranın ABD dolarına çevirilmesi için davalı bankanın … Şubesi müdürüne teslim edildiği, davalı bankanın şube müdürünün teslim edilen parayı zimmetine geçirdiği, bu nedenle banka şube müdürüne teslim edilen paranın teslim tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsiline ilişkin olduğu, davalı tarafın ise, davacının banka şubesinde hesap ve işlem kaydının bulunmadığı, banka müdürünün yaptığı işlemlerin görevi gereği olmadığı, davanın pasif ve aktif husumet yönünden reddi gerektiği yönünde savunmada bulunduğu, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 74. maddesi hükmü gereğince, hukuk hakimi kesinleşen ceza mahkemesi kararındaki maddi olgu ile bağlı olduğu, somut olaya ilişkin olarak kesinleşen mahkumiyet hükmünün gerekçesi de değerlendirildiğinde, olay tarihinde davalı bankanın müdürü olarak görev yapan … ile davacının yaptıkları görüşme sonucu banka müdürüne teslim edilecek olan Irak Dinarının dolara çevrilmesi konusunda anlaştıkları, davacının önce 248.870.000 Irak Dinarını, davalı bankanın müdürüne görev yaptığı bankadaki odasında çanta içerisinde teslim ettiği, davalının banka müdürü olarak görev yapan …’nın ise dolar bulmak bahanesiyle davacıyı bir süre oyaladığı, daha sonra dolara çevirme işlemi yapabilmek için 1 milyar Dinarın gerektiğini söyleyerek davacıdan 13/07/2015 tarihinde 1.050.000.000 Irak Dinarının yine banka şubesinde teslim aldığı, bunun karşılığında davacıya bir alındı belgesi verip davacıya 50.000 Amerikan Doları parayı verip kalan dinar karşılığı parayı ise vermediği, banka müdürünün konvertibl olmayan Irak Dinarını Amerikan Dolarına çevirmek için davacı ile anlaştığı, bu işlem için davalının banka müdürünün kendi beyanına göre komisyon almayı düşündüğü, banka müdürünün yaptığı bu işlemlerin bankadaki görevi gereği olmayıp davacı ile aralarındaki anlaşma gereği yapacağı, yine davacının ceza yargılamasında 12/09/2017 tarihinde alınan beyanlarındaki “.. Bankanın resmi olarak bu işi yaptığını ancak hesap açmadıklarını ve sadece … Şubesi’nin bu işle görevli olduğunu, hesap açılmadığını sadece elden dinar alıp dolara çevirdiklerini söyledi… Türkiye’de ki bütün bankalarda Irak dinarı hesabı açılmamaktadır. Sadece bankalarda kasalara bu paralar konulabilmektedir” ifadeleri ile, davalı bankanın resmi olarak Irak dinarını kabul etmediğini bildiğinin anlaşıldığı, somut olayda davacı ile davalı banka arasında bankacılık faaliyetinden kaynaklı bir hukuki ilişkinin mevcut olmadığı, nitekim paranın alındığına dair düzenlenen ve yalnızca dava dışı banka müdürünün kaşesi ile imzasının bulunduğu adi yazılı belgenin de bankacılık teamüllerine uygun olmayan bir şekilde düzenlendiği, adam çalıştıranın sorumluluğu bakımından da, izah edildiği şekilde dava dışı …’nın, eylemlerini davalı bankanın müdürü sıfatıyla ve bankayı temsilen gerçekleştirmediğinden, davalı bankanın adam çalıştıranın sorumluluğundan bahsedilemeyeceğinden davacının davasının reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis etmek gerekmiştir.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle
1-Davacının davasının Reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca belirlenen 179,90-TL’peşin harç ile dava adli yardımlı olarak açıldığından suç üstü ödeneğinden karşılanan 6.000-TL bilirkişi ücreti ile posta gideri olan 464-TL toplamı olan 6.464,00 TL’ nin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 289.066,26-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davalı tarafından yargılama giderinin, yargılama gideri yapılmadığından bu konuda bir karar oluşturulmasına yer olmadığına,
5-Davacı ve davalı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. Maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair davacı vekili davacı asil ile davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341.maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 23/03/2023

Başkan …
E-imzalıdır.
Üye …
E-imzalıdır.
Üye …
E-imzalıdır.
Katip …
E-imzalıdır.