Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/421 E. 2021/487 K. 10.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/421 Esas
KARAR NO : 2021/487

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 26/07/2011
KARAR TARİHİ : 10/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından verilen 26/07/2011 tarihli dava dilekçesinde, Davalı şirketin, tapuda … ili … İlçesi … olarak kayıtlı ve … istasyon adresinde münhasıran müvekkile ait Petrol ürünler ve Müvekkil Şirketin öngöreceği motorlu araç gereçleri ile diğer malları depolamaya ve satmayı, motorlu araçları yıkama, yağlama servisi yapmayı ve kendi nam ve hesabına iştigal etmek suretiyle bir servis/satış istasyonunu Bayi olarak işletmeyi taahhüt davalı arasında 25.10.2007 başlangıç tarihli Bayilik Sözleşmesi imzalandığını, Taraflar arasında imzalanan karşılıklı hak ve yükümlülükler getiren Sözleşmesi yürürlükte iken haklı bir sözleşmeyi sona erdirmesi ve sözleşme ifasını imkânsız hale getirmesinin kabulünün kabı B.K. 106-108 hükümleri ile yerleşmiş Yargıtay içtihatları gereğince haklı bir neden olmaksızın ve sözleşmenin karşı tarafını temerrüde düşürmeden bu tür bir sözleşmenin tek taraflı feshi ya da sözleşmenin ifa edilmemesinin de mümkün olmadığını, davalı tarafın sözleşmeyi hiçbir haklı gerekçe göstermeden ve süresi sona ermeden sona erdirerek akdin ifasını imkansız hale getirdiğini, müvekkili şirketin bu sözleşmenin uygulanması halinde elde edeceği gelirleri ve doğacak karları elde edemediğini, Rekabet kurumu tarafından dava konusu Bayilik Sözleşmesinin 25/10/2012 tarihine kadar grup muafiyetinden yararlandığını ve bu tarihe kadar geçerli olduğunun açıkça ve yazılı olarak belirtildiğini, davaya konu bayilik sözleşmesi ve intifa hakkının 25/10/2007 tarihinden itibaren 5 yılık süre için grup muafiyeti kapsamına girdiğini, bu nedenle de bayilik sözleşmesinin 25/10/2012 tarihine kadar geçerli olup, Rekabet Mevzuatına aykırı olmadığını, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin normal sona erme süresinin de 25/12/2012 olarak kararlaştırıldığını, bu konuda müvekkili şirket tarafından Rekabet kurumuna yapılan başvuru üzerine Rekabet kurumu tarafından verilen 07/10/2010 tarih … sayılı kurul kararı ile dava konusu bayilik sözleşmesinin intifa hakkı ile birlikte 25/10/2012 tarihine kadar grup muafiyeti kapsamında olduğu ve bu tarihe kadar Rekabet Hukuku yönünden de geçerli olduğu konusunda kurul kararının verildiğini bildirerek, T.C. Merkez Bankası Döviz Satış Kuru üzerinden hesaplanacak 50.000.- (Ellibin) Amerikan Doları karşılığa Türk Lirası Cezai şartın ve dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, 20.000- TL Mahrum Kalınan karın Bayilik Sözleşmesi’nin fesih tarihi olan 18.09.2010 tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi duruşma gün ve saati tebliğ edilmiş, davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde, Müvekkilinin, … İli, … İlçesi, … Köyü, … mevkii, 728 Ada, 26 parsel sayılı Akaryakıt ve LPG istasyonu nitelikli taşınmazın maliki olduğunu, taşınma üzerinde bulunan akaryakıt istasyonuna bayilik alabilmek için taşınmaz üzerine davalı şirket lehine bayilik sözleşmesinin teminatı olarak, …tarih ve … yevmiye sayısı ile 15 yıl müddetle intifa hakkı tesis etmiş olduğunu,… tarih ve … yevmiye sayısı ile 15 yıl müddetle yeniden intifa sözleşmesi ve şerhi tesis edildiğini, bayilik ve bayiliğe bağlı intifanın 18.09.2010 tarihinde 4054 Sayılı Kanunun Rekabet Kurulu kararları ve tebliğlerine göre geçersiz olduğu ve buna göre intifanın da tapudan fekki gerekeceğini, müvekkili şirket ile davacı arasında karşılıklı ihtarlar çekilerek irade beyanında bulunulduğunu; müvekkilinin de bu sebeple … 3. Noterliğinin … tarih ve … yevmiye sayısı ile çektiği ihtarla fekki gereken intifanın fek edilmesini, aksi halde yasal yollara başvurulacağını ihtar ettiğini, davacının da müvekkili hakkında … 6. Asliye Ticaret Mahk. … E. Sayılı dava dosyası ile sebepsiz zenginleşme davası açmış olduğunu, müvekkilinin, davacının haksız ve hukuksuz tutum ve davranışları sebebi ile akaryakıt ve LPG istasyon işletmeciliği yapamayacak duruma düştüğünü, Akaryakıt ve LPG bayiliği için yapılan Bayilik Sözleşmesi ve bunun teminatı niteliğinde olan intifa sözleşmesi (BK- TTK ve MK na göre ) bir özel hukuk sözleşmesi olduğunu; ancak Akaryakıt -LPG faaliyetine ilişkin bu bayilik ve intifa sözleşmelerinin kamu düzenine ilişkin sınırlarının, 5015 Sayılı Petrol Piyasası kanunu ile 4054 Sayılı Rekabet Kanunda ve bu kanuna göre kurulmuş ve kanundan aldıkları yetkilerle karar ve tebliğler yayınlayan Rekabet Kurulu ile Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunun düzenlemeleri ile kamu adına sınırlandırıldığını, olduğunda kısmi geçersizlik olmayacağından sözleşmenin tamamen geçersiz olup yeniden yapılması gerektiğini; şu ana kadar bu da yapılmadığından intifanın tamamen geçersiz olduğunu, intifa sözleşmesi yapan tarafın bu intifa sözleşmesine göre akaryakıt istasyonunu bayi olarak kullanmak zorunda olduğunu, ancak muhatabın dağıtım şirketi olduğunu, bayilik lisansı olmadığı için istasyon bayiliği yapamayacağını, bu sebeple taşınmazın intifa amacına uygun olarak kullanımının, sözde intifa hakkı sahibi davalı tarafından fiili ve hukuki imkansızlık sebebi ile mümkün olmayacağını, zaten intifa hakkı tesis edildikten sonra da taşınmazın hiçbir zaman davalıya teslim edilmediğini, zilyetlik hakkının kullandırılmamış olduğunu bildirerek, davanın reddi ve … Asliye Hukuk Mahkemesinin …Esas sayılı dava dosyasının iş bu dava dosyası açısından bekletici mesele yapılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda: davalının incelenen kurumlar vergisi beyanlarında yer alan bilanço durumuna göre, davacının talep edebileceği 1.008.651,75 TL kar mahrumiyeti ile 50.000 Usd cezai şart talebinin iktisaden mahvına sebep olacağı bilirkişi incelemesi ile tespit edilmiştir. Davalının borcunu yerine getirmemiş olması nedeniyle sağladığı menfaat, borcu ödeme kabiliyeti, akde aykırı davranışındaki kusur derecesi değerlendirildiğinde, talep edilen ceza miktarında hak, adalet ve nesafet kuralları uyarınca BK 182 maddesi gereğince, indirim yapılması gerektiği sonucuna varılarak talep edilen 50.000 Usd (50.000x%80 = 40.000, 50.000-40.000 = 10.000 ) cezai şart miktarında %80, 1.008.651,75 TL’lik ( 1.008.651,75x%80 = 806.921,40, 1.008.651,75-806.921,40 = 201.730,35 ) kar mahrumiyeti tazminatında %80 oranında tenkis yapılarak davacının kar mahrumiyeti olarak 201.730,35 TL; cezai şart olarak 10.000 Usd talep edebileceği davacı tarafından davalı BK.nun 117. maddesi gereğince temerrüde düşürülmediğinden, 201.730,35 TL kar mahrumiyetine dava tarihinden itibaren avans faizi, 10.000 TL cezai şart tazminatına dava tariinden itibaren 3095 Sayılı Yasanın 4a maddesi uyarınca faiz işletilerek davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemlerin tenkis nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olup, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2016/7973 Esas, 2017/6774 Karar sayılı 10/10/2017 tarihli bozma ilamında: “… Davacı yönünden, cezai şarttan 6098 sayılı BK 161.maddesine göre mahkemece tenkisat yapılabilir ise de bu konu yönünden borçlu şirketin defterlerinin incelenmesi ve hükmolunacak cezai şartın şirketin mahvına (yokolmasına) neden olacaksa makul oranda indirim yapılması gerekir. Ancak somut olayda mahkemece bu yönde herhangi bir araştırma ve inceleme yapılmadığı anlaşıldığından mahkemece resen yapılan tenkisat yerinde görülmemiştir. Diğer yandan hükmolunacak kar mahrumiyeti cezai şart kapsamında olmadığından üzerinden tenkisat yapılması kabul şekli ile isabetsizdir.
Davalı vekilinin temyizine gelince; taraflar arasında düzenlenen bayilik sözleşmesi ve eki protokolde sözleşmenin süresinden önce feshedilmesi halinde kar mahrumiyeti isteyebileceğine dair bir hüküm bulunmamaktadır. Kar mahrumiyeti müspet zararlardan olup sözleşmede aksine hüküm bulunmaması halinde aktin feshinden sonra talep edilemez. Aktin feshinden sonra talep edilebilecek husus menfi zarardır. Mahkemece bu yönün değerlendirilmememiş olması kabul şekliyle isabetsizdir.. ” gerekçesiyle hükmün bozulduğu bildirilmiştir.
Mahkememizce Yargıtay bozma ilamına uyularak … Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak davalının 2008-2009-2010 tarihli ticari defter kayıtları incelenmek sureti ile hükmolunacak cezai şartın davalının iktisaden mahvına sebep olup olmayacağının tespit edilmesinin istenilmesine karar verilmiş olup, davalının ticari defter ve belgelerini incelemede hazır etmemesi sebebiyle talimatın bila ikmal iade edildiği görülmüştür.
Mahkememizce … ATM’ye yazılan talimatta ticari defterlerin sunulmaması ya da davalıya ulaşılamaması durumunda mahallinde inceleme yapılamaması durumunda 2008/2009/2010 yılı davalı şirkete ait ticari defterlerin incelenebilmesi için HMK.nun
222.maddesine göre davalıya açıklamalı davetiye çıkartılması yazılmış olmasına rağmen talimat mahkemesince davalı şirkete HMK.nun 222.maddesi uyarınca ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmesi konusunda açıklamalı davetiye tebliğ edilmediği anlaşıldığından Kocaeli Asliye Ticaret Mahkemesine yeniden talimat yazılarak davalının 2008/2009/2010 yılı ticari defter ve kayıtlarını HMK.nun 222. Maddesi uyarınca inceleme gün ve saatinde hazır etmesi hususunda tebligat çıkartılmasına, tebligatın davalının ticaret sicil adresine çıkartılmasına, tebligatın bila ikmal iade edilmesi durumunda TK.nun 35.maddeye göre tebligatın tamamlanmasına, defter ibrazı durumunda inceleme yapılarak talep edilen cezai şartın davalının ikdisaden mahfına sebep olup olmayacağının tespit edilmesinin istenilmesine karar verilmiş olup, davalı şirkete TK.nun 35.maddesine göre tebligat yapılmasına rağmen ticari defter ve belgeleri ibraz etmemesi sebebiyle talimatın bila ikmal iade edildiği görüldü.
Tüm dosya kapsamı ve delillerin değerlendirilmesi sonucunda; Yargıtay bozma ilamı kapsamında takdir edilecek cezai şartın davalının iktisaden mahvına yol açıp açmadığının tespiti açısından davalının ticari defterleri üzerinde talimat yolu ile inceleme yapılmasına karar verilmiş inceleme gün ve saatinde ticari defterler hazır edilmediği için talimatımız bila ikmal iade edilmiştir. Bozmadan önce aldırılan bilirkişi raporunda da takdir edilecek cezai şartın davalının iktisaden mahvına sebep olacağı belirlenmediğinden cezai şart alacağı yönünden tenkis yapılmasına gerek olmaksızın 50.000 usd cezai şartın dava tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4-a maddesi uyarınca işleyecek faizi ile davalıdan tahsiline, taraflar arasında düzenlenen bayilik sözleşmesi ve eki protokolde sözleşmenin süresinden önce feshedilmesi halinde kar mahrumiyeti istenebileceğine dair bir hüküm bulunmadığından, kar mahrumiyeti müspet zarar kapsamında olup sözleşmede aksine hüküm bulunmaması halinde aktin feshinden sonra talep edilemeyeceğinden kar mahrumiyeti talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulüne, kar mahrumiyeti talebinin reddine, 50.000,00 USD cezai şart tazminatının dava tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4-a maddesi uyarınca işleyecek faizi ile davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemlerin reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 5.875,34 TL nispi karar ve ilam harcının başlangıçta yatırılan1.573,60 TL harç ve 16.883,70 TL ıslah harcının toplamı 18.457,30 TL peşin harçtan mahsubu ile, fazla yatırılan 12.581,96 TL harcın kararın kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından bozmadan önce yapılan 1.009,00 TL ve bozmadan sonra yapılan 250,80 TL olmak üzere toplam 1.259,80 TL yargılama giderinin, davanın kabul edilen kısmına tekabül eden 88,18TL sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davanın reddedilen kısmı üzerinden yapılan hesaplamaya göre davalı tarafından yapılan bozmadan önce 27,00 TL yargılama giderinin 25,11TL’sinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesaplanan 11.981,30 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca davanın reddedilen kısmı üzerinden hesaplanan67.482,59 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
7-Davacı ve davalı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın, talep halinde ve karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 15 günlük sürede temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 10/06/2021

Başkan …
E-İMZALI
Üye …
E-İMZALI
Üye …
E-İMZALI
Katip …
E-İMZALI

HARÇ BEYANI
K.H: 5.875,34
P.H: 18.457,30 TL
İ.H: 12.581,96 TL

DAVACI YARGILAMA GİDERİ :
Bozmadan önce: 1.009,00 TL
Bozmadan sonra: 250,80 TL
Toplam : 1.259,80 TL

DAVALI YARGILAMA GİDERİ: 27 TL

Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.