Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/397 E. 2021/64 K. 01.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/397 Esas
KARAR NO : 2021/64

DAVA : Menfi Tespit (Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/08/2018
KARAR TARİHİ : 01/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davası İstanbul 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/402 esas 2019/134 karar sayılı 09/04/2019 tarihli görevsizlik kararı üzerine dosya mahkememize tevzi edilmekle mahkememizin 2019/397 numaralı esasına kaydının yapıldığı, mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan 16/08/2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvvekkilinin davalıdan 2013 yılında araç kiraladığını, teminat olarak bir senet düzenlediklerini, müvekkilinin aracı hasarsız ve cezasız olarak teslim etmesine rağmen davalının … 35. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası 27.846,30.TL üzerinden müvekkili aleyhine icra takibi yaptığını, takibin haksız olduğunu beyanla, öncelikle icra takibinin durdurulmasına ve davanın kabulü ile icra takibinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesinin ve tensip zaptının tebliğ edildiği ancak herhangi bir cevap dilekçesi sunulmadığı görüldü.
… 35. İcra Müdürlüğünün … (eski dosya numarası …) Esas sayılı icra dosyasının mahkememiz dosyası arasında olduğu görüldü.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe;
Dava; İİK m.72 uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır.
Davacı taraf, davalıdan 2013 yılı içerisinde araç kiraladığını, bu ilişki kapsamında davalı tarafa teminat mahiyetinde senet verildiğini, araç kiralama bedelini peşin olarak ödediğini, araçta herhangi bir zarar meydana gelmemesine rağmen davalı tarafından teminat senedinin icraya konu edildiğini iddia ederek … 35. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibinden borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir. … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın… soruşturma numaralı dosyasının incelenmesinde, davacının 11/01/2016 tarihinde vermiş olduğu ifadesinde davalıdan araç kiraladığını beyan ettiği görülmüştür. Dolayısıyla, dava konusu edilen icra takibine koyulan kambiyo senedinin araç kiralama ilişkisi kapsamında davalı tarafa verildiği açıktır. Taraflar arasındaki temel ilişki araç kiralama sözleşmesidir. Davacı taraf, bu temel ilişki kapsamında sahip olduğu şahsi defileri davalıya karşı ileri sürerek takip konusu kambiyo senedinden dolayı borçlu olmadığının tespit edilmesini talep etmiştir.
HMK’nın 4. maddesinde Sulh Hukuk Mahkemelerinin görev alanı düzenlenmiş olup; dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları, taşınır ve taşınmaz mal veya hakkın paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin davaları, taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik olan davaları, bu Kanun ile diğer kanunların, sulh hukuk mahkemesi veya sulh hukuk hâkimini görevlendirdiği davalarına bakmaya Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu hüküm altına alınmıştır.
Somut olayda, taraflar arasında taşınır kira ilişkisi bulunduğu, dava konusu edilen icra takibine konu kambiyo senedinin kira ilişkisi kapsamında davalıya verildiği, davacının da beyanının bu yönde olduğu, davacının ileri sürdüğü defilerin temel ilişkiden kaynaklandığı, her ne kadar takip konusu kambiyo senedi olsa da dava konusu uyuşmazlığın taşınır kira sözleşmesinden kaynaklandığı, 6100 sayılı HMK’nın 4. Maddesinde belirtildiği üzere kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davaları bakmak görevinin Sulh Hukuk Mahkemesi’nde olduğu, temel ilişki taşınır kirasına ilişkin olduğundan mahkememizce değerlendirilmesinin olanaksız olduğu anlaşılmakla görevli mahkemenin İstanbul Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu sonucuna varılmıştır.
Tüm dosya kapsamının ve delillerin değerlendirilmesi sonucunda; davaya bakmakla görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu, görevin dava şartı olup yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması gerektiği anlaşıldığından, mahkememizin görevsizliğine, dosyanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde görevli İstanbul Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli İstanbul Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
2-Kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde dosyanın görevli İstanbul Tüketici Mahkemelerine gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik ve yetkisizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderleri, harç ve vekalet ücretlerinin o mahkemenin hükmedeceği, gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkemenin dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceği ön görüldüğünden yargılama giderleri, harç ve vekalet ücretleri konusunda bu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına,
Dair; davacı tarafın yüzüne karşı, davalının tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/02/2021

Katip …
¸¸

Hakim …
¸¸