Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/454 E. 2019/1130 K. 11.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/401 Esas
KARAR NO : 2019/1122

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 30/06/2019
KARAR TARİHİ : 06/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesi özetle; müvekkilinin çocuk oyun gereçleri ve kıyafetleri satan mağaza sahibi olduğunu, müvekkilinin dava dışı … Tic. A.Ş. İsimli şirketten çocuk oyun gereçleri almak için 21/09/2019 tarihinde sıralı çekler teslim ettiğini, çekler karşılığında bir kısım ürünlerin teslim edildiğini ancak son beklenen parti malların uzun süre teslim edilemediğini, müvekkilinin son parti malların teslimi için 2-3 ay boyunca dava dışı … Tic. A.Ş. İle görüştüğünü ancak malların artık üretiminin ve tesliminin kısmen imkansız olduğunu öğrenmesi üzerine dava dışı … Tic. A.Ş. İle 10/12/2019 tarihli protokol yaptıklarını, 2 ay içerisinde müvekkilinin ödeme için teslim ettiği çeklerin ve dava konusu çekle birlikte toplam 4 adet çekin müvekkiline iade edileceği ancak bu süre içerisinde üretim yapıldığı takdirde ürünlerin teslim edileceği konusunda taahhüt alındığını ancak bu sürede çeklerin iade edilmediği ve sözleşme konusu ürünlerin teslim edilmediğini ve tekrar … Tic. A.Ş. İle görüşmeye geçildiğinde dava dışı … Tic. A.Ş. ‘nin 19/12/2018 tarihinde konkordato ilan ettiğini, çeklerin bedelinin ve çeklerin de iade edilemeyeceğinin somut olarak ortaya çıktığını, 29/06/2019 vade tarihli çekin davalıya herhangi bir fatura ve sözleşme olmadan vadesinden önce verildiğini, davalıya faturasız teslim edilen çek yönünden davalının yetkisiz hamil olduğunu, yetkili hamil olmayan ve faktoring kanununa aykırı olarak çeki faturasız ve sözleşmesiz elinde bulunduran davalı şirket tarafından haksız haciz uygulanma riskinin çok yüksek olduğunu ve çekin ödeme gününün yakın olduğunu bildirmekle ihtiyati tedbir taleplerinin olduğunu, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığını, yargılama gider ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun olarak tensip zaptı ve dava dilekçesinin tebliğ edildiği, davalı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesi özetle; müvekkili şirket ile dava dışı … Tic. A.Ş. Arasında imzalanan faktoring sözleşmesinin yönetmeliğe uygun olduğunu, fatura kontrollerinin yapıldığını, müvekkili şirketin imzalamış olduğu sözleşme sonrasında dava dışı müşterisinden müşterinin faturalı alacağına istinaden kambiyo senedi alındığını ve kambiyo senedi mevzuata uygun olarak imzalandığını, müvekkili şirketin aldığı çeklerin davacı adına düzenlediği fatura konusu alacağının müvekkili şirkete ödenmesi ile ilgili olduğunu ve müvekkili şirketin başka türlü işlem ve eylemde bulunmasının söz konusu olmadığını bildirmekle davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Mahkememizce … 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosya örneğinin uyap üzerinden mahkememiz dosyası arasına alındığı görüldü.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Mahkememizce yapılan inceleme sonucunda;
1.1.2019 tarihinde yürürlüğe giren ve 3/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5 inci maddesinden sonra gelmek üzere eklenen maddeye göre :
MADDE 5/A- (1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasına eklenen cümle ile
“Dava şartı olarak arabuluculuk
MADDE 18/A- (1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.
Dava, menfi tespit davasıdır. Menfi tespit davalarının konusu belli bir paranın ödenmemesine ilişkindir. Belirli bir paranın “ödenmemesi”, ödenmesini de kapsar. Nitekim doktrinde belirtildiği üzere menfi tespit davalarında davacı borçlu olmadığının tespitini talep etmesine rağmen davanın konusu maddi anlamda bir alacağa ilişkin olduğundan alacak davalarında olduğu gibi ispat yükü davalı alacaklı üzerindedir. Esasında ispat yükü yer değiştirmemekte tarafların sıfatı nedeniyle ispat yükü davalı alacaklıda üzerindedir. Dolayısıyla menfi tespit davalarının da konusu belli bir paranın ödenmesine ilişkin alacak davası niteliğinde olduğundan TTK m.5/A’da düzenlenen dava şartı olan zorunlu arabulucuk müessesine tabi olduğu kanaatine varılmıştır.
Davacı tarafa 6325 sayılı Kanun’un 18/A maddesi uyarınca arabuluculuk son tutanağını sunması için 1 haftalık kesin süre verilmiş, verilen süre içerisinde dava dışı … A.Ş ile yürütülen arabuluculuk sürecine ilişkin son tutanağı sunduğu görülmüştür. Dolayısıyla işbu dava hakkında zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulmadığı görülmüştür.
Dava dilekçesinin incelenmesi neticesinde, davanın menfi tespit davası olduğu, menfi tespit davasının konusunun belirli bir paranın ödenmesine ilişkin olduğu, zorunlu arabuluculuk durumunun söz konusu olduğu ve davacı’nın arabuluculuğa başvurmadan doğrudan dava açtığı anlaşılmakla 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun m.18/A-f.2 hükmü gereğince davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 44,40 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 341,55 TL harçtan mahsubu ile bakiye 297,15 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca hesap olunan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
5-Davalı tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair; davalı tarafın yüzüne karşı, davacı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/11/2019

Katip
¸

Hakim …
¸