Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/440 E. 2020/747 K. 30.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/440 Esas
KARAR NO : 2020/747

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/07/2019
KARAR TARİHİ : 30/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin sunmuş olduğu 17/07/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ticari faaliyetleri kapsamında davalı şirkete analiz hizmeti sunduğunu, müvekkilinin 2017 yılından bu yana davalı ile arasında sözleşme ile sağlanmış ticari ilişkinin mevcut olduğunu, müvekkilinin ticari ilişki boyunca üzerine düşen tüm yükümlülükleri yerine getirdiğini, müvekkili tarafından düzenlenen faturalara davalı şirket tarafından herhangi bir itirazda bulunulmadığını, davalı şirket tarafından 22/07/2018 tarihinde 3.256,80 TL’lik bir ödeme yapıldığını, davalının bakiye borcunu ödememesi üzerine davalı aleyhine … 20. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğunu beyan ederek davalı tarafın itirazının iptaline, takibin devamına, alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla davalıdan icra inkar tazminatının tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin sunmuş olduğu 08/01/2020 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacının sözleşmenin tamamını ibraz etmesi gerektiğini, davacı ile akdedilen sözleşmede müvekkili firmanın analiz ücretlerine ilişkin herhangi bir sorumluluğunun olmadığını, çıkacak ihtilaflarda laboratuvar firması ve üretici arasında çözüleceğini ve bu ihtilaftan kaynaklı müvekkili firmanın herhangi bir taraf sıfatının bulunmadığını, müvekkili firmanın üretici analiz ücretlerinden herhangi sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkilinin davadan haberdar olmaması sebebiyle ticari defterlerini ibraz edemediğini, sözleşmenin açık hükmü karşısında ticari defter incelemesine lüzum bulunmadığını, akdin 6. Maddesinde müvekkili firmanın ödeme ile ilgili herhangi bir yükümlülüğünün olmadığının ve ücret sözleşmesi tarafı bulunmadığının, sadece aracılık faaliyeti icra ettiğinin açıkça belirtildiğini, müvekkili firmanın davacının iddia ettiği faturaları defterlerine işlemediğini, bununla birlikte davacının analiz yapma yetkisinin iptal edildiğini, üreticiden dahi ücret talebinin mümkün olmadığını beyan ederek tebligatların usulsüz olduğuna hükmedilerek cevap ve delil sunma süresinin taraflara verilmesine, yetkisizlik kararı verilmesine, taraflar arasında akdedilen sözleşme gereğince herhangi bir sorumluluğu bulunmayan müvekkili firmaya ikame edilen haksız ve kötü niyetli davanın reddine, davacının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce celp edilen … 20. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyasında; davacı/alacaklının 37.760,00 TL asıl alacağın tahsiline ilişkin icra takibine geçtiği, davalı vekilinin 12/02/2019 tarihli dilekçesi ile tüm borca ve tüm ferilere itirazı üzerine takibin durduğu görüldü.
Mahkememizce verilen 06/11/2019 celse ara kararı uyarınca, … ASHM’ne talimat yazılarak davalı tarafın ticari defterlerinin incelenerek dava konusu faturaların davalı defterlerinde yer alıp almadığı, davacının alacaklı olup olmadığının tespiti konusunda rapor alınmak üzere bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olduğu, … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından çıkarılan tebligatlara rağmen davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmediği, dosyanın talimat mahkemesinden bila ikmal iade edildiği görüldü.
Mahkememizce verilen 17/02/2020 celse ara kararı uyarınca, Tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, davacı tarafın ticari defter ve kayıtları, sözleşme, faturalar ve dosya incelenerek taraflar arasındaki ticari ilişkinin belirlenmesi, uyuşmazlık konusu faturaların davalıya tebliğ edilip edilmediği, edilmiş ise tebliğ tarihlerinin tespit edilmesi ile sözleşme hükümleri ve ticari defter kayıtları değerlendirilerek davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı varsa miktarının nelerden ibaret ve ne kadar olduğu konusunda rapor alınmak üzere bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, … tarafından ibraz edilen 18/06/2020 tarihli raporda özetle; “taraflar arasında akdedilmiş 24/04/2018 tarihli bir Taşeron Laboratuvar Sözleşmesinin mevcut olduğu, davacının kendi defterlerinde takip tarihi itibariyle davalıdan 37.760,00 TL alacaklı durumda olduğu, davalının ise kendi ticari defterlerinde takip tarihi itibariyle davacıya 7.759,20 TL borçlu durumda olduğu, taraflar arasındaki farkın 37.760,00 TL – 7.759,20 = 30.000,80 TL olduğu, söz konusu farka sebebiyet veren hususların raporda arz edildiğini, taraf ticari defterleri arasındaki farkın oluşmasına sebebiyet veren hususlardan birisi olan ve davalı ticari defterlerinde 30/09/2018 tarihinde “…” açıklaması ile yer alan 14.000,00 TL’lik borç kaydına ilişkin olarak dosyanın tetkikinde herhangi bir somut veriye rastlanılmadığı, davacı tarafından dava dilekçesi ekinde sunulan faturaların davalıya teslimine ilişkin olarak ise dosyanın tetkikinde herhangi bir doneye rastlanılmadığı, ancak rapor içerisinde arz edildiği üzere davacı tarafından davalıya düzenlenen 07/09/2018 tarihli 19.257,60 TL bedelli faturanın dışındaki tüm faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olduğunun görüldüğü, davacı iddialarının ve huzurdaki davanın kabulü halinde davacının davalıdan 37.760,00 TL talep edebileceği, ancak davalı defterlerinde kayıtlı olmayan 19.257,60 TL’lik faturadaki hizmetin kimin sorumluluğunda olduğunun mahkemeniz takdirinde olduğu, mahkemece bu faturanın davacı alacağından tenzil edilmesine karar verilmesi durumunda davacının davalıdan 37.760,00 TL – 19.257,60 TL = 18.502,40 TL alacaklı olacağı, aynı şekilde davalının kendi defterlerinde davacıya 7.759,20 TL borçlu durumda olduğu, davalı ticari defterlerindeki davacı bakiyesinden tenzil edilen 14.000,00 TL tutarındaki kayda ilişkin herhangi bir done olmadığından dolayı bu tutarın davacı alacağına eklenmesi gerektiğinin değerlendirildiği, buna göre davacının davalıdan 7.759,20 TL + 14.000,00 TL = 21.759,20 TL alacaklı durumda olacağı, ayrıca davacı defterlerinde mevcut 3.256,80 TL’lik ödeme tutarının tenzili ile davacının talep edebileceği tutarın 21.759,20 TL – 3.256,80 TL = 18.502,40 TL olarak hesaplandığı” görüş ve kanaatine varılmıştır.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe;
Dava; davacı taraf, ticari ilişki kapsamında fatura alacağı olduğu iddiasıyla başlattığı … 20. İcra Dairesinin … E. Sayılı icra takibine karşı davalı tarafın borçlu olmadığını iddia ederek yapmış olduğu itirazın iptaline ilişkindir.
Dosya kapsamından, taraflar arasında “TAŞERON LABORATUVAR SÖZLEŞMESİ” akdedildiği, davacı tarafın sözleşme kapsamında analiz hizmeti verdiği ve bunun karşılığında ödeme aldığı anlaşılmıştır.
Davalı taraf, 08.01.2020 tarihinde sunmuş olduğu dilekçesiyle dava dilekçesinin usulüne uygun tebliğ edilmediğini, taraflar arasındaki sözleşmenin 8. Maddesinde yetki şartı bulunduğunu, yetkili mahkemenin … Mahkemeleri olduğunu beyan ederek yetki itirazında bulunmuş ise de davalıya tapılan tebligatın usulüne uygun olduğu, davalının süresinde cevap dilekçesini sunmadığı anlaşıldığından süresinde yapılmayan yetki ilk itirazının reddine karar verilmiştir.
Yargılama sırasında uyuşmazlığın çözümlenmesi amacıyla her iki tarafın da ticari defter ve kayıtların incelenmesine karar verilmiştir. Bilirkişi tarafından tanzim edilen raporda, davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle 37.760,00 TL alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerine göre davacıya 7.759,20 TL borçlu olduğu, aradaki farkın davacı tarafından düzenlenen 07.09.2018 tarihli 19.257,60 TL bedelli faturanın davalı kayıtlarında bulunmaması, davalı tarafından yapıldığı beyan edilen 3.256,80 TL ödemenin davacı kayıtlarında yer almaması ve davalının defterindeki 30.09.2018 tarihli 14.000,00 TL tutarlı kaydın davacıda kayıtlı olmamasından kaynaklandığı tespit edilmiştir. Ayrıca davacı tarafından düzenlenen faturalardan 07.09.2018 tarihli 19.257,60 TL bedelli fatura hariç geriye kalan hepsinin davalının defterlerinde kayıtlı olduğu tespit edilmiştir. Belirtilen fatura harici diğer tüm faturaların davalıda kayıtlı olması sebebiyle davalının sözleşmenin 6. maddesi uyarınca davacı ile doğrudan bir ticari ilişkisi olmadığı, sözleşme kapsamında parasal yükümlülüğü bulunmadığı, analizler için ortaya çıkan maliyetlerin doğrudan müşteriler tarafından karşılanacağı, faturaların doğrudan müşterilere düzenleneceği yönündeki savunmaları yerinde görülmemiştir. Zira davacı tarafından sözleşme kapsamındaki hizmetlerin karşılığı olarak düzenlenen faturalar davalı tarafından ticari defterlerine işlenerek kabul edilmiştir.
Davacı tarafa, davalı defterlerinde kayıtlı olmayan 07.09.2018 tarihli 19.257,60 TL tutarlı faturanın tebliğine ve fatura konusu hizmetlere ilişkin delillerini sunması için süre verilmiş, verilen süre içerisinde sunulan delillerden söz konusu faturanın tebliğ edildiği ve fatura konusu hizmetlerin verildiği tespit edilememiş ve söz konusu faturadan dolayı davacının alacağının bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Davalı tarafa, ticari defterlerinde yapılan 30.09.2018 tarihli 14.000,00 TL bedelli kaydın dayanak işlemlerini açıklaması ve bu konuya ilişkin delillerini sunması için süre verilmiş, verilen süre içerisinde herhangi bir delil sunulmadığından söz konusu kayıt dikkate alınmamıştır.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacı tarafından düzenlenen faturalardan sadece 07.09.2018 tarihli 19.257,60 TL tutarlı faturanın davalıda kayıtlı olmadığı, geriye kalan bütün faturaların davalı tarafından kabul edilerek ticari defterlerine kayıt edildiği, davalı tarafın defterinde bulunan davacı tarafın defterlerinde yer almayan 30.09.2018 tarihli 14.000,00 TL bedelli kaydın dayanağı açıklanmadığından alacak veya borç ödemesi olarak kabul edilemeyeceği, 07.09.2018 tarihli 19.257,60 TL tarihli faturadan kaynaklı olarak davacının alacaklı kabul edilemeyeceği, diğer faturalara yönelik bir itiraz bulunmaması ve faturaların davalı kayıtlarında mevcut olması nedeniyle bu faturalardan dolayı davacının alacaklı olduğu, faturaları defterlerine kaydeden davalının sözleşme uyarınca sorumlu olmadığı yönündeki itirazının yerinde olmadığı anlaşıldığından davacının takip tarihi itibariyle 18.502,40 TL alacaklı olduğu sonucuna varılmıştır. Açıklanan nedenlerle; davanın kısmen kabulüne, itirazın kısmen iptaline, takibin 18.502,40 TL üzerinden devamına, takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, alacak likit ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen alacağın %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, itirazın kısmen iptaline, takibin 18.502,40 TL üzerinden devamına, takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,
2-Kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 3.700,48 TL icra inkar tazminatın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 1.263,89 TL nispi karar ve ilam harcından, başlangıçta yatırılan 644,85 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 619,04 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 644,85 TL peşin harç ve 44,40 TL başvurma harcı olmak üzere 689,25 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 976,18 TL yargılama giderinin, davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesaplanan 478,32 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafın yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, davanın kabul edilen kısmı üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, davanın reddedilen kısmı üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. Maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davanın kabul ve reddolunan miktarları dikkate alınarak 673,20 TL’nin davacıdan, 646,80 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
10-Davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair; davacı tarafın yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/11/2020

Katip …
¸¸

Hakim …
¸¸