Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/486 E. 2019/1137 K. 12.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/474 Esas
KARAR NO : 2019/853

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/05/2017
KARAR TARİHİ : 23/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize sunduğu 18/05/2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında 01.02.2015 tarihli “… A.Ş. ve … A.Ş.’nin Fabrikalarına Dökme Soda Ürününün Taşınarak Tahliye Edilmesi İşi Sözleşmesi” imzalandığını, bu sözleşme ile müvekkili şirketin davalıda üretilen ağır … ürününü … Konteynerlerle alıp, karayolu ve demiryolu taşıma türlerini kullanarak sözleşmedeki fabrikalara taşınarak tahliye edilmesi işlerini taşıyan sıfatıyla 3 yıllığına üstlendiğini, müvekkili şirketin sözleşmedeki edimlerini yerine getirmesine rağmen 36 aylık sözleşmenin henüz 23. ayı tamamlanmışken davalı tarafın haklı sebep olmaksızın sözleşmeyi tek taraflı feshettiğini, davalının gönderdiği 25.08.2016 tarihli ihtarnamede ilgili sözleşmenin 10.1. maddesini gerekçe göstererek sözleşmenin 01.01.2017’de sona erecek şekilde süresinden önce tek taraftı feshettiğini, 10.1 maddesi tek taraflı fesih hakkı verse de haklı neden olmadan keyfi şekilde kullanılmasının TMK m.2’de yer alan iyiniyet kurallarına aykırı olduğunu, davalının söz konusu fesih bildirimine cevaben 08.12.2017 tarihli ihtarname düzenlediğini ve feshi kabul etmediğini bildirdiğini, sözleşmenin davalı yanca süresinden önce feshi nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik; 100.000,00 TL kazanç kaybı alacağının, 25.000,00 TL sözleşme için yapılan yatırım maliyeti alacağını, davalı şirket tarafından müvekkili şirketten tahsil edilen ambalaj ve paketleme işçiliğine ilişkin olarak şimdilik 25.000,00 TL’nin, sözleşmenin fesih tarihi olan 01.01.2017 tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi tebliğ edilmiş, davalılar vekilinin vermiş olduğu 11/07/2017 havale tarihli cevap dilekçesinde; taraflar arasındaki sözleşmenin, 10.1 maddesi uyarınca tek taraflı haklı nedenle feshedilmesine yol açan nedenlerden birinin davacı tarafından talep edilen ek süre içinde oluşan 148.550,00 TL + KDV tutarının ödenmemesi olduğunu, sözleşmenin haklı nedenle feshedilmesindeki diğer gerekçenin ise davacının Sözleşme ve Teknik Şartname hükümlerine uygun olarak edimlerini ifa etmemekte ısrar etmesi olduğunu, davacının 2016 Nisan sonrasında gerçekleştirdiği sevkiyatlardan kaynaklı kalite sorunları yaşanmaya başladığını, nitekim Soda Fabrikasından … ince ürünü ile çıkan konteyner tonajı ile … Fabrikasına ulaşan konteynerin aynı tonajda olmadığı tespitiyle, bunkerlerden ürün ilaveleri yapıldığını, bu sebeple … İnce ürününün üzerinde … iri ürünlerinin karıştırıldığının ilgili fabrika yöneticisi tarafından müvekkili şirkete 26.04.2016 tarihli yazıyla bildirildiğini, bu aykırılıkları gidermesi için süreler vermesine rağmen davacının müvekkilinin bu taleplerini yerine getirmeme hususundaki ısrarlı tutumu karşısında, Sözleşmenin 10.1 maddesi hükmünün kendisine tanıdığı tek taraflı fesih hakkını son çare olarak kullanmasında hukuka aykırılık bulunmadığını, tek taraflı fesih hakkının gerek sözleşmeye gerekse de TMK m.2’ye uygun olduğunu, hususları ileri sürerek davacı taleplerinin ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce, 04/12/2017 ara kararı uyarınca, Ankara Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak davacının ticari defter ve kayıtları incelenmek suretiyle sözleşme dolayısıyla yaptığı yatırım maliyeti, elde ettiği kazanç ve sözleşmenin feshi dolayısıyla mahrum kaldığı kar kaybının ne olduğu ve teminat mektubunun tazmininden kaynaklanan borç alacak durumunun ne olduğunun tespit edilmesinin istenilmesi için bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, Mali Müşavir bilirkişisi … tarafından ibraz edilen 26/07/2018 tarihli raporda; “davacı tarafından dava tarihi itibariyle yapılan yatırım harcamaları tutarının KDV hariç 904.108,47 TL olduğu, davalı tarafından finansal kiralama yöntemi ile dava tarihi itibariyle bedeli ödenmeyen KDV hariç (1.577.000,00 TL – 654.965,99 TL =) 922.034,01 TL kira borcunun bulunduğu ve söz konusu bedelin dava tarihinden sonraki dönemlere ilişkin olduğu, sözleşmenin ayakta kaldığı dönemden davacı tarafından davalıya dava konusu sözleşmeye ilişkin KDV hariç toplam 22.146.926,33 TL tutarında fatura keşide edildiği, dava tarihi itibariyle davacının davalıya 167,39 TL cari hesap borcunun bulunduğunun kayıtlı olduğu, davacı tarafından davalıya teminat mektubuna ilişkin 175.289,00 TL ödeme yapıldığı, taraflar arasında imzalanan 01.02.2015 tarihli sözleşmenin 10.1 maddesi kapsamında tek taraflı ihbar öneline uyularak tek taraflı fesh edildiği, taraflar arasındaki 3 yıl süre ile imzalanan sözleşmenin 1 yıl 31 gün erken feshi nedeni ile kâr kaybının tahmini olarak 1.629.954,30 TL olabileceği görüş ve kanaatine varıldığı” şeklindedir.
Mahkememizce, 04/12/2017 ara kararı uyarınca, … Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak davalının ticari defter ve kayıtları incelenmek suretiyle davacı ile davalı arasındaki borç alacak durumunun tespit edilmesi için bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, dosyanın … Asliye Ticaret Mahkemesine gönderildiği, davalı vekili tarafından 06/11/2018 tarihli dilekçesiyle defter incelemesinin Mersinde değil İstanbulda yapılmasını talep ettiğini, dosyamızın talimat mahkemesinden rapor alınmadan bila ikmal iade edilmesinin istenilmesine karar verilmiş olup, dosya rapor alınmaksızın mahkememize iade edilmiştir.
Mahkememizce, 08/10/2018 celse ara kararı uyarınca, tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, davalının ticari defter ve kayıtları ve dosya incelenerek teknik şartname ve sözleşmeye uygun taşıma yapılıp yapılmadığı, maldaki bozulmanın taşımadan mı kaynaklandığının tespiti ile teminat mektubunun paraya çevrilmesinde haklı olup olunmadığı, davacı tarafından davalıya maliyet bedeli ödemesi yapılmasının gerekip gerekmediğinin tespiti ve davacının alacaklı olup olmadığının tespiti varsa miktarının tespiti konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, …, … ve … tarafından ibraz edilen 29/03/2019 tarihli raporda; “taraflar arası sözleşmeye uygun taşıma sürecinin yürütüldüğü, bir takım aksaklıklar ve yatırımda gecikmeler olmuşsa da; davalının sözleşmeyi 13 ay önceden feshetmesinin sözleşmeye aykırılıktan kaynaklanmadığı, söz konusu feshin 4 ay kadar bildirim öneli verilerek, sözleşmede tanınan hakka dayanarak yapıldığı, taşıma sürecinde maldaki bir takım zararların ve bozulmanın taşımadan değil; yükün niteliği ve ambalaj şeklinden kaynaklandığının değerlendirildiği, davalı yanın davacı yanca verilen teminat mektubunu paraya çevirmesinin dosya kapsamında haklı olmadığı, davalının, sözleşmeyi 4 aya varan bildirim öneli ile feshettiği gözetildiğinde, davacının sözleşmenin 3 yıl süreceğine güvenerek yaptığı yatırım maliyetinden dolayı 326.483,61 TL davacı yana tazminat ödemesi gerektiği, öte yandan sözleşmenin daha 13 ay süreceği gözetilerek kazanç yoksunluğu zararına dayalı talepte bulunması açısından ise; davacının fesih hakkının sözleşmeye uygun kullanıldığının değerlendirildiği, burada tazmin – dolaylı zarar tazmini talep edilemeyeceği, sayın mahkeme TMK m.2 kapsamında feshi haklı görmezse, bu defa davacının yatırım maliyeti kaynaklı talepte bulunamayacağı gözetilerek; hakkaniyet indirimi de gözetilerek azami 1.303.470,69 TL dolaylı zararın tazmini gerektiği, davacının ayrıca, teminat mektubunun paraya çevrilmesinden kaynaklı 175.289,00 TL iade talebinde bulunabileceği görüş ve kanaatine varıldığı” şeklindedir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
Dava; taraflar arasındaki taşıma sözleşmesinin feshinden kaynaklanan alacak davasıdır.
Davacı taraf, taraflar arasındaki sözleşmenin süresinden önce haksız olarak feshedildiği iddiasıyla uğramış olduğu kazanç kaybını, yatırım maliyeti bedelini ve davalı tarafça tahsil edilen ambalaj ve paketleme bedelinin davalıdan tazminin talep etmiştir. Davalı taraf, sözleşmenin haklı nedenlerle feshedildiğini, davalı tarafın edimlerini sözleşmeye ve teknik şartnameye aykırı olarak ifa ettiğini, sözleşmeye aykırılıkların devam etmesi üzerine sözleşmenin 10.1 maddesi uyarınca sözleşmeyi usulüne uygun olarak feshettiğini beyan ederek davanın reddinin gerektiğini savunmuştur. Bu durumda uyuşmazlık; sözleşmenin feshinin haklı olup olmadığı, sözleşmenin feshi nedeniyle kazanç kaybının, yatırım maliyetinin talep edilip edilemeyeceği ve ambalaj ve paketleme işçiliğine ilişkin olarak davalı tarafından tahsil edilen bedelin iadesinin gerekip gerekmeyeceği noktalarındadır.
Öncelikle taraflar arasındaki 01.02.2015 tarihli sözleşmenin feshinin haklı olup olmadığının değerlendirilmesi gerekir. Taraflar arasında akdedilen 01.02.2015 tarihli “… A.Ş ve … A.Ş’nin Fabrikalarına Dökme Soda Ürününün Taşınarak Tahliye Edilmesi İşi Sözleşmesi” hükümlerine göre, davacı taraf davalı tarafça üretilen … ürününü … Fabrikası dökme silolarından silobas konteynerlerle alıp karayolu ve demiryolu taşıma türlerini kullanarak … A.Ş’nin fabrikalarına teslim etmeyi üstlendiği, davalı tarafın bunun karşılığında bedel ödemeyi üstlendiği, sözleşmenin ve işin süresinin 3 yıl olarak kararlaştırıldığı, sözleşmenin 10. maddesinde davalı tarafın 10 gün önceden yazılı ihtarda bulunarak sözleşmeyi tek taraflı olarak feshedebileceğinin düzenlendiği görülmüştür. Somut olayda, davalı tarafından keşide edilen … 5. Noterliği … yevmiye numaralı … tarihli ihtarname ile sözleşmenin 10.1 maddesi gereği 01.01.2017 tarihinde sonra erecek şekilde feshedildiğinin ihtar edildiği anlaşılmıştır. Yani davalı taraf 26.08.2016 tarihinde keşide edilen ihtarnameyle sözleşmenin yaklaşık 4 ay sonra 01.01.2017 tarihinde feshedildiğini bildirmiştir. Dolayısıyla Sözleşmenin 10.1 maddesine göre 10 gün önceden yazılı bildirimde bulunma şartını, davalı tarafın 4 ay kadar önceden yazılı bildirimde bulunmak suretiyle yerine getirdiği açıktır. Taraflar tacir olup basiretli davranmakla yükümlü olduğundan sözleşmede kararlaştırılan tek taraflı fesih düzenlemesi her iki taraf için bağlayıcıdır. Bu nedenle fesih hakkının kullanılması dürüstlük kuralına aykırılık olarak değerlendirilmemiştir. Tüm bu açıklanan nedenlerle; sözleşmeye uygun olarak yapılan feshin haklı olduğu kanaatine varılmıştır.
Davacı tarafın sözleşmenin feshine bağlı yatırım bedeli ve kazanç kaybı talepleri açısından yapılan değerlendirmede; öncelikle taraflar arasındaki sözleşmede davalı tarafın sözleşmeyi tek taraflı olarak feshetme yetkisinin kararlaştırılmış olması, tarafların tacir olması ve sözleşme hükümleri ile bağlı olması, davalı tarafın tek taraflı fesih hakkını sözleşmeye uygun olarak kullanması nedenleriyle feshin hukuki sonucu olarak davacı tarafın kazanç kaybını talep edemeyeceği sonucuna varılmıştır. Bu sebeple davacı tarafın kazanç kaybı talebinin reddine karar verilmiştir. Ancak yatırım maliyeti bedeli talebini ayrıca irdelemek gerekir. Zira davacı taraf, sözleşmenin süresinin 3 yıl olacağına güvenerek taşıma işini yerine getirmek amacıyla konteyner yatırımı yaptığını iddia etmiştir. Dosya kapsamında bulunan sözleşmeler, belgeler, tutanaklar ve taraflar arasındaki yazışmaların incelenmesinde ve mahkememizce alınan bilirkişi raporunun değerlendirilmesinde; davacı tarafın işin yerine getirilmesi amacıyla finansal kiralama ve satın alma yoluyla konteyner yatırımı yaptığı, sözleşmenin süresi ve sözleşmede kararlaştırılan iş miktarı dikkat alınarak bu yatırımın yapıldığı, sözleşmenin devamı sırasında da taraflar arasındaki yazışmalar kapsamında konteyner sayısını arttırıldığı tespit edilmiştir. Bu değerlendirmenin sonucunda; sözleşme hükümleri, taraflar arasındaki yazışmalar ve toplantı tutanakları kapsamında davalı tarafın sözleşmenin akdedilmesinden itibaren yapılan işin 3 yıl boyunca süreceği, sözleşmede yazılı şekilde ve miktarda taşıma yapılacağı konusunda davacı tarafa güven verdiği, davacı tarafın da bu güven kapsamında yatırım yaptığı anlaşılmıştır. Bu durumda; taraflar arasındaki sözleşme haklı olarak feshedilmiş olsa dahi dürüstlük kuralı ve sözleşmeye güven ilkesi kapsamında davacı tarafın yapmış olduğu yatırım maliyeti bedelini davalı tarafın karşılaması gerektiği kanaatine varılmıştır. Bu nedenle yatırım maliyeti bedeli talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasındaki diğer uyuşmazlık konusu davalı tarafça tahsil edilen ambalaj ve paketleme bedelinin davacı tarafa iadesinin gerekip gerekmediği noktasındadır. Davalı taraf, taşımaların sözleşmeye ve teknik şartnameye uygun olmaması nedeniyle taşınan ürünlerde kalite sorunları yaşandığını ve bu sebeple 148.550,00 TL+KDV ilave maliyet oluştuğunu iddia etmiştir. Yargılama sırasında alanında uzman bilirkişilerce yapılan incelemede; maldaki bozulmanın taşımadan değil, malın doğal niteliğinden kaynaklandığı, malların bozulmasından davacının sorumlu olmadığı belirtilmiştir Ayrıca taraflar arasındaki sözleşmenin 2.1 maddesi uyarınca …’lerin davalı tarafından tedarik edileceğinin kararlaştırıldığı, davacının sözleşmeyle ambalaj ve yükleme yapma yükümlülüğü üstlenmediği tespit edilmiştir. Bu nedenlerle davacının iddia edilen zararlardan sorumlu olmadığı kanaatine varılmıştır. Tüm bu hususlar birlikte değerlendirilerek, davalı tarafın mal zararı, … tedariki ve yükleme adı altında davacı taraftan tahsil ettiği miktarın haksız olduğu kanaatine varılarak bu kapsamda ödenen bedelin iadesine karar vermek gerekmiştir.
Tüm bu açıklanan nedenlerle; yatırım bedeli ve davalı tarafa haksız olarak ödenen bedelin iadesi talepleri açısından davanın kabulüne, kazanç kaybı talebi açısından reddine karar verilmiş, davacı tarafından talep arttırım ve ıslah yapılmadığından taleple bağlı kalınarak davanın kısmen kabulüne yatırım maliyeti ve ödenen bedele (davalı tarafından tahsil edilen) ilişkin olarak toplam 50.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline, dava tarihinden itibaren ticari faiz uygulanmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, 50.000,00 TL’nin (yatırım maliyeti ve ödenen bedele ilişkin olarak) davalıdan tahsiline, dava tarihinden itibaren ticari faiz uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 3.415,50 TL nispi karar ve ilam harcından, başlangıçta yatırılan 2.561,63 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 853,87 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 2.561,63 TL harç ile, yine davacı tarafından yapılan 4.190,30 TL yargılama giderinin, davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesaplanan 1.396,77 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 9,00 TL yargılama giderinin, davanın reddedilen kısmı üzerinden hesaplanan 6,00 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerine bırakılmasına,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, davanın kabul edilen kısmı üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.850,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, davanın reddedilen kısmı üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 10.750,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı ve davalı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair; tarafların yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/09/2019

Katip …
¸

Hakim … ¸