Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/338 E. 2020/412 K. 17.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/338 Esas
KARAR NO : 2020/412

DAVA : Genel Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 30/07/2009
KARAR TARİHİ : 17/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan Genel Kurul Kararının İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından verilen dava dilekçesinde özetle: müvekkilinin ortak olduğu davalı şirketin çeşitli büyüklükte konut, işyeri, turistik tesisler inşaa etmek, pazarlamak, bu amaçla arsa ve araziler satın almak ve satmak faaliyetlerinde bulunmak üzere 100.000 YTL sermaye ile kurulup, 17/07/2006 tarihinde … Ticaret Sicil Memurluğu’na … sicil numarası ile tescil edildiğini, müvekkilin davalı şirket kurucu ortakları ile önceden akdedilmiş sözleşmeler çerçevesinde 1 YTL karşılığı 1 pay ile kurucu ortak olduğunu, şirketin yönetim kurulu muharras üyeliği ve genel müdürlük görevlerini üstlendiği, kızının da sermayenin %5’ine tekabül eden oranda ortak olduğunu, 26/11/2007 tarihli olağanüstü genel kurul ile … adında merkezi …’da olan yabancı bir kuruluşa davalı şirketin arttırılacak 150.000 YTL nominal değerdeki paylarının primli olarak 3.425.000 USD karşılığında tahsisine ve şirkete iştirakine karar verildiğini, anılan genel kurulda sermaye arttırımı ile birlikte ana sözleşmede köklü değişiklikler yapıldığını, özellikle bundan sonra yapılacak sermaye arttırımlarının primli olarak gerçekleştirilmesine, hisselerin bağlı hale getirilmesine, pay devrinin özel koşula bağlanmasına, yabancı ortağa ve kemer Hissedarı olan ortaklara yönetim ve denetim kurulunda temsil edilmelerine ilişkin sözleşmesel hak ve imtiyazlar tanınmasına ilişkin değişiklikler yapıldığını, yabancı ortak temsilcilerinin hakim olduğu yönetim kurulunun sermayenin nakten ve tamamen ödenmek suretiyle 3.664.334 YTL’ye yükseltilmesi ve arttırılan sermaye ve payların ortaklara nominal değer üzerinden ödenmesi kararı üzerine toplanan 20/06/2008 tarihli genel kuruluda alınan 7 nolu kararla ana sözleşmenin 4,7,8,10,13,15,16,17,20 ve 23.maddelerin değiştirilmesine karar verildiğini,anılan 7 nolu genel kurul kararı iptali için … 11.Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. Sayılı dosyasında 7 nolu genel kurul kararının hükümsüz kaldığının tespitine karar verildiğini, Kemer hissedarlarından doğal bir felaket sonucunu yaşamını yitiren bir ortak ve ailesinin paylarının muvaazalı bir şekilde ana sözleşmede öngörülen emredici koşullar yerine getirilmeksizin devir işlemlerinin yapıldığını, ana sözleşmeye ve hukuka aykırı olmasından dolayı .. 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. Sayılı dosyası ile genel kurulun 7,8,10,13,15,16,17,20 ve 23 maddelerinin değiştirilmesine ilişkin 4 nolu kararı iptali için dava açıldığını, halen derdest olduğunu, 05/03/2009 tarihinde yapılan toplanan genel kurul ile sermayenin 3.383.236,00 TL nakten karşılanmak suretiyle arttırılması ve ana sözleşmenin 7,8 ve 12.maddelerinin değişikliğine ilişin alınan 10 nolu kararın infaz kabiliyeti kazanmamış 26/02/2009 tarihli genel kurulda alınan 4 nolu karara dayalı olduğundan geçersiz olduğunu, 2009/336 E. Sayılı dosya ile açılan davada anılan genel kurulda alınan 6,9,10 nolu kararların iptalinin istendiğini, davanın halen derdest olduğunu, 05/05/2009 tarihli genel kurul toplantı hazirun cetvelinin geçersiz hisse devir işlemlerine dayalı olarak düzenlendiğini, dolayısıyla geçerli pay oran ve tutarlarını yansıtmadığını, diğer ortaklar tarafından geçersiz hisse devrine ilişkin kullanılan oyların tüm kararların alınmasında etkili olduğunu belirterek; 05/05/2009 tarihli ortaklar genel kurulunda alınan 2,3,4,5,6,7,8,9,10 nolu kararların iptalini ve tarafların aynı ve doğrudan irtibatı bulunan 5. Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmekte olan … E. Sayılı dosyası ile birleştirilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi, duruşma gün ve saati tebliğ edilmiş, davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde; huzurdaki davaya konu genel kurul kararlarının 26/02/2009 tarihli genel kurul kararlarının devamı niteliğinde olduğundan dolayı 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. Sayılı dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, davacıların 20/06/2008 tarihli genel kurul kararlarına karşı açıklamalarına ilişkin tescil edilmeyen bu genel kurul kararı ile arttırılması öngörülen miktarın müvekkilinin şirkete acil ihtiyaçlarını karşılaması için ödediği sermaye avansından oluştuğunu, Hazine Müsteşarlığı tarafından çıkarılan yabancı sermaye çerçeve kararı hakkında tebliğ hükümlerine göre bu sermaye avansının ödenmesinden itibaren 1 yıl içinde sermayeye kaydedilmesinin gerektiği, yoksa şirketin müvekkile BK’nun karz akdi hükümlerine göre bu meblağı faizleri ile ödemesi gerektiği, dolayısıyla ilgili genel kurulda yapılması öngörülen sermaye arttırımının amacının azınlık ortakların mevcut paylarının azaltılması olmadığı, fakat şirketi olası bir borçtan kurtarmak olduğunu, davacıların sermaye arttırımına katılmadıklarını ve bunun içinde bulundukları mali güçlük ile açıkladıklarını, hal böyle ikin sermaye arttırımına bile katılmayan davacıların rüçhan hakkının kullanması ile ödeyeceği miktardan katbekat fazla bir bedel ödeyerek şirketin neredeyse %10 hissesine tekabül eden hisseyi “kendisine sunulsa idi alacak olması” ve bu hakkının engellendiğini iddia etmesinin iyi niyet kuralları ile bağdaşmadığını, kaldı ki hazirun cetveline temel teşkil eden hisse devirlerinin hissedarlar arasında yapılan sözleşmeye aykırı olduğu kabul edilse dahi, bu yönde verilmiş kurulda Kemer Ortaklarına haklar tanıyan 23.maddenin değiştirilme nedeninin Kemer Ortaklarının işlerliğinin kalmamış olması olduğunu, davacıların … Esas sayılı dosyası ile iptalini istedikleri 05/03/2009 tarihli genel kurul kararının tescil ve ilan edilmemiş olduğundan dolayı bir hüküm ifade etmediğini, davacıların 05/05/2009 tarihli genel kurula karşı açıklamalarına ilişkin söz konusu genel kurula dair hazirun cetvelinin ve buna temel teşkil eden pay devirlerinin geçersizliğini iddialarının 26/02/2009 tarihli yapılan değişikliklerin hukuka uygun olduğundan dolayı huzurda iptali istenen 05/05/2009 tarihli genel kurul kararlarının da hukuka, iyi niyet kurallarına ve ana sözleşmeye uygun olduğunu belirtip aksi yöndeki iddiaların reddinin gerektiğini savunmuştur.
Dosyanın mahkememizce yapılan yargılaması neticesinde verilen 2009/555 Esas, 2015/889 Karar sayılı, 17/12/2015 tarihli karar ile “…Dava konusu olayda da, davacı tarafından hisse devirlerinin geçersiz olduğu ve hazirun cetvelinin gerçeği yansıtmadığı gerekçesi ile 05/05/2009 tarihli olağan ortaklar genel kurul toplantısında alınan kararların iptali talep edilmiştir. Davalı şirketin esas sözleşmesinin 7. maddesinde kemer hissedarları ibaresinin bir pay grubuna değil, açıkça bazı pay sahiplerinin şahısları için öngörülmüş bir ibare olduğu, esas sözleşmenin 8/3 maddesinde devreden hissedarın kemer hissedarlarından biri olması halinde devrin söz konusu hissedarların bağlantılı taraflardan birine yapılması hali haricinde söz konusu kemer hissedarlarının hisselerinin ilk olarak diğer kemer hissedarlarına teklif etmekle yükümlü oldukları düzenlenmiştir. Bu hüküm birlikte değerlendirildiğinde, payın devri halinde teklif etme yükünün belirli bir pay grubuna değil esas sözleşmede ismen sayılmış pay sahiplerine tanındığı sonucunun ortaya çıktığı, Payın devri halinde teklif etme yükümlülüğü söz konusu paylara sahip herkese değil bizzat esas sözleşmenin 7 maddesinde sayılan kimselere yüklendiği, bu durumda esas sözleşmenin 8.maddesinin tüzel kişiliğe ilişkin bir hüküm olmayıp doğrudan 7 maddede sayılan pay sahiplerinin şahıslarına tanınmış borçlar hukuku niteliğine sahip bir esas sözleşme olduğu, esas sözleşmenin 8.3 maddesinde düzenlenen teklifte bulunma yükümlülüğüne aykırı olarak gerçekleştirilen pay devrinin yaptırımının geçersizlik olmadığı, bu yükümlülüğüne uymadan payını devreden pay sahibinin bundan zarar gören diğer pay sahiplerinin uğradığı zararı tazmin edebileceği, gerek paylarını devreden pay sahipleri gerekse bu payları devralan pay sahiplerinin esas sözleşmenin 8.3 maddesinde teklif etme yükümlülüğüne tabi olan kişilerden olduğu, bu kişilerin diğer ortakları zarara uğratma kastı ile diğer ortaklara teklifte bulunmadıkları, dolayısıyla bu durumun haksız fiil olarak değerlendirilebileceği bir zarar varsa, tazminat sorumluluğuna gidilebileceği , esas sözleşmenin 8.3 maddesinin kemer ortakları arasında Borçlar hukukuna ilişkin bir esas sözleşme hükmü taşıdığı, bu sebeple yapılan pay devirlerinin geçerli olduğu davaya konu olan genel kurul toplantısında alınan kararların geçersiz pay devirlerine dayalı olarak düzenlenen hazirun cetvelinin gerçek pay durumu yansıtmadığı iddiasının ispatlanamadığı bilirkişi ayrık raporu ve İstanbul Kapatılan 25.ATM.nin kesinleşmiş kararından anlaşıldığı…” gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen 2009/555 Esas, 2015/889 Karar sayılı, 17/12/2015 tarihli karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmiş olup, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının değerlendirilmesi açısından Yargıtay 11. Hukuk Dairesi Başkanlığının 2016/3020 Esas, 2017/1692 Karar sayılı 21/03/2017 tarihli ilamı ile davacıların genel kurulda alınan kararların geçersiz hisse devir sözleşmeleri sonucu kullanılan oyların kararların alınmasında etkili olduğunu ve alınan kararların objektif iyiniyet ve dürüstlük kurallarına aykırı olduğunu ileri sürdükleri, ancak mahkemece davacının anonim şirket genel kurul toplantısında alınan kararların 6762 s. TTK 381. maddesinde öngörülen objektif iyiniyet ve dürüstlük kurallarına aykırı olup olmadığı yönündeki iddiasına ilişkin herhangi bir değerlendirme yapılmadığı, bu itibarla mahkememizce alınan kararların TTK’nın 381. maddesi uyarınca iyiniyet kurallarına aykırı olup olmadığı değerlendirilip tartışılarak neticesine göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile bozma kararı verilmiştir.
Mahkememizce Yargıtay 11. Hukuk Dairesi Başkanlığının 2016/3020 Esas, 2017/1692 Karar sayılı 21/03/2017 tarihli ilamına uyularak yargılamaya mahkememizin 2019/338 Esas sayılı dosyamız üzerinden devam olunmuştur.
Davacılar davalı Anonim Şirket Genel Kurul Toplantısında alınan kararların geçersiz hisse devir sözleşmesi sonucu kullanılan oyların kararların alınmasında etkili olduğunu ve anılan kararların objektif iyi niyet ve dürüstlük kurallarına aykırı olduğunu ileri sürmüşlerdir.
E.TTK’nun 381. Maddesi uyarınca kanuna ve ana sözleşmeye aykırılık yanında Medeni Kanunu 2. Maddesinde ifadesini bulan iyi niyet kurallarına aykırılığında genel kurul kararlarının iptali sonucunu doğurduğu, anonim ortaklığın amaç ve çıkarı haklı tutulmadığı halde azlık pay sahiplerinin zarara uğratılmalarına yol açan çoğunluk kararlarının afaki iyi niyete aykırılık oluşturulduğu, iyi niyete aykırılık bakımından kararların çoğunluğun kişisel menfaatleri için alınmasınında zorunlu bulunmadığı, objektif iyi niyet kurallarının bir diğer yansımasının da hakların en az zarar verecek şekilde uygulanması gerekliliği olduğu, buna göre ortaklığın bir karar almak için birden fazla olanağa sahip ise bunlardan azınlık veya münferit pay sahipleri için zararsız ve ya en az zararlı olanının seçilmesi gerektiği “..Ortaklığın sermayesinin ihtiyacının çok üstünde arttırılması neticesinde azınlık pay sahiplerinin yeni paylar oranında alabilmelerinin önlenmesi ve sonuç olarak ortaklıktaki pay oranlarının düşürülmek istenmesi, iç kaynaklardan sermaye arttırılarak pay sahiplerine ödemesiz pay senetleri verilmesi mümkün ve doğru iken dış kaynaklardan sermaye arttırımına gidip iktisaden zayıf olan pay sahiplerinin ortaklıktaki pay oranında ödemesiz pay senedi verilmesi…” iyi niyete aykırılık olarak …’nun Türk Ticaret Kanuna göre Anonim Ortaklıkta Genel Kurul Kararlarının Hükümsüzlüğü kitabının 192. sayfasında yer almıştır. Bazı pay sahiplerinin yeni pay alma haklarını kullanamayacak durumda olmaları salt olarak kararın iyi niyete aykırı olması sonucunu doğurmayacağı, bunun için arttırım kararının bir kısım pay sahiplerini zarara uğratmak amacıyla alınmış olması gerektiği, …’nun kitabının 193. sayfasında yer almıştır.
Yapılan sermaye arttırımının azlığı ve özelde davacıları zarara uğratma amacıyla alındığı davacı tarafından tam olarak ispat edilemediği gibi mahkememizce benimsenen Yardımcı Doç. Dr. H. …’ın ayrık görüşü doğrultusunda esas sözleşmenin 8.3 maddesinde düzenlenen teklifte bulunma yükümlülüğüne aykırı şekilde gerçekleştirilen pay devrinin yaptırımının geçersizlik olmadığı, bu yükümlülüğe uymadan ayını devreden pay sahibinin bundan zarar gören diğer pay sahiplerinin uğradığı zararını tazmin edebileceği, gerek paylarını devreden pay sahipleri, gerekse bu payları devralan pay sahiplerinin esas sözleşmenin 8.3 maddesinde düzenlenen teklifte bulunma yükümlülüğüne aykırı olarak gerçekleştirilen pay devrinin yaptırımının geçersizlik olmadığı, bu yükümlülüğüne uymadan payını devreden pay sahibinin bundan zarar gören diğer pay sahiplerinin uğradığı zararı tazmin edebileceği, gerek paylarını devreden pay sahipleri gerekse bu payları devralan pay sahiplerinin esas sözleşmenin 8.3 maddesinde teklif etme yükümlülüğüne tabi olan kişilerden olduğu, bu kişilerin diğer ortakları zarara uğratma kastı ile diğer ortaklara teklifte bulunmadıkları, dolayısıyla bu durumun haksız fiil olarak değerlendirilebileceği bir zarar varsa, tazminat sorumluluğuna gidilebileceği, esas sözleşmenin 8.3 maddesinin kemer ortakları arasında Borçlar hukukuna ilişkin bir esas sözleşme hükmü taşıdığı, bu sebeple yapılan pay devirlerinin geçerli olduğu davaya konu olan genel kurul toplantısında alınan kararların geçersiz pay devirlerine dayalı olarak düzenlenen hazirun cetvelinin gerçek pay durumu yansıtmadığı iddiasının ispatlanamadığı alınan kararların bir kısım pay sahiplerini zarara uğratmak amacı ile alınmış olduğunun davacı tarafından ispatlanamadığı, bu nedenle objektif iyi niyet ve dürüstlük kurallarına da aykırı olmadığı hüküm vermeye elverişli denetime açık 02/07/2013 tarihli ek bilirkişi raporu ile anlaşıldığından, açılan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 54,40 TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 15,60 TL harçtan mahsubu ile eksik olan 38,80 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan toplam 63,6‬0 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 3.400,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayacak olan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341. maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 17/09/2020

Başkan …
E-İMZALI
Üye …
E-İMZALI
Üye …
E-İMZALI
Katip …
E-İMZALI

HARÇ BEYANI
54,40 TL K.H.
15,60 TL P.H.
38,80 TL E.H.
T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/338 Esas
KARAR NO : 2020/412

MADDİ HATANIN DÜZELTİLMESİNE İLİŞKİN TASHİH ŞERHİ

Mahkememizce verilen 17/09/2020 tarihli kısa kararın hüküm kısmının son paragraf ile “Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341. maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere…” şeklinde karar verildiği, verilen karardaki maddi hata düzeltilerek son paragraf hükmünün “Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 15 günlük sürede TEMYİZ yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.” şeklinde tashih edilmesine oybirliği ile karar verilmiştir. 17/09/2020

Başkan Üye Üye Katip

E-İMZALI E-İMZALI
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E İMZA ile imzalanmıştır.