Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/347 E. 2020/733 K. 25.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/347 Esas
KARAR NO : 2020/733

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 11/07/2012
KARAR TARİHİ : 25/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında doğal kaynak suyu ürün grubunun alım satımına ilişkin olarak 01.10.2010 tarihli sözleşmenin imzalandığını, sözleşmenin 01.06.2010 – 31.12.2010 tarihleri arasını kapsadığı, ancak mal alışverişinin fiilen devam ettiği ve yeni bir sözleşme yapılmadığı sürece aynı şartlarda ve ticari alışverişin devam ettiği sürece geçerli olacağını, son olarak davalıya bir kısım ürün satışının yapıldığını, bunlara karşılık 4 adet faturanın tanzim edildiğini, ancak davalının bu faturaları işleme aldığı halde iki adet karşı fatura tanzim etmek suretiyle hesabı sıfırlamak istediğini, mağaza açılışına ilişkin 5.898,58-TL ve hizmet bedeli olarak 13.434,30 TL bedeli faturaların tanzim edildiğini, bu faturaların hiç bir dayanağının olmadığını, bu nedenle davacının davalıya borcu olmadığının tespitine, 4 adet fatura bedeli olan 19.543,25 TL davacı alacağına ilişkin faturaların vade tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte tahsili ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı yanın davalıdan herhangi bir alacağının kalmadığını, icra takibine konu edilen bedelinde davacıya ödendiğini, sözleşmeden doğan ve muaccel olan alacakların davalı tarafından faturalandırıldığını, sözleşmeden doğan muaccel alacaklarının bazen bir kısmının bazen tamamının kötü niyetli olarak tedarikçilerce kayıtlarına işlenmediğini, bunların; Mağaza açılış faturası, ciro pirim faturası vb. gibi faturaların tanzim edildiğini, bunların akdi alacaklar olduğunu, sözleşmenin imzalanmasıyla kendi dönemi için davalı için açısından muaccel hele gelmekte olduğu, bu davada alacaklar tamamı tek tek incelenmediği, her alacağın irsaliye ile teslimi faturanın tebliği ispat edilmedikçe alacak iddiasının hukuki bir değerinin olmayacağını, hesap bakiyesinin öneminin olmayacağı, hesap mutabakatının davacı tarafın tutumundan ileri geldiğini, davanın bu nedenle reddinin gerektiği belirterek, davacının haksiz, mesnetsiz kötüniyetli davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davacı tarafa yükletilmesini istemiştir.
Mahkememizin 2012/197 esas sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılama neticesinde 06/05/2015 tarihli mahkeme ilamında; davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile davacının 30.11.2011 tarih 5.898,58 TL ve 27.12.2011 tarih 13.434,30 TL bedelli olmak üzere toplam 19.332,88 TL miktarlı faturalardan dolayı davalı borçlu olmadığının tespitine, 10.534,99 TL’nin 13.01.2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı verilmesine, fazlaya ilişkin talebinin reddine dair karar verilmiştir.
Davacı vekilinin 17/09/2015 havale tarihli dilekçesi ile davalı vekilinin 02/10/2015 havale tarihli dilekçesi ile mahkeme kararını temyiz etmişlerdir.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2015/16412 Esas 2016/5278 karar sayılı 24/03/2016 tarihli bozma ilamı; “Dava, 19.332,88 TL miktarlı faturalar yönünden borçlu olunmadığının tespiti ve 19.543,25 TL bedelli faturalar nedeniyle alacağının tahsili talebine ilişkindir. Netice olarak toplam davacı talebi 38.876,13 TL olup, dava harcı 19.543,25 TL üzerinden yatırılmış, eksik yatırılan harç ikmal edilmeksizin yargılamaya devam edilmiştir. Harçlar Kanunu’nun 32. maddesi uyarınca yargı işlemlerinde alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılamaz. Mahkemece eksik harcın tamamlattırılması için davacıya kesin süre verilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, harç tamamlatılmaksızın yargılamaya devam edilerek yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün bozulmasına,
” şeklindedir.
Mahkememizce bozma sonrasında 2016/1047 esas sayılı dosya numarası alınarak yeniden yapılan yargılama neticesinde mahkemenin 22/12/2016 tarihli ilamında; davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile davacının 30.11.2011 tarih 5.898,58 TL ve 27.12.2011 tarih 13.434,30 TL bedelli olmak üzere toplam 19.332,88 TL miktarlı faturalardan dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine, 10.534,99 TL’nin 13.01.2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı verilmesine, fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.
Davalı vekili 16/02/2017 havale tarihli dilekçesi ile mahkeme kararını temyiz etmiştir.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2017/2267 Esas 2019/1375 karar sayılı05/03/2019 tarihli bozma ilamı; “Dava, davacı … Ticaret A.Ş. olarak açılmış olup davacı vekili mahkemeye hitaben vermiş olduğu 26.07.2012 tarihli dilekçe ile her ne kadar davanın …Ticaret A.Ş. olarak açılmış ise de davacının … A.Ş. olması gerektiğini,davacı isminin sehven yazılmış olduğunu belirterek mahkemeden H.M.K. hükümleri gereğince maddi hatanın düzletilmesini talep etmiş ancak mahkemece bu konuda herhangi bir işlem yapılmamış karar başlığına da … Ticaret A.Ş. yazılmış ve bu davacı hakkında dava görülüp sonuçlandırılmıştır. Mahkemece davacı vekilinin davacı sıfatında maddi hata yapıldığı yönündeki dilekçesi dikkate alınarak H.M.K. 124. maddesi uyarınca davada taraf değişikliğinin mümkün olup olmadığı konusunda bir karar verilmesi gerekirken bu konuda herhangi bir işlem yapılmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediği gibi davalı ünvan değişikliği yapmış olduğu halde karar başlığına yazılmaması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün bozulmasına, ” şeklindedir.
Mahkememizce bozma sonrasında yeni numara alan dosyamızda tarafların iddia ve savunmaları ile celp edilen deliller ile bozma ilamı kapsamında dosyanın yeniden değerlendirilmesi amacıyla bozma ilamından önce rapor tanzim eden bilirkişi heyetine tevdii edilen dosyaya 21/09/2020 tarihinde tanzim olunan raporda özetle; davalının tanzim ettiği 19.332,88 TL tutardaki iki adet davacının kabul etmediği ve önceki raporlarda menfi tespite konu olması sebebiyle değerlendirilen faturalar hariç tutularak davalı … ’in 2011 yılı öncesi de incelenen kayıtları da değerlendirilerek 11.07.2012 dava tarihi itibariyle davacının davalıdan 19.543,25 TL alacaklı olduğu, dava tarihinden sonra davalının 210,37 TL ödemesinin her iki taraf kayıtlarında mevcut olmakla , davacının davalıdan ödeme sonrası 19.332,88 TL alacaklı kaldığı neticesine varılmıştır. Son olarak dava sürerken 01.08.2013 tarihinde 349,07 TL tutarda aksiyon bedeli – insert bedeli açıklamalı davalı faturasının mevcut olduğu, davacının kayıtlarına ilişkin 11.09.2013 tarihli rapor ekinde yer alan hesap özetinde yer almakla bu tutarın da davacı alacağından düşülmesinin söz konusu olacağı yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava; davanın davacının davalıya 19.332,88 TL borçlu olmadığının tespiti ile birlikte 19.543,25 TL alacağının tahsiline yönelik menfi tespit ve alacak davasıdır.
Yargıtay bozma ilamları doğrultusunda eksik harç ikmal edildikten sonra HMK 124 gereğince davacı şirketin ünvan değişikliği uyapa işlenmiştir. Yine davalı tarafın ünvan değişikliği uyap sistemine işlenerek yargılamaya devam olunmuştur.
Mali müşavir bilirkişinin 05.06.2013 tarihli raporunda; davacıya tanzim edilen ve menfi tespite konu davalı faturalarına, davacının ihtarnameleri ile itiraz ettiği, 30.11.2011 tarihli 5.898,58 TL ve 27.12.2011 tarihli 13.434,30 TL tutarındaki faturalar sebebi ile 2011 açılışından gelen dosyada davacının kayıt dökümlerinde tespit edilen 8.797,89 TL tutar fark sebepleri ile davalı kayıtlarında davacının 8.587,52 TL borçlu göründüğü, davalının davacının dosyada kabul etmediği ve itiraz ettiği 30.11.2011 tarihli 5.898,58 TL ve 27.12.2011 tarihli 13.434,30 TL tutarındaki faturalara ilişkin dayanakların dosyada olmadığı, her iki tarafın beyanlarında bildirdiği taraflar arasındaki sözleşmenin dosyaya ibraz edilmediği, davacının dava dilekçesinde sözleşme delilinin yazılı olduğunu, davalı delilleri arasında ise davacı tekliflerinin delil bildirdiği, alacak olarak bildirilen 19.543,25 TL tutarın ise davacı … davalı kayıtlarında 2010 yılında kaynaklanan 8.797,89 TL farkın davacının 2010 yılı kayıtları ile davalı kayıtlarının karşılaştırılması neticesinde hangi kayıtlardan kaynaklandığının belirlenmesine yarar davacı kayıtlarının bulunmadığı, davalıda görülen 2011 açılışı esas alındığında ve davacının kabul etmediği faturalar hariç tutulduğunda davacının 10.534,99 TL alacağının mevcut olduğu tespit edilmiştir.
Talimat yoluyla alınan … 10. Asliye Ticaret Mahkemesi mali bilirkişinin 11.09.2013 tarihli raporunda; davacı yasal defter kayıtları ve bu kayıtlardan çekilen cari hesap hesap ekstresinin incelendiği, taraflar arasındaki ticari ilişkinin 12.08.2010 tarihinde başladığı ve 01.08.2013 tarihinde sona erdiği, dava dosyasına sunulan 05.06.2013 tarihli Mali Müşavir … tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda; davalı tarafın 2011 yılı kayıtlarının incelendiği, ancak davalının 2011 yılı kayıtlarının yeterli olmayacağından bahisle davacının 2010, 2011 ve 2012 kayıtlarının incelendiği, davacı kayıtları incelendiğinde, taraflar arasında ihtilafa neden olan davalı tarafından tanzim edilen faturaların davacının yasal kayıtlarına işlenmediği, 02.12.2011 tarihli … seri … sıra nolu KDV dahil 5.898,58 TL bedelli mağaza açılışına ilişkin açık fatura, 27.12.2011 tarihli … seri … sıra nolu KDV dahil 13.434,30 TL bedelli, hizmet bedeli açık fatura, davalıya ait bu faturaların … 5. Noterliğinin ihtarnamelerinin ekinde davalıya iade edildiği, davacı cari hesap ekstresi ile davalı tarafa ait 2011 kayıtlarıyla karşılaştırıldığında, 12.08.2010-15.12.2010 tarihleri arası yapılan çalışma ile davacının kestiği faturalardan doğan 32.621,29 TL alacaklı olduğu ve 2011 yılına devrettiği, 2011 yılında çalışmanın devam ettiği ve 31.12.2011 yılında davacının 36.868,27 TL alacaklı olduğu, bu alacağın 2012 yılına devrettiği, 2012 yılında 17.325,02 TL ve 210,37 olmak üzere toplam 17.535,39 TL havalenin davalı hesabından düşülmesi üzerine davacı alacağının 11.07.2012 dava tarihi itibariyle 19.332,88 TL olduğu, davacı kayıtlarından tetkik edildiği, dava tarihinden sonra aksiyon bedeli olarak 349,07 TL nin davacı alacağından mahsup edildiği, 01.08.2013 tarihi itibariyle davacı alacağının 18.983,81 TL’ye düşmüş olup davacı tarafça iade edilen davalı faturaları dışında taraf kayıtlarının birbirini teyit ettiği, davacı firma kayıtlarına göre 11.07.2012 dava tarihi itibariyle davacı alacağının 19.332,88 TL olduğu, bu alacağın … su satışından kaynaklandığı, davalı tarafça tanzim edilen … seri … seri nolu KDV dahil 5.898,58 TL mağaza açılış bedeli ile … seri … sıra nolu KDV dahil 13.434,30 TL hizmet bedeli faturasının toplamının 11.07.2012 dava tarihi itibariyle 19.332,88 TL olduğu, taraflar arasında yer alan sözleşmenin incelenmesi neticesinde davalı tarafça tanzim edilen faturaların sözleşmeye dayanıp dayanmadığı, davalının bu faturaları tanzim edip edemeyeceği hususların değerlendirilmesi ile itilafın çözüleceğini bildirmiştir.
Mahkememizce dosya üzerinden sektör bilirkişisi …’den rapor alınmış, bilirkişi 12.12.2013 tarihli raporda: Taraflar arasında herhangi bir sözleşmeye ulaşılamadığı, önceki her iki bilirkişi raporunda da ayrı ayrı bu konunun bahsi geçmesine karşılık davalı … davacının dosyaya sunduklarını iddia ettikleri sözleşmenin dosyada olmadığı, dava rakamına esas olarak görülen farklar ile ilgili olarak dosyaya davacı tarafın sunduğu 2011 yılı çalışma esaslarını belirleyen yazışmaları esas aldığı, bu yazışmalara davalı tarafın da itirazının olmadığı, sektörel açıdan ise bu esasların genel kabul edilebilir ve açık ifadeler teşkil ettiği, 02.12.2011 tarihli … seri … sıra nolu KDV dahil S.898,58-TL bedelli Mağaza açılışına ilişkin açık fatura ile tarafların yazışmaları arasındaki ilişkiye bakıldığında; fatura açıklamasında “Mağaza Açılışı” adı altında 2,000 Euro karşılığı olarak davalı tarafın faturasının görüldüğü, oysa davacının kabul ettiği görülen bedelin “Mağaza Açılış Bedeli” olarak 150 euro olduğu, bu durumda davalının fatura bedelinde 1,850 Euro karşılığı olan 5,456,19 TL fazla fatura ettiği, 27.12.2011 tarihli … seri … sıra nolu KDV dahil 13.434,30 TL bedelli “Hizmet bedeli” açık fatura da ise açıklama olarak “Hizmet Bedeli” karşılığı olarak kesildiği, oysa yine davacının yazışmalarında bu açıklama ile ilgili bir belirleyici rakam tutarın olmadığı, fatura altı iskonto oranının davacının kestiği önceki faturalarda yapması gereken %10 iskonto olduğu, söz konusu fatura ile ilgilendirilemediğini, ciro Primi-Aktivite Primi Lojistik Primi gibi davacının kabul ettiği farklı orandaki iskontolar ile bu faturanın ise herhangi bir ilişkisi görülemediği, davalının kesmiş olduğu faturadaki açıklamada ise sadece “Hizmet Bedeli” ile birlikte dayanağı ve açıklamasının belirsiz olduğu bir faturadan ibaret olduğu, davaya esas olan toplam 19.332,88 TL fatura bedelinden taraflar arasındaki yazışmanın aralarındaki ticari iskontoları düzenleyen bir sözleşme olarak kabul edildiğinde sadece 150 Euro+KDV kadar kısmı olan (150 Euro X 2,4994 TL+KDV 442,39 TL) lik kısmının yazışmaya uygun olduğu, toplamdan bu rakam düşüldüğünde ise kalan (19,332,80 – 442,39 ) =18,890,49 TL kısmının taraflara arasındaki anlaşmaya uygun olmadığı bildirilmiştir.
Tarafların itirazları doğrultusunda sektör bilirkişisi Mustafa Semiz ve Mali Müşavir …’den ek rapor alınmış, bilirkişiler 20.10.2014 tarihli ek raporlarında; talimat bilirkişisi raporunda 2011 yılı açılışındaki farklılık konusunda herhangi bir rakamsal tespit bulunmadığı, 8.797,89 TL farka ilişkin herhangi bir tespitte bulunulmadığı, bu nedenle daha önce yapılan incelemede belirtilen davalı defterlerinden hareketle menfi tespite konu 2 fatura sebebiyle davacının borçlu bulunmadığına ilişkin tespitleri neticesinde bu iki fatura hariç davalı kayıtlarından hesaplanan 10.534,99 TL tutar davacı alacağının ispatlandığı sonucuna vardıklarını bildirmişlerdir.
Davalı şirketin davacı şirkete ilişkin 2011 öncesi dahil kayıtlarında yapılan incelemeler neticesinde dosyaya sunulu hesap dökümleri ile sunulan digital mali kayıtlarda 2011 yılı öncesi devir ile ilgili farklılık olduğu, ek incelemede önceki dönemleri de kapsar şekilde digital ortamda davacıya ilişkin davalı şirkette tüm ticari ilişkinin olduğu … nolu …Tic.A.Ş. hesabı ve davalı tarafından sunulan hesap dökümü incelenerek yapılan son heyet raporunda yapılan değerlendirmede; davalı tarafından … … Tic. A.Ş. satıcı koduyla ve 155 şirket kodu ile yapılan çalışmaların tamamını gösterir kayıtların incelenmesinde davalının iş bu son rapora konu 2011 yılı öncesi 2010 ve tüm kayıtları ile birlikte yer alan davacıya ilişkin hesaplarda fark 8.979 TL devir hariç dava tarihi itibariyle davacının davalıdan 210,37 TL alacaklı olduğu ve 01.11.2012 tarihli 210,37 TL havale ödemesinin alacak kaydı girilmesi neticesinde borç-alacak bakiyesi kalmadığı, davalının 2011 yılı öncesi sunulan kayıtlarında davacıya ilişkin alınan talimat raporunda belirtilen 2010 yılındaki davacı faturalarının tamamının bulunduğu, önceki rapora konu incelemede sunulan davalının 2011 yılındaki faturalar ile ilgili de fark olmadığı ancak açılış bakiyesi ile ilgili 2011 açılışı ile ilgili fark olduğu belirtilmiş ise de iş bu defa 2011 yılı öncesi kayıtlar incelendiğinde davalı kayıtlarında düzeltme ve virman olarak görülen kayıtlar neticesinde devirden kaynaklı fark oluştuğu, virman ve düzeltme kayıtlarının aradaki farkı oluşturan 8.797 TL’lik tutara tekabül ettiği, iş bu son rapora konu davalının 2010 yılı incelemesinde davacı kayıtları ile fark olmadığı, öncesinden devreden 8.797 TL’lik tutarın ise davalının düzeltme ve virman açıklamalı ve başka koda aktardığı hesaplardan kaynaklandığı, 8.797 TL’lik tutarın esasen devir bakiyesi olarak 7337 hesapla ilişik olmadığı, bu nedenle davacının talimat raporuyla alınan 2010 yılındaki 32.621,29 TL davacı alacağının davalıda da mevcut olduğu, davalının ek rapora ilişkin 2010 ve tüm ticari ilişkiye kapsayan digital dökümleri incelemesinde, daha önceki raporda belirtilen 2011 yılı açılışındaki 8.797 TL farka ilişkin olarak davalının 2010 yılından önceki kayıtlarında 7337 hesap ile ilgili yapmış olduğu sunulan dökümlerde düzeltme ve virman kayıtlarından oluştuğu, dolayısıyla davacı … davalı kayıtlarının esasen davalının tanzim ettiği toplam 19.332,88 TL tutarındaki 2 adet fatura dışında 03.01.2012 tarihi itibariyle tutar olarak farklılık oluşmadığı, kök raporda incelenen 2011 yılı davalı kayıtlarına ilişkin taraflar arasında farkın kaynağının tespitine yönelik öncesi 2010 yılı dahil iş bu son rapora konu davalı kayıtlarındaki inceleme neticesinde farka ilişkin değerlendirme neticesinde davalının 210,37 TL 01.11.2012 tarihli ödemesi düşülerek 10.534,99 TL olarak hesaplanan davacı alacağına iş bu defa belirtilen farka ilişkin 8.797 TL’nin eklenmesi suretiyle 19.332,88 TL davacı alacağı hesaplandığı, bu tespitler ışığında davacının davalının tanzim ettiği 19.332,88 TL tutarındaki iki adet faturalar sebebi ile borçlu olmadığının önceki raporlarda tespit edildiği, yapılmış olan tespitleri değiştirici nitelikte iş bu ek rapor konusu incelemede yeni delil belge sunulmamış olmakla, davacının davalının tanzim etmiş olduğu iki adet faturadan borçlu olmadığı, davalının tanzim ettiği 19.332,88 TL tutarındaki iki adet davacının kabul etmediği ve önceki raporlarda menfi tespite konu olması sebebiyle değerlendirilen faturalar hariç tutularak davalı şirketin 2011 yılı öncesi de incelenen kayıtları da değerlendirilerek yapılan inceleme neticesinde 11.07.2012 dava tarihi itibariyle davacının davalıdan 19.543,25 TL alacaklı olduğu, dava tarihinden sonra davalının 210,37 TL ödemesinin her iki tarafın kayıtlarında mevcut olduğu, dava sürerken 01.08.2013 tarihinde 349,07 TL tutarda “aksiyon bedeli – insert bedeli” açıklamalı davalı faturasının mevcut olduğu, davacının kayıtlarına ilişkin 11.09.2013 tarihli rapor ekinde yer alan hesap özetinde yer almakla bu tutarın da davacı alacağından düşülmesi gerektiği son raporda belirtilmiş ise de bu ödeme ve düzenlenen fatura dava tarihinden sonra olmakla infaz aşamasında değerlendirilmesi gerektiği kanaatine varılmakla hükme elverişli son teknik heyet raporundan davacının davalının tanzim etmiş olduğu iki adet faturadan borçlu olmadığı ve dava tarihi itibariyle davacının davalıdan 19.543,25 TL alacaklı olduğu anlaşılmakla davanın kabulüne, 30.11.2011 tarih 5.898,58 TL ve 27.12.2011 tarih 13.434,30 TL bedelli olmak üzere toplam 19.332,88 TL bedelli 2 adet faturadan dolayı davacı şirketin davalı şirkete borçlu olmadığının tespitine, 19.543,25 TL alacağın 13/01/2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalı şirketten alınarak davacı şirkete verilmesine, dava tarihinden sonra davalı tarafça yapılan 01/11/2012 tarihli 210,37 TL ödeme ile 01/08/2013 tarihli davalı tarafça düzenlenen 349,07 TL bedelli faturanın infaz aşamasında dikkate alınmasına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜNE,
A-30.11.2011 tarih 5.898,58 TL ve 27.12.2011 tarih 13.434,30 TL bedelli olmak üzere toplam 19.332,88 TL bedelli 2 adet faturadan dolayı davacı şirketin davalı şirkete borçlu olmadığının tespitine,
B-19.543,25 TL alacağın 13/01/2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalı şirketten alınarak davacı şirkete verilmesine, dava tarihinden sonra davalı tarafça yapılan 01/11/2012 tarihli 210,37 TL ödeme ile 01/08/2013 tarihli davalı tarafça düzenlenen 349,07 TL bedelli faturanın infaz aşamasında dikkate alınmasına,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 2.655,63 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 290,25 TL + 332,00 TL tamamlama harcından oluşan toplam 622,25 TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.033,38 TL harcın davalıdan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 290,25 TL peşin harç ile 332,00 TL tamamlama harcından oluşan toplam 622,25 TL harcın davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan; posta, tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücretinden oluşan toplam 2.141,75‬ TL yargılama giderinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen davanın niteliği itibariyle AAÜT uyarınca hesap olunan 5.831,42 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK. 341. maddesi uyarınca yargıtay yolu açık olmak üzere karar verildi. 25/11/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”