Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/470 E. 2022/542 K. 13.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/470 Esas
KARAR NO : 2022/542

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 26/07/2019
KARAR TARİHİ : 13/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin 25/07/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; Trafik kazasında eş ve babalarını yitiren davacıların, 6100 sayılı Yasa’nın 107.maddesi uyarınca toplanacak delillere göre ve fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile müvekkil … için 1.000,00-TL, müvekkil … için 1.000,00-TL, müvekkil … için 1.000,00-TL olmak üzere şimdilik toplam 3.000,00-TL Destekten Yoksun Kalma Tazminatı da dahil olmak üzere cenaze ve defin giderlerini ve diğer giderleri kapsayan maddi tazminatın, davalı işleten sürücü ve sigorta şirketi yönünden olay tarihinden işletilecek ticari faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte belirsiz alacak davası olarak ortaklaşa ve zincirleme davalılara ödetilmesi ve müvekkil … için 100.000,00-TL, müvekkil … için 50.000,00-TL, müvekkil … için 50.000,00-TL olmak üzere toplam 200.000,00-TL Manevi Tazminatın olay tarihinden işletilecek yasal faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte davalı sürücüye ödetilmesi ve davalı sürücünün taşınır, taşıt ve taşınmaz malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacakları da dahil olmak üzere tüm malvarlıkları üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesi, manevi tazminat yönünden müteveffanın eşi … adına 100.000,00-TL, müteveffanın çocukları olan … için 50.000,00-TL ile … için 50.000,00-TL olmak üzere toplamda 200.000,00- TL, ıslah ve fazlaya ilişkin her türlü dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla; destekten yoksun kalma tazminatı ile cenaze, defin ve diğer masraflarını da kapsayan maddi tazminat için şimdilik her bir davacı için ayrı ayrı 1.000,00-TL olmak üzere toplamda 3.000,00-TL, destekten yoksun kalma, cenaze ve defin giderleri ve diğer masraflar da dahil olmak üzere maddi tazminat kalemlerinden davalı … Sigorta A.ş ile davalı sürücünün müteselsil sorumlu olduklarını, araç işletenlerin mali sorumluluk sigortası yaptırmalarının zorunlu olduğunu, ZMMS Genel Şartları uyarınca; sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı KTK’ya göre işletene düşen hukuki sorumluluğun zorunlu sigorta limitlerine kadar temin etmekle yükümlü olduklarını, davalı … sevk ve idaresindeki … plakalı araç … Sigorta A.Ş bünyesinde sigortalı olduklarını, davalı … Sigorta A.Ş, manevi tazminat talebimiz dışında kalan ölüm nedeniyle meydana gelen cenaze ve defin masraflarından, destekten yoksun kalma tazminatından ve maddi tazminatlardan belirtilen hükümler çerçevesinde sigorta sözleşmesinde belirtilen teminat oranında davalı sürücü ile birlikte sorumlu olduklarını, 03.08.2018 tarihinde … Yanyolu takiben …. mevkiinde meydana gelen kazada, … sevk ve idaresindeki … plakalı özel araç , muris ’…’a çarparak ölümüne neden olduğunu, gerçekleşen trafik kazası neticesinde davalı sürücü aleyhine taksirle adam öldürme suçundan dolayı kamu davası açıldığını, davanın … 11. Asliye Ceza Mahkemesi nezdinde …E. Sayılı dosyası ile derdest durumda olduğunu, ceza dava dosyasında da yer alan kamera görüntüleri incelendiğide sanığın sevk ve idaresini yaptığı araçtan kaza anında 8 kişinin çıktığını, araçta bulunan bu kişilerin sürüş güvenliğini tehlikeye atmakta ve sürücünün görüş açısını kısıtladığını, anılan kamera görüntüleri incelendiğinde, kazanın gündüz vakti işlendiğini, davalı tarafın hız limitlerine uymayıp, trafik kurallarını ihlal ettiğini, müteveffanın somut olaydaki kazada hiçbir kusurunun bulunmadığını, Müteveffanın trafik kazası sebebiyle vefat etmesiyle, 15/06/1973 doğumlu eşi davacı müvekkil …, 03/12/1991 doğumlu kızı … ve 07/08/2000 doğumlu kızı … eş ve babalarının maddi ve manevi desteğinden yoksun kaldıklarını, müvekkil …’ın ise yaşı, çocuklarının olması oluşu, sosyo-kültürel aile durumu vb. itibariyle yeniden evlenme şansının yok denecek kadar az olduğunu, ayrıca kendisinin de kesinlikle yeniden evlenmek istemediğini, eşinin desteğinden yoksun kaldığını, müvekkil …’ın davacı … ile … dışında … adında çocuğu bulunduğunu, diğer bir ifade ile davacı …’ın 3 çocuğu bulunduğunu, müvekkil …’ın yaklaşık 19 yaşında olduğunu, bu sene üniversite sınavına girdiğini, üniversite sınavlarına hazırlanmak adına …’da bulunan … Kurumuna gittiğini, üniversite sınavına hazırlık eğitimine başladığı esnada babasının vefat haberini almış olan müvekkilin, yaşadığı üzüntü ile belirli bir dönem derslerine ara vermek zorunda kaldığını, gerek sınava hazırlık aşamasında gerek ise sınav anında yaşanılan elim olay sebebiyle motivasyonunu toparlamayamayan müvekkilin, çok daha iyi puan alıp daha iyi bir sıralama elde edebilecek iken istediği puanı alamadığını, babalarının vefatından sonra ödenememiş 4.200,00 TL eğitim taksitleri hususunda da ailenin ekonomik sıkıntı çektiğini, davacı müvekkillerden …’ın kaza anında 27 yaşında ve bekar olduğunu, davacıların Borçlar Kanunu uyarınca cenaze kaldırma ve defin giderlerini isteme hakkı bulunduğunu, bu tür giderlerin ülkemiz koşularında belgelenmesinin olanaksızlığı nedeniyle, cenaze ve defin işlemlerinin davacıların memleketi olan …’da gerçekleştirildiğini, memlekette yapılan definin, cenaze işlemleri (mezar yapımı da dahil olmak üzere) ile mevlitler ve diğer dini vecibelerin yerine getirilebilmesi adına davacılar tarafından belirli periyotlarla memlekete gidildiğini, davacı müvekkillerin murislerinin desteklerinden yoksun kaldığını, eş ve babalarını kaybetmekten dolayı büyük acı ve elem duyduklarını, trafik kazasında hayatını kaybeden muris … için müvekkil mirasçılar tarafından hak sahibi sıfatıyla, ilgili yasalardan dolayı sorumlulukları bulunan davalılar aleyhine destekten yoksun kalma tazminatı da dahil olmak üzere maddi tazminat ve manevi tazminat talep etme zarureti doğduğunu, davalılardan …’in, kötü niyetli olarak müvekkilin alacaklarını ödememe saikiyle menkul ve gayrimenkul mallarını elden çıkarması durumunun kuvvetle muhtemel olduğunu, varsa bu kişiye ait menkul ve gayrimenkul mallar, kazaya karışan … plakalı araç, üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları ile bankalardaki mevduatları üzerine ihtiyati tedbir konulmasını, Trafik kazasında eş ve babalarını yitiren davacıların, 6100 sayılı Yasa’nın 107.maddesi uyarınca toplanacak delillere göre destekten yoksun kalma tazminat tutarları ile cenaze, defin ve diğer giderleri de kapsayan maddi tazminatın belirlenerek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere belirsiz alacak davası olarak; Müteveffanın eşi … için 1.000,00TL, müteveffanın kızları olan … için 1.000,00 TL, … için 1.000,00 TL olmak üzere toplamda 3.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı da dahil olmak üzere maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işletilecek ticari faiziyle birlikte davalı sürücü … ile … Sigorta A.Ş den müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, Müvekkil eş … için 100.000,00TL, müvekkil … için 50.000,00 TL, … için ise 50.000,00 TL olmak üzere tüm davacılar için ise toplam 200.000,00 TL manevi tazminatın Sigorta şirketi dışındaki davalılardan olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müvekkillere verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …. vekilinin 26/08/2019 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacıların, davalıya Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesiyle sigortalı aracın sürücüsü desteğin karıştığı trafik kazasında ölümü nedeniyle BK.’nun 53.maddesi gereğince destekten yoksun kalma tazminatı istediklerini, davacılarla davalı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortacısı arasında ticari ilişki bulunmadığı gibi, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunun araç işleticisinin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibinin hukuki sorumluluğunu düzenleyen 85.maddesi gereği, motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı zarar gören üçüncü şahısları korumak amacıyla getirilmiş olan bu yasal düzenlemenin davaya dayanak gösterilerek işbu davanın açılmış olduğuna, davanın desteğin ölümüyle sonuçlanan kazadan kaynaklanan tazminat davası oluşuna göre Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğunu, müvekkilin … 11. Asliye Ceza Mahkemesi … E Sayılı dosyasındaki savunma ve beyan dilekçelerin de belirtilmiş olduğu üzere ; müvekkilin 5237 Sayılı TCK kapsamında Taksirle adam öldürme suçu ile yargılandığını, somut olay da müvekkilin 23/08/2018 tarihinde akşam saat 20:30-20:40 sıralarında … İstikametine giderken … sapağına gelmeden önce (yanyol Cad. Üzeri Işıklara Varmadan 24 metre kala ) seyir halinde iken usul ve yasaya aykırı olarak karşıdan karşıya geçmek isteyen yayaya istemeden çarpmış olduğunu, bu durumun şokun ve pişmanlığını müvekkilin hala üzerinden atamadığını, kaza yeri tutanaklarında da belirtilmiş olduğu gibi maktulün kazanın olduğu yerin yaklaşık 24 metre aşağısında ki trafik ışıklarının bulunduğu yaya için ayrıldığı (yaya geçidi) yolunu kullanmadığını, araçların yeşil ışık yandığı sırada karşı tarafta otobüs görmesi sonucu otobüse binmek için birden müvekkilin aracının önüne çıktığını, müvekkil ile birlikte olay yerinde 11/01/2019 tarihli keşif tarihinden önce yapılan keşif sırasında olay yerine ilişkin olarak fotoğraflar çekildiğini, müvekkilin kazanın meydana geldiği yolda giderken yolun sağ tarafında duvar olduğunu, olayın akşam saat 20:30 sıralarında gerçekleştiğini, araçlar için de yeşil ışık (geç) ışığı yandığından dolayı müvekkilin seyir halinde yoluna devam ederken birden önüne yayanın çıktığını fark ettiğini, müvekkilin olay esnasında ki hızının 23/08/2018 tarihinde ki … Polis Merkezi Amirliğinde vermiş olduğu ifadeden de anlaşılacağı üzere araç hızı yaklaşık 40 -50 km olduğunu, müvekkilin, maktülü fark ettiği gibi durmaya çalıştığını, fakat araç hızı ne kadar yavaş olursa olsun aracın frenden sonra yaklaşık 3, 4 metre kadar sürüklenme payı bulunduğunu, … 2. Sulh Ceza Hakimliği’nin 24/08/2018 tarih ve …sorgu numaralı dosyasında da hakimin belirtmiş olduğu gibi müvekkilin kanında olay sırasında alkol yada herhangi uyarıcı madde izine rastlanmadığını, kazada müvekkilin kullandığı aracın hız oranın yüksek olduğuna ilişkin de herhangi bir somut delile ulaşılamadığını, somut trafik kazası sonucu müvekkilin mevcut kazanın daha da aydınlatılması için katılmış olduğu keşif sonucu Adli Trafik Bilirkişisi tarafından 20/01/2019 tarihli bilirkişi raporunda müvekkilin tali kusurlu maktülün ise Asli kusurlu olduğunun tespit edildiğini, davacı tarafın müvekkilden fahiş oranda maddi ve manevi tazminat talep etmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, müvekkilin daha 24 Yaşında olduğunu, olay esnasında ise 22 yaşında olduğunu, müvekkilin daha öncesinde herhangi bir sabıka kaydı yada trafik cezası bulunmadığını, söz konusu somut durumdan dolayı müvekkilin psikolojik olarak travma yaşadığını, uzun bir süre psikolojik destek aldığını, müvekkilin üzerinde ki korku durumdan kaynaklı şuan hala araba kullanamadığını, gece lambası kapalı yatamadığını, durum böyle olurken ceza dosyasında maktülün iş bu ceza dosyasında ASLİ kusurlu bulunması gerekse müvekkilin yaşının küçüklüğü ve sosyal ekonomik durumunun iyi olmadığı ve üzerine kayıtlı herhangi bir mal varlığının da bulunmadığı hususları göz önüne alınarak davacılar tarafından açılmış iş bu davanın REDDİNE karar verilmesini, davayı kabul sayılmamakla birlikte olay esnasında sigortalı olan aracın poliçesi kapsamında tüm tazminat taleplerinin davalı Sigorta şirketine ait olması gerektiğini, somut olayda müvekkilin beyanların da da anlaşılacağı gibi gerek kolluk da ki ilk ifadesi gerekse … Sulh Ceza Hakimliği’nin … Sorgu numaralı dosyası gerekse kovuşturma aşamasında vermiş olduğu ilk ifadeden de anlaşıldığı üzere müvekkilin olay esnasında hızının yavaş olduğunu ve araçlar için yeşil ışık yandığı sırada seyir halinde olduğunu ve yayanın birden önüne çıktığını vurguladığını, müvekkilin iş bu beyanlarında kendisine kusur atfedilecek bir husus bulunmadığını, tazminat davasına konu ceza davasında davacı tarafın her ne kadar olay esnasında araçtan 8 kişi indiğini vurgulayarak kusur atfetmeye çalışılsa da iş bu konuda olay yeri kamera kayıtlarında ya da bilirkişi raporunda böyle bir hususa değinilmediğini, müvekkilin ilk ifadesinde daha öncesinde hiç savcı karsında ifade vermeyişi ve yaşamış olduğu korku ve üzüntüden dolayı araçta bulunan diğer kişileri unutarak söylemediğini, bu durumda onların herhangi bir etki ve sorumluluğunun olmadığı düşüncesi ile tamamen bilgi eksikliğiyle hususu beyan etmediğini, davalı tarafın, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu md 65 e değinerek taşınma sınırı üzerinde yolcu alınmasının yasaklandığı, Kanun maddesine değinildiğini, bu hususun müvekkilin böyle bir kusuru var ise 2918 Sayılı Trafik Kanunu gereği para cezasına çarptırılmasını gerektirtiğini, 5237 sayılı TCK kapsamında md 85/1 e atfedilecek taksirle adam öldürme suçunun oluşmasına sebebiyet vermediğini, müşteki tarafın yine iş bu maddeye dayanarak en baştaki kusur oranı olan maktülün sürücüler için yeşil ışık yanarken karşıdan karşıya geçmeye çalıştığı hususunu göz ardı etmesi usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu somut kusur oranını destekleyecek şekilde 20/01/2019 tarihli bilirkişi raporun da maktülün 2918 sayılı Trafik Kanunu 68/b kapsamında ‘’ olay yerine yaklaşık 25 -30 metre mesafede bulunan ışıklı yaya geçidinden güvenle karşıdan karşıya geçmeli veya taşıt yoluna girmeden önce taşıt yolunu kontrol ederek ve yaklaşan araç var ise yaklaşan araca ilk geçiş hakkını verdikten sonra karşıdan karşıya geçmeliydi hususuna dayanarak maktülü asli kusurlu olarak tespit ettiğini, yine aynı şekilde davacı tarafın, ceza dosyasında da belirtmiş olduğu gibi olaydan sonra müvekkilin kendileriyle irtibata geçmemiş olduklarını belirtmişlerse de bu iddiaların asılsız olduğunu, … 11. Asliye Ceza Mahkemesi … E sayılı dosyasında daha detaylı ve belgeler ile ispat edildiği üzere, müvekkilin olaydan sonra dosyaya fotoğrafları sunduğunu, …, … ile irtibata geçmeye çalışıldığını, facebook üzerinden mesaj atıldığını fakat herhangi bir cevap verilmediğini, müvekkilin bu şahısların maktülün yakınları olduğunu yine kendi araştırmaları sonucu facebook da yapılan ölüm ilanı ile bulduklarını, davalı tarafın her ne kadar kendilerinin aranmadığını beyan etmiş olsalar da gerek olay sırasında müvekkilin hastaneden ayrılmayışı ambülans ile birlikte hastaneye gitmesi gerekse kimsesi yok ise cenazeyi defin işlemleri için ben teslim alayım diye belirtmesi ve olaydan sonra bir şeye ihtiyacı olup olmadıklarını sorgulamak için facebook dan ulaşmaya çalıştığı hususlarıda dikkate alındığında bu talihsiz trafik kazasında tüm iyi niyetini gözler önüne serdiğini, müvekkilin savcılık dosyasından yakınlarına ait iletişim bilgisine ulaşamama sebebinin ise soruşturma aşamasında dosyanın gizlilik durumu olduğundan dolayı müvekkile dosyadan bilgi almasının savcılık tarafından izin verilmediğini, yine aynı şekilde ceza davası sonuçlanıncaya kadar mevcut hukuk dosyasının bekletici mesele yapılmasının gerektiğini, müvekkilin bu talih trafik kazasında asli kusurlu olmasını gerektirecek hiçbir somut durum oluşmadığını, müvekkilin 2918 sayılı Kanunun 52/1-a maddesinde belirtilen, “Araç sürücüleri hızlarını kavşaklara yaya ve okul geçitlerine yaklaşırken azaltmak zorunda olduğu kuralına uymuş olduğunu, müvekkilin yine aynı şekilde Fotoğraf-2 den de görüleceği üzere yolun sağ tarafına daha yakın bir halde giderken yolun sağ tarafında duvar bulunmaktadır. Olay saati ise akşam saat 20 : 30 sıralarında olup olay yeri inceleme raporunda da belirtilmiş olduğu gibi hava durumu gece olarak saptandığını, müvekkilin sağ taraftaki gerek duvarın yola yansıması gerekse kazanın meydana geldiği yerde herhangi bir şekilde yol aydınlatma lambalarının bulunmayışının somut trafik kazasına neden olduğunu, somut olay da ise maktulün üzerinde koyu renkli siyah ve kahverengi kıyafetler bulunduğunu, müvekkilin gece ve yol aydınlatması bulunmayan bir güzergahta maktulü fark etmesinin mümkün olmadığını, yine müvekkilin Karayolları Trafik Kanununa uygun bir şekilde hareket ettiğini, kamera kayıtları gerekse fotoğraflardan da anlaşılacağı üzere müvekkilim araçlar için yeşil ışık yandığı sırada maktule çarptığını, müvekkilin zaten 2918 Sayılı Trafik Kanununa Uygun bir şekilde ışıklara yaklaşırken hızını azalttığını, bu durumun tutanaklar ile de sabit olduğunu, asıl olması gerekenin ise maktülün olay yerinin yaklaşık 24 metre aşağısında trafik lamlarının bulunduğu yerde yayalar için yeşil ışığı bekleyerek karşıya geçmek olduğunu, maktülün karşıya geçmek istediği yerin otoban kenarı olduğunu, maktulün gerek kendi can güvenliğini gerekse yol da ki seyir halinde ki sürücülerin can güvenliğini tehlikeye atmamak için yaklaşık 500 metre ileri deki üst geçidi kullanması gerekirken üst geçide inmeden trafik ışıklarını da ihlal ederek birde karşıya geçmesinin maktulün ihmalkar davranışı olduğu gibi müvekkilin mağduriyetine neden olduğunu, 24/08/2018 tarihli … Polis Merkezi Amirliği tarafından olay esnasında görev alan sağlık personelleri …, … ifadesinde de belirtmiş olduğu Çevredeki şahısların hadi hemen götürün ne duruyorsunuz dediklerini Müvekkilin ise olayın şoku ile sağlık personellerine ne yapacağım diye sorduğu ve onların da ‘’ Biz Kanuniye geçiyoruz bizi takip et dedik ‘’ lerini beyan ettiklerini, müvekkilin daha önce böyle bir olaya karışmamış olması herhangi bir adli sicil kaydının bulunmayışı ve olayın şoku ile sağlık ekipleri ile birlikte hastaneye gitmiş olması müvekkillin somut olayda ki tüm iyi niyet üzüntü ve pişmanlığını gözler önüne serdiğini, müvekkilin maktulün öldüğünü hastanede öğrendiğini, hemen yakınlarına ulaşmak istediğini, yakınlarına ise uzun bir süre ulaşılamadığını, müvekkilin kendi vicdani görev ve kanaatine göre defin işlemleri için cenazeyi kendi teslim almak istediğini, hastahane yönetiminin ise böyle bir durumun söz konusu olamayacağını beyan ettiğin, müvekkilin bununla da yetinmeyip yakınlarından kimsenin irtibat numarasını bilmediği için soy isimden yakınlarına maddi ve manevi destekte bulunmak için ulaşmak istediğini, sosyal medya üzerinden ulaşabildiği yakınlarına mesaj attığını, fakat kendisine cevap veren olmadığını, 11/01/2019 tarihli keşfe müvekkilin de katılacak olması müvekkilin söz konusu olaydan kaçmadığını ve kaçma ihtimalinin bulunmadığını ve tüm iyi niyeti ile olayın aydınlatılmasında yardımcı olduğu hususunu gösterdiğini, maktulün otobüse binmek için karşıya geçmek istediği yerin otobüs, minübüs durağı olmadığını, kusursuzluk durumumuzun tespiti için … 11. Asliye Ceza Mahkemesi … E sayılı dosyasının karara çıkmasının beklenilmesini ve yine aynı şekilde mevcut durumdan maddi ve manevi olarak büyük mağduriyet yaşayan müvekkilimin sosyal ekonomik durumunun da ve olay sonrası yakınları ile irtibata geçmeye çalışması olay yerinden kaçmamış olması , daha öncesinde adli sicil kaydının bulunmayışı hususlarının dikkate alınarak davacılar tarafından açılmış davanın öncelikle REDDİNE karar verilmesini, aksi kanaatte olunur ise davayı kabul olarak sayılmamakla birlikte kaza esnasında sigortalı olan aracımızın sigorta şirketinden zararın tazminin talep edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … SİGORTA A.Ş. Vekilinin 03/09/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacı yanın dava dilekçesinde belirttiği aylık gelir iddiasının gerçeğe aykırı olduğunu, bu miktarın tazminat hesabına esas alınmasının mümkün olmadığını, maddi tazminat tutarının hesaplanmasında asıl dikkat edilmesi ve esas alınması gereken hususun, zarar gördüğünü iddia edenin fiilen çalışıp çalışmadığının tespiti ve somut belgelerle ispatı olduğunu, müvekkil şirketin davacının teminat kapsamında yer alan taleplerinden yalnızca sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında sorumlu olduğunu, kusur oranının tespiti bakımından dosyanın adli tıp trafik ihtisas dairesine gönderilmesi gerektiğini, kusur oranının tespiti bakımından dosyanın Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi’ne sevk edilmesini, müvekkil şirketin yalnızca sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu, manevi tazminat taleplerinin teminat kapsamı dışında olduğunu, müvekkil kurumun her halükarda, kaza tarihi itibariyle zorunlu mali mesuliyet sigorta teminat limiti ve kusur oranıyla sınırlı olduğunu, buna göre, manevi tazminat taleplerinin teminat dışında olduğundan davanın bu kısım bakımından müvekkil kurum için reddi gerektiğini, tazminat hesaplamalarının trafik sigortası genel şartlarına uygun olarak yapılması gerektiğini, davacının kaza sebebi ile elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubu gerektiğini, müvekkil her halükarda, kaza tarihi itibariyle zorunlu mali mesuliyet sigorta teminat limiti ve kusur oranıyla sınırlı olduğunu, buna göre, manevi tazminat taleplerinin teminat dışında olduğundan davanın bu kısım bakımından müvekkil için reddini talep etmiştir.
DELİLLER :
Mahkememizin 23/09/2020 tarihli ara kararı gereğince, Tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, 23/08/2018 tarihinde meydana gelen trafik kazasında kamera görüntüleri de incelenerek tarafların kusur durumunun tespiti, müteveffa …’ın kusurlu olup olmadığı belirlenerek, kusur oranı doğrultusunda davalıların sorumlu olup olmadığı, davacıların talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminatının ve cenaze defin giderlerinin ZMMS genel şartlar ve TRH 2010 tablosuna göre hesaplanması, müteveffa …’ın gelirine ilişkin dosya kapsamındaki belge ve delillerin esas alınmasına, sigorta poliçesi teminatı da değerlendirilerek nihai tazminat hesabının her bir sorumlu açısından ayrı ayrı hesaplanması davacıların davalılardan alacaklı olup olmadığı varsa miktarının nelerden ibaret ve ne kadar olduğu konusunda rapor alınmasına karar verilmiş olup, Bilirkişi Aktüer …, Kusur bilirkişisi … ‘in 07/01/2021 tarihli raporunda özetle;Davacılar murisi müteveffa yaya …’ın %75 (yüzde yetmiş beş) oranında asli kusurlu olduğu, … plaka numaralı kamyonet sürücüsü davalı …’in %25 (yüzde yirmi beş) oranında tali kusurlu olduğu, Rapor tanzim tarihi 1.01.2021 tarihi itibariyle; Müteveffa …’ın hak sahibi davacı; a) Eş’i …’a ilişkin ödenebilir tazminat tutarı 51.033,14 TL, b) Kızı …’a ilişkin ödenebilir tazminat tutarı 174,45 TL, c) Kızı …’a ilişkin ödenebilir tazminat tutarı 8.491,61 TL, olmak üzere eş ve çocuklarına ilişkin olarak hesaplanan tazminat tutarı toplam 59.699,20 TL olarak hesaplandığı, Teminat limitini aşan tutar tespit edilmediğinden davalı sigorta şirketi dışında kalan diğer davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu maddi tazminat tutarı olmadığı, SGK (Sosyal Güvenlik Kurumu) çalışmaları, genel tecrübe ve deneyimler, brüt asgari ücretin 2 katı kadar bir tutarın cenaze ve defin gideri olarak ödenebileceği sonucuna varıldığı, kaza/vefat tarihi 23.08.2018 itibariyle 1.014,50 TL ödenebileceği, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk /TRAFİK sigorta poliçesinin kişi başına sakatlanma ve ölüm teminatı ayrı ayrı 360.000 TL olduğu, Davacı vekili tarafından 3.000,00 TL Maddi Tazminat talep edildiği, sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Mahkememizin 15/03/2021 tarihli ara kararı gereğince, Bilirkişi olarak İTÜ Karayolları kürsüsünden rapor alınmasına karar verilmiş olup, Bilirkişiler …, … ve …’nin 29/04/2022 tarihli raporda özetle; Davacıların murisi yaya …’ın hatalı davranışının, birinci (asli) derecede ve takdiren %75 (yüzde yetmişbeş) oranında etkili bulunduğu, davalı … Sigorta A.Ş.’ye Trafik sigortalı kamyonetin maliki ve sürücüsü davalı …’in hatalı sevk ve idaresinin ise, ikinci (tali) derecede ve takdiren %25 (yüzde yirmibeş) oranında etkili olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Mahkememizin 14/06/2021 tarihli ara kararı gereğince, Dosyanın önceki heyette aktüer bilirkişi olarak yer alan …’a tevdine, kusur oranı doğrultusunda tarafların aktüerya itirazlarının değerlendirilerek davacıların destek sürelerinin Yargıtay 17 HD içtihatlarına göre hesaplanması, TRH 2010 tablosuna göre progresif rant yöntemi uygulanarak davacıların talep edebileceği tazminatların hesaplanması konusunda gerekirse seçenekli olarak ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, Bilirkişi Aktüer …’ın 15/11/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Görevlendirilen kusur bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan 19/04/2021 tarihli kusur raporuna göre, a) Davacıların murisi yaya …’Iın hatalı davranışının, birinci (asli derecede ve takdiren 9475 (yüzde yelmişbeş) oranında etkili bulunduğu, b) Davalı … Sigorta AŞ’ye Trafik sigortalı kamyonetin maliki ve sürücüsü davalı …’in hatalı sevk ve idaresinin ise, ikinci derecede ve takdiren %25 (yüzde yirmibeş) otanında etkili olduğu, Rapor tanzim tarihi 13.11.2021 tarihi itibariyle; Müteveffa …’ın hak sahibi davacı; a) Eş’i …’a ilişkin ödenebilir tazminat tutarı 59.598,25 TL, b) Kızı …’a ilişkin ödenebilir tazminat tutarı 174,45 TL, c) Kızı …’a ilişkin ödenebilir tazminat tutarı 8.799,00 TL olmak üzere eş ve çocuklarına ilişkin olarak hesaplanan tazminat tutarı toplamı 68.571,70 TL olarak hesaplandığı, Teminat limitini aşan tutar tespit edilmediğinden davalı sigorta şirketi dışında kalan diğer davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu maddi tazminat tutarı olmadığı, kaza/vefat tarihi 23.08.2018 itibariyle 1.014,50 TL cenaze ve defin gideri ödenebileceği, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk TRAFİK sigorta poliçesinin kişi başına sakatlanma ve ölüm teminatı ayrı ayrı 360.000 TL olduğu, davacı vekili tarafından 3.000,00 TL Maddi Tazminat talep edildiği, sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Mahkememizin 22/12/2021 tarihli ara kararı gereğince, Tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller ve dosya incelenerek 19/04/2021 tarihli kusur raporu, sigorta poliçesi, davacıların nüfus kayıt örnekleri, tarafların önceki raporları beyan ve itirazları dikkate alınarak davacıların talep ettiği tazminat miktarlarını 2022 Asgari ücretine göre hesaplanması konusunda rapor alınmasına karar verilmiş olup,
Bilirkişi Aktüer …’ın 13/04/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı …’ın talep edebileceği maddi zararının 96.979,35 TL olduğu, davacı …’ın talep edebileceği maddi zararının 13.399,12 TL olduğu, davacıların talep edebileceği cenaze-defin gideri maddi zararının 1.300,00 TL olduğu, temerrüt başlangıcının davalı sigorta şirketi yönünden 31.12.2018 tarihi; davalı sürücü yönünden 23.08.2018 tarihi ve faiz nev’inin yasal faiz olduğu, görüş ve kanaatine varılmıştır.
Davacılar vekilinin mahkememize sunmuş olduğu 24/05/2022 havale tarihli ıslah dilekçesinde; 20/11/2019 tarihli dilekçelerinde davacı müvekkil …, …, … adına, dosya kapsamında alınacak bilirkişi raporları çerçevesinde arttırım yapma hakları saklı kalmak kaydıyla; Her bir davacı yönünden ayrı ayrı şimdilik 900 TL destekten yoksun kalma tazminatı (maddi tazminat) olmak üzere toplam 2.700,00 destekten yoksun kalma tazminatının (maddi tazminat) ile yine şimdilik 300,00 TL cenaze ve defin giderinin,belirtilen tüm kalemlerin toplamı olan 3.000,00 TL’nin davalı sigorta şirketi ile davalı …’den alınıp müvekkillere verilmesini talep ettiklerini, bu itibarla bilirkişi raporu doğrultusunda, davacıların maddi tazminatlarına ilişkin taleplerimizde bedel artırımı yaptıklarını, Davacı … adına talep ettiğimiz 900- TL destekten yoksun kalma tazminatını (maddi tazminat) bilirkişi raporu göz önüne alınarak işbu dilekçe ile 96.079,35- TL talep arttırımı ile 96.979,35 -TL, -Davacı … adına talep ettiğimiz 900- TL destekten yoksun kalma tazminatını (maddi tazminat) bilirkişi raporu göz önüne alınarak işbu dilekçe ile 12.499,12- TL talep arttırımı ile 13.399,12- TL – Dava dilekçesi ile talep ettiğimiz 300 TL cenaze-defin gideri maddi zararının bilirkişi raporu çerçevesinde işbu dilekçe ile 1.000,00 TL artırarak 1.300,00 TL, olarak arttırılmasının kabulüne karar verilmesini talep ettikleri ve ıslah harcını yatırdığı görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, 23/08/2018 tarihinde maydana gelen trafik kazasında destek …’ın vefat etmesi nedeniyle kusurlu bulunan davalı … ile davalı … kullanımında bulunan aracın sigortacısından destekten yoksun kalma tazminatı ile cenaze ve defin giderlerinden tazmini ile davalı … manevi tazminat taleplerine ilişkindir. Davalı … trafik kazasında kusurlu olmadığını, mütevefanın asli kusurlu olduğunu beyan ederek davanın reddinin gerektiğini savunmuştur. Davalı … sigorta sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu belirterek davanın reddinin gerektiğini savunmuştur.
Kazanın oluşumunda müteveffa ve davalı …’nın kusur durumlarının tespitine yönelik olarak mahkememizce iki ayrı rapor alınmış olup; Kusur bilirkişisi … ‘in 07/01/2021 tarihli raporunda ve İTÜ Karayolları kürsüsünden Bilirkişiler …, … ve …’nin 29/04/2022 tarihli raporlarında; kazanın oluşumunda davacıların murisi yaya …’ın hatalı davranışının, birinci (asli) derecede ve takdiren %75 (yüzde yetmişbeş) oranında etkili bulunduğu, davalı …’in hatalı sevk ve idaresinin ise, ikinci (tali) derecede ve takdiren %25 (yüzde yirmibeş) oranında etkili olduğu bildirilmiş olup, her iki raporun da aynı tespitleri içermesi ve denetlenebilir nitelikte olmaları nedeniyle hükme esas alınmıştır.
Dava konusu kazanın 01.06.2015 tarihinden sonra meydana gelmiş olması, Anayasa Mahkemesinin 2019/40 sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunun 90. maddesine ilişkin verilen iptal kararından sonra verilen Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2019/3292 E sayılı emsal kararında “…Bu durumda mahkemece, ZMSS Genel Şartları ekindeki cetvellere göre (devre başı ödemeli belirli rant yöntemi, % 1,8 teknik faizle) tazminat hesabının yapılmasına ilişkin olarak KTK’nun 90. maddesinde yapılan değişikliğin Anayasa Mahkemesince iptal edildiği, Dairemiz Yargıtay’da uygulama birliğinin sağlanması yönünde tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosunun esas alınması için içtihat geliştirdiği ancak hesaplamalarda progresif rant yönteminin kullanılması ile bilinmeyen (işleyecek) devredeki gelirlerin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi suretiyle tazminatın hesaplanması için bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi için yerel mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.” tespitlerine yer verildiği, 7327 sayı ve 09.06.2021 tarihli Kanunun 18. maddesi ile Karayolları Trafik Kanunun 90. maddesinde: “c) Sürekli sakatlık tazminatı, ulusal doğum ve ölüm istatistikleri kullanılarak hazırlanan hayat tablosu, zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarında yüzde 2’yi geçmemek üzere belirlenen iskonto oranı ve sürekli sakatlık oranı esas alınarak hayat anüiteleri ile genel kabul görmüş aktüerya kurallarına uygun olarak, hesaplanır..” şeklinde düzenleme yapılmış ise de kazanın anılan yasal düzenlemeden önce meydana gelmiş olması nedeniyle Yargıtay kararı dikkate alınarak hak sahiplerinin bakiye ömür süreleri TRH 2010 yaşam tablosuna göre, bilinmeyen dönem kazançlar ise Yargıtay kararlarındaki gibi %10 artış ve iskonto esasına (progresif rant yöntemine) göre belirlenerek hesaplama yapılması gerekeceğinden bu hususları içerir şekilde aktüerya bilirkişisinden rapor tanzim etmesi istenmiş olup, müteveffanın meydana gelen kazanın oluşumunda %75 oranında kusurlu olduğu da gözetilerek bu yönde yapılan indirim sonucunda Davacı …’ın talep edebileceği maddi zararının 96.979,35 TL olduğu, davacı …’ın talep edebileceği maddi zararının 13.399,12 TL olduğu, davacıların talep edebileceği cenaze-defin gideri maddi zararının 1.300,00 TL olduğu, temerrüt başlangıcının davalı sigorta şirketi yönünden 31.12.2018 tarihi; davalı sürücü yönünden 23.08.2018 tarihi ve faiz nev’inin yasal faiz olduğu, görüş ve kanaatine varıldığı anlaşılmıştır.
Aktüerya bilirkişisi tarafından sunulan ek raporda yapılan hesaplamanın mahkememizce istenilen hususları içermesi nedeniyle usulüne uygun olduğu anlaşılsa da, davacılardan … yönünden yapılan hesaplamanın, yapılan tespitler ile uyumlu olmadığı anlaşılmıştır. Şöyle ki, davacı … müteveffanın eşi olup anılan raporda isabetli olarak değinildiği üzere dul eşin yeniden evlenmesi, zararı azaltan hallerden biri olup davacı eşin yeniden evlenme ihtimalinin hesaplamada dikkate alınması gerektiği, dul eşin yeniden evlenme ihtimali, yaşına, çocuk sayısına, fiziki sosyal özelliklerine, mesleki durumuna, yaşadığı bölgeye, mali durumuna göre değişiklik arz ettiği, tazminat hesabında, eşin gerçek zararı bulunduktan sonra yaşlara göre belirlenen oranlarda indirim yapılması gerektiği, Yargıtay uygulamalarında genel olarak, Asgari Yüksek İdari Mahkemesi’nin (AYİM) geliştirdiği tablonun uygulandığı, bu durumda tablo gereğince tarihinde davacı …’ın yeniden evlenme ihtimali %2 olarak dikkate alınacağı belirtilmiş olmasına rağmen raporda bu yönde indirime gidilmemiş ise de, mahkememizce bu yönde yapılan indirim sonucunda davacı Gülay’ın talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminatı alacağının 95.039,76 TL olacağı tespit edilmiştir.
Mahkememizce destekten yoksun kalma tazminatı talepleri yönünden yukarıda belirtilen sebeplerle davacı … yönünden 174,75 TL (ilk rapor uyarınca), davacı … yönünden 95.039,76 TL, davacı … yönünden 13.399,12 TL tazminat yönünden kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davacıların maddi tazminat talep kalemlerinden diğeri cenaze ve defin gideridir.
Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 2014/11295 E. sayılı kararında özetle; “..Yargıtay’ın yerleşik uygulamaları gereği davalı taraf davacıların meydana gelen trafik kazası sonucu oluşan gerçek defin gideri zararlarını tazmini ile sorumlu olup davacı tarafın kendi milli değerlerine, yerel örf ve adetlerine göre yaptığı özel giderlerden sorumlu değildir. Bu bağlamda; taziye teşekkür giderleri, yemek giderleri, mevlit gideri vs gibi zorunlu olmayan cenaze merasimi giderlerine yönelik istemin reddi gerekirken bu taleplerinde içinde bulunduğu meblağın toplamı üzerinden belirlenen rakama göre yüksek miktarda cenaze ve defin giderine hükmedilmesi doğru görülmemiştir…” demektedir.
Mahkememizce … Belediyesine yazılan müzekkereye verilen yanıtta belirlenen tarifede mezar yapımının 3.400,00 TL olarak bildirildiği ancak davacı tarafça sunulan belgelerden … ünvanlı iş yerine mezar yapımı ve mermer işi için 2.700,00 TL ödendiğinin anlaşıldığı, cenaze nakil işlerinin Büyükşehir Belediyelerince ücretsiz gerçekleştirilmesi nedeniyle cenazenin nakli için ödeme söz konusu olmadığı, bununla birlikte davacıların defin için ailece …’a gidişleri nedeniyle ulaşım giderlerin 2.500,00 TL olabileceği kanaatine varıldığı buna göre; davacıların cenaze ve defin gideri maddi zararının 5.200,00 TL olduğu, davacıların murislerinin kazanın oluşumundaki kusur durumu (%75) düşüldüğünde talep edilebilecek miktarın 1.300,00 TL olduğu anlaşılmış ve bu yönde talebin kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Maddi tazminat talepleri yönünden temerrüdün gerçekleştiği tarih açısından yapılan değerlendirmede, davalı …’nın haksız fiile dayalı sorumluluğunun kaza tarihinde gerçekleştiği, temerrüdün de bu tarih itibariyle gerçekleşmiş olması nedeniyle maddi ve manevi tazminat ayrımı olmaksızın dava konusu talepler bakımından 23/08/2018 tarihinde temerrüde düştüğü anlaşılmaktadır.
Karayolları Trafik Kanunun 99. maddesi; “Sigortacılar, hak sahibinin kaza veya zarara ilişkin tespit tutanağını veya bilirkişi raporunu, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.” şeklindedir. Bu durumda; dava dosyasından anlaşıldığı üzere davacı tarafça davalı sigorta şirketine anılan taleplere yönelik olarak 18/12/2018 tarihinde başvuruda bulunulduğu gözetildiğinde sigorta şirketi yönünden sekiz iş gününü izleyen 31/12/2018 tarihi itibariyle temerrüt olgusunun oluştuğu anlaşılmıştır.
Sigortalı aracın kullanımının hususi nitelikte olduğu gözetildiğinde temerrüt sonucunda işletilecek faizin nev’inin yasal faiz olduğu anlaşılmıştır.
Davacıların manevi tazminat talepleri yönünden yapılan incelemede; 6098 sayılı TBK 56 maddesi uyarınca hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarının adalete uygun olması gerektiği,manevi tazminatın, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşıdığı,manevi tazminatın bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmediği. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerektiği takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olması gerektiği, 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterildiği,meydana gelen trafik kazası sonucu davacı …’ın eşi, diğer davacıların ise babalarının ölümü nedeniyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla tarafların sosyal ve ekonomik durumları, olayın meydana geliş şekli, davalıların sorumluluğunun niteliği, kusur oranları da gözönünde tutularak, olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen 20.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 23.08.2018 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den tahsili ile davacı …’a verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, Diğer davacılar yönünden 10.000,00’ar TL manevi tazminatın olay tarihi olan 23.08.2018 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den tahsili ile ayrı ayrı davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
Dair, aşağıdaki şekilde hüküm tesis etmek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacıların maddi tazminat talepleri yönünden;
a)Davacı …’ın talep etmiş olduğu destekten yoksun kalma tazminatı talebinin kısmen kabul – kısmen reddi ile, 95.039,76 TL’nin davalı … yönünden olay tarihi olan 23.08.2018 tarihinden itibaren ve davalı sigorta şirketi yönünden 31.12.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’a verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
b)Davacı …’ın talep etmiş olduğu destekten yoksun kalma tazminatı talebinin kabulü ile, 13.399,12 TL’nin davalı … yönünden olay tarihi olan 23.08.2018 tarihinden itibaren ve davalı sigorta şirketi yönünden 31.12.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’ya verilmesine,
c)Davacı …’ın talep etmiş olduğu destekten yoksun kalma tazminatı talebinin kısmen kabul – kısmen reddi ile, 174,45 TL’nin davalı … yönünden olay tarihi olan 23.08.2018 tarihinden itibaren ve davalı sigorta şirketi yönünden 31.12.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’ya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Davacıların cenaze ve defin gideri taleplerinin kısmen kabul – kısmen reddi ile,
1.300,00 TL’nin davalı … yönünden olay tarihi olan 23.08.2018 tarihinden itibaren ve davalı sigorta şirketi yönünden 31.12.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
3-Davacıların manevi tazminat talepleri yönünden;
20.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 23.08.2018 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den tahsili ile davacı …’a verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
Diğer davacılar yönünden 10.000,00’ar TL manevi tazminatın olay tarihi olan 23.08.2018 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den tahsili ile ayrı ayrı davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince maddi tazminat açısından hesaplanan 2.198,26 TL harçtan başlangıçta yatıran 15,00 TL harç ile bedel arttırımı sonucu yatırılan 385,00 TL harcın toplamı 400,00 TL harcın mahsubu ile 1.728,26TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye irat kaydına,
5-Manevi tazminat açısından hesaplanan 800,00 TL harcın peşin harçtan (678,55 TL) mahsubu ile bakiye 121,45 TL’nin davalı …’dan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Davacı tarafından maddi tazminat açısından yatırılan 400,00 TL harç ile, yine davacı tarafından yapılan 5.708,00TL yargılama gideri toplamı olan 6.108,00 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine,
7- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince davanın kabul edilen miktarı üzerinden destekten yoksun kalma tazminatı açısından hesaplanan davacı … açısından 15.206,36TL ,Davacı … için 9.200,00 TL ve davacı … için 174,45 TL’nin ayrı ayrı davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine,
8-Davacıların ortak olarak talep ettikleri cenaze ve defin gideri talepleri yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince davanın kabul edilen miktarı üzerinden 1.300,00 TL vekalet ücretinin birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
9-Destekten yoksun kalma tazminatı talebinde davacı …’ın talebinin reddedilen kısmı yönünden davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden 1.939,59 TL vekalet ücretinin davacı …’dan tahsili ile davalılara verilmesine,
10-Destekten yoksun kalma tazminatı talebinde davacı …’nun talebinin reddedilen kısmı yönünden davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden 825,55 TL vekalet ücretinin davacı …’dan tahsili ile davalılara verilmesine,
11- Manevi tazminat açısından davacı … açısından davanın kabul edilen kısmı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan nispi vekalet ücreti maktu vekalet ücretinden az olamayacağından 9.200,00 TL maktu vekalet ücreti, … için hesap edilen nispi vekalet ücreti maktu vekalet ücretinden az olamayacağından 9.200,00 TL maktu vekalet ücreti, davacı … için takdir edilen vekalet ücreti maktu vekalet ücretinden az olamayacağından 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalı …’dan tahsili ile davacılara ödenmesine,
12-Davalı … yönünden, reddedilen manevi tazminat talebi açısından hesap edilen vekalet ücreti, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 10.maddesinin 2.fıkrası gereğince davacı vekili lehine verilen ücreti geçemeyeceğinden, her bir davacıdan ayrı ayrı 9.200,00 TL vekalet ücretinin tahsili ile davalı …’ya ödenmesine,
13-Davacı ve davalılar tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın, talep halinde ve karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, Davacılar ve Davalı … vekilinin yüzlerine karşı, davalı Sigorta şirketi vekilinin yokluğunda tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341 maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 13/09/2022

Katip
e-imzalı

Hakim
e-imzalı

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”