Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/438 E. 2022/758 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/438 Esas
KARAR NO : 2022/758

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 25/07/2019
KARAR TARİHİ : 10/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından verilen 16/07/2019 tarihli dava dilekçesinde, Davalı şirketin, 17.07.2018 günü gerçekleşen ve yeterli nisap hasıl olmadan, Sermaye artışına ilişkin sözleşme değişikliği, yasaya aykırı olarak ilan edilen, Yıl sonu finansal tabloları müzakere edilmeden sermaye artışı onaylanan, bu nedenlerle hükümsüzlüğünün tespiti için açılan davanın … 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E sayılı dosyası ile derdest olan, olağanüstü genel kurul toplantısında, Sermaye artışına ilişkin yeni pay dağılımında varis olan ortaklarının paydaş olarak yazmış olduğunu, bu surette müvekkilinin elbirliği mülkiyetinin yasal olarak sağladığı güvencesini bertaraf ederek, azınlığa düşürüp, ellerinde bulundurdukları terekenin sermaye gücü ile müvekkili şirketteki hisselerini yok etmeyi planlayıp uygulamaya koyduklarını, Elbirliği halinde mülkiyetin tek taraflı ve hiç bir yasal dayanağı olmayan bir tasarrufla ortadan kaldırılmasının mümkün olmadığını, davalının müvekkilin miras hakkını yok etmeye yönelik kötüniyetli planını uygulayarak, iptali talep edilen Genel Kurul Toplantılarında oybirliğinin hasıl olmadığını, bu nedenle açılacak hükümsüzlük davalarını engellemek için şirket hisselerinin paylı mülkiyete dönüştüğü izlenimi vermeye çalıştığını, davalı şirketin Yönetim Kurulunun murisin vefatından sonra giriştiği tüm tasarrufların, kendilerine yönelik ibraların, seçimlerin tamamen mutlak butlanla batıl olduğunu, davalının resmi kayıtlarında ortakların resmen murisin varisleri olarak kayıtlı olduğunu, Ertelenen 2017 yılına ait Olağan Genel Kurul Toplantısının hazirun cetveli, esas toplantının devamı olduğunu, bu toplantıya göre düzenlendiğini, müvekkilinin toplantı öncesi hükümsüzlük nedenlerinin Genel Kurula ihtarname ile ilettiğini, ancak işbu ihtarnamalerin değerlendirilmediğini, ertelenen 2017 yılı Olağan Genel Kurul Toplantısı zaptından açıkça görüleceği gibi şirketin kanun tanımaz şekilde keyfi olarak yönetilmekte, ortaklara bilgi verilmemekte ve hatta bilgi vermekle yükümlü olmadıklarını iddia ettiğini, Oysa anonim şirketler ortaklarına, paydaşlarına dürüst ve gerçek bilgileri, şirketin mali durumunu, işleri hakkında bilgileri, yöneticilerine sağladığı menfaatleri açıklayıp bilgi vermekle yükümlü olduğunu, davalı şirket yönetiminin, değil ortaklarına, mahkemelere dahi işler hakkında bilgi vermediğini,Yüz milyon USD üzerinde mal varlığı olan bir terekeye dahil şirketin yasalara aykırı keyfi yönetilmesinin, müvekkilinin mirasçılık hakları üzerinde telafisi imkansız zararlar vereceğini, davalı şirketin 26.04.2019 günü aynı saatte yapılan ertelenen 2017 yılı Olağan Genel Kurul Toplantısı ile 2018 yılı Olağan Genel Kurul Toplantılarının ve alınan kararların hükümsüzlüğüne, karara kadar yürürlüklerinin askıya alınmasına, şirkete yönetim kayyımı atanmasına, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi, duruşma gün ve saati tebliğ edilmiş, davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde; Davacı tarafından açılan davayı açma hakkının olmadığını, TTK. 446. Maddede Genel Kurul kararlarına karşı iptal davası açabileceklerinin sayılmış olduğunu, davacı tarafın iptalini istedikleri kararların alınmış olduğu genel kurullara katılmamış olduğundan iş bu davayı açmaya hakkı bulunmadığını, davanın usulden reddi gerektiğini, davacı tarafın ertelenen 2017 yılı olağan Genel Kurul Toplantısı ve 2018 yılı Olağan Genel Kurul Toplantısına katılmadığını gösterir hazirun cetvelinin dilekçe ekinde sunulduğunu, huzurda görülmekte olan dava ile aynı yargı çevresinde aynı düzey aynı sıfattaki mahkemede açılmış olan … 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile birleştirilmesini talep ettiklerini, …tarafından müteveffa …in terekesinin tespiti amacıyla … 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin … tereke dosyasında miras temsilcisi olarak atandığını gerçekleşecek genel kurullara katılmak üzere temsilciye yetki verildiğini … ın dosyadan feragat ettiğini, davacının asıl niyetinin terekenin tespit edilerek miras payının belirlenmesi olmadığını asıl istediğinin haksız ve mesnetsiz davalarla ailesini yıpratıp bezdirerek ailesine istediklerini kabul ettirmek olduğunun açıkça ortaya koyduğunu, davacı tarafın mirasçısı … in vefatından sonra yapılan genel kurullarda davacı taraf dahil tüm mirasçılar tarafından münferit olarak oy kullanılmış olduğunu pay oranlarını ayrı ayrı yazılmış olduğu hazirun cetvelleri tek tek imzalandığını ne de hazirun cetveline ne de genel kurul tutanağına elbirliği mülkiyeti olduğuna ve tek tek oy kullanılmayacağına ilişkin muhalefet şerhi yazılmadığını, davacı tarafın tüm bu davranışları şirket hisselerinin münferit olarak mirasçılar arasından elden paylaştırma yoluyla paylaşıldığını, davacı tarafın da buna bir itirazı olmadığının açıkça gösterdiğini, murisin vefatının hemen sonrasında müvekkili şirketin 9/12/2015 tarihinde yapılan Genel Kurul Toplantısına davacı tarafın ve tüm mirasçılar katılarak gerek Hazirun cetveline gerekse ayrı ayrı oy kullanmaya hiçbir itirazları olmayarak oy kullandıklarını ve herhangi bir ihtirazı kayıt olmaksızın hazirun cetvelini imzaladıklarını, davacı tarafça iptali istenen Genel Kurul Toplantısı Kanuna ve esas sözleşmeye uyun olarak yapıldığını alınan tüm kararlar usulüne uygun olduğunu, davacı tarafın iddia ettiği gibi herhangi bir butlan sebebi mevcut olmadığını, davacı tarafın müvekkili şirketin keyfi olarak yönetildiğini, ortaklara bilgi verilmediği ve müvekkili şirketçe bilgi vermekle yükümlü olunmadığının beyan edildiğinin iddia edildiğini, TTK 437. Maddesinde düzenlenmiş olan bilgi alma ve inceleme hakkı kapsamında müvekkili şirketçe finansal tabloların, konsolide finansal tabloların yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporunun denetleme raporları ve yönetim kurulun kar dağıtım önerisi, genel kurul toplantılarından en az 15 gün önce müvekkili şirketin merkezinde pay sahiplerinin incelemesine hazır bulundurulduğunu ve müvekkili şirkete ait bilançonun davacı tarafa verildiğini, finansal tabloların ve konsolide tabloların ise bir yıl süre ile şirket merkezinde hazır bulundurulduğunu, müvekkili şirkete ait bilançonun davacı tarafa verildiğini, finansal tabloların ve konsolide tabloların ise bir yıl süre ile şirket merkezinde hazır bulundurulmakta olduğunu hissedarların her zaman bir yıl süre içinde bu belgeleri inceleyebileceğini, bu bakımdan müvekkili şirketin TTK 437 kapsamında tüm yasal sorumluluğunu yerine getirdiğini davacının iddialarının haksız olduğunu, davacı tarafın iptalini istedikleri kararların alınmış olduğu genel kurullara katılmamış olması sebebiyle TTK 446. Uyarınca iş bu davayı açmaya hakkı bulunmadığından davanın usulden reddine, davacının yaklaşık ispat kuralları çerçevesinde iddiasını kanıtlamayamaması ve zorunluluğun arz etmediği halde atanacak kayyumun ileride telafisi mümkün olmayan zararlara neden olabilecek olması sebebiyle müvekkili şirkete kayyum atanması tedbir talebinin reddine karar verilmesini, davacı tarafın yaklaşık ispat kuralları çerçevesinde iddiasını kanıtlamayamaması ve zorunluluk arz etmediği halde genel kurul kararlarının yürürlüğünün durdurulmasının ileride telafisi mümkün olmayan zararlara neden olabilecek olması sebebiyle davacı tarafın tedbir talebinin reddine karar verilmesini, müvekkili şirketçe 26/04/2019 tarihinde gerçekleştirilmiş olan ertelenen 2017 yılı Olağan Genel Kurul toplantısı ile 2018 yılı Olağan Genel Kurul Toplantısının kanuna ve esas sözleşmeye uygun olarak yapılması ve alınan tüm kararların usulüne uygun olarak alınmış olması sebebi ile davacı tarafın haksız ve mesnetsiz taleplerinin reddine huzurda görülmekte olan haksız ve kötü niyetli davanın esastan reddine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen 10. Asliye Ticaret mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında verilen dava dilekçesinde ; davacıların, davalı şirketin kurucu ortağı olan …’in oğlu …’in çocukları olduğunu, miras bırakan …’in 22/09/2015 tarihinde vefat ettiğini ve davacıların miras bırakanın varisleri sıfatını aldıklarını, davacıların davalı şirket tarafından pay defterine paydaş olarak kaydedildiğini, davalı şirketin 26/04/2019 tarihinde gerçekleştirilen “Ertelenen 2017 yılı Olağan Genel Kurul Toplantısı’nda 3,4,5,6,7,8 numaralı ve 2018 yılı Olağan Genel Kurul Toplantısı’nda 3,4,5,6,7,8,9,10 numaralı karar”ların tereke payları üzerindeki el birliği mülkiyetine aykırı biçimde, pay sahiplerinin vazgeçilmez nitelikteki hakları sınırlandırılarak kanuna, esas sözleşmeye ve dürüstlük kurallarına aykırı olarak alındığını, davalı şirkette kurucu ortak müteveffa …’in terekesine dahil hisselerin hakim durumda olduğunu, mirasın henüz paylaştırılmadığını ve tekere üzerinde el birliğiyle mülkiyet hali devam ettiğini, bu nedenle alınan kararların batıl olduğunu, el birliği halinde mülkiyetin söz konusu olduğu tereke üzerinde kanun ve hukukun temel ilkelerine aykırı şekilde pay oranları belirlenerek karar alınmasının kabul edilemeyeceğini, yine davacıların TTK 437.maddesi ile tanınan bilgi alma ve inceleme hakkının ihlal edildiğini, anılan nedenlerle davalı şirketin genel kurul toplarınında hukuka aykırı olarak alınan 2018 yılı Olağan Genel Kurul Toplantısının 3,4,5,6,7,8,9,10 ve ertelenen 2017 yılı Genel Kurul Toplantısının 3,4,5,6,7,8 numaralı kararlarının butlanının tespitine, mahkeme aksi kanaatte ise iptaline, dava konusu genel kurul kararlarının icra edilmesi halinde davacılar nezdinde telafisi imkansız zararların doğacağı göz önünde tutularak TTK 449.maddesi uyarınca dava konusu genel kurul kararlarının yürütülmesinin geri bırakılmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen 10. Asliye Ticaret mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde; öncelikle davalı şirket hissedarlarından … tarafından davalı şirkete karşı … 5.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında açılan ertelenen 2017 yılı Olağan Genel Kurul Toplantısı’nda ve 2018 yılı Olağan Genel Kurul Toplantısı’nda alınmış olan genel kurul kararlarının hükümsüzlüğüne karar verilmesi talepli dava açıldığını, işbu davaların birleştirilmesini talep ettiklerini, yine davalı şirkete ait payların …’in davalı şirket yönetim kurulu üyeleri dahil olmak üzere tüm varisleri tarafından elden paylaştırma yöntemi ile paylaştırıldığını, mevcut durumda mirasçıların münferit olarak pay sahibi olduğunu, yapılan genel kurulda kanun ve esas sözleşmeye uygun kararlar alındığını, anılan nedenlerle kötü niyetli davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Mahkememizin 11/03/2021 tarihli celsesinde Butlan ile yokluğu talep edilen genel kurulda mirasçılardan birinin katılmamasının oy kullanma açısından sakınca oluşturup oluşturmadığı, el birliği halinde bulunan mirasçıların hepsinin genel kurulda hazır bulunmasının gerekip gerekmediği , davada butlan sebeplerinin ve iptal sebeplerinin oluşup oluşmadığının tespit edilmesi açısından davalı şirketin ticari defter ve kayıtları da incelenmek sureti ile bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup, bilirkişiler tarafından ibraz edilen 20/10/2021 tarihli raporda: Murisin paylarının öncelikle mülkiyetinin ve bunlardan kaynaklanan malvarlığına ilişkin haklar derhâl mirasçılara payları oranında geçtiği, akabinde … 6. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin Kararına istinaden hissesi olan 56 payın mirasçılar arasında taksim edilerek pay defterine kaydedildiği ve Mahkemenin pay dağılımına mirasçılar tarafından bir itirazda bulunulmadığı gibi pay defterine yapılan kayda da itiraz edilmediği, Şirket tarafından Pay defterine kayıttan imtina edildiğine dair bir veri de bulunmadığı da dikkate alındığında şirket payları üzerinde elbirliği mülkiyetinden söz edilemeyeceği, bu yönüyle kararların butlanının söz konusu olmadığı, 2017 ve 2018 yılında alınan genel kurul kararlarının iptal editebilirliği bakımından yapılan değerlendirmeler sonucunda; 2017 ve 2018 yılı Faaliyet raporlarının onaylanmasına ilişkin 4 nolu gündem maddelerinin faaliyet raporuna ilişkin yönetmeliğe aykırılık dolayısıyla iptal edilebileceği, huzur hakkına ilişkin kararın eşitlik ilkesine aykırılık dolayısıyla iptali gerektiği, kârın dağıtılmamasına ilişkin olarak alınan kararlar kanuna veya şirket esas sözleşmesine aykırılık teşkil etmemekte birlikte, karın dağıtılmaması gerekçesinin davalı şirket tarafından ikna edici biçimde ortaya koyulamadığı, bu durum karşısında 2017 ve 2018 yıllarında alınan bu kararların dürüstlük kuralına aykırılık teşkil ettiği ve iptal koşulunun oluştuğunu bildirmişlerdir.
Mahkememizin 23/12/2021 tarihli ara kararında; Asıl ve birleşen davacı vekillerinin itirazları ve davalı vekilinin itirazlarının değerlendirilmesi açısından bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, bilirkişiler tarafından ibraz edilen 09/03/2022 tarihli raporda; Kök rapora yönelik hukuki itirazlar bakımından dosyaya sunmuş yeni bir belge bulunmadığı, davacı vekilince 2018 yılında pay defterine kaydın sahteliği hususunda suç duyurusunda bulunulduğu belirtilmiş ise de tek başına suç duyurusunun pay defterine kaydın sahte olduğu anlamına gelmeyeceği, Bilirkişi heyetine ithafen dosyaya raporumuzu sunduğumuz Ekim 2021 tarihinden sonra 02.11.2021 tarihinde 18. Sulh Hukuk Mahkemesinin 07.07.2021 tarihli tereke temsilcisi atanmasına ilişkin kararının bilirkişi incelemesi yapılmasından sonrasına ait olduğu, bu nedenle k kök rapordaki görüşlerinde bir değişiklik olmadığı hususunu bildirmişlerdir.
Asıl davada ve birleşen davada, davacılar davalı şirketin kurucu ortağı olan…’in oğlu … çocukları olduklarını, …’in 22/09/2015 vefat ettiğini, davacıların miras bırakanın varisleri sıfatı ile davalı şirket pay defterine paydaş olarak kaydedildiklerini, terekenin payları üzerinde el birliği mülkiyeti bulunduğunu, mirasın paylaştırılmadığını, tereke üzerindeki pay oranlarının belirlenmesine kadar karar alınmasının mümkün olmadığını bildirerek; asıl davada davalı şirketin 26/04/2019 tarihinde gerçekleştirilen davalı şirketin 2017 ve 2018 yıllarına ait olağan genel kurul toplantısında alınan kararların butlanının tespitine, birleşen davada da; 26/10/2019 tarihinde gerçekleşen 2017 yılı genel kurul toplantısında alınan 3,4,5,6,7, 8 numaralı kararlar ile 2018 yılına ait olağan genel kurul toplantısında alınan 3,4,5,6,7,8,9 ve 10 numaralı kararların hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmişlerdir.
… Sulh Hukuk Mahkemesinin … Esas, … Karar sayılı veraset belgesine ilişkin kararda; …’in 22/09/2015 tarihinde ölümü ile miras hissesinin 56 pay kabul edilerek 14 payının …’e, 6’şar paydan 36 payın eşit olarak … a …, … , …, …’e paylaştırılmasına, 3 er paydan toplam 6 payın da … ile … arasında paylaştırılmasına karar verildiği görülmüştür.
Davalı şirketin 26/04/2019 tarihinde yapılan 2018 yılı ve ertelenen 2017 yılı genel kurul toplantısında şirket sermayesinin 61.033.474,40 TL’lik 6.103.347,44 pay karşılığı olan toplam sermaye payının %69,12’lik kısmının temsil edildiği, asıl dosya davacısı …’ın pay karşılığının 817.995,794 olduğu ve genel kurul toplantısına katılmadığı, dava dışı …’in pay karşılığının 1.908.656.885 olduğu, …’in de toplantıya katılmadığı, toplam 27.266.526,49 TL’lik sermaye payının genel kurulda temsil edilmediği tespit edilmiştir.
TTK’nun 446. maddesine göre toplantıda hazır bulunupta karara olumsuz oy veren ve muhalefetini tutanağa geçirten toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın olumsuz oy kullanmış olsun veya olmasın çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına veya oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ileri süren pay sahipleri iptal davası açabilecekleri, TTK’nın 445.maddesinde de 446.madde de belirtilen kişilerin kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararlarına aleyhine karar tarihinden itibaren üç ay içinde şirket merkezinin bulunduğu Asliye Ticaret Mahkemesinde iptal davası açabileceği düzenleme konusu yapılmıştır.
TTK.nun 445. maddesinde, 446. maddede belirtilen kişilerin kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olarak genel kurul kararları aleyhine iptal davası açabilecekleri, butlanı düzenleyen 447. maddesinde ise; (1) Genel kurulun, özellikle; a) Pay sahibinin, genel kurula katılma, asgari oy, dava ve kanundan kaynaklanan vazgeçilemez nitelikteki haklarını sınırlandıran veya ortadan kaldıran, b) Pay sahibinin bilgi alma, inceleme ve denetleme haklarını, kanunen izin verilen ölçü dışında sınırlandıran, c) Anonim şirketin temel yapısını bozan veya sermayenin korunması hükümlerine aykırı olan kararların batıl olduğuna yer verildiği, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin yerleşmiş içtihatlarında belirtildiği üzere TTK’nın 447. maddesindeki butlan şartlarının resen gözetilmesi, butlan halinin bulunmadığı sonucuna varılması halinde de TTK’nın 445. maddesindeki iptal edilebilirlik şartlarının incelenmesi gerektiği, yine Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatlarında TTK’nın 447. maddesindeki butlan hallerinin dar yorumlanması gerektiği, her kanuna aykırılık halinin butlan yaptırımına tabi olmadığının açıkca belirtilmiştir
Davacılar 26/04/2019 tarihinde gerçekleştirilen genel kurulda alınan kararların hükümsüz olduğunun gerekçesi olarak muris …’in payları üzerinde mirasçıların el birliği mülkiyetinin devam etmesini ve genel kurulda bu payları temsil edecek tereke temsilcisi bulunmadığı için toplantı yeter sayısının oluşmadığını göstermişlerdir.
6102 sayılı TTK.nun 494.maddesinin 1.fıkrasında; devir için gerekli olan onay verilmediği sürece, payların mülkiyeti ve paylara bağlı tüm hakların devredende kalacağı, 2.fıkrasında; payların miras, mirasın paylaşımı, eşler arasındaki mal rejimi hükümleri veya cebri icra gereği iktisap edilmeleri halinde bunların mülkiyeti ve bunlardan kaynaklanan mal varlığına ilişkin hakların derhal genel kurula katılma hakları ile oy haklarının ise ancak şirketin onayı ile birlikte devralana geçeceği, 3.fıkrasında; şirket onaylamaya ilişkin istemi aldığı tarihten itibaren en geç 3 ay içinde reddetmemişse veya red haksızsa onayın verilmiş sayılacağının düzenleme konusu yapılmıştır.
Miras bırakan …’e ait paylar … 6.Sulh Hukuk Mahkemesinin …Esas, …Karar sayılı veraset ilamı doğrultusunda şirketin pay defterine 2013 tarihinde kaydedilmiş, mirasçılık belgesinde yer alan pay oranlarına istinaden her bir pay sahibi adına oranlarına göre üye girişi yapılmıştır. TTK.nun 494/2.maddesine göre murisin payları mirasçılara intikal ettirilmiştir. Şirket tarafından TTK.nun 494/3.maddesine uygun şekilde davalı şirketin onaylamaya ilişkin isteği aldığı tarihten itibaren en geç 3 ay içinde reddettiğine ilişkin herhangi bir bilgi ve belge sunulmamıştır. Bu kayıtlar ile 2015 ve 2016 yıllarında gerçekleşen genel kurulda pay sahiplerinin tamamının katılımı sağlanmış olduğundan şirketin pay devrine onay verdiği sonucuna ulaşılmış, davacılar da şirketteki pay dağılımına ilişkin herhangi bir itirazda bulunmamışlardır. 2015 tarihinden sonra yapılan 13/07/2016 ve 13/12/2016 tarihli genel kurullara davacılar katılmışlar, miras payları oranında da oy kullanmışlardır. Mirasçılar pay defterine yapılan kayda itiraz etmedikleri gibi davalı şirket tarafından da pay defterine kayıttan imtina edildiğine dair bir belge ve bilgi bulunmadığından davalı şirket payları üzerinde el birliği mülkiyetinden söz edilemeyecektir. Mirasın tamamının mirasçılar arasında paylaşılmamış olması bu sonucu değiştirecek bir gerekçe değildir. Dava konusu 26/04/2019 tarihinde yapılan genel kurul toplantısından ve davanın açıldığı tarihten sonra … 18.Sulh Hukuk Mahkemesinin … tereke sayılı dosyasından verilen 05/04/2022 tarihli karar ile davalı şirketin genel kurul toplantılarına tereke temsilcisinin katılmasına yetki verildiğinden bu tarihten önce yapılan genel kurullarda tereke temsilcisi olmaksızın karar alınmasının butlan sebebi olmayacağı sonucuna varılmıştır.
Asıl davada davacı …tarafından davalı şirketin gerçekleştirdiği sermaye arttırımının davacıyı azınlığa düşürerek şirketteki paylarının yok edildiği ileri sürülmüş ise de, sermaye arttırımının iç kaynaklardan yapıldığı, tüm pay sahiplerinin payları oranında şirketin arttırılan sermayesinden pay aldıkları, pay oranlarında da bir değişiklik bulunmadığı anlaşıldığından bu iddianında hükümsüzlük sebebi oluşturmayacağı sonucuna varılmıştır.
Asıl davada ve birleşen davada 26/04/2019 tarihinde yapılan 2017 ve 2018 yılı davalı şirketin olağan genel kurulunda alınan kararların butlanını gerektirecek koşulların oluşmadığı anlaşıldığından asıl ve birleşen davada davacıların genel kurulda alınan kararların butlanına ilişkin taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
TTK.nun 447.maddesindeki butlan koşullarının bulunmadığının tespit edilmesi halinde TTK.nun 446.maddesindeki iptal koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin değerlendirilmesi gerekmektedir. Pay sahiplerinin iptal davası açabilmeleri TTK.nun 446.maddesi uyarınca bazı koşullara bağlanmıştır. Toplantıda hazır bulunup da karara muhalif kalarak keyfiyeti zapta geçirten pay sahipleri toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın olumsuz oy kullanmış olsun veya olmasın çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına veya oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ileri süren pay sahipleri iptal davası açabileceklerdir.
Asıl davada, davacı …TTK.nun 446.maddenin a bendi uyarınca dava konusu edilen genel kurul toplantısına katılmadığı için iptal davası açma koşullarını gerçekleştirmemiştir. Bu sebeple asıl davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Birleşen davada, davacılar iptalini talep ettikleri genel kurul toplantısına katılarak muhalefet şerhlerini tutanağa geçirdiklerinden birleşen dava açısından 2017 ve 2018 yıllarına ilişkin genel kurul kararlarının iptal koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin değerlendirilmesi gerekmektedir. 2017 ve 2018 yılı finansal tabloların onaylanmasına ilişkin 3 nolu gündem maddesinde; finansal tablolarda herhangi bir şüpheli hesaba rastlanmadığı, kar ve zarar cetvelinin onaylanması bakımından kanuna aykırılık yönünde tespit bulunmadığı, 3 nolu gündem maddesinin iptali koşullarının oluşmadığı, 2017 ve 2018 yılı faaliyet raporlarının onaylanmasına ilişkin 4 nolu gündem maddesinde yönetim kurulu ve üst düzey yöneticilere sağlanan ücret ve menfaatlerin 60.000 TL olarak yer aldığı, bu tutarın aylık huzur hakkına denk geldiği, yıllık ödeme tutarını yansıtmadığı, 2017 ve 2018 yıllarında yapılmış bulunan bağış ve yardım tutarlarına ilişkin faaliyet raporunda herhangi bir bildirime rastlanmadığı, faaliyet raporlarında şirket kaynaklarının kullanımı ile planlanan yatırım ve yatırımdan sağlanacak gelirlere ilişkin yönetim kurulunun beklentileri hakkında değerlendirilmelere yer verilmediği, yıllık faaliyet raporunun asgari içeriğinin belirlenmesi hakkında oluşturulan yönetmelikte aranan şartların yer almadığı, bu sebeple iptal edilebilirliği mümkün olduğu, 2017 ve 2018 yılı genel kuruluna ilişkin 5 nolu gündem maddesinde yer alan ibra kararlarının TTK.nun 436/2.maddesine uygun şekilde alındığı, yönetim kurulu üyelerinin kendi ibralarında ve diğer üyelerin ibralarında oy kullanmadıkları, ibra kararlarının kanuna, esas sözleşmeye ve objektif iyi niyet kurallarına aykırılık teşkil etmediği, her iki yıla ilişkin ibra kararlarının iptali koşullarının oluşmadığı, 2017 yılına ait genel kurulun 6 nolu gündem maddesi ve 2018 yılına ait genel kurulun 7. Gündem maddesinde yer alan denetçinin ibrası ve 2018 yılına ait genel kurulun 8. Gündem maddesinde yer alan denetçi seçimine ilişkin kararların anonim şirketlerde denetçilerin seçimi ve ibrasının genel kurulun münhasıran yetkileri arasında olması, bir başka organa devredilememesi, davalı şirketin genel kurulunda denetçinin ibrasına ilişkin kararlar bakımından bu kararların iptalini gerektirecek kanun veya esas sözleşmeye, dürüstlük kurallarına aykırılık bulunmadığı, bu kararların iptali koşullarının gerçekleşmediği, 2018 yılına ait genel kurulun 6.gündem maddesinde yer alan yönetim kurulunun seçimi kararının genel kurulun devredilemez görev ve yetkileri arasında bulunması, davalı şirket genel kurulunca alınan kararın kanuna, ana sözleşmeye , objektif iyi niyet kurallarına aykırılık taşımadığı, iptali koşullarının gerçekleşmediği, 2017ve 2018 yılına ait genel kurulda alınan yönetim kurulu üyelerinin ücretlerine ilişkin 7 ve 9.gündem maddelerinin 6102 sayılı TTK.nun 394.maddesi uyarınca yönetim kurulu üyelerine tutarı esas sözleşme ile veya genel kurul kararı ile belirlenmiş olmak şartıyla, huzur hakkı, ücret, ikramiye, prim ve yıllık kardan pay ödenebileceğinin kararlaştırıldığı, anonim şirket esas sözleşmesi veya anonim şirket genel kurul kararı ile yönetim kurulu üyelerine katıldıkları her toplantı için bir ücret ödenebileceğinin veya belirli dönemlerde ücret ödenmesi gerektiğinin kararlaştırılabileceği, ücrete ilişkin olarak belli bir oranı aşmama veya belirli bir orandan aşağı olmamak koşuluyla genel kurula yetki verilmesinin mümkün olduğu, davalı şirketin 2017 yılına ait genel kurulunda yönetim kurulu üyelerine 20.000 TL, 2018 yılına ait genel kurulda ise 40.000 TL ücret ödenmesine karar verildiği, alınan bu kararın kanuna ve davalı şirket esas sözleşmesine aykırılık teşkil etmediği ancak bazı pay sahipleri arasında eşitsizliğe yol açabileceği, davalı şirketin 2017 ve 2018 yıllarına ait genel kurullarında kar payı dağıtmadığı, alınan bu kararlar sayesinde yönetim kurulu üyesi olmayan pay sahipleri kardan hiç pay almazken yönetim kurulu üyesi olan pay sahiplerinin menfaat sağladığı, bu durumda pay sahipleri arasında eşitsizliğe yol açtığı, huzur hakkına ilişkin alınan kararların iptali koşullarının oluştuğu, 2017 ve 2018 yılına ait genel kurullarda alınan karın dağıtılmamasına ilişkin 8 ve 10.gündem maddelerinin ticaret ortaklarının nihai amacı olan kar elde etmek ve bunu ortaklarına dağıtmak olduğundan kar payı dağıtılmaması veya dağıtım oranının düşük tutulması yoluyla şirketin yarar sağlayacağı finans yükünü azaltmak amacıyla kar payı dağıtmamak veya bu oranı düşük tutmanın pay sahiplerinin anonim şirkete kar almak için katılan yatırımcı olma isteğini ortadan kaldıracağı, şirketin çıkarları ile ortakların çıkarları arasında bir denge getirilmesi gerektiği, karın dağıtılmaması gerekçesinin davalı şirket tarafından ikna edici şekilde ortaya konulmadığı, finansal raporda bahsi geçen yatırımların ne olduğunun açıklanmadığı, bu durum karşısında 2017 ve 2018 yılında alınan bu kararların dürüstlük kuralına aykırılık teşkil ettiği ve iptali koşullarının oluştuğu hüküm vermeye elverişli, denetime açık bilirkişi raporu ile anlaşıldığından Asıl davada davanın reddine, Birleşen … 10 Asliye Ticaret Mahkemesinin … E sayılı dosyasında; Davanın kısmen kabulüne, Davalı şirketin 2017 yılına ait genel kurul toplantısında alınan 4/7/8 nolu kararları ile 2018 yılı genel kurul toplantısında alınan 4/9/10 nolu kararlarının iptaline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle
Asıl davada;
1-Davanın reddine,
2-Harçlar yasası uyarınca belirlenen karar harcı olan 80,70-TL’nin, peşin alınan 44,40-TL harçtan mahsubu ile eksik harç olan 36,30 -TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince hesaplanan 9.200,00 -TL maktu vekalet ücretini davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan 110-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Birleşen … 10 Asliye Ticaret Mahkemesinin … E sayılı dosyasında;
1- Davanın kısmen kabulüne,
Davalı şirketin 2017 yılına ait genel kurul toplantısında alınan 4/7/8 nolu kararları ile 2018 yılı genel kurul toplantısında alınan 4/9/10 nolu kararlarının iptaline, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Harçlar yasası uyarınca belirlenen karar harcı olan 80,70-TL’nin, peşin alınan 44,40-TL harçtan mahsubu ile eksik harç olan 36,30 -TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 32,70-TL yargılama giderinin, davanın kabul edilen kısmına tekabül eden 16,35‬-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesap edilen 9.200,00- TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davanın red edilen kısmı üzerinden hesap edelin 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayacak olan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair asıl ve birleşen dosya davacı vekilleri ile davalı vekilinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341. maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 10/11/2022

Başkan
E-imzalıdır.
Üye
E-imzalıdır.
Üye
E-imzalıdır.
Katip
E-imzalıdır.

Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.